TBMM Onur Ödülü Karpat'a verildi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Aralık 2009 15:09, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, " Terörün karanlığını mutlaka bilimin aydınlığı yenecektir. O nedenle biz, bilimin aydınlığını konuşmaya, bu konuda söylemlerimizi devam ettirmeye mecburuz'' dedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, " Terörün karanlığını mutlaka bilimin aydınlığı yenecektir.

O nedenle biz, bilimin aydınlığını konuşmaya, bu konuda söylemlerimizi devam ettirmeye mecburuz'' dedi.

TBMM Başkanı Şahin, TBMM Tören Salonu'nda Prof. Dr. Kemal Karpat'a TBMM Onur Ödülü verilmesine

ilişkin düzenlenen törende yaptığı konuşmada, bugünkü mutluluğun terör saldırısı sonucu 7 askerin

şehit olmasıyla gölgelendiğini ifade etti.

TBMM Başkanı Şahin, şunları kaydetti:

''Dış destekle terör örgütü yaklaşık 25 yıldır iç huzurumuzu bozmak, beraber kurduğumuz bu güzel vatanın içinde olaylar çıkartmak, bizi birbirimize düşman hale getirmek için büyük bir senaryoyu oynamaya çalışıyor. Son günlerde yaşanan sokak gösterileri ve Tokat'taki hain saldırı, bu senaryonun birer parçasıdır diye düşünüyorum. Şu ana kadar büyük milletimiz bu oyuna gelmedi, öyle inanıyorum ki bundan sonra gelmeyecektir. Bu ülkenin insanları arasına kin ve nifak sokmak isteyenler hayal kırıklığına uğrayacak ve hak ettikleri cevabı mutlaka alacaklardır. Herkes şunu bilmelidir ki; Türkiye, bir yandan terörle mücadele ederken öbür taraftan kalkınma hamlesini devam ettirecek, demokrasisini ve özgürlük alanını da geliştirmeyi sürdürecektir. Genç yaşlarında aziz canlarını vatan uğuruna veren şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Onların gözü yaşlı ailelerine, yakınlarına ve milletimize bir kez daha başsağlığı dilemeyi görev biliyorum.''

Ödül töreninde bunları söylemek zorunda kaldığı için üzgün olduğunu ifade eden Şahin, ''Ancak terörün karanlığını mutlaka bilimin aydınlığı yenecektir. O nedenle biz, bilimin aydınlığını konuşmaya, bu konuda söylemlerimizi devam ettirmeye mecburuz'' dedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ''Yetiştirdiği değerleri damgalayan, sınıflandıran bir anlayış yerine, onları kucaklayan, sahip çıkan hoşgörülü bir anlayışı hep birlikte hakim kılmak zorundayız'' dedi.

Şahin, Prof. Dr. Karpat'ın Balkanlarda doğduğunu, Anadolu'ya göçtüğünü, Amerika'ya uzandığını, hukukla başlayan tarihle devam eden bir eğitim sürecinin sonunda bilimin zirvesine çıkmayı başarmış müstesna bir isim olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Karpat'ın kendi kültürel değerlerini çok iyi kavramış, hem doğuyu özümsemiş hem de batılı değerleri tanımış bir tarihçi olduğunu dile getiren Şahin, ''Cumhuriyet tarihinin ilk dönemlerine tanıklık etmiş, ülkemizin geçirdiği gelişim süreçlerini tarihçi hassasiyetiyle hem içeriden hem de dışarıdan izlemiştir'' diye konuştu.

Şahin, Prof. Dr. Karpat'ın, tarihçi kimliğinin yanı sıra siyasal ve sosyal bilimler alanında yaptığı çalışmalarla da dünyaca tanındığını belirterek, şunları söyledi:

