Korumasız yürüyen bir Emniyet Müdürü
Tire'ye bağlı bir Ege köyü olan Akyurt'un ?yetiştirdiği? Hüseyin Çapkın, İzmir'den sonra İstanbul'un emniyet müdürü... Kendisine bir akşam vakti, kimi zaman Bostanlı kimi zaman Güzelyalı sahilinde korumasız yürürken rastlanabiliyorBu yürüyüşler sırasında tespitlerini yapıp, vatandaşla sohbet ediyor
İzmir'e yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta, Tire'ye bağlı bir Ege köyü Akyurt. İnciri ve zeytiniyle ünlü. Yörük kültürünün yaşanıldığı bir köy. Yakın çevresindeki köylerle karşılaştırıldığında kültürel ve maddi açıdan daha zengin. Bugün 150 haneli, dağların arasında kendi kendine kalakalmış bir köy Akyurt. Köyde yaşayanlar genelde çiftçilik ve hayvancılıkla sağlıyorlar geçimlerini.
Köylüler, ?yetiştirdikleri' arasında 1 polis müdürü, 2 polis memuru, 1 doktor, 1 hemşire, 6 öğretmen, 3 müzisyen, 2 kamu yönetimi mezunu yönetici bulunduğunu söylüyor. Akyurtlu o polis müdürü artık İstanbul'da görev yapacak olan Hüseyin Çapkın. Her zaman o köyün, çiftçi bir ailenin çocuğu olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi Çapkın.
Ya öğretmen olacaktı...
Hüseyin Çapkın, 1951'de doğduğu Akyurt'ta ilk ve ortaöğrenimini tamamladığını, polisliği de tesadüfen seçtiğini belirterek şöyle konuştu:
?Ben tesadüfen polis oldum. Ortaokuldan sonra sonra yatılı okula gitmek zorundaydım. Liseyi Tire'de okudum. Polis koleji ve öğretmen okulu sınavlarına girdim. İkisini de kazandım, tercihimi polis olmaktan yana kullandım.
Uzun yıllarım Ankara'da geçti. 9 sene kaldım. Asayiş Şube Müdürü oldum. Yozgat, Mersin, Antalya, Gaziantep, Manisa, Adana, Bursa Emniyet Müdürlüğü yaptım. Ankara'daki yıllar belki bizi çok şekillendirmiştir. Çünkü Ankara yoğun bir şehir. O yıllarda terörle ilgili suçların yarısına, aşayiş şubesi bakıyordu. Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nde mastır yaptım. Oradan 2 sene terfi hakkı verildi. Ticari Bilimler Akademisi'nde de mastır yaptım. Devrelerimden 3 sene önce terfi ettim. Ortadoğu'daki mastır belki biraz da polisliğe toplumbilim açısından bakmamızı sağladı.
Polis gözlüğünün yanında bir gözlüğümüz daha oldu. Bakarken hâlâ öyle bakarız. Sadece polis olarak değil bir toplumbilimci gibi de bakmaya gayret ettik.?
Huzur timleri
Çapkın'ın bu iki gözlüğünden biriyle, yani toplumbilimci gözüyle olan bakış açısı, başarıya ulaşan Huzur Timleri projesinin temelini oluşturdu. Polis, daha çok sokağı yaşamaya onun deyimiyle ?sokağı tırmalamaya? başladı. Kimi zaman gevrekçi, kimi zaman işportacı, kimi zaman taksici, kimi zaman tribünde seyirci gibi, halkın arasına karıştı.
Kimi küpe taktı, kimi saçını uzattı, kimi taraftar formasıyla dolaştı, kimi de sakal bıraktı. Kalabalığın yoğun olduğu yerlerde, alışveriş merkezlerinde girmedik yer bırakmadı. Suç oranları tepetaklak oldu. Görev isteyene sorumluluk verdi. Kadın erkek ayrımı yapmadı. İzmir'in büyük ilçelerinden Balçova'yı kadın müdüre emanet etti.
Çapkın ne demek?
Türk Dil Kurumu'nun Güncel Türkçe Sözlüğü'nde ?çapkın?, ?Geçici aşklar ve ilişkiler peşinde koşan (kimse), hovarda? olarak tanımlanıyor.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü'ne göre ise birkaç tanımı var ?çapkın?ın:
?Kısıtlı olan kimse? (Körküler-Isparta), ?Her gördüğü eşyayı alan? (Çuvallı-Burdur), ?Açıkgöz? (Denizli), (Beşikdüzü, Vakfıkebir-Trabzon), ?Kabadayı? (Sincan-Sivas), ?Biçimsiz yürüyen? (Karaözü-Kayseri)... Futbola meraklı
Eşinin özverisiyle mesleğinde bu noktaya geldiğini söyleyen Çapkın, Ayvalıklı bir ailenin kızı olan Nurten Çapkın'la 1971'de evlendi; iki kızı oldu.
Akşam yemeklerini çok önemli bir durum olmadıkça mutlaka evinde yemeye özen gösteren Çapkın, geceleri karakollarda yardımcılarıyla birlikte sabahlamasıyla biliniyor. Kendisine bir akşam vakti, kimi zaman Bostanlı kimi zaman Güzelyalı sahilinde korumasız yürürken rastlanabiliyor. Bu yürüyüşler sırasında tespitlerini yapıp, vatandaşla sohbet ediyor. Futbola merakı ve Beşiktaşlılığıyla bilinen Çapkın'ın en büyük keyfi denizi ve günbatımını seyretmek.