MEB Yargı Kararını Uygularken de Hatalı Davranıyor

Anadolu Türü Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarına sınavsız öğretmen atamalarına karşı açılan davada; Danıştay 2. Dairesi, 2008/4299 Esas ve 07.11.2008 tarihli kararıyla yürütmenin durdurulmasına karer vermişti. Bakanlık bu karar üzerine Anadolu Meslek Liselerine sınavsız ataması yapılan öğretmenlerin yeni kararnamelerini mail ekinde bulundukları illere göndererek aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atamalarını gerçekleştirmiştir. Bu durum farklı ilçelerden ve farklı okullardan atananlar için hem hukuki açıdan, hem Norm Kadro, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmelikleri açısından sakıncalar doğuracaktır. Ayrıntılar için tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Ocak 2009 23:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

?MEB davaları kaybediyor ama uygulamaları değiştirmiyor? başlıklı haberimizde; "Millî Eğitim Bakanlığı uygulamaları hakkında açılan davalar sonucunda yargı kararlarının gereğini yerine getiren Bakanlık; yargı kararının gerekçelerini, yeni hazırladığı mevzuat düzenlemelerinde dikkate almıyor. Bu gerekçelerin dikkate alınması daha az davalar açılmasına neden olacak. Dolayısıyla yargı kararları sonucunda oluşan bilgi birikimi neticesinde sorunsuz bir mevzuat düzenlenmesi oluşacaktır. Fakat Yargı kararının gerekçeleri dikkate alınmadan yapılan yeni düzenlemelere açılan davalar sonucunda da sürekli tekrarlayan bir atama iptalleri yaşanmakta. Bu durumdan; atamaları iptal edilen personel ve eğitim öğretim olumsuz etkilenmektedir." demiştik.

Örnek olarak ta; Anadolu Türü Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarına sınavsız öğretmen atamalarına karşı açılan davada; Danıştay 2. Dairesinin verdiği yürütmenin durdurulması kararını vermiştik.

Danıştay kararlarını sıralayarak şu hususa dikkat çekmiştik: ?Millî Eğitim Bakanlığına bağlı her türdeki Anadolu liselerine öğretmen seçiminin, özel yöntemlere göre gerçekleştirilmesini öngören hukuksal anlayışa aykırılık oluşturduğu iddiasıyla açılan davalarda; Danıştay ikinci Dairesi 05.6.2007 günlü, E:2005/2651, K 2007/2508 sayılı kararı, Danıştay ikinci Dairesinin 17.02.2006 günlü, E:2004/1650, K2005/527 sayılı kararı ve Danıştay ikinci Dairesinin 11.06.2008 gün ve E:2008/909 sayılı kararlarında Anadolu liselerine atanmada asıl olanın sınav olduğu vurgulanmıştır.
Bu Danıştay kararları özetle; "yönetmelik sınav şartını öngörüyor, genelge veya kılavuz ile sınavsız atama yapılması hukuka aykırıdır" demektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı bu karar üzerine yayınlayacağı genelge ile Anadolu Türü Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarına yapılan tüm öğretmen atamalarına ilişkin işlemleri iptal edecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri bu Danıştay kararlarını dikkate alarak yeni düzenlemeler yapsaydı, bu konu mahkemelere intikal etmeyecek ve yapılan atamalar iptal edilmeyecekti. Anadolu liselerinde görev yapan ve şu an ne olacağını düşünen öğretmenleri bu duruma düşüren bakanlık yöneticileridir. İlgili yönetmelik "sınavla atanır" demesine rağmen "sınavsız atama" yapılmıştır."
demiştik.

Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Türü Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarına sınavsız öğretmen atamalarına karşı verilen yürütmesini durdurma kararı üzerine Anadolu Meslek Liselerine sınavsız ataması yapılan öğretmenlerin yeni kararnamelerini mail ekinde bulundukları illere göndererek aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atamalarını gerçekleştirmiştir. Bu durum farklı ilçelerden ve farklı okullardan atananlar için hem hukuki açıdan, hem Norm Kadro, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmelikleri açısından sakıncalar doğuracaktır. Aynı okulun Meslek Lisesinden Anadolu Lisesi kısmına atananlar için bir sakınca bulunmamaktadır.