''Kendisi dünyanın her köşesine gitmiş, çeşitli üniversitelerde dersler vermiş, uluslararası saygın kuruluşlarda bilimsel toplantı ve seminerlere katılmıştır. Düşünce dünyasında derin izler bırakmış, 20'den fazla dile çevrilmiş ufuk açıcı makale ve eserleriyle bilimsel bir otorite olarak kabul edilmiştir. Hayat hikayesinin gelecek kuşaklar için yol gösterici olduğuna inandığım değerli hocamız Sayın Prof. Dr. Karpat'ı, çok çarpıcı bulduğum kendi ifadeleriyle sizlere anlatmak istiyorum. Kemal Hoca hayatını konu alan 'Dağı Delen Irmak' isimli kitapta kendisini şöyle tanımlıyor: 'İnsanlar denize akan nehirlere benzerler. Nehir gibi belirli mecralardan yürürler, yaşarlar ve bir yerde sonsuz denizlere erişirler. Ama bazıları herkesin gittiği yolu bırakıp başka yoldan yürümek ister. Nehirlerde de bazen ayrılan, kendini arayan ırmaklar vardır. Irmak vardır, dağın üstünden atlamak istercesine kayalara çarpar, suları köpürerek yükselir, sonra gerisingeri düşer bir an, durgunlaşır. Sonra dağı kucaklayarak, öperek etrafında dolaşır ve sonra denize akar gider. Ama bazen de inatlaşır dağla, kayaları oyar, dağı delip kendisinin açtığı yolda türkü söyleyerek akar, gider ve denize kavuşur. Ama dağı delmiştir.' Evet, o da yeni açtığı ufuklarla, bulduğu yollarla bilgi denizine ulaşmıştır. O da dağı delen ırmak gibi önüne çıkan tüm engellere, yaşadığı tüm zorluklara rağmen; azmin, bilim ve tarih aşkıyla birleştiğinde nasıl başarıya ulaşıldığını hepimize göstermiştir. O öyle bir ırmaktır ki bize geçmişten yeni şeyler getirir, bilmediklerimizi öğretir. Bu coşkun ırmaktan medeniyet, hoşgörü, bilgelik akar.

İnanıyorum ki başarılarla dolu hayatının motivasyon kaynağı, bitmek tükenmek bilmeyen yaşama enerjisi, ülkesine ve insanlığa yararlı olma azmi ve mücadelesidir. Kendi deyimiyle 'dağı delmeye azmetmiş bir ırmağın öyküsü' olarak tanımladığı hayatı boyunca vatanı ve milleti için yılmadan çalışmış, hep gerçeklerin peşinden koşmuş bir bilim insanıdır.''

''ÇALIŞMALARI GURUR VERİCİ''

Prof. Dr. Karpat'ın, Türk tarihi konusunda yaptığı birbirinden eşsiz çalışmaların yanı sıra Türkçenin en iyi şekilde kullanılması ve tanıtılması konusundaki gayretlerinin de takdire değer olduğunu belirten Şahin, ''Milletimizin tarihinin ve kültürünün akademik alanda en iyi şekilde araştırılması ve tanıtılması için görev yaptığı dünyanın saygın üniversitelerindeki çalışmaları gurur vericidir'' dedi.

Anadolu ve Türk Dünyası ile ilgili bizzat yerinde yaptığı incelemeler, Kıbrıs davasıyla ilgili Amerika'da gösterdiği yoğun gayretlerin, kendi değerlerine verdiği önemin en açık göstergesi olduğunu dile getiren Mehmet Ali Şahin, Prof. Dr. Karpat'ın, emeklilik geliriyle Amerika'da kurduğu Türk Etütleri Merkeziy ile de Türkiye'nin tarihini anlatmaya ve kültür elçiliğini yapmaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye'nin dünya akademik ve bilim hayatında en iyi şekilde tanıtılmasını sağlayan Prof. Dr. Karpat'ın, uluslararası alanda gösterdiği üstün başarılarla da bu ödülü almayı fazlasıyla hak ettiğini kaydeden Şahin, ''Bu tören ve ödül, ona şükran borcumuzun ifadesidir'' diye konuştu.

Bu anlamlı ödülün geçen yıl da dünyaca tanınmış bir tarihçi olan Prof. Dr. Halil İnalcık'a verildiğini anımsatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Meclisimiz, 'tarihçilerin kutbu' olarak nitelendirilen Halil İnalcık hocanın ardından bir başka değerli tarihçimiz Kemal Karpat'a bu ödülü takdim ederek, tarihe verdiği değeri göstermektedir. Çünkü, milletlerin kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan tarih, geçmişle gelecek arasında en önemli köprüdür. Tarihini bilmeyen toplumlar, köksüz ağaçlar gibidir. Uzun süre yaşayamaz, yok olurlar. Tarihi doğru okumak, yorumlamak, olay ve tecrübelerden gerekli dersleri çıkarmak, çağı yakalamanın temel şartlarındandır. Bizler, üç kıta da adaletle hükmetmiş, insanlığa eşsiz kültürel zenginlikler, erdemli değerler sunmuş bir milletin mensuplarıyız.

Bizim tarihimizde parıltılar saçan bir medeniyet vardır. Milletimiz, tüm dünyaya, insanlığa medeniyetin en muhteşem örneklerini veren devletler kurmuştur. Ancak, tarihimiz mührü sökülmemiş hazinelerle doludur. Bizlere miras kalan bu hazineleri, kültürel değerleri, toplumla buluşturacak bilge tarihçilere her zaman çok ihtiyacımız var. Geçmişin bilgi birikimlerini, değerlerini tarihin tozlu raflarından çıkararak günümüze ışık tutan tarihçilerimizin eserleri aydınlık geleceğimizin yol haritalarıdır. Tarihi, kalıplara sokmadan, ideolojilere kurban etmeden bilimsel değer taşıyan bilgi ve belgeler ışığında araştırarak tüm gerçekliğiyle ortaya koyacak tarihçilere ihtiyacımız var. İşte onlardan biri Kemal Karpat hocadır. Böyle tarihçiler kolay yetişmiyor. Onlara sahip çıkmak ve birikimlerinden en iyi şekilde yararlanarak geleceğe ışık tutmamız gerekmektedir.''

"TARİH ŞUURU KAZANDIRMADAN GELECEĞE YÜRÜYEMEYİZ''

Türkiye'nin, geçmişte yetiştirdiği değerlerin kıymetini yeterince bilememiş bir ülke olduğunu ifade eden Şahin, bilim ve düşünce adamlarının, edebiyatçıların ve sanatçıların yaftalandığı, baskı ve engellerle karşılaştığı dönemler yaşandığını kaydetti.

Bilimin, düşüncenin, sanatın horlandığı bir ortamda gelişmesinin mümkün olmadığını söyleyen Şahin, ''Yetiştirdiği değerleri damgalayan, sınıflandıran bir anlayış yerine onları kucaklayan, sahip çıkan hoşgörülü bir anlayışı hep birlikte hakim kılmak zorundayız'' diye konuştu.

Aziz Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet hedefine, tüm aykırılıklarına ve farklılıklarına rağmen düşünceyi kucaklayan, demokrasiyi ve özgürlükleri geliştiren bir ülke olamadan ulaşılamayacağını belirten Şahin, şunları kaydetti:

''Toprağımızı çoraklaştırarak bilgi ve hikmet çınarlarının yükselmesini bekleyemeyiz. Özgürlükleri doyasıya solumadan demokrasimizi güçlendiremeyiz. Aydınlarımıza, bilim adamlarımıza, tarihçilerimize sahip çıkmadan bilim ufkumuzu genişletemeyiz. Yeni nesillere tarih şuuru kazandırmadan geleceğe yürüyemeyiz.

Biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin fertleri dünyanın neresinde olursa olsun kalpleri aynı duyguyla, aynı aşka atmaktadır. Bu aşkın adı Türkiye'dir. Bu nedenle biz çok güçlü bir aileyiz. Önümüzdeki sorunları aşacak güçteyiz.

Derin, köklü ve şanlı bir tarihe sahip millet olarak geçmişimizden ilham ve güç alarak geleceğe yürümekteyiz.''

Şahin, Türkiye ailesine değerli katkılar sunan ve kazandıkları başarılarla ülkenin adını gururla tüm dünyaya duyuran Prof. Dr. Karpat'a şükranlarını sunduğunu belirterek, 2005 yılında Onur Ödülü ve Üstün Hizmet Ödülü uygulamasını başlatan dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç'a ve bu uygulamayı devam ettiren Köksal Toptan'a teşekkür etti.

Şahin, ödülün, milletin şükran duygularının anlamlı bir ifadesi olduğunu kaydederek, ''Bu ödülle, milletimize hizmetin ve sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bildiğimizi göstermek istiyoruz. Onları yüreklendirmek, cesaretlendirmek istiyoruz. Yeni Kemal Karpatlar'ın, Halil İnalcıklar'ın, İhsan Doğramacılar'ın, Gazi Yaşargiller'in ortaya çıkmasını istiyoruz'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber