Tutuklu müteahhit: Paşaya 150 bin dolar borç verdim!!!
Askeri ihalelerde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle tutuklu yargılanan Müteahhit Özmen, bir ev satışı konusunda yaptıkları protokol gereği, Tuncer Kılınç'a 150 bin dolar verdiğini söyledi
Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'ın, MGK Genel Sekreteri olduğu dönemde, askeri ihalelerde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle halen tutuklu olan Müteahhit Ali Osman Özmen'den 150 bin dolar borç aldığı ve ödemediği ortaya çıktı. Kılınç ise, 150 bin dolar borcu henüz ödemediğini, emekliye ayrılırken Genelkurmay Başkanlığı'na verdiği mal beyanında parayı gösterdiğini söyledi.
'Rüşvet ajandası beni çok şaşırttı'
Özel Kuvvetler Komutanlığı inşaatındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili davanın
görüldüğü Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde, Özmen'in 5 Kasım 2004'te askeri
savcılıkta verdiği ifade okundu. Özmen, oğlu Yaşar Özmen'e ait olduğu belirtilen
ve "rüşvet ajandası" olarak nitelendirilen defter için, "Çok
şaşırdım, tansiyonum yükseldi. Yaşar yanlış yapmış. Bu paraları vermişse borç
olarak vermiştir. Bizim rüşvetle işimiz olmaz" dedi.
Özmen, ifadesinde şunları söyledi:
"Tek para alışverişim Kılınç'la oldu. Çok sevdiğim 'ağabey' dediğim Kılınç'ı,
emekliye ayrılmadan önce ziyaret ettim. Bu sırada 'Ben bir ev almak istiyorum,
ama Çayyolu'ndaki evimi satamadığımdan alamıyorum. Bu evi ya sen sat, parasını
bana ver ya da sen al' dedi. Tereddüt ettim, istemedim. 'O zaman bana 50 bin
dolar borç ver' dedi. Üzerimde para olmadığını, ancak tedarik edebileceğimi
söyledim. Bunun üzerine Kılınç'ın emir subayı geldi, kendisine 150 bin dolar
verdiğime ilişkin tutanak tuttu. Bu subay halen Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Kurmay Başkanlığı'nda yarbay rütbesiyle çalışıyor."
'Yanlış anlama borcumu öderim'
Kılınç'ın daha sonra kendisine, "Sakın yanlış anlama, evi satıp parasını
aldığımda bu borcumu ödeyeceğim. Mal beyanımda da senden borç aldığımı göstereceğim"
dediğini anlatan Özmen, Kılınç'ın eşinin de bu konuda çok "titiz davrandığını"
dile getirdi.
Ümitköy'deki evini kent merkezindeki bir evle değiştirmek istediğini dile getiren Kılınç da şöyle konuştu: "Özmen'le merhabalaşırım. 'Çevrende yeni evlenen birileri olursa tavsiye edebilir misin?' dedim. İlk yaklaşımım budur. 25 kilometre mesafe gidip gelmek zor. Onun üzerine 'Öyle bir yer bulduysanız, satana kadar bir imkân vereyim size' kendi teklifidir. Ben de düşünmeyi müteakip... O günkü emir subayımla tutanağa bağladık. Hâlâ da evi satamadık. Yaptığımız tutanak, evi onun satması, kalan parayı bize ödemesi hususunda. Sonradan böyle şeyler çıkacağınızı bilemezsiniz ki?"
'13 trilyon alacaklıyım'
Müteahhit Özmen, aralarında 11'i görevde 9'u emekli 20 askerin de bulunduğu 38 sanıklı davada, yaptığı yazılı savunmada, ihalelerin, Genelkurmay'ın belirlediği esaslara göre, belirlenen yerlerde MSB tarafından yapıldığını kaydetti. Hafriyat için şirketinin resen hak edişten 53 trilyon lira kestiğini anlatan Özmen, savcılığın işin 40 trilyona çıktığını hesapladığını buna göre 13 trilyon alacağının bulunduğunu kaydetti. Savcılığın, 40 trilyonu faiziyle 88 trilyona çıkarttığı için borçlu gözüktüğünü iddia eden Özmen, malzeme alımlarını sağlamlık, fonksiyon, estetik ve ekonomikliği dikkate alarak Genelkurmay'ın tasnif emirleri doğrultusunda yaptığını söyledi.
İmzasız ihbara hoşgörü
Askeri Savcı Zekeriya Duran'ın mahkemeye gönderdiği Maden Mühendisleri Odası'ndan
gelen imzasız ihbar mektubunu okuyan Hâkim Yarbay Aykanat Kaçmaz, "Bir
subay olarak meslektaşlarımdan utanıyorum. Bunların malları açık artırmada satılsın.
Özmen'in kodese atılması neye yarar?" ifadelerinin yer aldığını söyledi.
Avukatların, imzasız mektupların delil olmayacağı ısrarına rağmen mahkeme, belgenin
imzasız olduğundan değil, davayla ilgisi bulunmadığından savcılığa iadesine
karar verdi. Mahkeme, sanıklardan Hüseyin Tekel'in bir başka projeye ilişkin
beyanının savcılığa bildirilmesine karar vererek duruşmayı 14 Ocak tarihine
erteledi.
milliyet