Sosyologlar, 12 Eylül'le birlikte 'düz memur' oldu
Sosyal işler 'sosyolog'suz yapılıyor
Türk insanı, 12 Eylül darbesiyle pek çok acı yaşadı. Demokrasinin rafa kaldırıldığı dönemde hapishaneler tam kapasite çalışırken üniversiteler özgür olmaktan çıkarıldı. Darbe uygulamalarından sosyologlar da nasibini aldı. Batılılaşma iddiasındaki Türkiye, modern dünyanın toplumsal alandaki en önemli çalışanları sosyologları 'yasaklı' ilan etti.
12 Eylül'e kadar 'meslek' olarak tanınan sosyologlar 'düz memur' statüsüne indirgendi. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), sosyologlar için geçtiğimiz yıl ilk kez kadro açtı. Doç. Dr. Vehbi Başer de bir sosyolog. 12 Eylül'deki uygulamanın sebebini, "Rejim, sosyolojiyi komünizmle eş görüyordu." sözleriyle özetliyor. Türkiye'de sosyolojinin ortaya çıkışının, bir ideolojiye dayanmasının rejimi bu tarzda bir girişime sürüklemiş olabileceğini belirten Başer, "O döneme kadar Tarım ve Orman Bakanlığı'nda bile sosyolog unvanıyla çalışan sosyoloji mezunları vardı. 12 Eylül'den beri unvanları yok. Türkiye'de hızlı bir toplumsal değişim var ancak bunu araştıracak sosyolog kadroları yok." diyor.
Meslek tanımı yapılmasa da SHÇEK önceki yıl 36, bu sene ise 24 sosyoloji mezununu işe aldı. Ancak üniversitelerdeki sosyoloji bölümlerinden her yıl 5 bin öğrenci mezun oluyor. Bunların sadece yüzde 10'u sosyoloji alanında istihdam ediliyor. Kimi bankada memurluk yapıyor, kimi hastanede röntgen çekiyor. Sosyologların en önemli işverenlerinden biri de Adalet Bakanlığı. Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER) Başkanı Ünal Özen, topluma yön veren ve hayati tespitler gerçekleştiren araştırma şirketlerinin de istatistikçi yerine sosyolog çalıştırması gerektiğini savunuyor. Özen'e göre anketlerde kişilerin istatistikî verilerinin yanı sıra hangi sosyal gerekçelerle belirli yönlendirmelere girdiği de önem taşıyor. Özen, "Biz Batı'yı 100 yıl geriden takip ediyoruz. Sorunların çözümünde, insanın olduğu her yerde sosyolog olmalıdır. Ancak biz, daha bir meslek tanımı kazanamadık." şeklinde konuşuyor.
A ve G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür, ekonomik risk nedeniyle fazla eleman çalıştırmadıklarını söylüyor. Kanunda araştırma şirketlerinin sosyolog çalıştırmasına dair bir hükmün bulunmadığının altını çizen Gür, "Tabii ki uzmanlarla çalışılsa iyi olur. Ancak dürüst olmak gerekirse bizim kadrolu sosyoloğumuz yok." itirafında bulunuyor. Gür, bunun yerine araştırma dönemlerinde üniversitelerdeki akademisyenlerle anlaştıklarını, sosyolog ihtiyaçlarını dönemsel olarak karşıladıklarını ifade ediyor.
Burak Kılıç