1-Hukuki açıdan sakıncalıdır.

Çünkü Kararının son bölümü şu şekildedir; ?Bu durumda, (2008) MEGEP Kapsamındaki Öğretmenlerin Alan ve İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzu'nun bu davanın konusunu oluşturan, anılan eğitim kurumlarına sınavsız öğretmen atamasını öngören düzenlemeleri ile buna dayalı biçimde Anadolu türü mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarına yapılan atama işlemlerinin hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, dava konusu MEGEP Kapsamındaki Öğretmenlerin Alan ve İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzu'nun (2008) ?2. ilkeler? başlıklı bölümünün ?Anadolu türü eğitim kurumlarına başvuru işlemlerinde ise;? başlıklı kısmının ( c ) bendi, ?3. Genel Açıklamalar? başlıklı bölümünün 3.3. maddesinin 1,2 ve 3. fıkraları ve 5. fıkrasında yer alan ?3.3'üncü madde kapsamında Anadolu türü eğitim kurumlarına atanmak isteyenler ise Değerlendirme Formu puanına göre? ibaresi ile 06.05.2008 tarihinde bu düzenlemelere dayalı biçimde Anadolu türü mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarına yapılan tüm öğretmen atamalarına ilişkin işlemlerin yürütülmesinin durdurulmasına, 07.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.?

Bu karara göre ataması yapılan öğretmenlerin kararnameleri eski okullarına düzenlenmelidir.

Çünkü Dava, bir kimsenin başka bir kimseden hâkim önünde hakkını istemesi olarak tanımlanır. İdari dava ise, idarenin gördüğü idari faaliyetlerden veya kamu hizmetlerinden çıkan ihtilaflar olarak tanımlanır. İptal davası, idare tarafından ittihaz olunan icram bir karardan şahsi, meşru ve güncel bir çıkarı zedelenen bir kişinin, idari bir mahkemeye başvurarak, bu kararın mevzuata, hukuka, (yetki, güdü, konu, sekil ve maksat yönlerinden biriyle) aykırılığından ötürü bozulmasını istemesidir.

İptal veya yürütmeyi durdurma davası, idarenin hukuka aykırı olan işleminin iptaline ve idarenin hukuka bağlı kalmasını sağlamaya yönelik bir davadır. İptal veya yürütmeyi durdurma davasının amacı, idarenin hukuka aykırı kararlar almasını önlemesidir.

Böylece hukuk kurallarına bağlılığını sağlamak ve hukuka aykırı olduğu tespit edilen idari işlemleri hukuk düzeninden kaldırmak (iptal etmek) suretiyle hukuk düzeninin korunması amaçlanmaktadır.

İptal davaları objektif davalardır: Ne davacının ne de davalının (iade) sübjektif bir hakkı söz konusudur. İdari işlemin hukuk sistemine, objektif hukuk kurallarına uygun olup olmadığı araştırılmaktadır. Aslında idare iptal davasının tarafını oluşturmaz: Uyuşmazlığın doğumuna neden olan iddia, idareye değil, isleme yönelmektedir. Çünkü iptal davasında yargılanan idare değil, onun işlemidir.

İptal davasının objektif olma niteliğinin bir göstergesi de, iptali istenen idari işlemin yürütülmesinin durdurulmasına, belli koşulların gerçekleşmesi halinde, ancak mahkeme tarafından karar verilebiliyor olmasıdır. Yürütmenin durdurulması istisnai bir müessesedir ve buna mahkeme karar verir.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararı, idari bir işlemin hukuka uygun olup olmadığını denetleyen yargı organının, işlemin geçerliliğini etkileyen bir sakatlık saptaması durumunda, işlemin geri yürür biçimde ortadan kalkmasını sağlayan kesin hükümlü bir yargısal işlemdir.

