Danıştay, Sayıştay denetçi yardımcılığının sözlü bölümünün yürürlüğünü durdurdu
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun sözlü sınava dair kararının etkileri devam ediyor. Söz konusu bu kararda, sözlü sınavın yargısal denetiminin yapılabilmesi için sesli ve görüntülü kayıt yapılması gerekliliği yer almıştır. Diğer taraftan, Danıştay Onikinci Dairesi, Şubat 2009 yılında yapılan Sayıştay denetçi yardımcılığı sözlü sınavının yürürlüğünü durdurmuş ve bu sınava dayanılarak yapılan atamaların iptaline karar vermiştir. Devamı için başlığa tıklayınız.
2-6 Şubat 2009 tarihlerinde yapılan Sayıştay Denetçi Yardımcılığı sözlü sınavında başarısız olan adaylar, sözlü sınavın iptali ve sınav sonucu yapılan atamaların iptali ile 29.1.1980 tarihli ve 16884 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Sayıştay Denetçi Yardımcısı Adaylığına Giriş Sınavı ve Denetçi Yardımcısı Adayları ile Denetçi Yardımcılarının Yerleştirilme ve Meslek Sınavı Yönetmeliğinin "sözlü sınav" başlıklı 16. maddesinde yer alan "Sözlü sınav değerlendirilmesinde adayların zeka, intikal surati, ifade ve temsil yeteneği de dikkate alınır" ifadesinin iptalini istemiştir.
Danıştay Onikinci Dairesi, Sayıştay başkanlığının savunmasının aldıktan sonra, yargısal denetimin nasıl yapılabilirliği üzerinde durmuş ve şu gerekçelere kararda yer vermiştir:
"Sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin, diğer tüm idari işlemlerin
yargısal denetimlerinde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat olmak
üzere işlemin tüm unsurları yönünden yargısal denetiminin yapılması esas olmalıdır.
İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olmak
üzere yapılan bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi
temin etmeyeceği açıktır.
Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (1/a) bendi
gereğince iptal davalarında, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat
unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulması zorunlu bulunmaktadır.
Dolasyıyla; sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak
altyapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir."
Danıştay bu değerlendirmeler sonrasında; sözlü sınavda adayın hangi yönlerden görevinin gerektirdiği niteliklere sahip olmadığının Sayıştay tarafından açıklanamaması ve öznel değerlendirmelere açık olan sözlü sınavda takdir edilen puanla, eleme ve yazılı sınavda normal ölçütlerde ortaya konan başarı ve liyakatin geçersiz kılınmasının mümkün olamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle de sözlü sınavın hizmet gerekleri ve nesnel ölçüler esas alınarak yapılamadığı sonucuna varmış ve "Bu durumda, tüm unsurları itibariyle yargısal denetim yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini açısından, komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmaması, sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi nedeniyle yapılan sözlü sınavda ve davacının bu sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır." demiştir.
Danıştay, söz konusu kararında ayrıca, yapılan atamaların da doğal olarak iptal edilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Danıştayın bu kararı gereğince 2-6 Şubat 2009 tarihinde yapılan Sayıştay Denetçi Yardımlığı sözlü sınav sonuçlarına göre yapılna atamalar iptal edilecektir. Bu konudaki uygulama, mahkeme kararının Sayıştay'a tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır.
Söz konusu bu karar, bir kez daha kariyer mesleklerdeki sözlü sınavlara idareler tarafından çeki düzen verilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu karar ve buna benzer kararlar,
1- Komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konamaması,
2- Sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi,
halinde, sözlü sınavın ve buna dayanılarak yapılan atamaların iptal edilebileceğini göstermektedir.