İstanbul Barosu ikiye bölündü
İstanbul Barosu'nun 'siyasi yürüyüşü' yönetimi çatlattı. Yargı mensuplarına baskı yapıldığını savunan muhalifler, yönetimden üç ismi devirdi. Baro, tarihinde ilk kez çift başlı olarak yönetilmeye başlandı.
Yönetimde yürüyüş çatlağıFUAT ATİK / SELÇUK ATEŞALAN
İstanbul Barosu'nun, yargıda yaşanan dinlemeleri protesto etmek için Taksim'de gerçekleştirdiği yürüyüşün ardından yönetim ikiye bölündü. İstanbul Barosu tarihinde ilk kez iki ayrı divan tarafından yönetil-meye başlandı. Yargı mensuplarına baskı yapıldığı gerekçesiyle İstanbul Barosu'nun 18 Kasım'da düzenlediği yürüyüşün ardından baro içerisindeki gerilim yönetimi 'çatlattı'. Taksim eyleminden bir gün sonra yapılan İstanbul Barosu Yönetim Toplantısı da bu gerilimden nasibini aldı.
6 ÜYE MUHALİF
11 üyeli yönetimden altı üye Divan Kurulu'ndaki bazı üyelerin değiştirilmesi için Divan'a da başkanlık yapan İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın'a önerge sundu. Divan üyelerinden Başkan Yardımcısı Selçuk Demirbulak, Genel Sekreter Özden Gönenli ve Sayman Tayfun Aktaş'ın görevlerinden alınarak yerlerine yeni üyelerin atanmasını isteyen önerge üzerine Başkan Aydın ve iki divan üyesi toplantıyı terk etti. Yaşanan bu krizin ardından toplantıya devam eden 8 divan üyesi seçim yaptı.
YÖNETİMDE SAVAŞ
İstanbul Barosu divan toplantısında yapılan seçim sonrası, 2004-2008 yıllarında Genel Sekreterlik görevini üstlenen avukat Hüseyin Özbek Başkan Yardımcılığı'na, avukat Handan Doğan Genel Sekreterliğe ve avukat Berrin Adıyaman da saymanlığa getirildi. Yaşanan olaylı divan değişiminin ardından görevlerini teslim etmesi gereken eski Başkan Yardımcısı Demirbulak, Genel Sekreter Gönenli ve Sayman Aktaş yeni yönetimi tanımadıklarını açıkladı.
TARİHİNDE İLK KEZ
'Darbeci Baro Taksim'e Hoşgeldin' pankartının şokunu üzerinden atamayan İstanbul Barosu'nda yaşanan bu bölünmeyle, baro tarihinde ilk kez iki ayrı divan oluştu. Baroda yaşanan iki başlı yönetim, İstanbul Barosu'na üye avukatlar arasında da huzursuzluğa neden oldu.
'Eşyanın tabiatına aykırı'
Özdemir Özok'un yokluğunda Ankara'da Türkiye Barolar Birliği'ni toplayıp bildiri yayınlatmak istediği için Anadolu baroları tarafından darbecilerle ortak hareket etmekle suçlanan Türkiye Barolar Birliği'nin Başkan Yardımcısı ve İstanbul Barosu üyesi avukat Berra Besler, hiçbir baronun darbeci olamayacağını ileri sürdü. Besler, ?Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. İstanbul Barosu da darbeci değildir. Baroların genel zihniyeti, ne türde olursa olsun darbelere karşıdır? dedi.