Hukuka aykırılık, bu aykırılığın yargı organınca saptanması anında değil, idari islerin yapıldığı anda doğmuştur. İptal veya yürütmeyi durdurma kararı, hukuka aykırılığı, bu aykırılığın doğduğu andan başlayarak ortadan kaldırarak bir yaptırım öngörmektedir. Bu da iptalin geri yürümesini gerektirmektedir. Dolayısıyla, iptal veya yürütmeyi durdurma kararları idari işlemin sakatlığının daha işlemin doğusunda var olduğunu ortaya koymak suretiyle, işlemin hukuki bir durum yaratmadığını, hukuksal bir değişiklik oluşturmadığını tespit etmektedir.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararı üzerine bazı durumlarda idarenin de yeni işlem yapma zorunluluğu, iptal veya yürütmeyi durdurma kararının, idari işlemi kendiliğinden ortadan kaldırması (iptal etmesi) niteliğini etkilemez.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararları veya yürütmeyi durdurma kararı idari işlemi ortadan kaldırır, meydana getirdiği sonuçların silinmesi gerekir. İptal veya yürütmeyi durdurma kararının hukuki sonucu, idari işlemin ortadan kalkması, varlığını sona erdirmesidir.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararının gereğinin yerine getirilmesi konusunda idarenin görevi, iptal edilen işlem dolayısıyla hukuk düzeninde meydana gelen sonuçları gidermek; hukuka aykırı durumdan, hukuka uygun duruma dönülmesini sağlamaktır.

Genel düzenleyici idari işlemlerin iptali durumunda, işlemin hukuk düzenindeki varlığı kendiliğinden (otomatik olarak) son bulur. Bu açıdan idarenin yapması gereken bir işlem yoktur. İptal veya yürütmeyi durdurma kararları geçmişe etkilidir. Başka bir anlatımla, mahkeme, idari yargı kararı ile işlemdeki sakatlığı saptadığında, bu saptama sakatlığın doğumu anından itibaren geçerli olur. Bundan ötürü, iptal davalarında, işlemin yapıldığı andaki duruma göre yargılama yapılır.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararı ile hukuka aykırı işlem ortadan kaldırılınca, hukuka aykırı olmayan, yani sakat işlemin yapılmasından önceki duruma dönülür. İdareler iptal veya yürütmeyi durdurma kararı ile ortadan kalkmış olan idari işlemin yapılmasından önceki durumu aynen ve tamamen ve eski durumun sağlanması için idari tasarrufları tesis ve idari eylemleri ifa etmekle yükümlüdürler.

Ancak, iptal veya yürütmeyi durdurma kararından sonra, idare, yeni işlem ve eylemler yapmak durumunda ise, bunları iptal kararı doğrultusunda ve ona uygun olarak yapmak zorundadır.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararı, geriye yürür biçimde idari işlemin hukuki varlığına son verir. İşlem ortadan kalktığına göre, bu durum herkes için sonuç doğurur.

İptal veya yürütmeyi durdurma kararları ile ortadan kalkan bir işlemin bazıları için kalkmıştır, bazıları için ise kalkmamıştır denilmesi olanaksızdır. Bu yüzden iptal veya yürütmeyi durdurma kararlarının etkisi geneldir: Davada taraf olmayanlar da bu karardan yararlanır. Bunların ayrıca dava açmalarına gerek yoktur. Ayrıca, iptal veya yürütmeyi durdurma kararları iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla, bu işlemdeki sakatlık ona dayanılarak yapılan işlemlere de sirayet etmektedir.

Dolayısıyla Anadolu Meslek Liselerine sınavsız ataması yapılan öğretmenlerin yeni kararnamelerini mail ekinde bulundukları illere göndererek aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atamalarını gerçekleştiren bakanlık yukarıda sıraladığımız hukukun genel ilklerini göz ardı etmiştir.

2?Norm kadro, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmelikleri açısından sakıncalıdır.

Bilindiği üzere; Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen kadrolarının branşlar bazında okul ve kurumlar itibariyle dağılımına esas olacak kriterlerin belirlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumların yönetici ve öğretmenlerinin norm kadrolarına ilişkin yönetmelik hazırlamıştır.

Bu yönetmelik Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek 16.7.1999 tarihli ve 99/13184 sayılı Bakanlar Kurulu Karar ekinde 10.8.1999 tarih ve 23782 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bakanlığın yukarıdaki uygulamasına göre Anadolu Meslek Lisesine farklı ilçelerden ve farklı okullardan atananları aynı okulun Meslek Lisesine ataması "Norm kadro yönetmeliğinin aşağıda sıralayacağımız maddelerine" aykırıdır, çünkü okulun öğretmen norm kadrosu değiştirilmektedir.

Öğretmen norm kadro sayısına göre, 11/08/2000 tarihi itibariyle oluşturulan bu dağılımlar; Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun kadrolar başlıklı 62 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan ?Norm kadro sayısının değişmesi dışında kadroların dağılımı değiştirilemez.? hükümlerine göre; 2001/14 nolu genelgesi çerçevesinde; 11/08/2000 tarihi itibariyle belirlenen norm kadro sayısına göre dağıtılan öğretmenlerin dağılımdaki sıralamalarının değiştirilmesi anlamına gelecek bu atamalar sakıncalıdır.

Ayrıca Norm Kadro Yönetmeliğinin;

?Okul ve Kurumların Norm Kadro Sayılarının Değişmesi
Madde 18-b) Öğretmen norm kadrosu: Bulundukları okul ve kurumlarda hizmet puanı az olanlar fazla konumdaki öğretmen olarak belirlenerek bu okul ve kurumlarda norm kadro fazlası olarak bırakılırlar. Bu konumdaki öğretmenlerden istekli olanlar il içinde veya il dışındaki okul ve kurumların açık bulunan öğretmen norm kadrolarına yer değiştirme suretiyle atanabilirler.?
Hükümleri,

?Norm Kadro Sayısının Değiştirilemeyeceği
Madde 19- Okul ve kurumların bu Yönetmelik uyarınca belirlenmiş olan norm kadro sayıları, 18 inci maddede belirtilen nedenler dışında değiştirilemez.?
Hükümleri,

Geçici 1. maddesi, Norm kadro fazlalığı belirlenen okula ?? Okul ve kurumlara 21 inci Madde gereğince yapılan atamalar hariç hiçbir şekilde atama yapılmaz? hükümleri,

Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerinin atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin 35.maddesi 3 fıkrasındaki, ?Bu kapsamda öğretmen fazlalığı bulunan eğitim kurumlarına, norm kadro fazlası öğretmenler bu eğitim kurumlarının norm kadrolarıyla ilişkilendirilinceye kadar öğretmen fazlalığının bulunduğu alanda öğretmen ataması yapılmaz ve ders dağılımı, mevcut norm kadrolarla ilişkilendirilen öğretmenler ile norm fazlası öğretmenler arasında ders bütünlüğü dikkate alınarak eşit şekilde dağıtılır.? Hükümleri,

Norm kadro yönetmeliğinin, ?Boş Kadro Tahsisi ve Kullanımı Madde 21- Bakanlığa tahsis edilmiş bulunan serbest öğretmen kadro sayısının bu Yönetmelik hükümleri uyarınca ülke genelinde belirlenen yönetici ve öğretmen norm kadro sayısından fazla olması halinde fazla durumdaki boş kadrolar Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğüne aktarılır.

?.boşalan kadrolar ile okul ve kurumların norm kadro sayılarının bu Yönetmelikte yer alan norm kadro kriterlerine bağlı olarak değişmesi durumunda ortaya çıkacak boş kadrolar Ankara il Milli Eğitim Müdürlüğüne aktarılır.? Hükümlerinden anlaşılacağı üzere atama yapılamayacağı kayıt altına alınmıştır.

Bu şekilde; Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen kadrolarının branşlar bazında okul ve kurumlar itibariyle dağılımına esas olacak kriterleri belirleyerek, norm kadro ile ilişkilendirilenler ile norm kadro fazlalıkları belirlemiş. Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun kadrolar başlıklı 62 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan ?Norm kadro sayısının değişmesi dışında kadroların dağılımı değiştirilemez.? Hükümlerine göre; de bu dağılımları da koruma altına almıştır.

