Personel Mevzuatı Bültenleri Dizisi 4: İntibak
Milli Eğitim Bakanlığınca yayımlanan personel mevzuatı bültenler dizisinin 4'üncü bölümü 'İntibak' ayrılmıştır. Bu çerçevede intibak konusu; 'Giriş Derecesi', 'Kademe İlerlemesi ve Derece Yükselmesi' ve 'Hizmet Değerlendirmesi' olmak üzere üç ana başlığa ayrılmıştır. Hizmet birleştirme ve 657 sayılı Kanunun 36. maddesi gereğince uygulanan emsal konusunun da ayrıntılı olarak ele alındığı, intibaka ilişkin bültene ulaşmak için başlığa tıklayın.
T.C.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Personel Genel Müdürlüğü
Sayı :B.08.0.PGM.0.23.01.06.24- 4286/90234 10/12/2004
Konu : İntibak Bülteni
Genel Müdürlüğümüzce hazırlanan "PERSONEL MEVZUATI BÜLTENİ"nin 3'üncü sayısında "İNTİBAK"la ilgili mevzuat ve açıklamalara yer verilmiştir.
Bu Bülten'in hazırlanmasındaki amaç, Devlet memurlarının intibak haklarıyla
ilgili tereddütlerin mahallinde çözüme kavuşturulması ile uygulamada birlik
ve beraberliğin sağlanmasıdır.
Bu sebeple, intibakla ilgili olarak daha önce gönderilen genelge, genel açıklama
ve münferit yazılarda yer verilen hususların yanı sıra bu Bülten'deki açıklamalar
doğrultusunda işlem yapılması gerektiğini bilgilerinize arz/rica ederim.
Remzi Kaya
Bakan a.
Personel Genel Müdürü
A. GİRİŞ DERECESİ
Devlet memuriyetine ilk defa atanacakların görev alacakları hizmet sınıfları
ve öğrenim durumlarına göre aylıklarının ödenmesinde esas alınacak dereceler
giriş derecesi olarak adlandırılmıştır.
Giriş dereceleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 1897 sayılı Kanunla
yapılan değişikliğinden önce hizmet sınıfları bazında belirlenmişken, bu değişiklikten
sonra bazı istisnai durumlar hariç, hangi hizmet sınıfında görev alınırsa alınsın
öğrenim durumu esas alınarak belirlenmiştir.
657 sayılı Kanunun 1897 sayılı Kanunla değişik 36'ncı maddesi (A) bendinde;
öğrenim durumları itibariyle gösterilen giriş derece ve kademelerinin yanı sıra,
yine öğrenim durumlarına göre yükselinebilecek derece ve kademeler de gösterilmiştir.
1. Giriş Derece Ve Kademelerinde Farklılık Oluşturan Durumlar
Öğrenim durumları itibariyle Devlet memuriyetine alınmada giriş ve yükselinebilecek
derece ve kademelerin 36'ncı maddenin (A) bendinde belirtilmiş olduğuna yukarıda
değinmiştik. Aynı bendin fıkraları ile bazı hizmet sınıflarında görev alanlar,
bazı öğrenimler ve meslekler bakımından ilave derece ve kademeler öngörülmek
suretiyle giriş derece ve kademeleri ile yükselinebilecek derece ve kademeler
bakımından farklı belirlemeler yapılmıştır.
Giriş derece ve kademelerinde farklı belirlemeleri, diğer bir ifadeyle öğrenim
durumlarına göre tabloda gösterilen memuriyete giriş derecelerini yükselten
hükümleri, (657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddenin (A)
bendinin 1'den 7'ye kadar konumuzla ilgili olan alt fıkraları) sırasıyla irdeleyelim.
a) 1 sayılı fıkrada; "Avukatlık stajını açıkta iken yapanlara iki, memuriyette
iken yapanlara bir kademe ilerlemesi uygulanır." denilmektedir.
Bilindiği üzere avukatlık stajına kabul edilebilecekler, ülkemizde sadece hukuk
fakültesi mezunlarıdır. Dört yıl süreli yüksek öğrenim olan hukuk fakültesi
mezunları hangi hizmet sınıfına dahil bir kadroda görev alırlarsa alsınlar 4
yıl süreli yüksek öğrenim mezunlarının Devlet Memuriyetine giriş derece ve kademesi
olan 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden başlayacaklardır. Ancak, bu öğrenimlerinden
sonra memuriyete girmeden önce avukatlık stajı gördüğünü belgelendirenlerin
giriş derece ve kademeleri, iki kademe ilave edilerek 9'uncu derecenin 3'üncü
kademesi olacaktır. Avukatlık stajını memuriyetleri sırasında yani Devlet memuru
olarak herhangi bir görevde iken yaptıklarını belgelendirenlere ise, stajlarını
tamamladıklarında hangi derecenin kademesinde iseler o kademeye bir kademe ilâve
edilecektir.
Dolayısıyla bu fıkra ile avukatlık stajını memuriyet dışında yapanlar için 2
kademelik, memuriyetleri sırasında yapanlar için ise bir kademelik bir avantaj
sağlanmaktadır.
b) 2 sayılı fıkrada; "Dört yıl süreli yüksek öğrenimi bitirenlerden yüksek
mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar sıfatını almış olanlar ile bunlardan
öğretmenlik hizmetinde çalışanlar, Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, Erkek
Teknik Öğretmen Okulu ve Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu mezunları,
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ile Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek
Okulu mezunları, Teknik Eğitim Fakültesi (Yüksek Teknik Öğretmen Okulu) ve Güzel
Sanatlar Fakültesi (İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) mezunları,
öğrenimlerine göre tesbit edilen giriş derece ve kademelerine bir derece, ilave
edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeden hizmete alınırlar." denilmektedir.
Bu hükümle, kapsamda belirtilen sıfatları alanlar, diğer bir ifadeyle mühendis,
mimar ünvanını (sıfatını) kazananlar ile yine kapsamda sayılan öğretim kurumlarından
mezun olanlar, hangi hizmet sınıfında görev yaparlarsa yapsınlar 4 yıl süreli
yüksek öğrenimi bitirenler için giriş derece ve kademesi olarak belirlenen 9'uncu
derecenin 1'inci kademesi üzerine bir derece eklenmek suretiyle 8'inci derecenin
1 'inci kademesinden hizmete alınacaklardır. Bu fıkra ile herhangi bir hizmet
sınıfında görev yapma şartı öngörülmediği için, belirtilen unvanları kazananlar
ve fıkra metninde münhasıran sayılan öğretim kurumlarından mezun olanlar hangi
hizmet sınıfına dahil kadrolarda görev alırlarsa alsınlar fıkra hükmünden faydalanacaklardır.
Memuriyette iken bu sıfatların kazanılması veya belirtilen öğretim kurumlarının
bitirilmesi halinde de bu sıfatların kazanıldığı veya belirtilen öğretim kurumlarının
bitirildiği tarihteki kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine bir derece
ilâve edilmesi gerekecektir.
Burada üzerinde durulması gereken önemli husus benzer öğrenimlerin veya mesleklerin
bu kapsama dahil edilip edilmeyeceğidir. Bu duruma örnek olarak "Kimyager"
sıfatını almış olanlarla "Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu" yeni adıyla
"Mesleki Eğitim Fakültesi" mezunları gösterilebilir.
Mezunlarına "Kimya Mühendisi" unvanı veren yüksek öğretim kurumları
ile "Kimyager" unvanı veren yüksek öğretim kurumlarının öğretim programları
birbirlerinden farklıdır. Bu noktadan hareket edildiğinde "Kimyager"
sıfatına haiz olanlar kimya mühendisi sayılmadıklarından bu fıkra kapsamından
yararlandırılmaları mümkün değildir. O halde fıkra uygulamasında aranacak birinci
şart, ilgililerin mezuniyetlerinde mühendis veya mimar yada yüksek mühendis
veya yüksek mimar sıfatını almış olmalarıdır.
Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu veya Mesleki Eğitim Fakültesi mezunları bakımından
olaya bakıldığında da, bu yüksek öğretim kurumlarına fıkra kapsamında yer verilmediği
görülmektedir. Her ne kadar bahsi geçen yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar,
3795 sayılı Kanunla Teknik Öğretmen sıfatını almış olduklarını ileri sürerek
Yüksek Teknik Öğretmen Okulu veya Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarında olduğu
gibi kendilerinin de bu fıkra hükmünden yararlandırılmalarını istemekte iseler
de, idarenin kanun hükümlerini daraltıcı veya genişletici mahiyette yorumlar
yaparak uygulamaya geçme yetkisi bulunmadığından fıkra hükmünde münhasıran yer
verilen yüksek öğretim kurumları dışında kalan yükseköğretim kurumları mezunlarının
benzer veya aynı tür bir unvanla görev yapıyor olsalar da, bent metninin bu
öğretim kurumları mezunlarını da kapsayacak şekilde değiştirilmediği sürece,
bir derece yukarıdan memuriyete başlamaları mümkün değildir. Öyleyse bent uygulamasında
aranacak ikinci şart kapsamda belirtilen yüksek öğretim kurumlarının birinden
mezun olmaktır.
ÖRNEK: Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Bilgisayar Eğitimi Bölümü mezunu öğretmenin, "Teknik Öğretmen" unvanını kullanıp kullanmayacağı ve memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilip edilmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 3795 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin (d) bendinde; "Lise
üstü dört yıl süreli yüksek teknik öğretim gören erkek teknik öğretmen okulu,
erkek teknik yüksek öğretmen okulu, yüksek teknik öğretmen okulu ve teknik eğitim
fakültesi mezunları ile kız teknik öğretmen okulu, kız teknik yüksek öğretmen
okulunun ve mesleki eğitim fakültesinin teknik eğitim veren bölümlerinden mezun
olanlara "teknik öğretmen" unvanı verilir" denilmekte ve bu okulların
hangi bölümlerinin teknik eğitim veren bölümler olduğu da Yüksek Öğretim Kurulunun
27/04/1995 tarih ve 856-8906 sayılı yazıları ile belirlenmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, söz konusu yüksek öğretim kurumlarının (Endüstriyel Sanatlar Eğitim
Fakültesi ile önceki adıyla Endüstriyel Sanatlar Yüksek Öğretmen Okulu dahil)
teknik eğitim veren bölümleri mezunlarının "Teknik Öğretmen" unvanını
kullanmaları ve bu unvanla anılmaları mümkün bulunmakta ancak, teknik öğretmen
unvanına bağlı olarak öğrenim durumları itibariyle memuriyete giriş derece ve
kademelerine bir derece ilave edilmesi yasal yönden mümkün bulunmamaktadır.
c) 3'üncü fıkrada; "Beş yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenimini bitirenlerden
yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar sıfatını almış olanlar ile bunlardan
eğitim ve öğretim hizmetinde çalışanlar öğrenimlerine göre tespit edilen giriş
derece ve kademelerine bir derece ilâve edilmek suretiyle bulunacak derece ve
kademeden hizmete alınırlar." denilmektedir.
Bu fıkra uygulaması da, ikinci fıkra uygulamasında olduğu gibidir. Aradaki fark
beş yıl süreli yüksek öğrenim mezunu olmalarıdır. Ancak burada dikkat edilmesi
gereken husus, yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar sıfatını veren
yüksek öğretim kurumlarının hangilerinin 5 yıl ve daha fazla öğrenim verdiğinin
tespitidir. Bu bakımdan mezuniyet belgelerinde gösterilen öğrenim sürelerinin
dikkatlice incelenmesi gerekmektedir. Mezuniyet belgelerinde öğretim kurumunun
öğrenim süresi konusunda bir bilgi yoksa, ilgiliden öğrenim süresini belgelendirmesi
veya ilgili öğretim kurumundan konu hakkında bilgi istenmelidir. Dikkat edilmesi
gereken ikinci bir hususta, hazırlık sınıfında geçen sürenin öğrenim süresinden
sayılmayacağıdır. Bu bakımdan hazırlık sınıfında geçen süreler o öğretim kurumunun
öğretim süresine dahil edilmeyecektir.
d) 4'üncü fıkrada; "Teknik hizmetler sınıfında görev almak şartiyle jeolog,
jeofizikçi, hidrojeolog, hidrolog, jeomorfolog, kimyager, fizikçi, matematikçi,
istatistikçi, yöneylemci (Harekat araştırmacısı), matematiksel iktisatçı (Ekonometrici),
Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi veya bölümlerinden mezun Şehir Plancısı, Yüksek
Şehir Plancısı, Yüksek Bölge Plancısı, Erkek Teknik Öğretmen Okulu mezunları,
fen memurları, teknikerler ve yüksek teknikerler, tütün ve müskirat eksperleri,
tarım alet ve makineleri Uzmanlık Yüksek Okulu mezunları ile benzeri fen bilimleri
ve teknik bilimler lisansiyerleri, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi
Teknoloji Bölümü İş ve Teknik Anabilim Dalı mezunları, üniversitelerin arkeoloji
ve sanat tarihi bölümlerinin prehistorya, protohistorya ve önasya arkeolojisi,
klasik arkeoloji anabilim dallarından mezun olanlar, Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Ev Ekonomisi Yüksek Okulundan mezun olanlar öğrenimlerine göre tespit
edilen giriş derece ve kademelerine bir derece ilâve edilmek suretiyle bulunacak
derece ve kademelerden hizmete alınırlar." denilmektedir.
Bu fıkra uygulamasında dikkat edilecek en önemli husus, sınıf şartı öngörülmüş
olmasıdır. Fıkra metninde sayılan sıfatlar veya unvanlar kazanılmış, yada belirtilen
öğretim kurumlarından mezun olunmuş olsa da teknik hizmetler sınıfına dahil
kadrolarda görev almadıkça bu fıkra hükmünden yararlanılması mümkün değildir.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise fıkra metninde geçen "benzeri
fen bilimleri ve teknik bilimler lisansiyerleri" ifadesinin kimleri kapsadığıdır.
Kanun koyucu bir kısım unvanları ve bazı öğretim kurumlarını fıkra metninde
münhasıran sayarken, bu unvanlara benzer veya eşdeğer bazı unvanların, yada
benzer veya eşdeğer öğrenim veren bazı öğretim kurumlarının unutulmuş veya zaman
içinde oluşmuş olabileceği noktasından hareketle bundan doğacak mağduriyetleri
önlemek istemiştir. Öyleyse idarece, "benzeri fen bilimleri ve teknik bilimler
lisansiyeri" ifadesinden kimlerin anlaşılması gerektiğinin iyi bilinmesi
ve bu konuda dikkatli davranılması gerekmektedir.
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun irdelemeye çalıştığımız
36'ncı maddesinin (G) bendinde; bu maddede sayılan sınıfların ve fıkraların
tayininde, benzeri veya eşdeğer öğrenim veya hizmetlerin, ilgili bakanlık veya
kuruluşun önerisi üzerine ilgili öğretim kurumu ile Millî Eğitim Bakanlığının
muadelet tevsiki (denkliğinin, eşdeğerliğinin belirlenmesi) ve Maliye Bakanlığı
ile Devlet Personel Başkanlığının mütalâası alınarak Bakanlar Kurulunca tespit
olunacağı hükme bağlanmaktadır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, değişik 36'ncı
maddenin (G) bendinin, hizmet sınıfları kapsamının tayininde açıkça belirlenmemiş
öğrenim ve hizmetler hakkında uygulanması gerektiği, hizmet sınıflarının kapsamı
içinde açıkça sayılmış olan unvanlarda bulunanların aynı maddenin ortak hükümler
bölümündeki fıkra hükümlerinden yararlandırılmaları için (G) bendine göre Bakanlar
Kurulu Kararı alınmasına gerek olmadığı ortaya çıkmakta ise de; benzeri fen
bilimleri ve teknik bilimler lisansiyeri kapsamında değerlendirilecek unvan
ve mezuniyetler hakkında öncelilikle Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında yer
verilip verilmediğine bakmak, sınıf kapsamında yer almadığının tespit edilmesi
halinde (G) bendi uyarınca işlem yapılmak üzere harekete geçmek gerekecektir.
ÖRNEK:?.. Üniversitesi ?.. Mühendislik Fakültesi ?? Meslek Yüksek Okulu
?? programından iki yıllık eğitim öğretimini başarıyla tamamlayarak tekniker
unvanı ile mezun olanların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı
maddesi (A) bendi 4'üncü fıkrasına göre giriş derece ve kademesine bir derece
eklenip eklenmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 12.5.1992 tarih ve 21226 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi
Hakkında Kanunun 3'üncü maddesinin (b) bendinde; "Gördükleri mesleki teknik
öğretim alanlarına göre; lise üstü iki yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere
"tekniker" unvanı verilir." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun değişik 36'ncı maddesinin
A/4'üncü fıkrasında; Teknik hizmetler sınıfında görev almak şartıyla, Erkek
Teknik Öğretmen Okulu mezunları ile fen memurları, teknikerler ve yüksek tekniker
unvanına sahip olanların öğrenimlerine göre tespit edilen giriş derece ve kademelerine
bir derece ilave edilmek suretiyle hizmete alınacakları hükme bağlanmıştır.
Bu hükümler kapsamında, tekniker unvanı ile mezun olanların, "tekniker"
unvanını kullanma hakkını elde etmiş ve teknik hizmetler sınıfında görev yapmış
olmaları halinde, memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece eklenmesi
gerekmektedir.
e) 5'inci fıkrada; "Dört yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenim görenlerden
tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı ile benzeri sağlık bilimleri lisansiyerleri
(Hayvan sağlığı dahil), biyolog unvanına sahip akademik personel giriş derece
ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden
hizmete alınırlar." denilmektedir.
Bu hükümle kapsamda belirtilen unvanları kazananların hangi hizmet sınıfında
görev yaparlarsa yapsınlar, gördükleri yüksek öğrenimin süresine göre tabloda
gösterilen giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle hizmete
alınacaklardır.
Bir önceki fıkra uygulamalarında olduğu gibi, bu fıkra uygulamasında da iki
durum ortaya çıkmaktadır. Birincisi ilk defa Devlet memuru olarak atanacaklar,
ikincisi Devlet memuru iken veya Devlet memurluğundan ayrılarak bu unvanları
kazananlar.
Devlet memurluğuna ilk defa atanacaklar için durum açıktır. Öğrenim durumlarına
göre belirlenen giriş derece ve kademelerine bir derece ilâve edilmek suretiyle
konu çözümlenecektir. Ancak, Devlet memuru iken veya Devlet memurluğundan ayrılarak,
yani belirli bir derece ve kademeyi müktesep hak olarak aldıktan sonra bu unvanları
kazananların bu fıkra hükmünden ne şekilde yararlanacaklarıdır.
Bu bakımdan memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak söz konusu unvanları
kazananların, hangi hizmet sınıfında görev yaptıklarına bakılmaksızın ve bu
yönde bir ayrıma gidilmeksizin öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceyi
geçmemek şartıyla, kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine bir derece ilâve
edilmesi gerekecektir.
Diğer taraftan, 4'üncü fıkrayla ilgili açıklamada da belirtildiği gibi fıkra
metninde geçen "benzeri sağlık bilimleri lisansiyerleri" ifadesi,
uygulamada dikkat edilecek önemli bir husustur. Bu bağlamda, uygulayıcının yanlışlıklara
meydan vermemesi bakımından kimlerin sağlık bilimleri lisansiyeri olduğunu iyi
tespit etmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan, "Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı"nın
tanımında sayılan unvanları taşıyıp sağlık alanında en az dört yıl, yada sekiz
yarıyıl yükseköğrenim görmüş bulunan sağlık personeli açısından, bu maddenin
(G) bendine istinaden Bakanlar Kurulu Kararı alınmasına gerek olmadan sağlık
bilimleri lisansiyeri sayılarak fıkra hükmünden yararlandırılmaları gerekecektir.
Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı ve fıkra kapsamında sayılmayanların
bu fıkra hükmünden yararlandırılabilmeleri için (G) bendine istinaden Bakanlar
Kurulu Kararı gerekecektir.
ÖRNEK: ?? Üniversitesi ?? Sağlık Fakültesi Hemşirelik bölümünden "Yüksek Hemşire" unvanı ile mezun olanların, memuriyete giriş derece ve kademelerine bir derece ilave edilip edilmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36'ncı maddesi
III'üncü bendinde Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil
unvanlar arasında ebe, hemşire ve hemşire yardımcısı gibi unvanlar sayılmış,
aynı maddenin (A) fıkrası 5'inci bendinde; Dört yıl ve daha fazla yükseköğrenim
görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı, biyolog ile benzeri
sağlık bilimleri lisansiyerlerinin giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek
suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete alınacakları hükme bağlanmıştır.
Ayrıca Sayıştay Genel Kurulu'nun 2.3.1987 gün ve E.No:1987/1, K.No:4594/1 sayılı
Kararın sonuç bölümünde de; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36'ncı
maddesinde yer alan Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında
unvanları sayılan sağlık bilimleri lisansiyerlerinin, hangi sınıfta görev alırlarsa
alsınlar, bunun için anılan maddenin (G) bendi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı
aranmadan 36'ncı maddenin (A) fıkrası 5'inci bendi hükmünden faydalandırılmaları
gerektiğine işaret edilmiştir.
Bu itibarla, ?? Üniversitesi ?? Sağlık Fakültesi Hemşirelik bölümünden "Yüksek
Hemşire" unvanı ile mezun olanlar, sağlık bilimleri lisansiyeri sayıldığından,
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi (A) fıkrası 5'inci
bendi hükmüne göre giriş derece ve kademelerine bir derece ilave edilerek 8'inci
derecenin 1'inci kademesinden göreve başlatılmaları gerekmektedir.
