Marmara Üniversitesi Rektörü: Başörtüsü demokratik bir haktır
Marmara üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, geçmişte kendisinin de başörtülü öğrencilerinin olduğunu ve örtülü ya da değil diye öğrencileri ayırmadığını vurguluyor.
Bir dönem fakülte kapılarına başörtülü öğrencilerin kampüse alınmayacağı yazıları asılan Marmara Üniversitesi'nde, şimdilerde özgürlükler konuşuluyor. Rektör Prof. Dr. Necla Pur, başörtüsünün ülkenin bütünlüğüne ve Cumhuriyet'in temel değerlerine bir sekte vuracağını düşünmediğini, örtü takmanın demokratik bir hak olduğunu söylüyor.
Marmara Üniversitesi, bir dönem fakülte kapılarına yazı asarak 'başörtülü öğrencilerin kampüse alınmayacağını' duyurmasıyla gündeme geldi. Üniversite senatosu, 'hukukun üstünlüğüne duydukları saygı ve toplumsal barış için' yasakçı uygulamaya devam edeceklerini belirtti. Ancak şimdi üniversitede özgürlükler konuşuluyor. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, başörtüsünün ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve Cumhuriyet'in temel değerlerine bir sekte vuracağını düşünmediğini, örtü takmanın demokratik bir hak olduğunu söylüyor. Zaman'a konuşan Pur, 1980 öncesinde örtülü öğrencilerin üniversiteye girebildiğini hatırlatıyor. Kendisinin de başörtülü öğrencilerinin olduğunu ve örtülü ya da değil diye öğrencileri ayırmadığını belirtiyor. Pur, "Şimdi hepsi de iyi yerlerdeler. Bu, beni hiç rahatsız etmedi. Olaylar çeşitli nedenlerle çarpıtılınca bu mecrada aktı ama keşke böyle olmasaydı." diye konuşuyor. Rektör, okul girişlerine başörtülü öğrenciler için kurdurduğu kabinlere giderek zaman zaman kız öğrencileri teselli ettiğini ifade ediyor. Bu durumun da geçeceği konusunda telkinler verdiğini anlatıyor. Pur, ayrıca kurallara uyarak kendisini zor durumda bırakmayan başörtülü öğrencilerine teşekkür ediyor.
TOPLUM OLARAK BİRLİKTE YAŞAMANIN BİLİNCİNE VARMALIYIZ
23 Aralık'ta Marmara Üniversitesi Nişantaşı kampüsünde meydana gelen karşıt görüşteki öğrencilerin kavgasından sonra güvenlik önlemlerini artırdıklarını kaydeden Necla Pur, "Önceden polis akşam beşte okuldan ayrılıyordu. Artık tüm kampüslerimizde akşam dokuza kadar polisler bekliyor." diyor. Üniversite gibi bir ortamda polislerin sürekli durmasının da hoş olmadığını belirten Pur, ancak öğrencilerin canı söz konusu olduğu için başka çarelerinin olmadığını dile getiriyor. Öğrencilerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gururu ve onuru içinde kardeşçe yaşamalarını önerdiğini ifade eden Pur, "Birlik, beraberlik ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü konusunda gençlerimizden hassasiyet göstermelerini istiyorum. Toplum olarak birlikte yaşamanın bilincine varmalıyız." şeklinde konuşuyor.
Necla Pur, maddi durumu iyi olmayan öğrenciler için de yeni uygulamaları hayata geçirdiklerini anlatıyor. Zor durumda olan öğrenciler için burs komisyonunu harekete geçirdiklerini, artık kampüslerde 50 kuruşa çorba ve kıtır ekmek dağıtıldığını aktarıyor. Günde bir öğün yemekle idare eden öğrenciler olduğuna değinen Pur, çocukların derslere aç girmesini istemediklerini ve bin öğrenciye de gizli yemek fişi verdiklerini belirtiyor. Öğrencilerin kıyafet sorununa da okulda açtıkları butikle çözüm bulduklarını dile getiren Pur, fiyatları 1 lira ile 5 lira arasında değişen kıyafetleri tekstil öğrencilerinin onardığını, temizlediğini anlatıyor. İkinci el temiz ve kaliteli ürün sağlamak amacıyla kurulan öğrenci butiğinden öğrenciler de oldukça memnun. Butikte şapkadan ayakkabıya, kazaktan pantolona her çeşit giysi bulunuyor.
Üniversitedeki öğretmen adayı öğrenciler de boş durmuyor ve maddi imkânsızlıklardan dolayı dershaneye gidemeyen çocukları üniversiteye giriş sınavına hazırlıyor. 15 öğretmen adayı, hafta sonu kampüste gerçekleştirdikleri ücretsiz kurslar sayesinde geçen yıl 95 öğrenciyi üniversiteye yerleştirmiş. Öğrenci istihdamına da önem verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Pur, üniversitede iş imkânı sağlayarak öğrencilere para kazanma fırsatı sunduklarını aktarıyor. Yurtların yetersiz olduğuna da değinen Necla Pur, özel yurtlarla anlaşma yoluna giderek, maddi durumu kötü olan öğrencilerin barınma sorununa çözüm bulmaya çalıştıklarını anlatıyor.