Başbakan Erdoğan: Annelerin kaybettiği bir ortamda kimse kazanamaz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 yıldır akan kanın durdurulması için en büyük görevin kadınlara düştüğünü ifade etti. Erdoğan, "Annelerin kaybettiği bir ortamda kimse kazanamaz. Kazanan kan tacirleri, silah tüccarları oldu. Bugün artık her türlü husumeti bitirme zamanı. Tüm annelerden, tüm kadınlardan yaşanan acının bitmesi için yüreklerini ortaya koymalarını bekliyoruz." dedi.
Başbakan Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü mesajını Şanlıurfa'dan verdi. DSİ 15. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu'nda kadınlara hitap eden Başbakan Erdoğan, 30 yıldır akan kanın durdurulması için en büyük görevin kadınlara düştüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede son 30 yıldır bazı evlere ateş düştü. Gece yarısı telefon geldi, kapıya gelen biri "anacığım çocuğun dağda şehit düştü" dedi. Bunun nasıl bir acı olduğunu düşünebiliyor musunuz? Doğduğunda okşamaya kıyamıyordunuz; ninnilerle, şarkılarla, türkülerle büyüttüğünüz yavrunuzu kaybetmenin nasıl bir acı olduğunu düşünebiliyor musunuz. İşte 30 yıldır bu ülkenin her köşesinde anneler bu acıyı yaşadı. Soruyorum size kim kazandı. Annelerin kaybettiği bir ortamda kimse kazanamaz. Kazanan kan tacirleri, silah tüccarları oldu. Biz bu acıya daha fazla tahammül edemeyiz. Biz artık bayramları buruk yaşamak istemiyoruz. Doğudaki acıyı Batı paylaştı. Batı'nın sevincini doğudakiler paylaştı. Bugün artık her türlü husumeti bitirme zamanı. Tüm annelerden tüm kadınlardan yaşanan acının bitmesi için yüreklerini ortaya koymalarını bekliyoruz. Bölücü terör örgütüne destek verenlere de sesleniyorum. Kendinizi evladını kaybeden annelerin yerine koyun. 72.5 milyon olarak bir olalım beraber olalım. Nifak tohumlarını söküp atacak olan en önce annelerdir, kadınlardır. Biliyorsunuz bir süreç başlattık, bu sürece 'Mili Birlik ve Kardeşlik' adını verdik. Bu ülkede itilmiş, horlanmış herkesin meselesini asgariye indirmek istiyoruz. Hangi etnik kökene sahip olursa olsun hepsi birinci sınıf vatandaş olarak hayatını sürdürsün, dışlanmasın istedik. Bu iradeyi ortaya koyduk ve bu iradenin arkasında durduk, yaratılanı yaratandan ötürü sevelim dedik. Alevi imiş Sünni imiş, bu ayrımları elimizin tersi ile ittik. Anaların acısından beslenen gözyaşından beslenen dökülen anlara dur dedik. Bu süreci istismar etmek için var güçleri ile çalışıyorlar ama biz de onlara karşı var gücümüzle çalışıyoruz. Biz artık etle tırnak gibiyiz, tarağın dişleri gibi biriz beraberiz. Hiçbir güç aramıza nifak sokamaz." dedi.
Kadının dışlanmasını, hor görülmesini çağdışılık olarak niteleye Başbakan Erdoğan, "Bizim görüşümüzde ayrımcılığın hiçbir şekilde yeri yoktur, kadınları ikinci sınıf gören, onları sömüren uygulama, tavır ve davranışlar çağdışıdır. Kadınları sosyal yaşamdan özellikle de eğitimden uzak tutanlar gaflet içerisindedir. Yolda toplaşan kızlarımızla görüştüm biri 'babam beni bundan sonra okula göndermeyecek' dedi. Baba, "size para ayıramam" demiş.
Biz size burs veriyoruz, orta öğretimde okuyanlara da burs veriyoruz. Yani kızımız, kadınımız haklarını da bilmiyor. İlköğretim ve orta öğretimdekilere kızlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Parayı da annenin hesabına yatırıyoruz. Üniversite'ye başladığın zaman da burs vereceğiz." diye konuştu.
"KILIK KIYAFETİ YÜZÜNDEN KADINA AYRIMCILIK YAPANLAR DA ÇAĞDIŞIDIR"
Başörtüsü nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşayan bayanları kasteden Başbakan, şöyle devam etti: "Kadınımızı, kızımızı kılık kıyafetine göre sınıflara ayıran her türlü ayrımcılık da çağ dışıdır. Kadınlara el kaldıran yaklaşım da çağ dışıdır. Bu toprakların tarihinde kendisi için istemediğini başkası için istemek yoktur.
"TÖRE ADI ALTINDA KADINLARA ZULMEDEN GAFLET İÇİNDEDİR"
Kim ki töre adı altında kadınlara eziyet ediyorsa o gaflet içindedir. Kadınların oy hakkı yokken bizim kadınlarımız seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Türkiye'nin kadınları şefkat ve merhameti ile bölgesine ve dünyaya örnek olacak. Sosyal hayatta siyasette hak ettikleri yeri alabilmeleri için gayret içindeyiz. Ana yasanın 10. maddesini değiştirdik. İş yerlerinde cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması için çeşitli düzenlemeler yaptık. Kadınlara yönelik şiddete karşı topyekun bir çalışma başlattık. Kadınlara yönelik sığınma evi açtık. Haydi kızlar okula dedik ana kız okula dedik.
Kadınlarımız yeter ki çalışsın, 5 yıl boyunca kadınlarımızın SSK primlerini ödeyeceğiz dedik. Milletvekili, beyelediye başkanı olarak kadınlarımızı siyasetin içerisine çektik. Daha atmamız gereken çok adım var. Türkiye'nin zihniyet değişimini gerçekleştirmek öyle kolay değil. Erkeklerin elinden bazen yetkileri almak kolay değil. Son seçimlerde bunu yaşadık. Prensip kararı almamıza rağmen bu kararların nasıl çiğnendiğini biliyorum, kendi partimde yaşadık.
Tarihi nitelikte bir mücadele başlattık. Bu ülkenin kadınlarının hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaması için elimizden geleni yaptık, yapacağız. Tüm kadınlardan bu mücadeleye omuz vermesini rica ediyoruz. Haklarınızı birilerinin size vermesini beklemeyin, sürece müdahale edin. Değerli hanım efendiler. Bu toplumun en temel yapısı ailedir.
Aileyi ne denli muhafaza edebilirsek geleceğe o kadar güvenle bakabiliriz. Aile, her türlü soruna panzehir. Eğitim aileden başlar, çocuklar bizim geleceğimiz. Aile kurumunun muhafaza edilmesi konusunda hassas olmanızı rica ediyorum."
"5 YIL SONRA BU TOPRAKLAR DÜNYANIN TARIM AMBARI OLACAK"
GAP Eylem Planı ile hızlandırılan yatırımlara da değinen Başbakan Erdoğan, "Yatırımlarla ayrımcılığı, dengesizliği kaldıracağız. Yol medeniyettir dedik 27 kilometre buraya yol yaptık. Adıyaman, Şanlıurfa yolunu çift gidiş geliş değil, 3 gidiş 3 geliş yapalım dedik. Bu millete bu yakışır. Bakın, suya hasret topraklar su ile kavuşuyor. 5 yıl sonra dünyanın tahıl ambarı bu topraklar olacak, herkes petrolü ile övünürken biz de bunlarla övüneceğiz." şeklinde konuştu.
BAKAN KAVAF'A BAŞSAĞLIĞI
Başbakan Erdoğan ayrıca Bakan Kavaf'ın babasının vefat etmesi dolayısıyla kendisine başsağlığı diledi. Erdoğan, "Selma Aliye hanım aramızda oalmadı. Baş sağlığı diliyorum, babasına Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu hazırlıkların yapılmasında emeği geçenlere şahsım ve milletim adına teşekkür ederim." dedi.