ÖRNEK: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulundan "Sosyal
Hizmet Uzmanı" unvanı ile mezun olanların, memuriyete giriş derece ve kademesine
bir derece ilave edilip edilemeyeceği?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinin III'üncü bendinde;
Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil olan unvanlar
sayılmış olup, sağlık hizmetlerinde mesleki eğitim görerek yetişmiş olan tabip,
diş tabibi, sosyal hizmetler mütehassısı, biyolog, psikolog, diyetçi gibi benzeri
sağlık personelini kapsadığı; aynı maddenin (A) fıkrasının 5'inci bendinde;
Dört yıl ve daha fazla süreli yükseköğrenim görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner,
hekim, eczacı, biyolog ile benzeri sağlık bilimleri lisansiyerlerinin giriş
derece ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden
hizmete alınacakları hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, Sayıştay Genel Kurulunca verilen 2.3.1987 tarih ve E.No: 1897/2, K.No:
4594/1 sayılı kararın sonuç bölümünde de 657 sayılı Kanunun 36'ncı maddesinde
Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında unvanları sayılan
sağlık bilimleri lisansiyerlerinin hangi sınıfta görev alırlarsa alsınlar bunun
için anılan maddenin (G) bendi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı aranmadan 36'ncı
maddenin (A) bendi 5'inci fıkrası hükmünden yararlandırılmaları gerektiğine
karar verilmiştir.
Diğer taraftan, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 14.6.1990
tarihli toplantısında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu mezunlarının,
Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil "sosyal
çalışmacı" unvanlı kadrolara atanmalarının 2547 sayılı Kanunun 2880 sayılı
Kanunla değişik 43/b maddesi uyarınca uygun olduğuna karar verilmiştir.
Bu itibarla, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulundan "Sosyal
Hizmet Uzmanı" unvanı ile mezun olanların sağlık bilimleri lisansiyeri
sayıldıklarından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36'ncı maddesinin
(A) fıkrasının 5'inci bendi hükmüne göre giriş derece ve kademesine bir derece
eklenmek suretiyle 8'inci derecenin 1'inci kademesinden göreve başlatılması
gerekmektedir.
ÖRNEK: Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksek Okulu mezunu olanların, memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilip edilemeyeceği ?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesi III'üncü bendinde Sağlık
Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil unvanlar sayılmış, aynı
maddenin A bendi 5'inci fıkrasında da; dört yıl ve daha fazla süreli yüksek
öğrenim görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı, biyolog ile
benzeri sağlık bilimleri lisansiyerlerinin giriş derece ve kademelerine bir
derece eklenmek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete alınacakları
hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun değişik 43'üncü maddesinin
(b) bendi hükmü uyarınca, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nın 1.3.1991 gün
ve 91.9.265 no'lu kararında; Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksek Okulundan
mezun olanların Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında sayılmalarını
gerektirecek nitelikte doğrudan sağlık eğitimi görmedikleri ve Sağlık Hizmetleri
ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfından sayılmalarının uygun olmadığı belirtilmiş
bulunmaktadır.
Bu itibarla, Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksek Okulu mezunlarının,
görmüş oldukları yüksek öğrenim programı itibariyle sağlık bilimleri lisansiyeri
sayılmadıklarından, söz konusu Kanunun anılan hükmünden faydalandırılmaları
mümkün görülmemektedir.
ÖRNEK: ?..Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunu olan
ve Biyolog Unvanını kullanma hakkı bulunan personelin, memuriyete giriş derece
ve kademesine bir derece eklenip eklenmeyeceği ?
657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesinin III'üncü bendinde; Sağlık Hizmetleri
ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil olan unvanlar sayılmış olup, sağlık
hizmetlerinde mesleki eğitim görerek yetişmiş olan tabip, diş tabibi, sosyal
hizmetler mütehassısı, biyolog, psikolog, diyetçi gibi benzeri sağlık personelini
de kapsadığı hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddenin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) bendinin 5'inci fıkrasında
da; dört yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenim görenlerden tabip, diş tabibi,
veteriner hekim, eczacı, biyolog ile benzeri sağlık bilimleri lisansiyerlerinin
giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle bulunacak derece
ve kademelerden hizmete alınacakları hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, Sayıştay Genel Kurulunca verilen 2/3/1987 tarih ve Esas No: 1987/2,
Karar No: 4594/1 sayılı kararda; sağlık bilimleri lisansiyerlerinin kimler olduğu
belirtilmiş sonuç bölümünde de 657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesinde
yer alan Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında unvanları
sayılan sağlık bilimleri lisansiyerlerinin, hangi sınıfta görev alırlarsa alsınlar
bu maddenin ve "Ortak Hükümler" bölümünün (A) bendinin 5'inci fıkrası
hükmünden yararlandırılmaları gereğine karar verilmiştir.
Diğer taraftan, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 15/9/1988-46.88.46.1192 sayılı
yürütme kurulunun kararında ise Fen veya Fen-Edebiyat Fakültelerinin Biyoloji
bölümü mezunlarına Biyolog unvanı verilmesine karar verilmiştir.
Bu itibarla, Fen veya Fen-Edebiyat Fakültelerinden Biyolog unvanı ile mezun
olanların, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde sağlık bilimleri lisansiyeri
sayılacaklarından 657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesinin (A) bendinin
5'inci fıkrası hükümlerine göre giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek
suretiyle 8'inci derecenin 1'inci kademesinden göreve başlatılmaları gerekmektedir.
ÖRNEK: ?.. Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünden mezun olanların,
memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece eklenip eklenmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi
III'üncü bendinde; Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına
dahil unvanlar sayılmış, Sağlık hizmetlerinde mesleki eğitim görerek yetişmiş
olan tabip, diş tabibi, eczacı, veteriner hekim, sosyal hizmetler mütehassısı,
biyolog, psikolog, diyetçi gibi benzeri sağlık personelinin bu sınıfta yer aldığı;
aynı maddenin A/5'inci fıkrasında; Dört yıl ve daha fazla süreli yükseköğrenim
görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı, biyolog ile benzeri
sağlık bilimleri lisansiyerlerinin giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek
suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete alınacakları hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, Sayıştay Genel Kurulu'nun 2.3.1987 gün ve E.No:1987/2, K.No:4594/1 sayılı
Kararının sonuç bölümünde de; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik
36'ncı maddesinde yer alan Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında
unvanları sayılan sağlık bilimleri lisansiyerlerinin, hangi sınıfta görev alırlarsa
alsınlar bunun için anılan maddenin (G) bendi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı
aranmadan 36'ncı maddenin A/5'inci fıkrası hükmünden faydalandırılmaları gerektiğine
işaret edilmiştir.
Diğer taraftan, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu'nun 15.9.1988
gün ve 46 no'lu oturumunda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü
mezunlarının "Psikolog" unvanı kullanabileceklerine karar verilmiştir.
Bu çerçevede,?..Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünden "Psikolog"
unvanına sahip olanlar sağlık bilimleri lisansiyeri sayıldığından, memuriyete
giriş derece ve kademesine bir derece eklenmek suretiyle giriş derece ve kademelerinin
8'inci derecenin 1'inci kademesi olarak belirlenmesi gerekmektedir.
f) 6/b fıkrasında; "Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların, normal
öğrenim süresinden fazla olması halinde başarılı her öğrenim yılı için bir kademe
ilerlemesi uygulanır. Bunlardan teknik öğretim okulları mezunlarına, meslekleri
ile ilgili görevlerde çalışmaları halinde ayrıca bir kademe ilerlemesi daha
verilir." denilmektedir.
Bu fıkra ile ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların normal öğrenim süresinden
fazla olması halinde uygulanacak işlem ile teknik okul mezunlarının meslekleriyle
ilgili görevlerde çalışmaları halinde uygulanacak işlem belirlenmiştir.
Ortaokul ve dengi okullarla, lise ve dengi okulların normal öğrenim süreleri
3 öğretim yılı olarak belirlenmiştir. Bazı mesleki yada teknik okullar için
öğretim programlarının yoğunluğu nedeniyle aynı derecede öğretim kurumu olmalarına
rağmen farklı öğrenim süreleri tespit edilmiştir. Aynı derecedeki öğretim kurumlarının
öğretim programlarının yoğunluğundan kaynaklanan fazla sürelerin bu okul mezunlarının
Devlet memuriyetine alınmalarında aleyhine oluşacak kıdem farklılığının giderilmesi
amacıyla normal öğrenim süresinden fazla olan ve başarılı geçen her öğrenim
yılı için bir kademe ilerlemesi uygulaması mümkün olmaktadır.
Ancak, öğretim süresi 4'er yıl olan akşam ortaokulu ve akşam liselerinin bu
kapsamda görülmesi mümkün değildir. Bu okullarımızın öğretim süresinin 4 yıl
oluşu, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin akşam saatlerinde yürütülmesi sebebiyle
normal ortaokul ve lise öğretim programının 4 yılda tamamlanmasından kaynaklanmaktadır.
Söz konusu hüküm, iki ayrı düzenlemeyi içermekte olup, birinci cümleden yararlananların
ikinci cümleden yararlanabilmeleri için orta öğrenim düzeyinde teknik okul mezuniyetlerine
bağlı olarak meslekleri ile ilgili görevlerde çalışmaları halinde ilâve bir
kademe ilerlemesinden yararlandırılmalarını öngörmektedir.
Bu nedenle yüksek öğretim kurumlarından mezun olduktan sonra Bakanlığımız kadrolarına
öğretmen olarak atananların 3795 sayılı Kanun uyarınca "Teknik Öğretmen"
unvanını kullanmış olsalar da orta öğrenim düzeyinde teknik okul mezunu olduktan
sonra meslekleri ile ilgili görevlerde çalışanlar için öngörülen ikinci cümle
hükmünden yararlandırılmaları mümkün değildir.
Diğer taraftan; memuriyete başlamadan veya memuriyete başladıktan sonra dışardan
fark derslerini vererek meslek lisesi mezunu olanların, öğrenim seviyesi aynı
fakat 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinde memuriyete giriş
derecesi farklı belirlenmiş iki ayrı öğrenimi bitirmiş olanların, bu öğrenimlerini
tamamladıktan sonra memuriyete girmiş olmaları halinde giriş derece ve kademesi
yüksek olan öğrenimleri dikkate alınarak giriş derecelerinin belirlenmesi, memur
iken bitirmeleri durumunda ise; mevcut kazanılmış hak aylık dereceleri, bitirdikleri
son öğrenim durumları itibariyle memuriyete girebilecekleri derecenin altında
olması halinde memuriyete giriş derecelerine yükseltilmesinin mümkün bulunduğu,
bunun dışında intibak yapılması ve giriş derece ve kademeleri arasındaki farkın
kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine ilâve edilmesinin mümkün bulunmamaktadır.
ÖRNEK: Lise dengi mesleki ve teknik okul mezunu olanların Devlet memurluğuna
giriş derece ve kademeleri 12'nci derecenin 2'nci kademesidir. Birinci ve ikinci
devresiyle birlikte 7 yıl süreyle lise dengi mesleki öğretim veren imam hatip
lisesi mezunlarının Devlet memurluğuna girişlerinde normal öğrenim süresinden
fazla olan bir yılı için bir kademe ilerlemesi uygulanarak 12'nci derecenin
3'üncü kademesinin esas alınması gerekmektedir.
Aynı fıkrada, bunlardan teknik okul mezunlarının meslekleriyle ilgili görevlerde
çalışmaları halinde ayrıca bir kademe ilerlemesi daha uygulanacağına işaret
edilmiştir.
Burada "bunlardan" ifadesine dikkat etmek gerekmektedir. "Bunlardan"
ifadesi ile bu ifadeden önce gelen ortaokul ve dengi, lise ve dengi okullardan
normal öğrenim süresinden fazla öğrenim veren mesleki okullar değil teknik nitelikli
okullar ifade edilmektedir.
ÖRNEK: Teknik Lise Mezunu olup, Endüstri Meslek Lisesinde Meslek Dersleri
Öğretmeni olarak görev yapanlara 657 sayılı Kanun'un Ortak Hükümler Başlıklı
(A) Bendinin 6/b fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağı?
Teknik Liseler 4 yıl süreyle lise dengi teknik öğrenim veren öğretim kurumlarıdır.
Bu okul mezunları, Devlet memurluğuna girişlerinde, normal öğrenim süresinden
fazla olan bir yıl için bir kademe, teknik hizmetler sınıfında meslekleriyle
ilgili görevlerde çalışmaları halinde bir kademe ilerlemesi daha uygulanacaktır.
Ancak, Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında öğretmen olarak görev yapanların
anılan fıkrada meslekleri ile ilgili görevlerde çalışanlar için öngörülen ilâve
bir kademe ilerlemesinden yararlandırılmaları mümkün değildir.
Ayrıca, ortaokul ve dengi okullarla, lise ve dengi okulların hazırlık sınıfında
geçen süreler de normal öğrenimden fazla olan sürelerden sayılmaktadır. Bu okullarda
hazırlık sınıfı okuyarak mezun olanların memuriyete giriş derece ve kademelerine,
hazırlık sınıfında geçen süre, kademe ilerlemesi olarak ilâve edilecektir.
Yüksek öğrenim sırasında görülen hazırlık sınıflarının anılan fıkra kapsamında
bulunmaması nedeniyle, fıkra hükmünün uygulanması mümkün değildir.
g) 7/b fıkrasında; "Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşunda halen görevli
bulunanlarla yeniden göreve atanacaklardan hafız oldukları Diyanet İşleri Başkanlığınca
tespit edilecek bir yönetmelik uyarınca belirlenenlere bir derece yükselmesi
verilir. (lisans üstü eğitim sebebiyle verilen derece ve kademe ilerlemesi bu
fıkra gereğince verilen derece ilerlemesi ile birlikte uygulanamaz.)" denilmektedir.
Bu fıkra ile Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapanlardan hafız olduklarını
belgelendirenlerin memuriyete giriş derece ve kademelerine 1 derece eklenmek
suretiyle bulunacak derece ve kademeden göreve başlatılmaları öngörülmüştür.
Ancak anılan fıkra hükmünden yararlandırılanlar, daha sonra hizmet sınıflarını
değiştirmek suretiyle başka bir hizmet sınıfına atanmaları halinde, öğrenim
durumları itibariyle görev yaptıkları hizmet sınıfındaki emsallerinin bulundukları
derecenin üstünde bir derecede bulunacaklarından, emsalleri ile aradaki farkın
giderilmesi bakımından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 71'inci maddesi
uyarınca bulunduğu derece ve kademede bir derece (üç yıl) süresince bekletilmeleri
gerekmektedir.
ÖRNEK: İmam hatiplik görevini yapmakta iken bir üst öğrenimi bitiren ve sınıf değiştirme suretiyle Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında görev alanların intibakında hafızlıktan dolayı verilen ilave bir derecenin dikkate alınıp alınmayacağı ?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 71'inci maddesinde;
"Memurların eşit dereceler arasında veya derece yükselmesi suretiyle sınıf
değiştirmeleri caizdir. Bu şekilde sınıf değiştireceklerin geçecekleri sınıf
ve görev için bu Kanunda veya kuruluş kanunlarında belirtilen niteliklere sahip
olmaları şarttır. Bu durumda sınıfları değişenlerin eski sınıflarının derecesinde
elde ettikleri kademelerde geçirdikleri süreler yeni sınıflardaki derecelerinde
dikkate alınır.
Kurumlar, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri
sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa,
görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilirler.
Eski sınıflarında, görev alacakları yeni sınıfa göre memurluğa daha yüksek bir
derece ve kademeden başlamış olup da sınıf değiştirenlerin yeni görevlerindeki
ilk ilerleme süreleri eski sınıflarında kazandıkları derece ve kademelere tekabül
eden süre kadar uzatılır ve bu süre tamamlanıncaya kadar kendilerine sınıf değiştirmeleri
sırasında bulundukları derecede kademe ilerlemesi verilmez" denilmektedir.
Bu hüküm uyarınca, imam hatiplik görevini yapmakta iken hafızlık belgesi bulunması
nedeniyle bir derece ilerlemesi uygulananların, eğitim ve öğretim hizmetleri
sınıfında üç yıl (bir derece süresince) bulunduğu derece ve kademede bekletilmesi
gerekmektedir.
2. Kazanılmış Hak Aylık Derece ve Kademelerine İlâve Olarak Kademe veya
Derece Verilecek Durumlar
Devlet memurlarının memuriyetleri sırasında kazandıkları bazı durumlar veya
gördükleri bazı öğrenimler sebebiyle kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine
kademe ilerlemesi veya derece yükselmesi şeklinde ilâve yapılması öngörülmektedir.
Bu fıkralar, her ne kadar kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine ilâve
olarak kademe veya derece verilecek durumlar başlığı altında düzenlenmişse de
sadece memur statüsünü kazanmış olanlar hakkında uygulanacağı anlamı çıkarılmamalıdır.
Nitekim, bundan önce (1) numaralı şıkta incelediğimiz fıkralarda olduğu gibi
Devlet memuriyeti statüsüne atanma sırasında, diğer bir ifadeyle bu statüyü
kazanma aşamasında giriş derece ve kademesine ilâve yoluyla söz konusu fıkra
ile öngörülen kademe ve dereceden yararlanma mümkün olacaktır.
Kazanılmış hak aylık derece ve kademesine ilâve olarak kademe ilerlemesi
veya derece yükselmesi uygulanacak durumlar 36'ncı maddenin (A) bendinin 9 ila
12'nci fıkraları ile (B) ve (C) bentlerinde düzenlenmiştir. Şimdi bunları sırasıyla
inceleyelim.
a) 9'uncu fıkrada; "Memurluğa girmeden önce ve memuriyetleri sırasında
yüksek öğrenim üstü master derecesi almış olanlarla yüksek öğrenim kurumlarında
en az bir yıl ilave öğrenim yaparak lisans üstü ihtisas sertifikası alanlara
bir kademe ilerlemesi, tıpta uzmanlık belgesi alanlara, meslekleri ile ilgili
öğrenim dallarında doktora yapanlara bir derece yükselmesi uygulanır.
Master derecesini alıp bir kademe ilerlemesinden yararlanan memura, mesleği
ile ilgili öğrenim dalında doktora yaptığı takdirde iki kademe ilerlemesi uygulanır."
denilmektedir.
Bu fıkra ile gerek memuriyetten önce gerekse memuriyetleri sırasında lisans
üstü (tezli veya tezsiz ayrımı yapılmaksızın) öğrenim görenlerin bu öğrenimlerinin
kademe ilerlemesi veya derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilmesi
öngörülmektedir.
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun Tanımlar Başlıklı 3'üncü maddesinde lisans
üstü öğrenim, "Yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık ve sanatta yeterlilik
eğitimini kapsar" şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü gibi lisans üstü öğrenim,
dört kademeye ayrılmıştır. Bunlardan konumuzla ilgili olanları şu şekilde sıralamak
mümkündür.
(1) Yüksek lisans; lisans öğrenimine dayalı, eğitim öğretim ve araştırmanın
sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bilim uzmanlığı, yüksek mühendislik, yüksek
mimarlık ve master ereceleri bu tür yüksek öğrenimlerdir.
(2) Doktora; lisans öğrenimine dayalı, en az altı veya yüksek lisans
veya eczacılık veya fen fakültesi mezunlarınca Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen
esaslara göre bir laboratuar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yarı
yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı
amaçlayan yüksek öğrenimlerdir.
(3)Tıpta uzmanlık; Sağlık Bakanlığınca düzenlenen esaslara göre yürütülen
ve tıp doktorlarına belirli alanlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan
yüksek öğrenimlerdir.
9'uncu fıkra düzenlemesinde, her ne kadar master derecesi, lisans üstü ihtisas
sertifikası ve tıpta uzmanlık belgesi almak şeklinde bir ayrıma gidilmişse de
master öğrenimi de, tıpta uzmanlık öğrenimi de "Lisans üstü öğrenim"
derecesi kapsamındadır. Ancak kanun koyucu, bu öğrenim derecelerini değerlendirirken
farklı statüde görmek istemiştir.
ÖRNEK: Lisans üstü öğrenim derecesinde olmakla birlikte master öğrenimi
ile yüksek lisans (bilim uzmanlığı) öğrenimi için bir kademe ilerlemesi öngörülmüşken,
tıpta uzmanlık ve öğrenimleri ile ilgili alanlarda doktora için bir derece yükselmesi
öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan sonra fıkra uygulamasında dikkat edilecek iki husus ortaya
çıkmaktadır.
Birincisi, yüksek mühendislik ve yüksek mimarlık, lisans üstü öğrenimin kademelerinden
olan "yüksek lisans" kapsamında sayılmıştır. Dolayısıyla sorun, yüksek
mühendis veya yüksek mimar öğrenimlerinin bu fıkra uygulamasından yararlandırılıp
yararlandırılmayacaklarıdır.
Hatırlanacağı üzere, 36'ncı maddenin (A) bendi 2 ve 3'üncü fıkraları ile ilgili
olarak yapılan açıklamalarımızda, yüksek mühendis ve yüksek mimar sıfatını almış
olanların hangi hizmet sınıfında görev yaparlarsa yapsınlar öğrenimlerine göre
belirlenen giriş derece ve kademelerine bir derece ilâve edileceği belirtilmiştir.
5 yıl süreli yüksek öğretim kurumu mezunlarının giriş derece ve kademeleri 9'uncu
derecenin 2'nci kademesi olarak belirlendiğine göre bu derece ve kademeye mühendislik
ve mimarlık fakültelerinden yüksek mühendis veya yüksek mimar sıfatını alarak
mezun olanlar için hangi hizmet sınıfında görev yaparlarsa yapsınlar bir derece
ilâve edilerek giriş derece ve kademesi 8'inci derecenin 2'nci kademesi olarak
uygulanacaktır. Dolayısıyla yüksek mimar ve yüksek mühendislik bu fıkralar kapsamında
değerlendirildiği ve aynı sebebin mükerrer değerlendirilemeyeceği ilkesi dikkate
alınarak bu durum ayrıca 9'uncu fıkra kapsamında değerlendirilmeyecektir.
İkincisi, fıkranın ikinci paragrafında master öğrenimi sebebiyle bir kademe
ilerlemesinden yararlandıktan sonra doktora öğrenimini tamamlayanlara bir derece
yükselmesi değil, iki kademe ilerlemesi verileceğidir.
Böylece, master öğreniminden sonra bir kademe ilerlemesinden yararlanmaksızın
doktora öğrenimini tamamlayanlar (genelde memuriyetleri öncesinde yada memuriyetten
ayrılarak bu öğrenimi görenler) ile master öğrenimi sebebiyle öncelikle bir
kademe ilerlemesinden yararlananlar arasındaki denge korunmuştur.
b) 10'uncu fıkrasında; "Doktora üstü üniversite doçentliği unvanını üniversitede
görevli iken kazananlara bir derece, diğer memuriyetlerde iken bu unvanı kazananlara
iki kademe ilerlemesi uygulanır." denilmektedir.
Fıkra metni çok açık bir şekilde ifadelendirilmiş olup, herhangi bir yanlış
anlamaya veya farklı yoruma imkân vermemektedir. Bununla birlikte fıkradan,
doktora öğreniminden sonra doçentlik unvanını üniversitede görevli iken kazananlara
bir derece yükselmesi, diğer memuriyetlerde görevli iken kazananlara iki kademe
ilerlemesi verilmek suretiyle uygulanması gerektiğinin ifade edilmesinde yarar
görülmektedir.
c) (21/09/2004 tarih ve 25590 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 17/09/2004
tarih ve 5234 sayılı Kanunla değişik) 12/d fıkrasında; "Memuriyette iken
veya memuriyetten ayrılarak (87 nci maddeye tâbi kurumlarda çalışanlar dahil)
üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve
normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsallerinin
ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin
giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet sürelerinin
tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave edilmek suretiyle
bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler." denilmektedir.
Fıkra uygulamasıyla ilgili hususlar bu bültenin ana konularından birini oluşturan
"Hizmet Değerlendirmesi" konusu işlenirken ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.
B. KADEME İLERLEMESİ
Kademe, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 38'inci maddesinde; "Kademe,
derece içerisinde, görevin önemi veya sorumluluğu artmadan, Devlet memurunun
olumlu sicil almasına ve bulunduğu derecedeki hizmet süresine bağlı olarak aylığındaki
ilerleyiş adımıdır." şeklinde tanımlanmıştır.
1. Kademe İlerlemesinin Şartları
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 64'üncü maddesinde; Devlet memurlarının
kademe ilerlemesi için gerekli olan şartlar;
a) Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olması,
b) O yıl içinde olumlu sicil almış bulunması,
c) Bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması,
şeklinde belirlenmiştir.
Bu şartları taşıyan her memur bulunduğu derecede, aylık almakta olduğu kademenin
bir ileri kademesine yükseltilecektir.
2. 6 Yıllık Sicil Notu Ortalamasına Göre Yapılacak Kademe İlerlemeleri
Buraya kadar ifade edilmeye çalışılan kademe ilerlemesi işlemleri genel anlamda
Devlet memurlarının başarılı olarak bir yıllık çalışma sürelerinin karşılığında
bulunduğu derecede bir ileri kademeye diğer bir ifadeyle aylığının bir ileri
kademeye yükseltilmesiydi. Genel anlamdaki bu tür kademe ilerlemeleri dışında
farklı şekillerde kademe ilerlemesini hak kazanma, yada kademe ilerlemesi yapılma
durumları da mevcuttur.
Bunlardan birisi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 64'üncü maddesine,
29/11/1984 tarih ve 243 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen "Devlet
memurlarından 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve daha yukarı olanların aylık
derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır."
şeklinde eklenen fıkradır.
Fıkra uygulamasında dikkate alınacak hususlar şu şekilde sıralanabilir.
a) Değerlendirmeye esas alınacak son 6 yılın tümünde veya 6'ncı yılda olumlu
sicil almış olma şartı söz konusu değildir. Bu süre içinde düzenlenen sicil
raporlarına göre sicil notu ortalamasının en az 90 puan olması yeterlidir.
b) Sicil raporlarının her yılın Aralık ayı içinde düzenleneceği ve 31 Aralık
tarihi itibariyle saklamaktan sorumlu birimlere teslim edileceği dikkate alınarak
6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve daha yukarı olanlar için uygulanacak bir
kademe ilerlemesi 1 Ocak tarihinden itibaren geçerli olacaktır.
c) Bu şekilde uygulanan kademe ilerlemesi 1'inci şıkta ifade edilen kademe ilerlemelerinde
olduğu gibi yukarı derecelere yükselme bakımından da dikkate alınacaktır.
d) Öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri derecenin son kademesinde olanlar
için ilerletilebilecek bir kademe bulunamayacağından bu durumda olanlara kademe
ilerlemesi verilemeyecektir.
Konu hakkında bir örnek vermek gerekirse; 30/06/2002 tarihinde 6'ncı
derecenin 2'nci kademesine kademe ilerlemesi yapan ortaokul mezunu bir personelin
1997, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002 yılları sicil raporu sonuçlarına göre 6 yıllık
sicil notu ortalaması 90 veya daha yukarı olduğu tespit edildiğinde bu personele,
01/01/2003 tarihi itibariyle bir kademe ilerlemesi uygulanarak 6'ncı derecenin
3'üncü kademesine ilerletilecektir. Ayrıca ilgilinin 30/06/2002 tarihinden 01/01/2003
tarihine kadar 2'nci kademede geçen 6 ay 1 günlük süresi 3'üncü kademede kıdem
olarak gösterilecek ve bu kıdemiyle 6 yıllık ortalamaya dahil edilen 2002 yılı
sicil raporunun olumlu olması halinde 30/06/2003 tarihinde 5'inci derecenin
1'inci kademesine yükseltilecektir.
Bu personelin 30/06/2002 tarihinde 5'inci derecenin 9'uncu kademesine ilerletildiğini
varsaydığımızda öğrenim durumuna göre yükselebileceği 5'inci derecede ilerletilebileceği
bir kademe bulunmadığından, 37'nci madde uygulaması istisna tutulacak olursa
6 yıllık sicil notu ortalamasından yararlandırılmayacaktır.
6 yıllık sicil notu ortalamasının tespitinde, aylıksız izin, muvazzaf askerlik,
görevden çekilme (istifa), görevden çekilmiş sayılma (müstafi) gibi sicil raporu
düzenlenemeyecek dönemler dikkate alınmayacak, sicil raporu düzenlenerek geçirilen
sürelerin 6 yılı doldurması yeterli görülecektir.
ÖRNEK: 1995, 1996 yıllarında Devlet memuru olarak görevde bulunan ve
aylıksız izinli sayılarak 1997 ve 1998 yıllarında muvazzaf askerliğe ayrılan
bir personelin 6 yıllık sicil notu ortalaması için 1995, 1996, 1999, 2000, 2001
ve 2002 yılları dikkate alınacaktır. Bu yıllara ait sicil notu ortalamasının
90 veya daha fazla olduğunun tespiti halinde 01/01/2003 tarihi itibariyle bir
kademe ilerlemesinden yararlandırılacak, bu yıllara ait sicil notu ortalamasının
90'a ulaşamaması halinde bir sonraki yıl, yani 2003 yılı sicil notu ortalamaya
dahil edilecek, bu defa ortalamadan 1995 yılı düşülecektir. Yani hangi yılda
ortalama sicil notu 90'a ulaşırsa o yıl için bir kademe uygulaması yapılacaktır.
Bu şekilde kademe uygulamasından yararlanan memur için artık yeni bir 6 yıllık
dönem beklenecek ve bu altı yılın sicil notuna göre işlem yapılacaktır.
3. Görev Yerlerine Göre Uygulanacak Kademe İlerlemeleri
Devlet memurlarının yıl içindeki başarı durumuna göre yapılan kademe ilerlemeleri
ve 6 yıllık hizmet süresindeki başarı ortalamasına göre verilen kademe ilerlemelerinden
başka 64'üncü maddenin sonuna eklenen fıkra çerçevesinde uygulanan kademe ilerlemesi
vardır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası;
"Ancak, 72 nci madde gereğince belirli bir süre görev yapmak üzere mecburi
olarak sürekli görevle atanan Devlet memurlarından kalkınmada 1 inci derecede
öncelikli yörelerde bulunanlara (Erzurum ve Artvin illeri dahil) bu yörelerde
fiilen çalışmak suretiyle başarılı geçirilen her iki yılın karşılığında aylık
derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere ayrıca bir kademe ilerlemesi
daha verilir. Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır. İki
yıldan az süreler dikkate alınmaz" şeklinde düzenlenmiştir.
Bu hükmün uygulanabilmesi için öncelikle kimlerin her iki yılına bir kademe
ilerlemesinden yararlandırılacağının tespiti gerekmektedir. Bu tespit yapılırken
personelin,
1-Atama ve yer değiştirme yönetmelikleri uyarınca (istek, eş durumu, sağlık
ve benzeri nedenlerle o ile atanmış olsa da) zorunlu yer değiştirmeye (rotasyona)
tabi bir personel olması,
2-Görev yaptığı ilin kalkınmada birinci derecede öncelikli iller arasında olması,
3-Görev yaptığı ilde veya aynı kapsamda (zorunlu hizmet (rotasyon) yükümlüsü
ve kalkınmada birinci derecede öncelikli) olan birden çok illerde görev yapanların
bu illerde başarılı geçen hizmet süreleri toplamının iki yılını doldurmuş olması,
4-Görev yaptığı il/yer'in zorunlu hizmete alındığı tarih ile kalkınmada birinci
derecede öncelikli yöreler kapsamına alındığı tarihler arasında farklılık bulunması
halinde yürürlük tarihleri bakımından her iki şartın birlikte gerçekleştiği
tarih dikkate alınarak bu tarihten sonra yukarıda belirtilen şartların gerçekleştiği
tarih itibariyle uygulanması,
5-Atama ve yer değiştirme yönetmelikleri uyarınca görev yaptığı yerde zorunlu
hizmetini tamamlamış olsa da aynı yerde görevine devam ediyor olması,
gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası
hükmünün uygulanmasında esas alınan 01/05/1990 tarihinde yürürlükte bulunan
atama ve yer değiştirme yönetmeliği uyarınca zorunlu hizmet bölgesi ve kalkınmada
birinci derecede öncelikli iller listesi daha sonra yönetmeliklerde yapılan
değişikliklerle yeniden belirlenmiş ve kalkınmada öncelikli iller arasına yeni
illerin alınmış olduğu da dikkate alınması gerekmekle birlikte en son 06/12/2000
tarih ve 24252 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı
Eğitim Kurumları Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Ekindeki
Ek-1 Çizelgenin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelikle belirlenen ikinci ve üçüncü
hizmet bölgelerinde olmakla birlikte aynı zamanda kalkınmada birinci derecede
öncelikli yöreler kapsamında bulunan Adıyaman, Aksaray, Amasya, Artvin, Bartın,
Bayburt, Çanakkale (Gökçeada, Bozcaada), Çankırı, Çorum, Elazığ, Erzincan, Gaziantep,
Giresun, Gümüşhane, İstanbul, K.Maraş, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale,
Kırşehir, Kilis, Malatya, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Samsun, Sinop,
Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Yozgat, Zonguldak, Ağrı, Ardahan, Batman,
Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt,
Şırnak, Tunceli ve Van illeri olarak belirlenmiştir.
Bakanlığımız kadrolarında görevli personelden 03/08/1990 tarih ve 20594 sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanan "Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum
Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" ve değişik tarihlerde
yayımlanan müteakip Yönetmeliklerle öğretmenlere, 27/10/1990 tarih ve 20678
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "İlköğretim Müfettişleri Yönetmeliği"
ve değişik tarihlerde yayımlanan müteakip Yönetmeliklerle de ilköğretim müfettişlerine,
Yönetmeliklerince belirlenen zorunlu hizmete (rotasyona) tabi kalkınmada birinci
derecede öncelikli illerde (yörelerde) belirli sürelerde görev yapma mecburiyeti
öngörülmüştür.
Ancak, söz konusu personelin anılan fıkra hükmünden yararlandırılabilmeleri
için yukarıda da belirtildiği üzere, öncelikle atama ve yer değiştirme yönetmelikleri
uyarınca zorunlu hizmete (rotasyona) tabi olup, olmadığının ilgili birimlerce
tespiti gerekmektedir.
Öğretmen ve ilköğretim müfettişleri dışında kalan memuriyetler bakımından söz
konusu illerde belirli bir süre görev yapma mecburiyetini öngören Bakanlığımıza
ait herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
(Not: Bakanlığımız Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında öğretmen, yönetici
veya Genel İdare Hizmetleri Sınıfında şef olarak görev yapmakta iken, Millî
Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği ve 03/10/2000 tarih ve 24189 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Devlet
Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Geçici 4'üncü maddesi uyarınca 5 ve 6'ncı hizmet
bölgelerine şube müdürü olarak atananların, anılan fıkra hükmünden yararlandırılıp,
yararlandırılmayacakları hususundaki çalışmalar ilgili kurumlar nezdinde sürdürülmekte
olup, sonuçlandığında ayrıca açıklama yapılacaktır.)
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası
hükmünün uygulamasında karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla Bakanlığımız
personel Genel Müdürlüğü tarafından valiliklere gönderilen 30/06/1992 tarih
ve 89105, 27/03/1995 tarih ve 39427, 11/04/1996 tarih ve 44360, 23/05/1997 tarih
ve 66671 sayılı yazılar ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 113 ve 150
seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğleri ile açıklama yapılmıştır.
Artvin ve Erzurum illeri dahil kalkınmada birinci derecede öncelikli illerde
geçirilen hizmetler için kademe ilerlemesini öngören fıkranın, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun 64'üncü maddesine 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
eklendiğini belirtmiştik. Bu fıkranın 01/05/1990 tarihi itibariyle yürürlüğe
girdiği dikkate alındığında sadece 01/05/1990 tarihinden sonra geçen hizmetlerden
her 2 yıl için bir kademe ilerlemesi uygulanacaktır. İki yıldan az hizmetler
dikkate alınmayacağı gibi 01/05/1990 tarihi öncesindeki hizmetler de dikkate
alınmayacaktır.
Ancak, 01/05/1990 tarihinden önce rotasyon veya zorunlu hizmetin ifası maksadıyla
bahsi geçen illere atanmış ve bu tarihten önce gerekli bekleme süresini doldurduğu
halde görevine bu iller kapsamında öğretmen veya ilköğretim müfettişi olarak
devam etmiş olanların da 01/05/1990 tarihinden sonra geçen hizmetlerinin iki
yılına bir kademe ilerlemesi uygulanacaktır. Bu durumda olanlar, rotasyon veya
zorunlu hizmet sürelerinin bitiminde söz konusu iller dışına gerek istekleri,
gerekse idari tasarruf sonucu çıktıktan sonra istekleri üzerine tekrar bu illere
atandıklarında fıkra hükmünden yararlanamayacaklardır.
Artvin ve Erzurum dahil kalkınmada birinci dereceli öncelikli birden fazla ilde
geçen sürelerin toplamı iki yıla ulaştığında kademe ilerlemesi, en son görev
yapılan ilde uygulanacaktır.
ÖRNEK: İlk defa öğretmenlik görevine 21/11/1989 tarihinde Nevşehir ilinde
başlayan ve halen aynı ilde görevine devam eden öğretmenin, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden yararlandırılıp
yararlandırılmayacağı ?
Bilindiği gibi, Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin
Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 14'üncü maddesinde; öğretmenlik görevine
03/08/1990 tarihinden sonra başlayanlar zorunlu hizmet bölgesine dahil birinci
grup illerde 3 yıl yada ikinci grup illerde 4 yıl süreyle çalışmak zorunda oldukları
hükme bağlanmıştır.
İlk defa öğretmenlik görevine 21/11/1989 tarihinde Nevşehir il'inde başladığı
ve o tarihte Nevşehir ili'nin zorunlu bölge hizmeti kapsamında bulunmaması ve
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinin 14'üncü maddesi uyarınca da bu il'de görev yapmakta iken zorunlu
hizmet yükümlülüğünden muaf sayıldığı ancak, söz konusu il'in 01/01/1998 tarihinde
her ne kadar zorunlu hizmet yükümlülüğü kapsamına alınmış ise de ilgilinin bu
il'de geçen hizmet sürelerinin zorunlu hizmet yükümlülüğü ile herhangi bir ilgisi
bulunmaması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü
maddesi son fıkrası hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
ÖRNEK: Aylıksız izinli olarak muvazzaf askerlik görevini zorunlu hizmet
bölgesi kapsamındaki illerde er öğretmen olarak yapan öğretmenin, bu sürelerinin
zorunlu bölge hizmetinden sayılıp sayılmayacağı ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı?
Bilindiği gibi, 19.01.1995 tarih ve 22176 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinin 31 inci maddesinin (a) bendinde; "Aylıksız izinli olarak
geçen sürelerin zorunlu bölge hizmetinden sayılmayacağı" hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği 19/01/1995 tarihinden sonra
muvazzaf askerlik hizmetini zorunlu bölge hizmeti kapsamındaki illerde öğretmen
olarak yapanların aylıksız izinli olarak geçen bu sürelerinin zorunlu çalışma
yükümlülüğünden sayılması ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun değişik 64'üncü
maddesinin son fıkrası hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
ÖRNEK: Van ilinde aylıksız izinli olarak (muvazzaf askerlikte) geçen sürelerinin
zorunlu çalışma yükümlülüğünden sayılması ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı
?
Bilindiği gibi, 19.01.1995 tarih ve 22176 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 31'inci maddesinin
(a) bendinde; "Aylıksız izinli olarak geçen sürelerin zorunlu bölge hizmetinden
sayılmayacağı" 02/07/2003 tarih ve 25156 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Öğretmenlerinin Atama ve Yer
Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik değişikliği
ile aynı madde bendi; "Muvazzaf askerlikte geçen süreler hariç, aylıksız
izinli olarak geçirilen sürelerin zorunlu çalışma süresinden sayılmaz."
şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Bu nedenle, ilgilinin Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin
Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmelik
değişikliğinin yürürlüğe girdiği 19/01/1995 tarihinden sonra muvazzaf askerlik
hizmetini 30/11/1995-31/03/1997 tarihleri arasında zorunlu bölge hizmeti kapsamındaki
illerde öğretmen olarak yapmış olması nedeniyle, Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı
Eğitim Kurumları Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik değişikliği kapsamında değerlendirilmesi ve aylıksız
izinli olarak geçen sürelerinin zorunlu çalışma yükümlülüğünden sayılarak 657
sayılı Devlet Memurları Kanunun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden
yararlandırılması mümkün değildir.
ÖRNEK: Şanlıurfa, Hakkari ve Bayburt illerinde görev yaptıktan sonra naklen
Tokat iline atanan ve halen aynı ilde görevine devam eden öğretmenin, bu illerde
geçen süreleri bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü
maddenin son fıkrası hükmünden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı ?
Bilindiği gibi, 11/06/2000 tarih ve 24076 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Öğretmenlerinin Atama ve Yer
Değiştirme Yönetmeliğin 7'inci maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği
(11/06/2000) tarihten sonra Bakanlık kadrolarına ilk defa öğretmen olarak atananların
zorunlu hizmet yükümlülüğüne tabi olacakları hükme bağlanmıştır.
İlgilinin durumunun incelenmesinden; zorunlu bölge hizmeti kapsamında bulunan
Şanlıurfa ilinde 04/10/1991-27/08/1992, Hakkari ilinde 21/02/1995-10/09/1996,
Bayburt ilinde 30/09/1999-15/08/2001 tarihleri arasında görev yaptıktan sonra
03/09/2001 tarihinde Tokat iline naklen atandığı ve halen bu il'de görev yaptığı
anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, ilgilinin 04/10/1991-03/09/2001 tarihleri arasında Şanlıurfa, Hakkari
ve Bayburt illerinde geçen hizmet süreleri bakımından, yürürlükte bulunan atama
ve yer değiştirme yönetmelikleri uyarınca zorunlu hizmet yükümlülüğü kapsamında
bulunması nedeniyle, her bir il'de iki yıldan az geçen sürelerin bir sonraki
il'le birleştirilerek iki yılı doldurdukları tarih itibariyle 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden yararlandırılması
gerekmektedir.
Ancak, ilgilinin Bayburt ilinde görev yapmakta iken 11/06/2000 tarihinde yürürlüğe
giren Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Öğretmenlerinin Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 7'inci maddesi uyarınca zorunlu bölge hizmetinden
muaf sayıldığından 03/09/2001 tarihinde Tokat iline yapılan atamasının zorunlu
hizmet yükümlülüğü ile bir ilgisi bulunmaması nedeniyle, Tokat ilinde geçen
hizmet süreleri bakımından anılan fıkra hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
ÖRNEK: İlk defa öğretmenlik görevine 05.10.1987 tarihinde Mardin ilinde
başlayan daha sonra askere giden ve terhisini müteakip ise 13.9.1992 tarihinde
Yozgat iline isteğe bağlı olarak atanan öğretmenin, Yozgat ilinde geçen hizmet
süreleri bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin
son fıkrası hükmünden yararlandırılıp yararlandırılmayacağı ?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 64'üncü maddesinin
son fıkrasında; "Ancak, 72 nci madde gereğince belirli bir süre görev yapmak
üzere mecburi olarak sürekli görevle atanan Devlet Memurlarından kalkınmada
1 inci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara (Erzurum ve Artvin İl'leri dahil)
bu yörelerde fiilen çalışmak suretiyle başarılı geçirilen her iki yılın karşılığında
aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere ayrıca bir kademe
ilerlemesi daha verilir. Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır.
İki yıldan az süreler dikkate alınmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Devlet Memurları Kanunu 113 Seri No'lu Genel Tebliğin 3'üncü maddesinde ise;
"657 sayılı Kanunun 64 üncü maddesine eklenen ibare ile belli bir süre
ile kalkınmada 1 inci derecede öncelikli yörelerde görev yapmak zorunda olan
Devlet Memurlarının terfilerinde, iki yılda bir ayrıca ilave bir kademe ilerlemesinin
uygulanacağı öngörülmüş olduğundan bu durumda bulunan Devlet Memurları bu yörelerde
görev yaptıkları sürece iki yılda bir derece yükselmesi imkanına sahip olacaklardır.
Bu imkandan sadece atama ve yer değiştirme yönetmelikleri gereği zorunlu olarak
bu yörelerde görev yapanlar yararlanacaklar, zorunlu yer değiştirmeye tabi olmayan
personel bu imkandan yararlanamayacaktır." denilmektedir.
Ayrıca, 28.9.1997 gün ve 23124 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurları
Kanunu 150 Seri No'lu Genel Tebliğ'in 6'ncı şıkkında ise; 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünden yararlanma
süresinin zorunlu görev yapma süresiyle sınırlandırılmadığı, bu nedenle zorunlu
çalışma süresini tamamlamalarına rağmen aynı ilde görev yapmaya devam edenlerin
1.5.1990 tarihinden sonra zorunlu çalışma süresi dışında geçen sürelerinin de
söz konusu fıkra hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Bu hüküm kapsamında, Bakanlığımıza bağlı kurumlarda eğitim ve öğretim hizmetleri
sınıfında görev yapan öğretmenlerden 15.10.1978 tarihinden sonra göreve başlayanlar
bakımından rotasyon (zorunlu bölge hizmeti) yükümlülüğü öngörülmüş, bu tarihten
önce göreve başlayanlar bakımından ise herhangi bir şekilde rotasyon (zorunlu
bölge hizmeti) yükümlülüğü öngörülmemiş olup, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığına
Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ve müteakip
yönetmeliklerle de bu durum aynen korunmuştur.
Söz konusu fıkranın yürürlüğe girdiği 1.5.1990 tarihinden sonra Millî Eğitim
Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği
kapsamında rotasyon veya zorunlu bölge hizmetine tabi olarak kalkınmada birinci
derecede öncelikli yörelerde görev yapanların, bu fıkra hükmünden faydalandırılmaları
hususunda Devlet Memurları Kanunu 113 ve 150 Seri No'lu Genel Tebliğler ile
Bakanlığımız tarafından hazırlanan bülten ve değişik tarihli yazılarla konuya
ilişkin Valiliklere bir çok kez açıklama da yapılmıştır.
Diğer taraftan, 3.8.1990 gün ve 20594 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Millî
Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinin Geçici 1'inci maddesinde; "Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği
tarihte, 83/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe konulan "Devlet
Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik"
ile tespit edilen beşinci hizmet bölgesine dahil illerde üç, dördüncü hizmet
bölgesine dahil illerde dört veya her iki bölgeye dahil illerde toplam dört
yıl süreyle görev yapmış olanların bu yönetmelikle öngörülen zorunlu bölge hizmetini
tamamlamış sayılırlar. Eksik hizmeti olanların eksik hizmetleri 15 inci madde
hükmü de gözönünde bulundurularak bu esasa göre öğretim yılı bütünlüğü içinde
tamamlattırılır." denilmektedir.
İlgilinin durumunun incelenmesinden; ilk defa öğretmenlik görevine 05.10.1987
tarihinde Mardin ilinde başladığı ve 3 yıl 7 ay 22 gün görev yaptıktan sonra
askere gittiği ve terhisini müteakip 13.9.1992 tarihinde Yozgat iline isteğe
bağlı olarak atandığı ve halen aynı ilde görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, ilgilinin Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı
Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin Geçici
1'inci maddesine göre 5'inci hizmet bölgesi kapsamında bulunan Mardin ilinde
geçen hizmet süreleri bakımından zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamış sayıldığı,
Yozgat iline atanmasının zorunlu bölge hizmeti yükümlülüğü ile herhangi bir
ilgisi bulunmadığından, bu il'de geçen hizmet sürelerine 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun değişik 64'üncü maddesinin son fıkrası hükmünün uygulanması mümkün
değildir.
ÖRNEK: 02.08.1999-06.09.2001 tarihleri arasında Artvin ilinde görev yaptıktan
sonra 06/09/2001 tarihinde Ankara İline atanan öğretmenin, Artvin İlinde geçen
hizmet sürelerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun değişik 64'üncü maddesinin
son fıkrası hükmüne göre bir kademe verilip verilmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 9.11.1979 gün ve 16804 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Millî
Eğitim Bakanlığı Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı Personelinin Atama ve Yer
Değiştirme Yönetmeliğiyle Türkiye dört hizmet bölgesine ayrılarak, Eğitim ve
Öğretim Hizmetleri sınıfında görev yapan personelden 15.10.1978 tarihinden sonra
ilk defa göreve başlayanların bu bölgelerde belirli bir süre görev yapma yükümlülüğü
öngörülmüştür. Ancak, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim ve Öğretim Hizmetleri
Sınıfı Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle,
Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik
ve yakınlık gösteren illeri gruplandırılarak gelişmişlik sırasına göre beş hizmet
bölgesine, 3.8.1990 tarihinde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul
ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile de tek bölge
esasına dayalı olarak zorunlu hizmet yükümlülüğü öngörülmüştür.
Diğer taraftan, 19.1.1995 gün ve 22176 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve
Yer Değiştirme Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin
14'üncü maddesinde yapılan değişiklikle 3.8.1990 tarihinden önce öğretmenlik
görevine başlayanların zorunlu bölge hizmeti yükümlülüğünden muaf sayılacakları
belirtilmiştir.
İlgilinin durumunun incelenmesinden; ilk defa öğretmenlik görevine 30.11.1984
tarihinde Çorum ilinde başladığı, daha sonra 24.09.1987 tarihinde Ankara iline,
16.07.1999 tarihinde ise Artvin iline atandığı ve 06.09.2001 tarihinden itibaren
yeniden Ankara iline atanarak halen aynı ilde görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelikle
3.8.1990 tarihinden sonra ilk defa öğretmenlik görevine başlayanların zorunlu
bölge hizmeti yükümlüsü olacağı hükme bağlandığından, 24.09.1987 tarihinde ilk
defa öğretmenlik görevine başlayan ilgilinin, 16.07.1999 tarihinde Artvin iline
yapılan atamasının zorunlu hizmet yükümlülüğü ile bir ilgisi bulunmadığından
söz konusu fıkra hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
C. DERECE YÜKSELMESİ
Giriş derecesi bölümünde de belirtildiği gibi her memurun başlangıçta öğrenim
durumu ve çalıştığı hizmet sınıfı itibariyle belirlenen bir derecesi ve bu dereceyle
ifade edilen kadrosu vardır. İşte, memuriyetteki başarılı hizmet sürelerine
göre kanunun ileride açıklayacağımız hükümlerine göre bulundukları derecelerden
daha yukarı derecelere geçirilme işlemleri derece yükselmesini ifade etmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda derece yükselmesini öngören birbirinden
ayrı 3 hüküm bulunmaktadır. Bunlar 37, 67 ve 68'inci maddelerdir. Ancak burada
şu hususun belirtilmesinde yarar görülmektedir. Her ne kadar derece yükselmesiyle
ilgili birbirinden ayrı 3 hüküm bulunmakta ise de en geniş uygulama alanı olan
ve derece yükselmesi konusunun temelini teşkil eden 68'inci maddedir. 37 ve
67'nci maddeler de derece yükselmesiyle ilgili olmakla birlikte, derece yükselmesinde
gerekli olan kadro şartının yerine getirilememesi karşısında personelin mağduriyetinin
giderilmesine yönelik tedbir olarak 243 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
657 sayılı Kanuna eklenmiştir. Bu noktadan hareketle ve derece yükselmesi konusunun
en iyi şekilde kavranması açısından 68'inci maddeden başlayarak açıklanması
yerinde olacaktır.
1. Derece Yükselmesinin Usul ve Şartları
Derece Yükselmesinin Usul ve Şartları başlığı altında düzenlenen 68'inci madde,
(A) ve (B) bentlerinden müteşekkil iki bölümden ibarettir. Maddenin (A) bendinde
derece yükselmesi için şartlar belirlenmişken (B) bendinde 36'ncı madde ile
öngörülen hizmet sınıflarından eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı hariç unvanlı
kadrolar dediğimiz 1-4 dereceli kadrolara ne şekilde yükselinebileceği öngörülmektedir.
2-657 sayılı Kanun'un 68'inci Maddesinin (A) bendine göre derece yükselmesinde
aranan şartlar
(a) Üst derecelerden boş bir kadronun bulunması,
(b) Derecesi içinde en az 3 yıl ve bu derecenin 3'üncü kademesinde 1 yıl bulunmuş
olması,
(c) Kadronun tahsis edildiği görev için öngörülen nitelikleri elde etmiş olması,
(d) Sicil bakımından üst derecelere yükselebilecek nitelikte bulunduğunun tespit
edilmiş
olmasıdır.
Bu şartları taşıyan Devlet memurları bir üst dereceye yükseltilerek yükseltildiği
derecenin aylığına hak kazanmaktadır.
3-Kadrosuzluk Sebebiyle Derece Yükselmesi Yapılamayan Durumlar
Hatırlanacağı üzere "Derece Yükselmesi" ile ilgili konumuza başlarken,
derece yükselmesinde gerekli olan kadro şartının yerine getirilememesinden kaynaklanan
mağduriyetin giderilmesine yönelik tedbir mahiyetindeki derece yükselmelerinden
söz etmiştik.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun değişik 67'nci maddesinde memurun aylığının
bir üst dereceye yükseltilebilmesi için üst derecelerde boş bir kadronun bulunması
şartı aranmakta iken, 13/07/2001 tarih ve 24461 sayılı Resmî Gazetenin Mükerrer
sayısında yayımlanan 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile anılan madde; "Diğer
şartları taşımakla birlikte üst derecelerde kadro olmadığı için derece yükselmesi
yapamayan memurların kazanılmış hak aylıkları, öğrenim durumları itibariyle
yükselebilecekleri dereceyi aşmamak şartıyla işgal etmekte oldukları kadroların
üst derecelerine yükseltilir." hükmüyle yeniden düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeyle, 657 sayılı Kanunun 67'nci maddesinde yer alan "Üst derecelerden
boş bir kadronun bulunması" şartı, 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
3'üncü maddesiyle anılan maddede yapılan değişiklikle "boş" ibaresi
kaldırılarak "bir üst dereceye yükseltilebilirler" ibaresi de "üst
derecelerine yükseltilir" olarak yeniden düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, aynı Kararnamenin 9'uncu maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen
geçici 33'üncü maddesiyle de; "67 nci madde uyarınca, diğer şartları taşımakla
birlikte üst derecelerde kadro olmadığı için derece yükselmesi yapamamış olan
memurlardan öğrenim durumları ve bulundukları derece ve kademelerdeki çalışma
süreleri itibariyle birden fazla üst derecelere yükselebilecek durumda olanların
kazanılmış hak aylıkları, 01/01/2002 tarihinden itibaren, kademe ilerlemelerine
müstehak oldukları tarih itibarıyla ve her yıl azami bir derece uygulanmak suretiyle
yükseltilir." denilmektedir.
Bu hükmün uygulanmasıyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından 14/03/2002
tarih ve 24695 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Devlet Memurları Kanunu 153
Seri No'lu Genel Tebliğiyle de 631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Mali ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1.1.2002 tarihinde
yürürlüğe giren 3'üncü maddesiyle değiştirilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
67'nci maddesinin ve 9'uncu maddesiyle de anılan Kanuna eklenen geçici 33'üncü
maddenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi ve uygulama
birliğinin sağlanması amacıyla açıklama yapılmıştı.
657 sayılı Kanununda 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklikten
önceki 67'nci maddesinde, diğer şartları taşımakla birlikle üst derecelerde
boş kadro olmadığı için derece yükselmesi yapamayan memurların kazanılmış hak
aylıklarının, öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri dereceyi aşmamak
kaydıyla işgal etmekte oldukları kadroların bir üst derecesine yükseltilebileceği
hükme bağlanmıştı.
Yukarıda belirtilen hükme göre, madde kapsamına giren memurlardan, derece yükselmesine
ilişkin diğer şartları taşımakla birlikte üst derecelerde boş kadro olmadığı
için derece yükselmesi yapamayanların kazanılmış hak aylıkları, öğrenim durumları
itibarıyla yükselebilecekleri dereceyi aşmamak şartıyla, işgal ettikleri kadronun
bir üst derecesine takdire bağlı olarak yükseltilebiliyordu.
Görüleceği üzere, 657 sayılı Kanunun değişik 67'nci ve geçici 33'üncü maddelerinin
uygulamada birbirinden farklı değerlendirilmesi gerekmekledir.
a) 657 sayılı Kanun'un 67'nci maddesinin uygulanması
1 - İlk aşamada, anılan Kanun'un 68'inci maddesinde belirtilen derece yükselmesine
ilişkin diğer şartları 1.1.2002 tarihinden önce taşımakla birlikte daha önce
67'nci madde hükmünden yararlanamamış memurların kazanılmış hak aylıklarının,
maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihi itibarıyla kadro
şartı aranmaksızın öğrenim durumu itibariyle yükselebilecekleri dereceyi aşmamak
kaydıyla bir üst dereceye yükseltilmeleri gerekmektedir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 5'inci derecenin 4'üncü kademesinde
bulunan ve terfi tarihi 25.10.2002 olan memurun kazanılmış hak aylığı;
- Daha önce 67'nci madde uygulamasından yararlanamaması nedeniyle 1.1.2002 tarihi
itibarıyla 4 üncü derecenin l inci kademesine,
- 25.10.2002 tarihinde 4'üncü derecenin 2'nci kademesine,
- 25.10.2003 tarihinde 4'üncü derecenin 3'üncü kademesine,
- 25.10.2004 tarihinde 3'üncü derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 3'üncü derecenin son kademesine
kadar yükseltilecektir.
Ancak kadrosunda bir değişiklik olmadığı sürece 5'inci dereceli kadroyu işgal
etmeye devam edecektir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 5'inci derecenin 6'ncı
kademesinde bulunan ve terfi tarihi 10.6.2002 olan memurun kazanılmış hak aylığı;
- Daha önce 67'nci madde uygulamasından yararlanamaması nedeniyle 1.1.2002 tarihi
itibarıyla 4' üncü derecenin 3'üncü kademesine,
-10.6.2002 tarihinde 3'üncü derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere l'inci derecenin 4'üncü kademesine
kadar yükseltilecektir.
2- Değişikliğin yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra, derece yükselmesine
ilişkin diğer şartları taşımakla birlikte üst derecelerde kadro olmadığı için
derece yükselmesi yapamayacak memurların kazanılmış hak aylıkları kademe ilerlemelerine
müstehak oldukları tarih itibariyle bir üst dereceye yükseltilecektir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 5'inci derecenin 3'üncü kademesinde
bulunan ve terfi tarihi 15.8.2002 olan memurun kadrosu 5'inci derecede kalmakla
birlikte kazanılmış hak aylığı,
-15.8.2002 tarihinde 4'üncü derecenin 1'inci kademesine,
-15.8.2003 tarihinde 4'üncü derecenin 2'nci kademesine,
-15.8.2004 tarihinde 4'üncü derecenin 3'üncü kademesine,
- 5.8.2005 tarihinde 3'üncü derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 3'üncü derecenin son kademesine
kadar yükseltilecektir,
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 3'üncü dereceli kadroda kazanılmış hak aylığı
19.5.2002 tarihinde 2'nci derecenin 3'üncü kademesinden 4'üncü kademesine ilerleyecek
olan Şefin kazanılmış hak aylığı;
-19.5.2002 tarihinde 1'inci derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere l'inci derecenin 4'üncü
kademesine kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 3'üncü dereceli kadroda 3'üncü derecenin 2'nci kademesinden
aylık alan ve terfi tarihi 20.11 2002 olan Şefin kazanılmış hak aylığı;
- Son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması durumunda
l. l.2002 tarihi itibarıyla 3'üncü derecenin 3'üncü kademesine,
- 20.11.2002 olan terfi tarihinde 3'üncü derecenin 4'üncü kademesine, 2001 yılı
sicil notunun da olumlu olması halinde, 657 sayılı Kanun'un 37'nci maddesi hükmü
uygulanarak aynı tarih itibarıyla 2'nci derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 2'nci derecenin son kademesine
kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup zorunlu atamaya tabi olarak 10.6.2000 tarihinden
itibaren kalkınmada l'inci derecede öncelikli yörelerde fiilen görev yapan ve
terfi tarihi olan 17.4.2001 tarihi itibarıyla 5'inci dereceli kadroda 5'inci
derecenin 2'nci kademesinde bulunan memurun kazanılmış hak aylığı,
-17.4.2002 tarihinde 5'inci derecenin 3'üncü kademesine,
-10.6.2002 tarihinde 64'üncü maddenin son fıkrası hükmü uyarınca 5'inci derecenin
4'üncü kademesine ve aynı tarih itibarıyla müteakip terfi tarihi olan 17.4.2003
beklenmeksizin 67'nci madde uygulanarak 4'üncü derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere l'inci derecenin 4'üncü kademesine
kadar yükseltilecektir,
3- 657 sayılı Kanunun 64'üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması nedeniyle 1.1.2002 tarihinden itibaren bir kademe ilerlemesinden yararlanacak memurlara, derece yükselmesine hak kazanmaları halinde, 67'nci maddenin de aynı tarih itibarıyla uygulanması gerekmektedir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 3'üncü dereceli Veri Hazırlama ve Kontrol
işletmeni kadrosunda 2'nci derecenin 3'üncü kademesinden aylık alan ve terfi
tarihi 15.10 2002 olan memurun kazanılmış hak aylığı;
- Son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması durumunda
1.1.2002 tarihi itibarıyla 2'nci derecenin 4'üncü kademesine ve aynı tarih itibarıyla
67'nci madde gereğince l'inci derecenin l'inci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere l'inci derecenin 4'üncü kademesine
kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 4'üncü dereceli Şef kadrosunda 4'üncü derecenin 6'ncı
kademesinden aylık alan ve terfi tarihi 23.12.2002 olan memurun kazanılmış hak
aylığı;
- Daha önce 67'nci madde uygulamasından yararlanamaması nedeniyle, 1.1.2002
tarihi itibarıyla 3'üncü derecenin 3'üncü kademesine,
- Son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması nedeniyle
1.1.2002 tarihi itibarıyla 3'üncü derecenin 4'üncü kademesine.
- Öğrenim durumu itibarıyla yükselebileceği derecenin 4'üncü kademesinden aylık
almaya hak kazanmış olduğundan, son sicil notunun da olumlu bulunması halinde,
657 sayılı Kanunun 37'nci maddesi uygulanarak aynı tarih itibarıyla 2'nci derecenin
l'inci kademesine,
-23.12.2002 tarihinde 2'nci derecenin 2'nci kademesine,
-İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 2'nci derecenin son kademesine
kadar yükseltilecektir.
4- 67'nci maddenin uygulanması nedeniyle ilgililere yapılacak derece yükselmesi;
kazanılmış hak aylığı ile emekli keseneğine esas aylığının derece ve kademesi
aynı olanların her iki aylığına birlikte uygulanacak, farklı olanlara ise 5434
sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Ek 8'inci maddesi hükümlerine göre işlem
yapılacaktır.
b) 657 sayılı Kanuna eklenen geçici 33'üncü maddesinin uygulanması
Derece yükselmesine ilişkin diğer şartları taşımakla birlikte, üst derecelerde
kadro olmadığı için maddenin yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar öğrenim
durumları ve bulundukları derece ve kademelerdeki çalışma süreleri itibarıyla
birden fazla üst derecelere yükselebilecek durumda olanlardan;
-1.1.2002 tarihinden önce 67'nci madde hükmünden yararlandırılmamalar nedeniyle
işgal etlikleri kadro dereceleri ile kazanılmış hak aylık dereceleri aynı olan
ve kazanılmış hak aylık derecelerinin 7'nci veya daha ileri kademelerinde bulunanların,
bu Tebliğin (A/l) bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda 1.1.2002 tarihi
itibarıyla 67'nci madde hükmü uygulanarak bir üst dereceye yükseltildikten sonra,
-1.1.2002 tarihinden önce 67'nci madde hükmünden yararlandırılmaları nedeniyle
kazanılmış hak aylık dereceleri kadro derecelerinin üst derecelerinde olanlardan,
kazanılmış hak aylık derecelerinin 4'üncü veya daha ileri kademelerinde bulunanların,
kazanılmış hak aylıkları, öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri dereceleri
aşmamak kaydıyla, kademe ilerlemesine müstehak oldukları tarihlerde yapılmak
ve her yıl azami bir derece uygulanmak suretiyle üst derecelere yükseltilecektir.
İlgililerin birden fazla üst derecelere yükselebilecek durumda olup olmadıklarının
tespiti yapılırken 1.1.2002 tarihinden önceki son kadro derecesi ile kazanılmış
hak aylık derece ve kademelerinin mukayesesi yapılacaktır.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 4'üncü derecenin 7'nci
kademesinden aylık alan ve terfi tarihi 31.7.2002 olan memurun kazanılmış hak
aylığı;
-Daha önce 67'nci maddeden yararlanması ve kadro derecesine göre birden fazla
üst derecelere yükselebilecek durumda olması nedeniyle geçici 33'üncü madde
gereğince her yıl azami bir derece uygulanabileceğinden 31.7.2002 tarihinde
3'üncü derecenin 5'inci kademesine,
- 31.7.2003 tarihinde 2'nci derecenin 3'üncü kademesine,
- 31.7.2004 tarihinde l'inci derecenin l'inci kademesine,
-İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 1'inci derecenin 4'üncü kademesine
kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 5'inci derecenin 8'inci kademesinde
bulunan ve terfi tarihi 15.10.2002 olan Şefin kazanılmış hak aylığı;
- Daha önce 67'nci madde hükmünden yararlanamadığından 1.1.2002 tarihi itibarıyla
4'üncü
derecenin 5'inci kademesine,
-Kadro derecesine göre birden fazla üst derecelere yükselebilecek durumda olması
nedeniyle, geçici 33'üncü madde gereğince 15.10 2002 olan terfi tarihinde 3'üncü
derecenin 3'üncü kademesine,
-2002 yılı sicilinin olumlu ve son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve
daha yukarı olması durumunda (657 sayılı Kanunun 64 ve 37'nci maddelerine göre)
1.1.2003 tarihinde 3'üncü derecenin 4'üncü kademesine ve aynı tarih itibarıyla
2'nci derecenin l'inci kademesine,
-15.10.2003 tarihinde 2'nci derecenin 2'nci kademesine,
- İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere 2'nci derecenin son kademesine
kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 30.3.2000 tarihinde
4'üncü derecenin 9'uncu kademesine ilerleyen ve 2001 yılında kademe ilerlemesi
yapamamış memurun kazanılmış hak aylığı;
- 30.3.2002 terfi tarihinde bekleme süreleri de dikkate alınarak geçici 33'üncü
madde hükmü gereğince, 3'üncü derecenin 8'inci kademesine,
- 30.3.2003 tarihinde 2'nci derecenin 6'ncı kademesine,
- 30.3.2004 tarihinde ise l'inci derecenin 4'üncü kademesine yükseltilecektir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 3'üncü dereceli kadroda 2'nci derecenin 6'nci
kademesinden 7.9.2001 tarihinden beri aylık almakta olan Şefin kazanılmış hak
aylığı terfi tarihi olan 7.9.2002 tarihinde l inci derecenin 4 üncü kademesine
yükseltilecektir.
Ancak son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması halinde,
1.1.2002 tarihinden itibaren bir kademe ilerlemesine hak kazanacağından, kazanılmış
hak aylığı terfi tarihi beklenmeksizin anılan tarih itibarıyla l'inci derecenin
4'üncü kademesine yükseltilecektir.
ÖRNEK: Yükseköğrenim mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 4'üncü derecenin 7'nci
kademesinden aylık alan ve terfi tarihi 15.3.2002 olan memurun kazanılmış hak
aylığı;
- Son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olması durumunda,
1.1.2002 tarihinden itibaren bir kademe ilerlemesine hak kazanacağından terfi
tarihi beklenmeksizin anılan tarih itibarıyla geçici 33'üncü madde uygulanarak
3'üncü derecenin 5'inci kademesine.
- Son altı yıllık sicil notu nedeniyle kademe ilerlemesine müstehak olduğu 1.1.2002
tarihi itibariyle geçici 33'üncü madde uygulandığından 15.3.2002 olan terfi
tarihinde 2'nci derecenin 3'üncü kademesine yükseltilmeyerek 3 üncü derecenin
6'ncı kademesine,
-15.3.2003 tarihinde 2'nci derecenin 4'üncü kademesine, -15.3.2004 tarihinde
l'inci derecenin 2'nci kademesine,
-İzleyen yıllarda her yıl bir kademe olmak üzere l'inci derecenin 4'üncü kademesine
kadar yükseltilecektir.
ÖRNEK: Lise mezunu olup 5'inci dereceli kadroda 30.4.2000 tarihinde 4'üncü
derecenin 9'uncu kademesine ilerleyen, 1995-2000 yılları arasındaki son altı
yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve daha yukarı olmasına rağmen ilerleyebileceği
kademe bulunmadığından bir kademe ilerlemesinden 1.1.2001 tarihi itibarıyla
yararlanamayan ve 30.4.2001 tarihinde, sicil nedeniyle hak kazanmış olduğu kademe
ile birlikle bulunduğu derece ve kademede iki kademe ilerlemesi yapamamış olan
memurun kazanılmış hak aylığı;
- 30.4.2002 tarihinde 3'üncü derecenin 8'inci kademesine (l yıl kıdemli),
- 1996-2001 yılları arasındaki son altı yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve
daha yukarı olması ve 2001 yılı sicilinin de olumlu bulunması halinde 657 sayılı
Kanunun 37'nci maddesi hükmü gereğince, l yıl bekleme süresi de dikkate alınmak
suretiyle 30.4.2002 tarihi itibarıyla 2' ncı derecenin 6'ncı kademesine yükseltilecektir.
- 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (A) Bendi l2/d fıkrasının uygulanması 657
sayılı Kanunun 36'ncı maddesi (A) Bendi l2/d fıkrasında ve maddenin uygulanmasını
gösteren Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğlerinde, memuriyette iken veya
memuriyetten ayrılarak üst öğrenimi bitirenlerin, aynı üst öğrenime tahsile
ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren
emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst
öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet
sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave
edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltileceği belirtildiğinden,
anılan madde uyarınca yapılacak intibak işlemlerinde emsal kıyaslaması yapılırken,
67'nci ve geçici 33'üncü madde hükümlerinden yararlanmış emsallerinin ulaştıkları
derece ve kademelerin aşılmaması gerekmektedir.
Kadroları kaldırılmış personel hakkında da yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde
kazanılmış hak aylıkları bakımından anılan Kanunun 67'nci ve geçici 33'üncü
maddeleri hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
- Kazanılmış hak aylıkları bulunmuş oldukları kadro derecelerinin daha üst derecelerine
yükseltilenlerin aylıkları, yükseltildikleri derecenin gösterge ve varsa ek
göstergesi esas alınarak ödenecektir Kadro derecesine bağlı haklar ise işgal
edilen kadro derecesine göre belirlenecektir.
657 sayılı Kanunun 67'nci ve geçici 33'üncü madde hükümlerinden yararlanamadan
emekli olanlar hakkında, 26/12/2001 tarihli ve 2001/3486 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı hükümleri çerçevesinde T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce gerekli
işlemler yapılacaktır,
Diğer taraftan, tüm öğretmen kadrolarının 09/11/1991 tarih ve 21046 Mükerrer
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 91/2344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
1-9'uncu dereceler olarak değiştirilmiş olması sebebiyle öğretmenlerimiz için
derece yükselmesine ilişkin her türlü terfilerinde giriş derecelerinden öğrenim
durumlarına göre yükselebilecekleri dereceye kadar hiçbir kadro sıkıntıları
zaten yoktu.
Yukarıda belirtilen 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de diğer hizmet
sınıfları bakımından öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceye kadar
hiçbir kadro sıkıntısı olmadan yükselmelerine imkan sağlanmıştır.
4. Yükselinebilecek Derecenin Üstünde Bir Dereceye Yükselme (657 sayılı
Kanun'un 37'nci maddesinin uygulanması)
Kadro şartına bağlı olmadan Devlet memurlarının aylıklarının bir üst dereceye
yükseltilmesine imkân veren bir diğer hükümde 243 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
ile "Yükselinebilecek Derecenin Üstünde Bir Dereceye Yükselme" başlığı
altında düzenlenen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 37'nci maddesidir.
Söz konusu maddede; "Bu Kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet
sınıfları ve görev unvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin
dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu
ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların
kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir."
denilmektedir.
Devlet memurlarının kazanılmış hak aylıkları ilke olarak öğrenim durumları itibariyle
"GİRİŞ DERECESİ" bölümünde de ifade edildiği gibi 36'ncı maddede belirtilen
yükselinebilecek derecelere kadar çıkabilmektedir. Ancak, gerek 01/03/1979 tarihi
itibariyle uygulanan 2182 sayılı Kanunla gerekse 15/10/1991 tarihi itibariyle
uygulanan 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu genel kurala istisnalar
getirilmiştir. Diğer bir ifade ile 2182 sayılı Kanun ve 458 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile müktesep hak aylık derecelerine uygulanan bir derece yükselmesinde
kadro koşulu aranmadığından, öğrenim durumuna göre yükselinebilecek derecenin
üzerine çıkılabilmiştir.
İşte, bu istisnai haller hariç, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 243 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenen 37'nci maddesi ile memurların
kazanılmış hak aylıklarının, öğrenim durumları itibariyle yükselebilecekleri
derecenin bir üstündeki dereceye yükselmelerine imkân sağlanmıştır.
Söz konusu imkandan yararlanabilmek için memurların şu şartları taşımaları gerekmektedir.
a) Öğrenim durumu itibariyle azami yükselebileceği derecede üç yılını tamamlayarak
bu
derecenin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanmak,
b) Son sicil notunun olumlu olması kaydıyla son 6 yıllık sicil notu ortalaması
doksan veya daha
yukarı olmak.
Bu şartları taşıyan memurlar, yükselebileceği derecenin üzerindeki bir dereceden
kadroya atanmamakla birlikte, işgal etmekte olduğu kadroda bırakılarak, aylığı
yükselebileceği derecenin bir üstündeki dereceye çıkarılabilecektir. Ayrıca,
bu memur yükseltildiği dereceden aylık alanlar için öngörülen haklardan da yararlanabilecektir.
ÖRNEK: 3'üncü derece kadroda olup bu derecede kalma süresi olan 3 yılını tamamlayarak
aynı derecenin 4'üncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son yıla ait
sicil notu olumlu, son 6 yıllık sicil notu ortalaması da 90 veya daha yukarı
olan lise mezunu bir memur yine 3'üncü derecedeki kadrosunda bırakılmakla birlikte
kazanılmış hak aylığı 2'nci derecenin 1'inci kademesine yükseltilecektir.
Ancak, bu memurun kadrosunun ikinci dereceye yükseltilmesini gerektirecek bir
durum olmadıkça (memuriyetine uygun bir yüksek öğrenimi bitirmesi gibi) aylığını
memuriyete devam ettiği sürece 2'nci derecenin son kademesine kadar yükseltilmesine
imkân bulunmakla birlikte, hiçbir şekilde birinci dereceye yükseltilemeyecektir.
Diğer bir ifadeyle 37'nci madde bu memur için bir daha uygulanamayacaktır.
5. 657 sayılı Kanun'un 37 ve 64'üncü Maddelerinin Karşılaştırılmalı İncelenmesi
Dikkat edileceği gibi 6 yıllık sicil notu ortalaması bakımından 37'nci madde
ile 64'üncü madde uygulaması arasında bir benzerlik bulunmaktadır. Bu benzerlikten
dolayı genelde uygulamada hangi hükmün öncelikle uygulanacağı veya her iki hükmün
bir arada uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında tereddüt oluşmaktadır.
Gerek "KADEME İLERLEMESİ" ile ilgili bölümde 64'üncü madde uygulamasında,
gerekse incelemekte olduğumuz 37'nci madde ile ilgili olarak yukarıda işaret
edildiği üzere, her iki hüküm de 6 yıllık sicil notu ortalamasına göre işlem
yapılıyor olmasından doğan benzerliğin yanı sıra uygulamayı birbirinden ayıran
çok önemli farklılıkları mevcuttur.
Şimdi bu farklılıkları inceleyelim.
a) Her şeyden önce 37'nci madde, öğrenim durumuna göre yükselebileceği derecenin
4'üncü kademesinden aylık almaya hak kazanmış olan memurun aylığının, kadrosunda
herhangi bir değişiklik yapmadan öğrenim durumuna göre yükselebileceği derecenin
bir üstündeki dereceye yükseltilmesidir. 64'üncü maddeye eklenen ikinci fıkradaki
durum ise memur hangi dereceden aylık alıyor olursa olsun müktesep hak aylık
derece ve kademesine bir kademe ilerlemesi verilmesidir.
b) 37'nci madde uygulamasında son 6 yıllık sicil notu ortalamasının en az doksan
olmasının yanı sıra son yıla ait sicil notunun da başarılı olması şartı vardır.
64'üncü madde hükmünde ise son 6 yıllık sicil notu ortalamasının en az 90 olması
yeterli görülmekte ayrıca son yıl sicil notunun olumlu olma şartı aranmamaktadır.
Her iki hükmü birbirinden ayıran unsurlara bu şekilde işaret ettikten sonra
hükümlerin birlikte uygulanabilirliği hususuna da değinmek gerekecektir.
Öğrenim durumları itibariyle azami yükselebilecekleri derecede olup son 6 yıllık
sicil notu ortalamasına göre 64'üncü madde uyarınca bir kademe ilerlemesinden
yararlanarak aylığı bu derecenin 4'üncü kademesine yükseltilen ve böylece öğrenim
durumuna göre yükselebileceği derecenin 4'üncü kademe aylığını hak kazanan bir
memur, aynı sicil notu ortalamasına göre ancak son sicil notunun olumlu olması
şartıyla kadrosu işgal etmekte olduğu derecede bırakılmak suretiyle aylığı 37'nci
madde uyarınca bir üst dereceye yükseltilebilecektir.
Görüldüğü gibi, şartların oluşması halinde 64 ve 37'nci maddelerin birlikte
uygulanmasına engel bir durum yoktur. Bu memur 6 yıllık sicil notu ortalamasına
göre aldığı bir kademe ilerlemesini müteakip aynı yıl içinde terfi tarihi geldiğinde
bulunduğu derecenin 4'üncü kademe aylığını hak kazandığında da 37'nci madde
uyarınca aylığı bir üst dereceye yükseltilebilecektir.
Her iki durumu birer örnekle açıklamak gerekirse;
Lise mezunu olarak 30/06/2000 tarihinde 3'üncü derecenin 3'üncü kademesinde
bulunan, 1995-2000 dönemine ait sicil notu ortalaması 90 veya daha yukarı ve
2000 yılı sicil notu da olumlu olan bir memura 01/01/2001 tarihinden geçerli
olmak üzere önce 64'üncü madde uyarınca bir kademe ilerlemesi uygulanarak 3'üncü
derecenin 4'üncü kademe aylığını hak kazanmış olduğundan, aynı tarih itibariyle
37'nci madde uyarınca kadrosu 3'üncü derecede kalmak suretiyle 2'nci derecenin
1'inci kademesine yükseltilecektir.
Aynı memur, 90 puan uygulaması ile 01/01/2001 tarihinde 3'üncü derecenin 3'üncü
kademesine ilerletilseydi, bu kez normal terfi tarihi olan 30/06/2001 tarihinde
3'üncü derecenin 4'üncü kademesini hak kazandığında 37'nci madde uyarınca aylığı
30/06/2001 tarihinde 2'nci derecenin birinci kademesine yükseltilecekti. İlgilinin
öğrenim durumuna göre yükselebileceği 3'üncü derecenin 4'üncü kademesini bir
sonraki yılda yani 30/06/2002 tarihinde kazanması durumunda, bu kez 1996-2002
dönemine ait sicil notu ortalamasının 90 puan veya daha fazla olması gerekecekti.
Burada ifade edilmesinde yarar görülen bir durum vardır. 6 yıllık sicil notu
ortalaması 90 puan veya daha yukarı olup da öğrenim durumuna göre yükselebileceği
derecenin 4'üncü kademe aylığına hak kazanma şartının, alt sınır olarak algılanması
gerekmektedir. Zira 6 yıllık sicil notu ortalamasının 90 puan veya daha üst
seviyede tespit edildiği dönemde memurun öğrenim durumuna göre yükselebileceği
derecenin 5'inci, 6'ncı, 7'nci, 8'inci, 9'uncu ve hatta bu kademede belirli
bir kıdem süresinin (bekleme süresinin) olması uygulamada sonucu değiştirmeyecektir.
Bu durumda olanlar değişik 161'inci madde çerçevesinde yükseltildiği derecenin
eşit göstergeli kademesine getirilecek ve varsa artan kıdemi bu kademede geçmiş
sayılacaktır. Ayrıca 9'uncu kademeyi kazanılmış hak olarak alanların bu kademede
geçen kıdem süresinin her yılı yükseltildiği üst derecede kademe ilerlemesi
verilmek suretiyle değerlendirilecektir.
D- HİZMET DEĞERLENDİRMESİ
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun halen uygulama alanı bulabilen dolayısıyla
intibak yapmayı gerektiren hükümlerinden öncelikle geçici nitelikte olanlara,
daha sonra da sürekli hükümlerine yer vererek örneklerle incelemeye çalışalım.
Ancak ek geçici maddeler genelde intibak maddeleri olmakla birlikte günümüzden
çok geride kaldıklarından uygulama alanı kalmamıştır. Buna rağmen intibakın
temelini oluşturan maddeleri sırasıyla inceleyelim.
1. Ek Geçici 2'nci Madde;
Hizmet değerlendirilmesinin ne olduğunun en belirgin örneği 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun 1897 sayılı Kanunla değişik ek geçici 2'nci maddesi uyarınca
yapılan intibak işlemleridir.
Ek geçici 2'nci madde, 01/03/1970 -30/11/1970 tarihleri arasında görevde olmaları
nedeni ile intibakı yapılmış olanlar (1327 sayılı Kanun'a göre) ile 30/11/1970'den
01/03/1975 tarihine kadar olan sürede göreve alınanlardan öğrenim durumları
değişmemiş olanların derece ve kademelere intibakının hangi esaslara göre yapılacağını
göstermektedir.
İşte bu manada ek geçici 2'nci madde, Devlet memurlarının nerelerde ve hangi
şartlarda geçen sürelerinin derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi açısından
değerlendirileceğini ifade etmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken önemli bir husus, ek geçici maddenin hüküm
ifade ettiği süredir. Yani, hangi tarihler arasında uygulama alanı bulduğudur.
Bilindiği gibi, Kanunların asıl maddeleri, aksine bir hüküm olmadıkça yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren meydana gelen olay ve durumlar için uygulanır. Geçici
maddeler, kanunun getirdiği yeni hükümlerin kanunun hüküm ifade ettiği kesimine
ne şekilde ve nasıl etki edeceği ile bu etkileşim süresinde takip edilecek yolu
belirler. Ek geçici maddeler ise kanunla getirilen sistem içerisinde kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önceki olay ve durumların bu kanun hükümlerine uydurulmasına
dönük hükümleri kapsar. Bu bakımdan geçici ve ek geçici maddelerin kanunun yürürlük
tarihinden sonraki olay ve durumlara uygulama alanı yoktur.
Bu anlamda ek geçici 2'nci maddenin uygulama alanı 657 sayılı Kanunda köklü
ve geniş kapsamlı değişiklik yapan 1897 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan
01/03/1975 tarihi ile sınırlıdır. Yani ek geçici 2'nci madde, 01/03/1975 tarihinde
veya bu tarihten önce Devlet memurluğuna girmiş olanların 1897 sayılı Kanunla
getirilen esaslara uyarlanmasına dönüktür.
Şimdi, Ek Geçici 2'nci madde uyarınca yapılacak intibakta hangi hizmetler değerlendirilecek
ve bu hizmetler hangi derece ve kademe üzerine hesaplanacak bunları kavramaya
çalışalım.
a) Yapılacak intibakta esas alınacak giriş derecesi;
Gerek incelemekte olduğumuz Ek Geçici 2'nci madde, gerekse 01/03/1975 tarihinden
sonra herhangi bir kanun yada kanun hükmünde kararname uyarınca yapılması gereken
intibaklarda bu bültenin "GİRİŞ DERECESİ" bölümünde işaret edildiği
gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1897 sayılı Kanunla değişik 36'ncı
maddesinde tespit olunan hizmete giriş derece ve kademesi esas alınacaktır.
Nitekim bu durum, Ek Geçici 2'nci maddenin (A) bendinde; "Başlangıç derece
ve kademesi olarak 1/3/1975 tarihindeki öğrenim durumuna göre 36 ncı maddede
tespit olunan hizmete giriş derece ve kademesi esas alınır." denilmek suretiyle
esasa bağlanmıştır.
b) Hangi hizmetler değerlendirmeye alınacaktır.
Ek Geçici 2'nci maddenin (B) bendinde; "18 yaşın bitirilmesinden sonra,
87 nci maddede belirtilen kurumlarda geçen başarılı hizmet süreleri değerlendirilir."
hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu bendin irdelenmesinde; memurun hizmetinin değerlendirmeye alınabilmesi
için 18 yaşın bitirilmesinden sonra geçmiş olması gerekecektir.
Bunun gerekçesi; Türk Medeni Kanununa göre kadın-erkek her Türk vatandaşı medeni
haklarını kullanma ehliyetine 18 yaşında sahip olmasıdır. Bu temel noktadan
hareketle, kamu kurum ve kuruluşlarına alınacaklarda 18 yaşını bitirmiş olma
durumu şart olarak öngörülmektedir. Ancak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenler
açısından en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanununun 12'nci maddesine
göre kazaî rüşt kararı (medeni haklarını kullanma ehliyeti) almak şartıyla kamu
görevlerine alınabilmektedirler. Bu şekilde geçirilen hizmetlerde 18 yaşın bitirilmesinden
sonra geçmiş gibi değerlendirmeye alınacaktır. Kazaî rüşt kararının mahkemelerce
verildiği unutulmamalıdır.
Hizmetin 87'nci maddede belirtilen kurumlarda geçmiş olması: Bu madde, kuşkusuz
657 sayılı Kanunun 1897 sayılı Kanunla değişik 87'nci maddesidir. Madde, başlığına
uygun olarak memurlar için ikinci görev yasağını düzenlemekte ise de ikinci
görev verilmeyecek kurumlar kamu kurumları olduğundan aynı zamanda madde kamu
kurumlarını da düzenlemiş olmaktadır.
Çok genel anlamda ifade edilen bu kamu kurumlarında geçen hizmetler kamu hizmetleri
olarak görülmekte olup, bu kurumlarda geçen hizmetler değerlendirmeye alınacaktır.
Hizmet değerlendirmesi yapılırken, hizmetin geçtiği kurumun 87'nci maddede belirtilen
kurumlardan olup olmadığı konusunda net karar verilemediğinde, kurumun niteliği
hakkında ilgili birimlerden bilgi alınmalıdır. İhtiyaç duyulması halinde ilgili
kurumdan, kurumlarının 657 sayılı Kanunun 87'nci maddesinde belirtilen kurumlar
niteliğinde olup, olmadığının bildirilmesi istenilebilecektir.
Hizmet değerlendirmesinde dikkate alınıp alınmayacağı sıkça gündeme gelen hususlardan
birisi de vekil öğretmenlikte geçirilen sürelerdir.
Bilindiği gibi 657 sayılı Kanunun değişik 86'ncı maddesi uyarınca öğretmen ihtiyacı
karşılanamayan okullarımızda vekil öğretmen görevlendirilmektedir. Vekil öğretmenlik,
bu amaçla sağlanan geçici kadrolara yapılan görevlendirmeler olması nedeniyle
asli kadrolardaki memuriyet görevleri gibi mütalâa edilmemektedir.
Diğer taraftan, aynı Kanunu'nun 36'ncı maddesi (C) bendinde; hangi hizmetlerin
kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirileceği belirtilmiş,
bunlar arasında vekil öğretmenlikte geçen hizmetlerin değerlendirilmesine yönelik
her hangi bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle söz konusu hizmetlerin kazanılmış
hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır.
Ancak, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun (f) bendine göre açıktan tayin
edilen vekillerin kanunlarına göre, aldıkları vekillik aylık ve ücret tutarları
üzerinden emekli keseneği kesileceği hükme bağlanmış olması nedeniyle bu sürelerin
emekli keseneğine esas aylık derece ve kademelerinde değerlendirilmesi mümkün
bulunmaktadır.
Hizmetlerin Başarılı Geçmesi: Hizmet değerlendirmesinde dikkate alınacak bir
diğer hususta hizmetin başarılı geçmiş olmasıdır. Bilindiği gibi Devlet memurlarının
başarı durumları sicil raporları ile belirlenmektedir. Bu raporlara göre başarısız
olduğu belirlenen hizmet sürelerinin intibakta (hizmet değerlendirmesinde) dikkate
alınması mümkün değildir.
Bu incelemelerden sonra akla şu gelecektir. Kazai rüşt kararı alanlar hariç,
18 yaşın bitirilmesinden sonra 87'nci maddede belirtilen kurumlarda geçen başarılı
hizmet sürelerinden neyi anlayacağız? Diğer bir ifade ile bu hizmetler hangi
statüde geçmiş olacaktır?
Bent metni tekrar incelendiğinde de görüleceği gibi, 18 yaşın bitirilmesinden
sonra 87'nci madde kapsamına giren kurumlarda başarılı geçen hizmetlerin hangi
statüde geçtiği yönünde bir ayrıntıya yer verilmemiştir. Bu bakımdan hangi statüde
olursa olsun ister memur, ister işçi, isterse sözleşmeli olarak yukarıdaki incelememiz
çerçevesinde bu kurumlar kapsamında geçen her hizmet ek geçici 2'nci madde uyarınca
yapılan intibaklarda değerlendirme kapsamında görülecektir.
c) Değerlendirmeye alınan hizmetlere ilâve edilebilecek süreler:
(B) bendi ile genel olarak bu şekilde gösterildikten sonra, bu hizmetlere ilâve
edilebilecek süreler de (C) bendi ile düzenlenmiştir. Bu bentte yer alan süreler
(dikkat edilecek olursa hizmetler denmiyor, süreler deniyor) 87'nci madde kapsamına
giren kurumlar niteliğinde olmayan yerlerdir. Süreler ise genel olarak belirli
bir işin görülmesi amacıyla ve karşılıklı yapılan bir akte (sözleşmeye) dayalı
olarak yapılan hizmetler mahiyetinde değildir. Statü itibariyle ne memur, ne
işçi ve nede sözleşmeli personel sayılmaktadır. Bunlar (C) bendinde fıkralar
halinde gösterilmiştir. Muvazzaf askerlikte, serbest avukatlıkta Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeliğinde geçen süreler gibi.
Bu fıkralarda yer alan durumlar, Kanunun sürekli maddelerinden olan 36'ncı madde
kapsamında da yer aldığından 01/03/1975 tarihinden sonra göreve alınanların
giriş derecesine veya kazanılmış hak aylığında değerlenecek süreler hüviyetini
kazanmışlardır. Ancak (k) fıkrasında belirtilen yabancı memleketlerde öğretmen
olarak Türk kültürüne hizmet edenlerin bu suretle geçen hizmetlerinin değerlendirilmesi,
her ne sebepten kaynaklanmış ise 36'ncı maddede yer almamıştır. Bu bakımdan
söz konusu fıkranın incelenmesine özellikle ihtiyaç duyulmaktadır.
Ek Geçici 2'nci maddenin (C) bendi (k) fıkrası aynen şu şekilde düzenlenmiştir.
"Yabancı memleketlerde öğretmen olarak Türk kültürüne hizmet edenlerden
Türk vatandaşlığına geçmiş ve Devlet memuru olmuş olanların, yurt dışında öğretmenlikte
geçen hizmetlerinin, (12 yılı geçmemek üzere 2/3'ü" (B) bendi uyarınca
belirlenecek sürelere eklenerek intibakı açısından değerlendirilecektir.
Bu fıkra, Türkiye dışındaki ülkelerde (yabancı ülkeler) Türk kültürüne öğretmen
olarak hizmet edenlerden, sonradan Türk Vatandaşlığına geçerek Devlet memuru
olanların bu şekildeki hizmetlerinin belirli bir miktarının değerlendirilmesi
amacıyla düzenlenmiştir. Fıkra geçici hüküm kapsamında olduğu için uygulama
alanı 01/03/1975 tarihi ile sınırlı durumdadır. Daha önceki konularda değinildiği
gibi geçici maddelerin kanunun yürürlük tarihinden sonraki olay ve durumlara
uygulama alanı olmadığından, bu fıkra kapsamında bir değerlendirme yapılabilmesi
için hakkında intibak yapılacak kişinin 01/03/1970-01/03/1975 tarihleri arasında
Türk Vatandaşı sıfatıyla Devlet memuru olarak görevde bulunması gerekmektedir.
01/03/1975 tarihinden sonra memuriyete girenler hakkında bu fıkra uyarınca işlem
yapılmasına imkân bulunmamaktadır.
(Not: 657 sayılı Kanun'un Ek Geçici 2'nci maddesinin (C) bendi k fıkrasının
uygulanması hususunda yargı organlarınca kişiler lehine verilen yargı kararlarının
genelleştirilerek uygulanması mümkün olmamakla birlikte uygulamanın yukarıdaki
açıklamalar çerçevesinde sürdürülmesi gerekmektedir. Ayrıca, konunun idari yönden
çözüme kavuşturulması bakımından ilgili kurumlar nezdinde gerekli çalışmalar
sürdürülmekte olup, sonuçlandığında ayrıca açıklama yapılacaktır.)
Yabancı memleketlerde öğretmen olarak Türk kültürüne hizmet edenlerin bu suretle
geçen hizmetlerinin değerlendirilmesi bakımından 01/03/1975 öncesinde memur
olanlarla bu tarihten sonra memur olanlar arasında var olan ayrıcalığın giderilmesi
için mutlaka kanun veya kanun hükmünde kararnamelerle yeni bir düzenlemeye ihtiyaç
bulunmaktadır. Bu düzenleme bağımsız özel bir hüküm olabileceği gibi 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 36'ncı maddesine bir bent veya fıkra ilavesi
yoluyla da olabilecektir.
Ek Geçici 2'nci maddenin diğer bent ve fıkralarında bu madde uyarınca yapılacak
intibaklarda kamu kurumlarında geçtiği halde değerlendirmeye alınmayacak hizmet
süreleri ile göz önünde bulundurulacak diğer hususlar belirlenmiştir. Bu bent
ve fıkralar uygulayıcılar tarafından kavranması gereken önemli hükümlerdendir.
2. Ek Geçici 3'üncü madde;
Bu madde, 01/03/1970-30/11/1970 tarihleri arasında görevde bulunmaları sebebiyle
haklarında 1327 sayılı Kanun uyarınca intibakı yapılmış olanlar ile 30/11/1970
tarihinden 01/03/1975 tarihine kadar olan sürede göreve alınanlardan memuriyetleri
sırasında öğrenim durumları 36'ncı maddeye göre daha ileri kademe veya daha
yüksek dereceden hizmete alınma hakkı verecek şekilde değişenlerin derece ve
kademelere intibakının ek geçici 2'nci madde hükmü dikkate alınarak (değerlendirmeye
esas olacak hizmet sürelerinin tespiti bakımından 36'ncı maddenin (A) bendi
12/d fıkrası uyarınca yapılmasına imkân tanımaktadır.
Gerek geçici 3'üncü madde ile yapılan bu düzenleme olmasaydı, memuriyetleri
sırasında 36'ncı maddeye göre daha ileri derece ve kademeden hizmete alınmayı
gerektiren öğrenimi bitirenlerin emsal uygulaması yapılmasına imkân olmadığından
intibakları en son öğrenim durumları itibariyle esas alınacak, giriş derece
ve kademeleri üzerine değerlendirmeye esas toplam hizmetleri, ek geçici 2'nci
madde çerçevesinde her yılına bir kademe her üç yılına bir derece hasabıyla
değerlendirilecekti. Böylece, ilgilinin memuriyete başladığı tarihte kendisiyle
aynı öğrenim düzeyinde olan ve öğrenime ara vermeden üst öğrenime devam ederek
bu öğrenimi bitirdiği tarihte memuriyete başlayan emsalini geride bırakacak
ve ilgiliye emsaline göre haksız bir menfaat sağlanmış olacaktı.
Bu maddenin uygulanmasıyla ilgili olarak Maliye Bakanlığının 31 Seri No'lu Devlet
Memurları Kanunu Genel Tebliği en güzel örnek, sürekli dikkate alınacak en güzel
kaynaktır.
3. Ek Geçici 41'inci madde;
Ek Geçici 2'nci madde hakkında bilgi verilirken 01/03/1970-01/03/1975 tarihleri
arasında görevde olanların intibakının ek geçici 2'nci madde hükümleri çerçevesinde
yapılacağı ifade edilmişti. 01/03/1970 tarihinden önce Devlet memuru olarak
çalışmış olupta herhangi bir sebeple söz konusu tarihler arasında görevde bulunmayanlardan
tekrar memuriyete atananlar hakkında ne yönde işlem yapılacağı, işte bu hükümle
yani ek geçici 41 'inci madde ile çözüme kavuşturulmuştur.
1897 sayılı Kanunla değişik Ek Geçici 41'inci madde, aynen şu şekilde düzenlenmiştir.
"Personelinin intibakı bu Kanun hükümlerine göre yapılan kurumlarda 1/3/1970
veya 1/3/1975 tarihlerinde yahut bu iki tarih arasında görevde bulunmamış olanların
intibakı yapılmaz.
Bu durumda olanlardan sonradan göreve girmek isteyenler hakkında aşağıdaki şekilde
işlem yapılır.
A) 1/3/1975 tarihinde;
a) Askerlik görevini yapmakta olanlar,
b) Özel okullarda yöneticilik ve öğretmenlik görevlerinde bulunanlar (Sadece
Millî Eğitim Bakanlığı emrinde görev kabul etmiş olmaları şartıyla),
c) 1416 sayılı Kanuna göre yurt dışında öğrenim yapmakta olanlar.
d) 4489 sayılı Kanun ile bu Kanunun 77 nci maddesine dayanılarak yabancı bir
memleket veya uluslararası bir kuruluşta görevli bulunanlar,
e) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinde, belediye başkanlığında, illerin
daimi komisyon üyeliğinde bulunanlar,
bu Kanunun ek geçici maddeleri ile getirilmiş bulunan intibak hükümleri dairesinde
intibak ettirilecekleri derece ve kademe ile göreve alınabilirler.
B) Görevde bulunmamaları (A) bendinde belirtilen nedenlere dayanmayanlardan, çeşitli barem ve personel kanunlarına veya T.C.Emekli Sandığı Kanununa göre kazanılmış hakkı olanlar evvelce kazandıkları barem veya emeklilik dereceleri (Bu derece sınıf ve öğrenim durumlarına göre 36 ncı madde ile tespit edilen yükselebilme derecesini geçmişse, 36 ncı maddede tespit edilen yükselebilme derecesi) ve bu derecede geçirilen süre göz önüne alınmak suretiyle tespit edilecek kademe ile göreve alınabilirler." denilmektedir.
Burada iki önemli husus göze çarpmaktadır. Bunlar, madde metninde (A) ve (B)
bentleri olmak üzere birbirinden ayrılan durumlardır.
Madde girişinde her ne kadar 01/03/1970-01/03/1975 tarihleri arasında görevde
olmayanların intibaklarının yapılmayacağı ifade edilmekte ise de, (A) bendinde
sayılan hallerde intibak yapılmasına müsaade edilmiştir. Yani görevde bulunmayışları
(A) bendinde sayılan hallerden birine dayalı olanların 657 sayılı Kanunun ek
geçici maddeleri çerçevesinde intibaklarının yapılarak göreve atanmalarına imkân
sağlanmıştır.
ÖRNEK: 1965 yılında memuriyete alınan ve 1969 yılında da Belediye başkanlığına
seçilen ve bu görevi 01/03/1970 sonrasına kadar devam eden bir kişi 01/03/1975
tarihinden sonra tekrar memuriyete dönmek istediğinde ek geçici maddeler çerçevesinde
intibakı yapılarak bulunacak derece ve kademeden hizmete alınabilecektir.
Görevde bulunmamaları (A) bendinde sayılan hallere bağlı olmayanlardan 01/03/1975
tarihinden sonra memuriyete dönmek isteyenler hakkında yapılacak işlem ise (B)
bendinde ifade edilmiştir.
Aynı örnekten hareket ettiğinizde memuriyete 1965 yılında alınan ve 1969 yılında
görevinden kendi isteğiyle çekilen ve çekilmiş sayılan bir kişi 01/03/1975 tarihinden
sonra tekrar memuriyete dönmek istediğinde, hakkında intibak yapılması mümkün
değildir. Ancak bu kişi 1970 öncesi görevden ayrıldığı tarihte yürürlükte olan
personel kanunlarına göre kazanılmış hak olarak elde ettiği maaş veya ücretin
karşılığı olan derece ve kademeden hizmete alınabilecektir. Tabii ki bu derece
ve kademe öğrenim durumu itibariyle 657 sayılı Kanunun 1897 sayılı Kanunla değişik
36'ncı maddesinde belirtilen giriş derecesinin altında kalıyorsa giriş derecesinden
hizmete alınması gerekecektir. Yine bu personelin kazanılmış hak (müktesep hak)
olarak belirlenen derece ve kademesi öğrenim durumuna göre yükselebileceği derecenin
üzerinde ise bu derece ve kademe esas alınacaktır. Yani lise mezunu olan bir
kişi 01/03/1970 öncesinde kazanılmış hak olarak elde ettiği aylığının karşılığı,
36'ncı madde ile belirlenen yükselinebilecek derece olan 3'üncü derecenin üstünde
bir derece olarak (1 veya 2) belirlenmişse, artık ilgili için bu derece kazanılmış
hak olarak görülecek ve 01/03/1975 tarihi sonrasında tekrar memuriyete alınmak
istediğinde bu derece ve kademeden hizmete alınacaktır.
4. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (A) Bendi 12/d fıkrasının uygulanması;
Hatırlanacağı gibi, bu bültenin "GİRİŞ DERECESİ" ile ilgili bölümünde,
doğrudan ilgili olduğu için mütemadiyen 36'ncı maddeden bahsedilmişti. Bu maddenin
(A) bendi işlenirken 12/d fıkrasına geldiğimizde, bu fıkranın giriş derecesi
olmaktan ziyade hizmet değerlendirmesi ile ilgili olduğuna işaretle, bu fıkranın
"HİZMET DEĞERLENDİRMESİ" ile ilgili bölümde teferruatlı bir biçimde
anlatılacağı belirtilmişti.
Sonradan yapılan değişikliklerle kapsamı oldukça daraltılmış olsa da intibakı
sürekli hale getiren tek hüküm 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik
36'ncı maddesi (A) bendi 12/d fıkrasıdır.
Anayasa Mahkemesinin 16/04/2003 tarih ve E.No:2003/22, K.No:34 sayılı Kararıyla
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi (A) bendi 12/d
fıkrasının İPT ALİNE bir yıl sonra yürürlüğe girmek üzere 16/04/2003 tarihinde
oy birliğiyle karar verilmesi nedeniyle, 21/09/2004 tarih ve 25590 sayılı Resmî
Gazete de yayımlanan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair 5234 sayılı Kanunun birinci maddesiyle yapılan değişiklikle
fıkra; "Memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak (87 nci maddeye tâbi
kurumlarda çalışanlar dahil) üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile
ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren
emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst
öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet
sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave
edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler." şeklinde
yeniden düzenlenmiştir.
Fıkra hükmü yeni bir düzenleme olmakla birlikte farklı olmaması nedeniyle uygulanmasında
daha önceden olduğu gibi şu hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.
a) İster memuriyet sırasında, isterse memuriyetten ayrılmış durumda iken olsun
memuriyete başladığı öğrenim durumuna göre bir üst öğrenimi bitirenler hakkında
intibak yapılacaktır. Bir üst öğrenim ilkokula göre ortaokul, ortaokula göre
lise, liseye göre de yüksek okuldur. Lise öğrenimine göre farklı giriş derecesi
olan lise dengi mesleki öğrenimler (endüstri meslek lisesi, icaret lisesi, kız
meslek lisesi gibi) bir üst öğrenim sayılmamaktadır.
b) İntibak, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi
içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsalin ulaştığı derece ve kademeyi
aşmamak üzere yapılacaktır.
12/d fıkrasına göre yapılacak intibaklarda emsal hesaplaması, güncelliğini hep
koruyan bir husustur. Bu bakımdan emsalin bulunması, intibakı yapılacak personelin
hizmetinden emsale göre ne kadarının değerlendirileceği konusu önem arz etmektedir.
Bu bakımdan her şeyden önce memurun değerlendirmeye esas hizmetlerinin neler
olduğunu bulmak gerekecektir. Fıkra metninde memuriyette geçen sürelerden bahsedilmekte
ise de, diğer intibak işlemlerinde olduğu gibi bu fıkra uygulamasında da 87'nci
madde kapsamına giren kurumlarda geçen başarılı hizmetler, muvazzaf askerlikte
geçen süreler gibi kanun hükümleriyle değerlendirilmesi öngörülen hizmet sürelerinin
tümünün dikkate alınması gerekecektir. Konuyu özetleyecek olursak ek geçici
2'nci madde ile değerlendirilmesi öngörülen süreler 12/d fıkrası uyarınca yapılacak
intibaklarda da dikkate alınacaktır. Bundan sonra üst öğrenimi bitiren kişinin
yani hakkında intibak işlemi yapılacak kişinin emsalinin kim olduğunu bulmak
gerekecektir. Kanun koyucu fıkra metninde emsal kişiyi tarif etmiştir. Bu tarife
göre emsal, memurun bitirdiği üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve
normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren kişidir. Burada dikkat
edeceğimiz şey memurun memuriyete başladığı öğrenim derecesini kendisiyle birlikte
bitiren kişinin intibaka konu olan üst öğrenime ara vermeden başlayan ve normal
süresi içinde bitirerek memuriyete başlayan kişinin tespitidir. Öyleyse lise
mezunu olarak memuriyete başlayan bir kişinin emsali, kendisiyle birlikte liseyi
bitiren ve öğrenime ara vermeden yüksek öğretime devam eden ve intibaka konu
olan yüksek öğrenimi normal süresi içinde bitirerek memuriyete başlayan kişi
olacaktır. İşte memurun üst öğrenimi bitirdiği tarihte, emsali hangi derece
ve kademeye ulaşmışsa ilgilinin intibakı emsalinin ulaştığı derece ve kademeyi
geçmeyecek şekilde yapılacaktır.
ÖRNEK: 30/06/1991 tarihinde bitirdiği lise mezuniyeti ile 01/07/1991 tarihinde
memuriyete başlayan ve memuriyette iken 4 yıl süreli yüksek öğrenimi 27/06/2002
tarihinde tamamlayan bir kişinin bu öğrenimi bitirdiği tarihe kadar 10 yıl 11
ay 26 gün hizmeti olacaktır. Bu memurun hangi derece ve kademeye intibak ettirileceği
emsale göre şu şekilde bulunacaktır.
Emsal; kendisiyle birlikte, (30/06/1991 tarihinde) liseyi bitiren ve öğrenime
ara vermeden 4 yıl süreli yüksek öğrenimi 31/07/1995 tarihinde (Emsal uygulamasında
emsalin ortaokul, lise ve dengi okulları bitirme tarihi 30 Haziran, yüksek öğrenimi
bitirme tarihi ise 31 Temmuz olarak alınmaktadır.) tamamlayarak memuriyete başlayan
kişidir. Bu kişinin memuriyete başladığı tarihten (31/07/1995), ilgilinin üst
öğrenimi bitirdiği 27/06/2002 tarihine kadar 6 yıl 10 ay 26 gün hizmeti ile
7'nci derecenin 1 'inci kademesinde 10 ay 26 gün kıdemli olacaktır.
İlgilinin, 10 yıl 11 ay 26 gün hizmetinden olumlu sicil almış olmak (başarılı
olmak) kaydıyla, ancak emsalin hizmeti kadarı, yani 6 yıl 10 ay 26 günü değerlendirmeye
alınacak, kalan 4 yıl 1 ay'ı değerlendirme dışı bırakılacaktır. Böylece ilgili
bir üst öğrenimi bitirdiği tarihte aynı öğrenimli emsalinin ulaştığı derece
ve kademeye intibak ettirilecek, artan süresi (10 ay 26 gün) bu kademede kıdem
olarak verilecektir. Burada, değerlendirme dışı kalan 4 yıl 1 ay'ın fiili hizmet
süresinden sayılacağını ve 15/10/1991 tarihinde fiilen devlet memuru olması
sebebiyle ayrıca 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince 1 derece ilerlemesinden
yararlandırılması gerekeceğini hatırlatmakta yarar görülmektedir.
5. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 1'inci Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Teknik hizmetler sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce
yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel
müesseselerde ifa edenlerle memuriyetten ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak
yeniden memuriyete girmek isteyenlerin teknik hizmetlerde geçen süresinden bu
kanun ve bu Kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen sürenin tamamı
ve geri kalan sürenin ¾ ü toplamı memuriyette geçmiş sayılarak bu süreler her
yılı bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek
suretiyle değerlendirilir." denilmektedir.
Fıkra ile teknik hizmetler sınıfı kapsamına dahil bir görevi, gerek bu sınıfa
dahil bir memuriyet kadrosuna atanmadan önce, gerekse bu sınıfa dahil bir memuriyet
kadrosundan ayrılarak kendi adına serbest olarak veya herhangi bir resmi veya
özel sektörde ifa edenlerin, bu suretle geçen sürelerinin değerlendirilmesi
öngörülmektedir.
Fıkra uygulamasında karşımıza iki durum çıkmaktadır.
Birincisi, değerlendirilecek sürenin teknik hizmetler sınıfına dahil görevlerde
geçmiş olması, ikincisi ise, ilgilinin bu sürelerinin değerlendirilmesi sırasında
mutlaka teknik hizmetler sınıfına dahil memuriyet kadrolarında görevlendirilmiş
olmasıdır.
Öyleyse, ister kendi adına açtığı bir iş yerinde, ister resmi herhangi bir kurumda,
isterse özel sektörde geçmiş olsun teknik hizmetler sınıfına dahil görevlerdeki
çalışma süreleri bu hizmet sınıfına dahil memurluklara atananlar bakımından
belli esaslar dahilinde derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi açısından değerlendirilecektir.
Bu esaslar ise şunlardır. Resmî kurumlarda (87'nci madde kapsamına giren kurumlar)
geçen sürelerinin tamamı, özel sektörde veya kendi adına serbest olarak çalıştığı
sürelerinin ise ¾'ünün toplamı her yıl için bir kademe her üç yıl için bir derece
hesabıyla değerlendirilerek ilk defa memuriyete girenlerin giriş derece ve kademelerine
daha önce memuriyette bulunanların ise kazanılmış hak aylık derece ve kademelerine
ilâve edilecektir.
ÖRNEK: Memuriyete girmeden önce mühendis olarak 4 yıl süreyle özel sektörde,
7 yıl süreyle de kendi adına açtığı bir büroda çalıştıktan sonra teknik hizmetler
sınıfına dahil mühendis kadrosunda memuriyete atanan bir kişinin bu sürelerinin
¾'ü olan 8 yıl 3 ayı, ilk defa memuriyete atanıyor olması sebebiyle giriş derecesi
olan 8'inci derecenin 1 'inci kademesi üzerine her yılına bir kademe her 3 yılına
bir derece verilmek suretiyle 6'ncı derecenin 3'üncü kademesine yükseltilecek
bu kademede 3 ay kıdemli sayılacaktır.
Ancak bu şekilde değerlendirilecek hizmetlerden özel sektörde geçen süre 12
yılı geçemeyeceği gibi bu değerlendirmeler neticesinde öğrenim durumuna göre
yükselinebilecek derecenin üzerine de çıkamayacaktır.
6. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 2'nci Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına girenlerden
memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak
veya resmi veya özel kurumlarda yapanlarla, memurluktan ayrıldıktan sonra bu
işlerde çalışarak yeniden memurluğa girmek isteyenlerin sağlık hizmetlerinde
geçen süresinden, bu Kanun ve bu Kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda
geçen süreleri ile 196 ncı maddede belirtilen şekilde tespit edilecek mahrumiyet
bölgelerinde en az 3 yıl çalışanların veya çalışacak olanların sürelerinin tamamı
ve geri kalan sürelerinin ¾ ü toplamı memurlukta geçmiş sayılarak bu sürelerin
her yılı için bir kademe ilerlemesi ve her üç yılı için bir derece yükselmesi
verilmek suretiyle değerlendirilir." denilmektedir.
Fıkra ile bu kez sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına dahil
memuriyet kadrolarına atananların gerek memuriyetleri öncesinde gerekse memuriyetten
ayrılarak bu sınıf dahilindeki bir görevi, yurt içinde veya yurt dışında kendi
adlarına açacakları bir iş yerinde, yada resmi veya özel sektörde ifa edenlerin
bu suretle geçen çalışma sürelerinin değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Öyleyse sağlık ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına dahil görevlere atananların
yurt içinde veya yurt dışında ister kendi adlarına açtıkları iş yerlerinde,
ister özel sektörde, isterse kamu sektöründe geçsin meslekleriyle ilgili çalışma
sürelerinin, yani sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı kapsamına
dahil bir görevde geçen sürelerinin, belirli esaslarda değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu esaslar ise, kamu kurumlarında geçen süreler ile mahrumiyet bölgesi kapsamına
giren yörelerde geçen sürelerinin tamamının bunların dışında kalan sürelerinin
ise ¾'ünün toplamının her yılı bir kademe, her üç yılı bir derece hesabıyla
değerlendirilmesidir.
Ancak bu şekilde değerlendirilecek hizmetlerden özel sektörde geçen süreler,
hiçbir şekilde 12 yılı geçemez ve bu değerlendirmeler sonucu ilgilinin öğrenim
durumuna göre yükselebileceği derecenin üstündeki bir dereceye de yükselinemez.
7. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 3'üncü Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden
önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkla geçirdikleri sürelerin ¾
ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine
ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir."
denilmektedir.
Yukarıda (C Bendinin 1 ve 2'nci fıkralarında) belirtildiği gibi bu kez de avukatlık
hizmetleri sınıfına girenlerin, memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak
serbest avukat olarak çalıştıkları sürenin ¾'ünün değerlendirilmesi öngörülmektedir.
8. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 4'üncü Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Basın Kartları Yönetmeliğine göre, basın kartına sahip olmak
suretiyle gazetecilik yaparak memurluğa girenlerin; meslekleriyle ilgili görevlerde
istihdam edilmeleri şartıyla, fiilen gazetecilik yaparak geçirdikleri sürenin
¾ ü fiilen memuriyette geçmiş sayılarak; bu sürenin her yılı bir kademe ilerlemesi
ve her üç yılı bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir."
denilmektedir.
Bu fıkra ile de basın kartına sahip olmak şartıyla gazetecilik yapanların, meslekleriyle
ilgili bir göreve atanmaları halinde fiilen gazetecilik yapmak suretiyle geçen
hizmetlerinin belirli bir bölümünün değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Bakanlığımızda Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği kadrosu hariç gazetecilik
mesleği ile ilgili herhangi bir görev kadrosu bulunmadığından fıkranın Bakanlığımız
personeli açısından uygulama alanı yoktur.
9. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 5'inci Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Özel okullarda öğretmenlik veya yöneticilik yaptıktan sonra
Millî Eğitim Bakanlığı emrinde memuriyet kabul edenlerin özel okullarda geçen
hizmet sürelerinin 2/3 ünün her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı
bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir." denilmektedir.
Bakanlığımız kadrolarında görev alanlar açısından en sık karşılaşılan hizmet
değerlendirmesi işlemlerinden birisi de, bu fıkra gereği özel okul ve dershanelerde
öğretmenlik veya yöneticilikte geçen sürelerin değerlendirilmesidir.
Burada dikkat edilmesi gereken 2 önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi
öğretmenlik veya yöneticilik görevinin 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu
kapsamında geçmiş olması ikincisi ise; Millî Eğitim Bakanlığı emrinde görev
kabul edilmiş olmasıdır. Burada hizmet sınıfı ve kadro unvanı yönünden bir ayırım
yapılmamış olup, görevin Millî Eğitim Bakanlığı emrinde olması yeterli görülmüştür.
Ayrıca, özel okullar dışında kalan özel dershanelerde öğretmenlik ve yöneticilik
yaptıktan sonra Bakanlığımız emrinde memuriyet kabul edenlerin bu şekilde geçen
hizmetleri ödenecek aylık derece ve kademelerinde değerlendirilmemesi uyuşmazlık
konusu olmuş ve idari yargı yoluna gidilmiştir.
Gerek çeşitli İdare Mahkemeleri kararlarında ve gerekse Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulu'nun 20/10/1995 tarih ve E.No: 1994/488, K.No: 1995/728
sayılı Kararında 657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesi "Ortak Hükümler"
bölümünün C/5'inci fıkrasında yer alan "Özel okul" ibaresinin dar
anlamda değil "Özel öğretim kurumu" anlamında anlaşılması gerektiği
vurgulanarak 625 sayılı Kanun kapsamında bulunan okul, dershane vb. yerde geçen
hizmet sürelerinin ödenecek aylık derece ve kademelerinde değerlendirilmesi
gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu kararın genelleştirilerek uygulanması hususunda, uygulamaya yönelik
Valilikler ve Merkez Teşkilatı Birimlerine gönderilen 19/11/2001 tarih ve 114719
sayılı 2001/95 No'lu Genelge ile uygulamaya ilişkin geniş açıklama da yapılmıştır.
Ayrıca, bu fıkra gereğince değerlendirilecek hizmet, daha önce incelediğimiz
fıkralarda öngörülenden farklı olarak 2/3'ü olup hiçbir şekilde 12 yılı geçmeyecektir.
Bu değerlendirme neticesinde öğrenim durumuna göre yükselinebilecek derece aşılmayacaktır.
ÖRNEK: 01/10/1991-31/12/1994 tarihleri arasında sigortalı olarak ?????????
Eğitim Vakfı Özel Öğrenci Yurtlarında Yurt Müdürü olarak geçen hizmet sürelerinin
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi C/5'inci Fıkrası
kapsamında kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği
?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi
C/5'inci fıkrasında; "Özel okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan
sonra Milli Eğitim Bakanlığı emrinde memuriyet kabul edenlerin özel okullarda
geçen hizmet sürelerinin 2/3 ünün her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç
yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.
Yukarıdaki fıkralara göre, değerlendirilecek hizmet süresinden sadece özel sektörde
geçen süre 12 yılı geçemez?." denilmektedir.
Diğer taraftan, gerek çeşitli İdare Mahkemeleri kararlarında gerekse Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 20/10/1995 tarih ve E.No: 1994/488, K.No:
1995/728 sayılı Kararında; 657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesi Ortak Hükümler
bölümünün yukarı da verilen C/5'inci fıkrasındaki "Özel okul" ibaresinin
dar anlamda değil "Özel öğretim kurumu" anlamında anlaşılması gerektiği
vurgulanarak 625 sayılı Kanun kapsamında bulunan okul, kurs, dershane vb. geçen
hizmet sürelerinin anılan hüküm çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ancak, eğitim vakıflarına bağlı yurtlar, 625 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı
gibi 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36'ncı maddesi C/5'inci fıkrası kapsamında
da değerlendirilmesi mümkün olmaması nedeniyle, ????????. Eğitim Vakfı Özel
Öğrenci Yurtlarında Yurt Müdürü olarak görev yapan ilgilinin, 1/10/1991-31/12/1994
tarihleri arasında sigortalı olarak geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak
aylık derece ve kademesinde değerlendirilmesi mümkün değildir.
ÖRNEK: 15/01/1994-14/07/1997 tarihleri arasında TÖMER'de Türkçe Okutman
olarak sözleşmeli statüde geçen hizmet sürelerinin 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun değişik 36'ncı maddesi C/5'inci fıkrası kapsamında kazanılmış hak
aylık derece ve kademesinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ?
Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi
C/5'inci fıkrasında; "Özel okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan
sonra Milli Eğitim Bakanlığı emrinde memuriyet kabul edenlerin özel okullarda
geçen hizmet sürelerinin 2/3 ünün her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç
yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.
Yukarıdaki fıkralara göre, değerlendirilecek hizmet süresinden sadece özel sektörde
geçen süre 12 yılı geçemez?." denilmektedir.
Diğer taraftan, gerek çeşitli İdare Mahkemeleri kararlarında gerekse Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 20/10/1995 tarih ve E.No: 1994/488, K.No:
1995/728 sayılı Kararında; 657 sayılı Kanunun değişik 36'ncı maddesi Ortak Hükümler
bölümünün yukarı da verilen C/5'inci fıkrasındaki "Özel okul" ibaresinin
dar anlamda değil "Özel öğretim kurumu" anlamında anlaşılması gerektiği
vurgulanarak 625 sayılı Kanun kapsamında bulunan okul, kurs, dershane vb. geçen
hizmet sürelerinin anılan hüküm çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ancak, 625 sayılı Kanun kapsamında olmayan Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı
Dil Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÖMER)'de Türkçe Okutman olarak görev yapan
ilgilinin, 15/01/1994-14/07/1997 tarihleri arasında sözleşmeli statüde geçen
hizmet sürelerinin 19/11/2001 tarih ve 114719 sayılı ve 2001/95 No'lu Genelge
çerçevesinde kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilmesi mümkün
değildir.
10. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 6'ncı Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "Bu Kanunun 4 üncü ve 237 nci maddesinin (e) fıkrasına göre
sözleşme ile istihdam edilenlerin, memuriyete geçirilmeleri halinde, sözleşmeli
olarak geçirdikleri hizmet süreleri, her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her
üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir."
denilmektedir.
Bilindiği gibi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 4'üncü maddesinde
istihdam şekilleri düzenlenmiştir. Bu maddeyle düzenlenen istihdam şekillerinden
birisi de "Sözleşmeli Personel" statüsü olup hangi hallerde, hangi
işlerde ve hangi niteliklerde sözleşmeli personel çalıştırılabileceği madde
metninde belirtilmiştir.
İşte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 4'üncü maddesi uyarınca
sözleşmeli olarak çalıştırılanlardan memuriyete geçirilenlerin sözleşmeli statüde
geçirdikleri hizmetlerinin değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Yine aynı fıkrada, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 237'nci maddesi (e)
fıkrasına göre sözleşme ile istihdam edilenlerin bu suretle geçen hizmetlerinin
memuriyete geçirilmeleri halinde değerlendirilmesi öngörülmüştür.
Bu değerlendirmeler sonucunda, 657 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesi ile belirlenen
öğrenim durumu itibariyle yükselinebilecek dereceyi geçmemesi gerekmektedir.
241 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15'inci maddesi ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa eklenen Ek Geçici 58'inci Maddesi ile sürekli işçi ve sözleşmeli
statüde çalışmakta iken, memuriyete geçenlerin bu statüde geçen sürelerinin
değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Bu hükümle iki durum düzenlenmektedir. Birincisi yürürlük tarihi olan 01/07/1984
tarihinden 1984 yılı sonuna kadar kamu kurumlarında sözleşmeli veya sürekli
işçi statüsünde çalışanlardan memuriyete geçmek için yazılı istekte bulunanların
bu statülerde geçen hizmetlerinin değerlendirilmek suretiyle memuriyete alınmalarıdır.
İkincisi ise, 01/03/1975 ile 01/03/1982 tarihleri arasında aynı statülerden
memuriyete geçenlerin bu statülerde geçirdikleri sürelerin değerlendirilmesidir.
Hatırlanacağı üzere 01/03/1975 tarihi itibariyle 1897 sayılı Kanun uyarınca
Ek Geçici 2'nci madde uyarınca sözkonusu tarihte Devlet memuru olmaları sebebiyle
haklarında yapılan intibaklarda 18 yaşın bitirilmesinden sonra 87'nci madde
kapsamına giren kurumlarda başarılı geçen hizmet sürelerinin değerlendirilmesi
öngörülmüş ve bu hüküm çerçevesinde memur, işçi ve sözleşmeli statüde geçmiş
olması yönünde bir ayrım yapılmaksızın kamu kurumlarında geçen hizmetler değerlendirilmiş,
2595 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen Geçici 9'uncu Maddesi uyarınca da 01/03/1982
tarihinden sonra 01/09/1982 tarihine kadar memuriyete geçenler hakkında bir
düzenleme yapılmıştı.
Böylece 01/03/1975 -01/03/1982 tarihleri arasında, belirtilen statülerden memuriyete
geçenlerin bu manada oluşan mağduriyetleri sözkonusu olmuştur. İşte 241 sayılı
kanun Hükmünde Kararnamenin 15'inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen Ek
Geçici 58'inci Maddenin ikinci fıkrası ile bu mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
Görüldüğü üzere, 241 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenleme ile
1984 yılı sonuna kadar memuriyete geçenlerin mağduriyetleri giderilmiştir.
Öyleyse uygulamada dikkat edilecek husus, geçici hükümlerle yapılan bu düzenlemelerin
hangi dönemi, kimleri ve hangi halleri kapsadığının iyice tespit edilmesidir.
Burada konuyu kısaca özetlemek gerekirse kamu kurumlarında sözleşmeli statüde
veya sürekli işçi statüsünde çalışmakta iken memuriyete geçenlerin bu sürelerinin
değerlendirilmesi ile ilgili olarak 36'ncı maddenin C Bendi 5'inci fıkrasından
başka 2595 sayılı Kanun ve 241 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlemeler
yapılmıştır. Bu düzenlemelerden 2595 sayılı Kanunun geçici 9'uncu maddesi 01/03/1982
tarihinden 01/09/1982 tarihi arasında memuriyete geçenleri, 241 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 15'inci maddesi ise 01/03/1975 tarihinden 01/03/1982 tarihi
ile 01/07/1984 tarihinden 31/12/1984 tarihleri arasında memuriyete geçenleri
kapsamaktadır.
11. 657 sayılı Kanun'un 36'ncı Maddesi (C) Bendi 7'nci Fıkrasının uygulanması;
Bu fıkrada; "2834 ve 2836 sayılı Kanunlara göre kurulmuş olan Tarım Kredi
ve Tarım Satış Kooperatiflerinde çalışanlardan sonradan memuriyete girenlerin
bu kooperatiflerde geçen hizmetlerinin 12 yılı geçmemek üzere her yıl için bir
kademe ilerlemesi ve her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle
değerlendirilir." denilmektedir.
Bu fıkra ile tarım kredi ve tarım satış kooperatiflerinde çalışanların memuriyete
atanmalarında buralarda geçen hizmetlerinin değerlendirilmesi öngörülmektedir.
Fıkranın çok açık ifadeli olması sebebiyle genişçe açıklanmasına ihtiyaç bulunmamakla
birlikte hizmetin geçtiği kooperatifin mutlaka 2834 ve 2836 sayılı Kanunlarla
kurulmuş Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatifi olması ve değerlendirilecek
sürenin 12 yılı geçmemesi, bu değerlendirme sonucunda da öğrenim durumuna göre
yükselinebilecek derecenin aşılmaması gerekmektedir.
12. Muvazzaf Askerlikte Geçen Sürelerin Değerlendirilmesi;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 83'üncü maddesinde muvazzaf askerliğe
ayrılan memurların 84'üncü maddesinde ise muvazzaf askerlik görevinden sonra
memuriyete alınanların muvazzaf askerlikte geçen sürelerinin değerlendirilmesi
öngörülmektedir.
Bilindiği gibi, 108'inci maddede yapılan bir düzenleme ile muvazzaf askerlik
görevini yapmadan memuriyete alınanların bu görevlerini memuriyetlerinden aylıksız
izinli sayılmak suretiyle yapmalarına imkân sağlanmıştır.
Gerek bu düzenlemeden önce muvazzaf askerliklerini memuriyetlerinden ayrılarak
yapsınlar, gerekse bu düzenleme sebebiyle aylıksız izinli sayılarak yapsınlar
terhislerini müteakip görevlerine döndüklerinde askerlikte geçen sürelerinin
memuriyette geçmiş gibi kademe ilerlemesi ve derece yükselmeleri açısından değerlendirilecektir.
Bu değerlendirmede askerlik sürelerinin 5434 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde
T.C. Emekli Sandığına borçlanıp borçlanmadığına bakılmayacaktır. Bilindiği gibi
muvazzaf askerlikte geçen sürenin T.C. Emekli Sandığına borçlanılması, o sürenin
fiili hizmetten sayılmayla ilgili bir husustur. Bu nedenle muvazzaf askerlik
süresi borçlanılsın, borçlanılmasın diğer bir ifadeyle fiili hizmetten sayılsın
sayılmasın 83'üncü madde uyarınca memurun kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi
bakımından değerlendirilecektir. Ancak bu değerlendirmenin yapılabilmesi için
ilgilinin adaylığının kaldırılmış olması gerekmektedir.
Değişik 84'üncü maddede, aynı mahiyettedir. Tek farkı muvazzaf askerlik görevini
yaptıktan sonra memuriyete atanmaktır. Bu maddeye göre de muvazzaf askerlikte
geçen süreler adaylığın kaldırılmasını müteakip kademe ilerlemesi ve derece
yükselmesi bakımından değerlendirilecektir.
Muvazzaf askerlikte geçen sürelerin değerlendirilmesinin diğer hizmet değerlendirmelerinden
farkı bu sürenin fiili hizmet süresinden sayılsın sayılmasın, kazanılmış hak
aylık derece ve kademesinin belirlenmesinde dikkate alınması ve bu değerlendirmenin
adaylığın kaldırılmasından sonra gerçekleştirilmesidir.
Seferde veya talim ve manevra için hazarda, silah altına alınanların bu suretle
geçen süreleri de aynı kanunun 85'inci maddesi uyarınca muvazzaf askerlik süresinde
olduğu gibi kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi açısından değerlendirilmesi
gerekmektedir. Ancak çok uzak bir ihtimal olmakla birlikte şu hususun ifade
edilmesinde fayda bulunmaktadır. Bu değerlendirmeler sonucunda öğrenim durumuna
göre yükselinebilecek derece ve kademe aşılamayacaktır.
13. Adaylıkta Geçen Sürelerin Değerlendirilmesi;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 54'üncü maddesi uyarınca ilk defa
Devlet memuru olarak atananlar bir yıldan az, iki yıldan çok olmamak üzere adaylığa
tabi tutulmaktadırlar. Aynı Kanunun "Asaleti Onaylanan Memurların Kademe
İlerlemeleri" başlığı altında düzenlenen değişik 159'uncu maddesinde; "Adaylık
süresi sonunda bu Kanun hükümlerine göre asıl memurluğa atananların adaylıkta
geçirdikleri süreler, kademe ilerlemelerinde ve derece yükselmelerinde değerlendirilir."
denilmek suretiyle adaylıkta geçen sürenin adaylığın kaldırılmasını müteakip
değerlendirileceği öngörülmüştür.
Burada akla gelebilecek önemli bir husus adaylık süresi içinde olumsuz sicil
alan veya adaylığın birinci yılında başarısız olan Devlet memurunun durumu ne
olacaktır?
Maddede her ne kadar adaylıkta geçen sürelerin değerlendirileceği belirtilirken
olumlu sicil almış olma ibaresi yer almıyorsa da, adaylık devresi içinde göreve
son vermeyi düzenleyen değişik 56'ncı madde ile adaylık süresi sonunda başarısızlığı
düzenleyen 57'nci madde hükümlerinin birlikte değerlendirildiğinde, adaylığın
kaldırılması için adaylık süresinde olumlu sicil almış olma şartının aranacağı
ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla adaylıkta geçen sürelerin 159'uncu madde uyarınca
değerlendirilmesinde de olumlu sicil almış olma şartı aranacaktır.
14. Devlet Memurlarının Kazanılmış Hak Aylık Derece ve Kademelerinin Kadro
Şartı Aranmadan Bir Üst Dereceye Yükseltilmesi; (2182 sayılı Kanun ve 458
sayılı KHK uyarınca)
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun öngördüğü ve şimdiye kadar incelemeye
çalıştığımız normal derece yükselmesi ve hizmet değerlendirmesi işlemlerinin
dışında Devlet memurlarının kazanılmış hak derece ve kademelerinin kadro ve
öğrenim durumu şartına bağlı olmadan kanun veya kanun hükmünde kararnameler
ile bir derece yükseltilmesi sağlanmıştır.
Bunlardan birincisi 01/03/1979 tarihi itibariyle uygulanan 20/02/1979 tarih
ve 2182 sayılı Kanundur. Bu Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na üç
adet Ek Geçici Madde eklenmektedir.
Bu maddelere göre, (Ek Geçici 55, 56,57) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
ve ek geçici maddelerine göre aylık almakta olan personelin kazanılmış hak aylık
derece ve kademeleri bir defaya mahsus olmak üzere öğrenim durumlarına bakılmaksızın
ve kadro koşulu aranmaksızın bir üst derecenin aynı kademesine getirilmesi ve
alt derecede geçen sürenin üst derecedeki kademede geçmiş sayılması, ayrıca
yürürlük tarihinden (01/03/1979) önce emekli, malüllük, dul ve yetim aylığı
bağlananların bu aylıklarının, emekli keseneğine esas aylığı ödenecek aylığa
esas derece ve kademesinin üstünde bulunanların emekli keseneğine esas aylıklarının
da bir derece yükseltilmesi, Kanunun yürürlük tarihinde askerlik görevini yapmakta
olanların da bu Kanun hükmünden faydalandırılması öngörülmüştür.
Bu esaslar çerçevesinde Kanunun uygulamasında bazı tereddütler gündeme gelmiştir.
ÖRNEK: 01/03/1979 tarihi öncesinde Devlet memuru olduğu halde kanuni zorunluluklardan
dolayı (muvazzaf askerlik görevi gibi) görevlerinden ayrılanların; 01/03/1979
tarihinden önce atamaları yapıldığı halde kanunlardan kaynaklanan bazı hakların
kullanılması sebebiyle 01/03/1979 tarihine kadar veya bu tarihte görevlerine
başlayamayanların; 01/03/1979 tarihinden sonra bir üst öğrenimi bitirenlerin,
bu Kanun hükmünden ne şekilde yararlanacağı veya yararlanıp yararlanamayacağı
tereddüt konusu olmuştur.
Bu ve benzeri durumlardan kaynaklanan problemlerin giderilmesi amacıyla yetkili
kurumlarca tebliğ ve genelgeler çıkarılmış, Sayıştay ve Danıştay'ca bazı kararlar
verilmiştir.
Bu tebliğ, genelge ve kararlarla 2182 sayılı Kanundan yararlanmanın başlangıçta
da ifade edildiği gibi 01/03/1979 tarihinde görevde bulunma ve fiilen Devlet
memuru olma şartları ile kanun koyucunun bu kanunu çıkarmadaki amacı ve bu çerçevede
kanunun gerekçesi ve hakkaniyet kuralları çerçevesinde problemlere uygun çözüm
yolları bulunmuştur.
Bunlardan 01/03/1979 tarihinden önce atamaları yapıldığı halde, ister kanunlardan
kaynaklanan bir hakkın kullanılmasından ister idari işlemlerin gecikmesinden,
isterse başka herhangi bir sebepten dolayı görevlerine 01/03/1979 tarihinden
sonra başlayanların yani bu tarihte fiilen Devlet memuru olmayanların bahsi
geçen kanun hükmünden yararlandırılmalarının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır.
Bu yaklaşımın, daha önce bir süre memuriyet yaptıktan sonra görevinden herhangi
bir sebeple ayrılanlardan tekrar memuriyete dönmek isteyenlerle, ilk defa memuriyet
görevine atanmak isteyenler açısından bir farkı yoktur. Her iki durum bu kapsamda
değerlendirilmiştir.
01/03/1979 tarihinde memuriyette bulunuyor olması sebebiyle bir derece yükselmesinden
yararlanan, ancak bu tarihten sonra bir üst öğrenimi bitirenler hakkında yapılacak
intibakta emsalin 2182 sayılı kanundan yararlanma imkanının olup olmadığı yönünden
bir ayrım yapılmadan ilgilinin emsale göre bulunacak dereceye 2182 sayılı Kanun
gereği bir derece uygulanması gerekecektir.
Bu konularla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca düzenlenen 08/05/1980 tarih ve
68, 25 Kasım 1988 tarih ve 2000 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 107 Seri No'lu
Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğleri önemli birer kaynaktır.
Kadro ve öğrenim şartı aranmadan Devlet memurlarının kazanılmış hak aylık derecelerinin
bir derece yükseltilmesini öngören ikinci düzenleme ise 458 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa Ek Geçici Madde (Ek: 22.9.1991 -KHK 458/1
md.) eklenmesini öngören bu Kanun Hükmünde Kararnamenin temel amacı, yukarıda
açıklandığı üzere, 01/03/1979 tarihinde Devlet memuru olarak görevde bulunmaları
sebebiyle 2182 sayılı Kanunla öngörülen bir derece yükselmesinden yararlanan
personel ile bu tarihten sonra göreve başlamaları sebebiyle söz konusu derece
yükselmesinden yararlanamayan personel arasındaki farkın giderilmesidir.
Öyleyse, 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, yürürlüğe girdiği 15/10/1991 tarihinde
aylıksız izinde olma hali dahil fiilen Devlet memuru olması şartıyla 2182 sayılı
Kanun hükmünden yararlanamayanları kapsamaktadır.
458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uygulamasında 2182 sayılı Kanunda olduğu
gibi, kapsama dahil personelin, kazanılmış hak aylık derece ve kademelerini
bir defaya mahsus olmak üzere öğrenim durumuna ve buna göre yükselebilecekleri
dereceye bakılmaksızın ve kadro şartı aranmaksızın bir üst derecenin aynı kademesine
getirilmeleri öngörülmektedir. Alt derecedeki bulundukları kademede geçirdikleri
süre, yükseltildikleri bir üst derecedeki yeni kademelerinde geçirilmiş sayılacaktır.
Emekli keseneklerine esas derece ve kademeleri, kazanılmış hak aylık derecelerinden
farklı yürütülenlerin emekli keseneklerine esas derece ve kademeleri de aynı
şekilde yükseltilecektir.
Nitekim, 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulaması ile ilgili olarak
da 28/10/1991 tarih ve 21035 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Maliye Bakanlığının
122 Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği ve bu tebliği müteakip
Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünün 07/11/1991 tarih ve 201.4.MEV.D.BŞK.MH.Şb.91/2875-160922
sayılı genelgesi önemli birer kaynaktır.
15. Hizmet Birleştirmesi;
Ülkemizde, çalışanların sosyal güvenlikleri bakımından statülerine göre tabi
oldukları çeşitli sosyal güvenlik kurumları vardır. Bu sosyal güvenlik kurumlarına,
çalıştıkları süre içinde ilgili mevzuatına göre kazançlarından belirli bir oranda
prim ödemek suretiyle, çalışamaz duruma geldiklerinde veya emekliliklerini hak
kazandıklarında kendilerine, bağlı oldukları bu sosyal güvenlik kurumlarınca
aylık bağlanmakta, bir defaya mahsus olmak üzere ikramiye verilebilmekte ve
sağlık ve ölüm hallerinde yardım yapılmaktadır.
İşte insanlar memur, işçi, serbest meslek mensubu gibi birden fazla statüde
çalışabilmekte ve bu sebeple birbirinden farklı sosyal güvenlik kurumuna tabi
olabilmektedirler. Bu birbirinden farklı sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak
geçirilen hizmetlerin en son tabi olunan sosyal güvenlik kurumunda toplanması,
oradaki hizmetlerle birleştirilmesi ve toplam hizmet üzerinden emekli primi
(kesenek) kesilmesi ve dolayısıyla kişinin emeklilik haklarının toplam hizmeti
üzerinden tesis edilmesi, zaman zaman geliştirilerek düzenlenen kanunlarla sağlanmıştır.
İşte bu bölümde, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen sürelerin
birleştirilmesi ve birleştirilen sürelerin kişi ve Devlete sağladığı hak ve
yükümlülükler ile birleştirmenin, özellikle Bakanlığımız çalışanlarının çok
büyük bölümünün Devlet memuru statüsünde olmaları nedeniyle T.C. Emekli Sandığına
tabi olmaları dikkate alınarak diğer sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmetlerin
T.C. Emekli Sandığında birleştirilmesi işlemleri üzerinde duracağız.
Hizmet birleştirilmesi ilk defa 05/01/1961 tarih ve 228 sayılı Kanunun 28/01/1970
tarih ve 1214 sayılı Kanunla değişik 1 'inci maddesi ile öngörülmüştür. Söz
konusu madde şöyledir.
"Sigorta Kanunlarına tabi işlerden T.C. Emekli Sandığına tabi görevlere
geçenlerin sigorta primi ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin tamamı, emeklilik
keseneğine esas aylıklarının tespitinde nazara alınır."
Daha sonra 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığına 08/07/1971 tarih ve 1425 sayılı
Kanunla eklenen Ek-3'üncü madde 01/03/1971 tarihi itibariyle yürürlüğe konulmuştur.
Bu maddede;
"Sosyal Sigortalar Kanununa tabi görevlerde bulunduktan sonra iştirakçi
olanların, emeklilik keseneklerine, personel kanunları gereğince kazanılmış
hak olarak aldıkları derece ve kademe aylıkları üzerine, sigorta primi ödemek
suretiyle geçirdikleri sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve tahsil
durumlarına göre her 2, 3, 4 veya 5 yılı bir derece yükselmesine esas olacak
şekilde eklenerek bulunacak derece ve kademe aylığı esas alınır.
Bunların, personel kanunlarına göre kazanılmış hak olarak aldıkları kademelerin
ilerletildiği veya derecelerin yükseltildiği sürece, emeklilik keseneğine esas
kademeleri ilerletilir ve dereceleri yükseltilir.
Ancak, bunların emeklilik keseneğine esas aylık derecelerinin yükseltilebilmesi
için, tahsil durumları itibariyle personel kanunları hükümlerine göre, en son
yükselebilecekleri dereceleri geçmemeleri ve bir derecede en az geçirilmesi
gereken yıl sayısı kadar kademeden emeklilik keseneği ödemiş olmaları şarttır.
Şu kadar ki, 18'inci yaşın ikmalinden önce veya iştirakçi oldukları tarihteki
tahsil derecelerinden daha aşağı bir tahsil derecesinde sigorta primi ödemek
suretiyle geçirdikleri süreler dikkate alınmaz.
Sigorta primi ödemek suretiyle geçen sürelerin, personel kanunları hükümlerine
göre, memuriyette geçmiş sayılmak suretiyle, kazanılmış hak aylık derece ve
kademelerinin tespitinde değerlendirilen kısımları, bu madde uyarınca emeklilik
keseneğine esas aylığın tespitinde ayrıca nazara alınmaz." denilmektedir.
01/03/1970 ile 01/03/1975 tarihleri arasında hizmet değerlendirmesi bu kanunlar
uyarınca yapılmakta iken, hatırlanacağı üzere 01/03/1970 - 01/03/1975 tarihleri
arasında görevde bulunmaları sebebiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
1897 sayılı Kanunla değişik ek geçici 2'nci maddesi uyarınca yapılan intibaklarda
kamu kurumlarında 18 yaşın bitirilmesinden sonra 87'nci madde kapsamında geçen
başarılı hizmetlerin değerlendirilmesiyle yeni bir anlam kazanmıştır. Gerek
bu intibaklarda gerekse bu intibaklar sonrasında özel sektör sigortalısı veya
bağkur mensubu olarak geçen hizmetler ise sadece emekli keseneğine esas derece
ve kademenin belirlenmesi açısından dikkate alınmıştır. Yani özel sektör, kamu
sektörü, işçi, memur veya bağkur mensubu ayrımı yapılmaksızın tüm hizmetler
emekli keseneğine esas derece ve kademenin belirlenmesi bakımından değerlendirilmiştir.
Bu kez, 24/05/1983 tarih ve 2829 sayılı "Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun"la hizmet
birleştirilmesi işlemleri yeniden düzenlenerek dağınıklıktan kurtarılmıştır.
Bu kanunla daha önce işaret edilen 228 ve 1214 sayılı Kanunlaryürürlükten kaldırılmış
olmakla birlikte hizmet birleştirmesi işlemlerinin yanısıra birleşen hizmetlerin
ne şekilde değerlendirileceğini öngören 1425 sayılı Kanun yürürlükte bırakılmıştır.
Nitekim, 2829 sayılı Kanun birleştirilen sigorta ve bağkur kapsamındaki hizmetlerin
personel hakkında ne şekilde değerlendirileceği yönünde bir düzenleme getirmemektedir.
Bu bakımdan;
a) 01/03/1970 tarihinden önce geçmiş ve bu tarihten önce T.C. Emekli Sandığına
tabi bir hizmete atanmış olunması halinde 228 sayılı Kanunun 1214 sayılı Kanunla
değişik ek 1'inci maddesi uyarınca 01/03/1970 tarihi esas alınarak, 1425 sayılı
Kanun uyarınca da 01/03/1971 tarihi esas alınarak,
b) İlgilinin bu tür hizmetlerinin olmasına rağmen 1214 sayılı Kanunun yürürlüğe
girdiği 01/03/1970, 1425 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01/03/1971, 1897 sayılı
Kanunun yürürlüğe girdiği 01/03/1975 tarihinden sonra T.C. Emekli Sandığına
tabi bir göreve atanması (iştirakçi olması) halinde, iştirakçi olduğu tarihi
izleyen aybaşından itibaren,
değerlendirilmesi gerekecektir.
Günümüzde sıkça rastlanan hizmet değerlendirmesi işlemi, 01/03/1975 tarihinden
sonra memuriyete girenlerin memuriyete girdikleri tarihten önce sigorta veya
bağkur kapsamında geçen hizmetlerin değerlendirilmesine yönelik olmaktadır.
Bu hizmetlerin birleştirilmesinde ilk müracaatın kurumumuza yapılması halinde
gerekli belgelerin T.C. Emekli Sandığına intikal ettirilmesi gerekecektir. Yani
ilk etapta hizmet birleştirmesinde kurumumuz doğrudan muhatap durumunda değildir.
Hizmet birleştirmesi işlemini ilk etapta T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
gerçekleştirecek bu hizmet birleştirmesi sonucunu Bakanlığımıza intikal ettirecektir.
İşte Bakanlığımızca yürütülecek hizmetler bu safhada başlamaktadır.
01/03/1975 tarihi öncesinde iştirakçi olan Devlet memurlarının kamu kurumlarında
geçen sigortalı hizmetleri Ek Geçici 2'nci madde kapsamında değerlendirileceğini
yukarıda ifade etmiştik. 01/03/1975 tarihinden sonra kamu kurumlarında sigortalı
olarak geçen hizmetler ise 2595 sayılı Kanun ile 241 ve 418 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameler kapsamında kazanılmış hak aylık derece ve kademeleri açısından
değerlendirilecektir. Bu Kanun ve kararnameler kapsamına girmeyen haller ile
özel sektörde geçen sigortalı ve bağkur mensubu olarak geçirilen süreler (657
sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesi (C) bendine giren haller
hariç) sadece emekli keseneğine esas derece ve kademenin belirlenmesi açısından
dikkate alınacaktır.
Bu değerlendirme sonucunda emekli keseneğine esas derece ve kademeleri aylık
ödemesine esas derece ve kademesinin üzerine çıkacaktır ki bu durumda memuriyet
süresince ödenecek aylığa esas derece ve kademenin yükseltildiği sürece emekli
keseneğine esas derece ve kademesinde kadro şartı aranmadan ancak öğrenim durumuna
göre yükselebileceği dereceyi geçmemek şartıyla yükseltilecektir.
Bu tür hizmet değerlendirmeleri sonucu meydana gelecek kesenek ve karşılık farklarının
hesaplanmasında bu hizmetlerin değerlendirilmesi gereken tarihlerde yürürlükte
olan katsayı ve gösterge tutarları ile yine o tarihteki kesenek ve karşılık
oranları esas alınacak kurumca karşılanması gereken karşılıklar kurum bütçesinden,
personelce karşılanması gereken kesenekler ise personelden usulüne uygun olarak
tahsil edilecektir.
Konuyu bir örnekle açıklayacak olursak, 04/09/1977 tarihinde memuriyete başlayan
bir kimse aynı tarih itibariyle T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olacaktır. Bu
personelin 04/09/1977 tarihi öncesinde 5 yıl özel bir sektörde sigortalı işçi
olarak çalıştığını varsaydığımızda bu personelin sigortalı süresi özel sektörde
geçmiş olması nedeniyle ödenecek aylığı bakımından herhangi bir değerlendirmeye
alınmayacaktır. Ancak bu süre ilgilinin T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne
müracaatla hizmet birleştirmesi yaptırdığında bu süresi göreve başladığı (iştirakçi
olduğu) 04/09/1977 tarihi itibariyle emekli keseneğine esas derece ve kademesinin
belirlenmesinde şu şekilde dikkate alınacaktır. Lise mezunu olduğunu kabul edersek
04/09/1977 tarihinde memuriyete 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden başlayacaktır.
Henüz kamu hizmeti olmadığına göre 5 yıllık özel sektör sigortalılığı süresinin
her yılı bir kademe her üç yılı bir derece hesabıyla 1 derece 2 kademelik kıdem
süresi 13'üncü derecenin 3'üncü kademesi üzerine eklenerek emekli keseneğine
esas aylık derece ve kademesi 11 'inci derecenin 2'nci kademesine yükseltilecektir.
Dolayısıyla bu personel aylığını 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden alırken,
emekli keseneği 11'inci derecenin 2'nci kademesinden kesilecektir.
Bu personelin memuriyet görevi içinde kademesinin ilerletildiği ve derecesinin
yükseltildiği sürece buna paralel olarak emekli keseneğine esas kademesi ilerletilecek,
derecesi yükseltilecektir.
01/12/2004 TARİHİNE KADAR PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN İNTİBAK VE HİZMET DEĞERLENDİRMESİ/BİRLEŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ YAYIMLANAN YÜRÜRLÜKTE BULUNAN GENELGE VE GENEL AÇIKLAMALAR
TARİHİ SAYISI
(SEVK) NUMARASI KONUSU
30/06/1992 89105 657/64. Maddesi son fıkrasının uygulanması
08/10/1992 172543 Teknik Öğretmen Unvanı
27/03/1995 39427 657/64. Maddesi son fıkrasının uygulanması
14/07/1995 85881 Meslek liselerini bitirenler
08/03/1996 28751 657/36. Maddesi 12/d fıkrasının uygulanması
11/04/1996 44360 657/64. Maddesi son fıkrasının uygulanması
12/09/1996 122478 Hizmet birleştirmesi
24/09/1996 132976 657/3 6.Maddesi A/5 fıkrasının uygulanması
23/05/1997 66671 657/64. Maddesi son fıkrasının uygulanması
27/03/1998 30704 Teknik Öğretmen Unvanı
07/07/1998 70768 1998/69 4359 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesinin uygulanması
20/11/1998 140701 4359 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesinin uygulanması
19/11/2001 114719 2001/95 Özel Öğretim Kurumlarında Geçen Hizmetlerin Değerlendirilmesi
07/10/2004 76665 Emsal uygulaması