Sağlık hizmetlerinin ihale yoluyla alınmasını durduran Danıştay kararı yanlıştır
Yorum yapan: kzeynep
Danıştayın, "Sağlık ve Yardımcı Sağlık Personeli Tarafından Yerine Getirilmesi Gereken Hizmetlerin Satın Alma Yoluyla Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar"ı düzenleyen Sağlık Bakanlığı tebliğinin yürütmesini durdurması ve tebliğin dayanağı olan Devlet Memurları Kanununun ilgili hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurma kararı alması tamamen yanlış yorumdan kaynaklanmaktadır.
Olay yine "kamu hizmeti" kavramının yanlış kavranmasından kaynaklanmıştır. Anayasanın 128 inci maddesinde yer alan "kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği" hükmü oldukça dar yorumlanmış ve şu anda kamu kurumlarınca satın alınmak suretiyle gördürülen bir çok işinde dayanağını ilgilendirir hale dönüşmüştür.
Bu anlayışla 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre Kamu Kurumlarınca satın alınmak suretiyle yerine getirilen "muhasebe, mimarlık ve mühendislik, etüt ve proje, harita ve kadastro, imar uygulama, her ölçekte imar planı, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fikrî ve güzel sanat gibi hizmetler ile Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve benzeri yapım işleri, ayrıca ÇED raporu hazırlanması, plân, yazılım geliştirme, tasarım, teknik şartname hazırlanması, denetim gibi teknik, malî, hukuki veya benzeri alanlarda niteliği itibarıyla kapsamlı ve karmaşık olduğu, özel uzmanlık ve deneyim gerektirdiği idarece tespit edilen hizmetler"in dayanağını da ortadan kaldıracağı gibi, sağlık hizmeti özelinde bu hizmetin sadece Devlet ve dolayısıyla Devlet Memurları eliyle gördürülmesi sonucunu doğuracaktır.
Şöyle ki, sağlık hizmetlerinin satın alınmak suretiyle gördürülmesi ile Devlet Hastanelerinden veya Kamu Kurumlarından özel sağlık kurumlarına sevk edilerek tedavi hizmetinin yaptırılması arasında, sadece birincisinin "piyasa koşullarında ve rekabet ortamı içerisinde ihale yapılmak suretiyle daha ucuza alınması" farkı vardır. Sonuç her ikisinde de bu hizmetin Devlet Memuru olmayan sağlık görevlileri tarafından yerine getirilmesidir. Bu durum tedavinin sadece Devlet Memuru statüsünü haiz sağlık personeli eliyle yerine getirilmesi sonucunu doğurabilecektir ki, herhalde hiç kimse böyle bir sonucu arzulamamaktadır. (Takdir edilecektir ki bu durumu eğitim, yol yapımı, ve yukarıda sayılan bütün yapım ve hizmet işlerine teşmil etmek mümkün olacaktır.) Yol yapımı bir kamu hizmetidir ve Devletin yol yapmak ve onarmakla görevli olarak kurulmuş ve yine buralarda Devlet Memuru veya diğer kamu görevlisi statüsünde istihdam edilen birçok Kurumu mevcuttur. Aynı mantıkla yolları sadece ilgili Kamu Kurumlarının Devlet Memuru veya diğer kamu görevlisi statüsünde istihdam ettiği personel eliyle yaptırması, aksi takdirde bunun Anayasaya aykırılığı iddia edilebilecektir. Bu durum ülkeyi kaç asır geriye götürecektir, bunun takdiri (Demiryollarının 675 sayılı DMK ya tabi olmayan Alman mühendisleri tarafından yapıldığı da dikkate alınmak suretiyle) okuyucuya aittir.
SON OLARAK, DOLMUŞ TAŞIMACILIĞININ "KAMU HİZMETİ" TANIMI KAPSAMINDA ELE ALINABİLDİĞİ DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE DOLMUŞ ŞOFÖRLERİNİNDE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNA TABİ OLMASI GERKTİĞİ, AKSİ HALDE ANAYASAYA AYKIRILIĞI ÖNE SÜRÜLEREK ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULABİLECEĞİ KAMUOYUNA DUYURULUR.