'Ziraat Bankası 2007'den sonra satılabilir'
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Ziraat Bankası'nın 2007 yılından sonra halka arz yoluyla satılabileceğini söyledi Çağlar, bugün düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesine ilişkin bir soru üzerine Çağlar, yapılan çalışma sonucunda, Banka'nın şu an ortam itibarı ile blok satışının mümkün olmadığını belirterek, halen devam eden yapılandırma sürecinin sonunda 2007'den sonra dilimler itibarıyla halka arz yoluyla satılabileceğini bildirdi.
Çağlar bir başka soru üzerine, Ziraat Bankası'nın elinin kolunun bağlı olmadığını çok net bir biçimde söyleyebileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Banka'nın elinin kolunun bağlı olma konumu 2001 ve öncesinde söz konusu imiş.
O dönemde siyasi etkileşimlerin yüksek olduğu, siyasi yönlendirmeler sonucu
bankaların politikaların belirlendiği bir dönemde o zaman ki yöneticilerin hakikaten
eli kollu bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama biz göreve geldiğimiz günden bu güne
kadar herhangi bir siyasi telkinle, herhangi bir krediye ilişkin yönlendirme,
politikalar anlamında elimizi kolumuzu bağlayacak bir talimatlandırma, hissiyatlandırma
anlamında bir uygulama yaşamadık.''
''GÖREV ZARARI DİYE BİR ŞEY KALMADI''
Çağlar, bir soru üzerine, kamu bankalarının kurumsal zararı diye bir şeyin kalmadığını
belirterek, 4603 sayılı yasa ile kamu bankalarına önceden bedeli ödenmeden veya
bütçede ödeneği oluşturulmadan görev zararı verilemeyeceği için bugün tamamen
ticari saik ile çalışan bankalar konumuna dönüştüğünü hatırlattı.
Çağlar, ''Siyasi etkileşimden bu çerçevede uzak kalınmış. Bunun sonucunda Ziraat
Bankası 1.5 katrilyon liralık, 1 milyar doların üzerinde net kara ulaşmış bir
banka haline gelmiştir'' dedi.
''ÇİFTÇİ BANKASIYIZ''
Ziraat Bankası'nın hala çiftçi bankası olduğunu gururla söyleyebileceğini ifade
eden Çağlar, çiftçi bankası olması nedeniyle Ziraat Bankası'nın her önüne gelene
''abonman kredisi'' şeklinde kredilendirmelerden vazgeçildiğini söyledi.
Çağlar, tüm işlemlerde gerek tarımsal işlemlerde gerek bireysel, ticari kredilendirmede risk emniyeti, kredinin geri dönüp dönemeyeceği analizleri yapılarak kredilendirmeye başlandığını belirterek, şöyle devam etti:
''Şu anda kredilendirme imkanı olmayan, verdiğiniz paranın geri dönmeyeceğini
düşündüğünüz çiftçilerin kredilendirmesine biz girmiyoruz. Tarımın desteklenmesi
politikası hükümete ait olduğunu düşünüyoruz. Onlar mazot parası, doğrudan gelir
desteği şeklinde çiftçileri destekliyor. Biz tamamen geri alabileceğimiz çiftçi
kredilendirmesine giriyoruz. Biz hala çiftçi bankası olduğumuzu gururla söyleyebiliriz.''
SAVUNMA PSİKOLOJİSİ
Çağlar, gazetecilerin ''Ziraat Bankası'nın neden hep savunma psikolojisinde
olduğunun'' sorulması üzerine, kamu bankalarının zarar ettiği dönemde de bunlar
''hep zarar ediyor. Siyasi etkileşimden dolayı, politize edilmişler. Bu etkileşimden
arındırılması gerekiyor. Ticari mantalite ile çalışmaları'' gerektiğine ilişkin
söylemlerin olduğunu hatırlattı.
Çağlar, şöyle dedi:
''Bugüne geldiğimizde ticari mantalite ile çalışıyoruz. Türkiye'nin en karlı
bankası haline geldik. Operasyonel yüklerimizden arındırılsak çok daha etkin
çok daha verimli olacak. Çok daha müşteri odaklı anlayışı ile çalışabileceğimiz
bir ortamda ister istemez kar ettiğiniz zaman da suçlu, zarar ettiğiniz de suçlu
olmanın, yani hiç mi övgüyü hakketmediğimizin bir anlamda serzenişi olarak kabul
etmek gerekir diye düşünüyorum.''
''IRAK'TA NEDEN ŞUBE AÇIYORUZ''
Çağlar, Ziraat Bankası'nın neden Irak'ta şube açacağının sorulması üzerine Banka'nın
dünyadaki en büyük bankalarından bir tanesi olduğunu, dünyanın en büyük 1,000
bankası arasında 115 sırasında olduğunu hatırlattı.
Bu büyüklüğün mutlak suretle Türk işadamının hizmetine sunulması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Çağlar, ''Türk işadamının gittiği ve gideceği her yerde onlarla beraber ve onlardan önce'' anlayışında olduklarını söyledi Çağlar, şöyle devam etti:
''Irak'ta şu anda belki bir sıkıntılı dönem yaşanıyor. Ama kısa bir süre sonra
sıkıntılı dönem atlatılırsa orada çok ciddi bir iş potansiyeli olacağını, orada,
Türk müteahhitleri ve işadamlarının pastadan çok ciddi oranda pay alacağını
tahmin ediyoruz. Ondan dolayı bunların finansal ihtiyaçlarının karşılanabilmesi
için orada yer almayı arz ediyoruz.''
LİKİDİTE
Gazetecilerin '' Merkez Bankası'nın açıkladığı, para ve kur politikasında, özellikle
ilk üç aylık dönemde likidite sıkışıklığı'' uyarısını hatırlatması üzerine Çağlar,
Banka'nın hep yüzde 10'luk bir likidite düzeyine sahip olduğunu belirtti.
Çağlar, ''Bu politika uygulanmadan önce de aşırı ihtiyatlı prensibi ile hareket
ediyorduk. Bu politika uygulandığında aşırı ihtiyatlı politikamız devam edecektir''
dedi.