Ayrıca norm kadro yönetmeliğinin geçici 1.maddesi ve Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerinin atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin 35. maddesi 3. fıkrasıyla da bu okullara dışarıdan herhangi bir şekilde atama yapılmasının mümkün olamayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla Anadolu Meslek Liselerine sınavsız ataması yapılan öğretmenlerin yeni kararnamelerini mail ekinde bulundukları illere göndererek aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atamalarını gerçekleştiren bakanlık yukarıda sıraladığımız yönetmelik hükümlerini göz ardı etmiştir.

Bakanlığın bu uygulaması hangi sonuçları doğuracaktır.

1-Farklı okuldan ve İlçe dışından Anadolu Meslek Liselerine sınavsız atanarak yargı kararı gereği atamaları iptal edilen personelin aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atanması halinde o yerleşim yerindeki diğer öğretmenlerin ve diğer ilçelerdeki öğretmenlerin Meslek Lisesinde Oluşabilecek İhtiyaca binaen il içi yer değiştirme isteğinde bulunabilme ve sıraya girme hakkı engellenecektir.

2-Okulun bulunduğu Belediye sınırları içindeki aynı tür okullarda bulunan norm kadro fazlası öğretmenlerin Meslek Lisesinde Oluşabilecek İhtiyaca binaen bu okula yer değiştirme isteğinde bulunmasına engel olacaktır.

3-Bu durumdaki personelin dava açması halinde davaların olumlu sonuçlanacağı katidir. Bu nedenle bizatihi eski görev yerine atanmayıp aynı okula atan öğretmenin il içi yer değişikliği isteyerek yeniden bu okula dönmesi yolu açık iken bu hakkını kullanmasının da yolu kapatılmış olacaktır.

4-Bu atamalar neticesinde okulun Meslek Lisesi kapsamında bulunan puanı düşük öğretmenler için norm dışına çıkma ihtimali ortaya çıkacaktır.

5-Bölümün mevcut ders yükü ilgili yönetmeliklere göre eşit dağıtılacağından mevcut öğretenlere daha az ders düşecektir.

6-Okul dışından ve ilçe dışından ataması yapılan bu öğretmenlerin geldikleri okuldaki öğretmen ihtiyacı karşılanamayacaktır. Bakanlık bu uygulamasıyla kendi eliyle öğretmen fazlalığı oluşturmaktadır. Bu norm kadronun özüne aykırıdır. Çünkü mevcut uygulamada genel olarak öğretmenler il merkezinde toplanmış ilçelerde öğretmen ihtiyacı doğmuştur.

Yukarıda belirttiğimiz mahkeme kararı; Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün ?Megep Kapsamındaki Öğretmenlerin Alan ve İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzu? gereğince; Anadolu Teknik Lisesi, Anadolu Meslek Lisesinin bölümlerindeki alanlara sınavsız atamaların yürürlüğünü durdurmuştur. Buralara yapılan atamaların iptal edilerek eski okullarına kararnamelerinin düzenlenmesi gerekirken bakanlık aynı okulun Meslek Lisesi kısmına atamaları yapmıştır. Bu işlem hukuka ve yönetmeliklere aykırıdır. Yeni davaların açılmaması için bakanlık bu uygulamasında vazgeçmelidir.

Zaten yukarıdaki davada yürütmeyi durdurma kararı verilmemiş olsa bile atamaların yanlış yapıldığı da ortadadır örneğin 81 ilin 79'unda Anadolu Teknik Lisesi öğretmen normlarının, İlsis norm modülüne ?Elektrik-Elektronik Teknolojisi?2? alanında girilmesi gerekirken ?Elektrik-Elektronik Teknolojisi?1? alanı normu olarak girilmesinden kaynaklanan sorundan dolayı; ?Elektrik-Elektronik Teknolojisi?1? alanındaki öğretmenler; boş olan bu kadrolara başvurmuşlar ve bu kadrolara atamaları bakanlık tarafından yapılmıştır. Bu duruma çeşitli ilerde açılan ferdi davalar bulunmaktadır. Atamaların hepsinin yürütmesi durdurulduğundan bu davalarda olumlu sonuçlanacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber