MEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde sağlık skandalı
Mersin'de böbrek yetmezliği nedeniyle hastaneye yatırılan özürlü genç, Elazığ'da ölü bulundu. Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesine yatırıldıktan 2 gün sonra kaybolan 34 yaşındaki özürlü gencin cesedi, 8 gün sonra Elazığ'da bir hastane morgunda ortaya çıktı.
Mersin'deki sağlık skandalı, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşandı. Mersin Necati Bolkan İlköğretim Okulu'nda öğretmen olan Aynur Kanbul (57), böbrek rahatsızlığı bulunan spastik özürlü oğlu 34 yaşındaki Hayri Taylan Çetiner'i, 26 Aralık 2004 Pazar günü Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne getirdi. Özürlü genç, burada yapılan ilk tedavisinin ardından Kronik Böbrek Yetmezliği teşhisiyle hastaneye yatırıldı. Anne Aynur Kanbul, yoğun bakımda yatan oğlunu Pazartesi günü ziyaret ettikten sonra evine döndü.
Kanbul, 28 Aralık Salı günü saat 15.00'de tekrar hastaneye gittiğinde, oğlunun hastanede olmadığını gördü. Bunun üzerine hastane yetkililerini uyaran anne, çocuğunun bulunmasını istedi.
Kanbul, durumu polise de bildirerek oğlunun kayıp olduğunu söyledi. Ancak tüm aramalara rağmen ayağında pijamalarıyla hastaneden ayrılan Hayri Taylan Çetiner'in izine rastlanamadı. Spastik özürlü gencin kayboluşundan 8 gün sonra, Elazığ'da öldüğü ortaya çıktı. Hayri Taylan Çetiner'in cesedinin, Fırat Üniversitesi Yeni Araştırma Hastanesi morgunda olduğu belirlendi.
Oğlunun ölüm haberiyle yıkılan Aynur Kanbul, Tıp Fakültesi Hastanesi yetkililerini suçladı. Sinir krizleri geçiren Kanbul, "Oğlum, kronik böbrek hastasıydı. Yoğun bakıma yatırdık. Ertesi gün ziyaretine gittim. Bir gün sonra gittiğimde ise oğlum hastanede yoktu. Hastane yetkilileri, 'bekliyoruz' dediler. Hastane içinde bir yere gittiğini zannetmişler. Sonrasında polise başvurdum. Bütün karakollara gittik, otogara gittik. Her yeri gezdik ancak bulamadık çocuğumu" diyerek göz yaşı döktü.
Oğlunun aynı hastanede Mayıs ayında da tedavi gördüğünü ve 12 gün yattığını dile getiren Kanbul, "Ben yoğun bakım servisindeki hemşirelere çok kızıyorum. Onların ilgilenmesi gerekiyordu. Bir hemşire, hastası 2 saat yatağında yoksa neden o hastasını bulup yatağa yatırmıyor?" diye konuştu. "Ciğerim yanıyor. Bu kadar olamaz. Yavrum, ben seni böyle mi toprağa verecektim.
Ellerimde öleydin" diye feryat eden Aynur Kanbul'u, öğretmen arkadaşları teselli etmeye çalıştı.
Bu arada, suçlanan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doktor Esat Yılgör ise özürlü gencin hastanelerinden kaybolduğunu doğrulayarak, "Olay ziyaret saatinde meydana gelmiştir. Bu nedenle giren çıkan ziyaretçilerle birlikte mi çıktı, kendisi tek başına mı çıktı yada refakatçisi mi çıkardı bunu bilmiyoruz. Olayın hemen ardından biz tutanağımızı tutup ilgili yerlere bildirdik. Aile ile de görüştüğümüzde bu gencin sık sık bu şekilde kaybolduğunu öğrendik.
Hastanemiz 300 yataklı. Ziyaret saatinde çok kalabalık oluyor. Hastalarımız, refakatçilerle koridorda dolaşıyor. Hastanemizden ne zaman ve ne şekilde ayrıldığı konusunda gören bilen yok" dedi.
Öte yandan, Elazığ'da cesedi bulunan özürlü gencin, kaybolduktan sonra annesinin 1990 ve 1995 yıllara arasında görev yaptığı Elazığ merkeze bağlı Sarı Kamış Köyü'ne gittiği, burada köy muhtarı tarafından fark edilince otogara getirildiği sırada rahatsızlanarak öldüğü ileri sürüldü.
iha