İstanbul'da 12 milyon kişi nükleer bombanın üzerinde oturuyor iddiası

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 05 Nisan 2010 13:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye'de nükleer bomba var mı, yok mu? Varsa kaç tane ve daha da önemlisi nerede?

Bu konular basında yer aldı. Ancak şimdiye kadar hiçbir Türk yetkili bu konuda konuşmadı.

İlk konuşan, 40 yıllık Dışişleri kariyerinde bu konularla yakından ilgilenen, bir dönem Savunma Bakanı danışmanlığı yapan emekli bir büyükelçiden, Taner Baytok'tan geldi.

Baytok hürriyet.com.tr'ye yaptığı çarpıcı açıklamalarda, hem Türkiye'deki nükleer silah varlığını doğruladı, hem de tüyler ürperten bir ayrıntı verdi.

?BOMBALAR İSTANBUL'DA??

ABD'nin Türkiye'deki yaklaşık 100 taktik nükleer silahları, sanıldığı gibi İncirlik Üssü'nde değil. 12 milyon kişinin yaşadığı İstanbul'da.

Baytok, bu konuda şu tüyler ürpertici cümleleri kullandı:

?İstanbul'da 12 milyon kişi nükleer bombaların üzerinde oturuyor. Bir patlama anında, silahlar boğazın altını üstüne getirecek güçte..?

Baytok, açıklamalarında İstanbul'daki bu silahlar konusunda da bilgi veriyor. Öncelikle de ?stratejik? ve ?taktik? nükleer silahlar arasındaki farkı anlatıyor.

Buna göre, stratejik silahlar daha çok ABD'de konuşlanmış durumda olan, okyanus ötesine gönderilebilen nükleer silahlar. Baytok'a göre taktik silahlar ise ?soğuk savaş döneminde herhangi bir nükleer savaş çıkma olasılığında, ABD'deki stratejik silahlar ateşlenene kadar geçecek sürede demir perdeye yöneltilebilecek, daha hızlı daha yakın menzilli füze ve bombalar.?

Türkiye'dekiler de işte ABD'deki stratejik silahlar ateşlenene kadar olacak sürede devreye girecek olan ?taktik nükleer silahlar?.

Ve bunlar hedef, Demirperde ülkeleri ve özellikle de SSCB olduğu için o dönemde İstanbul'daki depolarda bulunduruluyor. Bir kısmı ise Karadeniz kentlerinde, kıyılarındaki askeri depolarda. İncirlik'e hiç götürülmemişler bile.

ÇİFTE ANAHTAR SİSTEMİ

Silahlar, ?çifte anahtar sistemi? ile ateşleniyor. Baytok, ?Anahtarın biri ABD'de, diğeri ise evsahibi ülke olduğundan Türkiye'de. Savaş halinde bu çifte anahtar sistemi devreye giriyor ve silahlar gönderiliyor? diye anlattı sistemi.

?DİĞER TAKTİK SİLAHLARI DEĞİŞTİRDİLER, TÜRKİYE'DEKİLER KALDI?

Baytok'un açıklamalarındaki bir başka ilginç unsur ise Türkiye'ye yönelik izlenen politika. Emekli büyükelçiye göre, SSCB ile ABD arasında nükleer silahların azaltılması konusundaki SALT ve START anlaşmaları çerçevesinde Avrupa'daki ABD nükleer silahlarının büyük çoğunluğunun ?mekanizması değiştirildi?. Bu silahlar, F-16 ve benzeri savaş uçaklarına konuşlandırılabilecek şekilde mobil hale getirildi. Oysa Türkiye'deki silahlar bu uygulamanın dışında tutuldu.

Baytok, bunun nedenini de Türkiye'de hiçbir hükümetin bu konuda ?ses çıkarmaması? olarak açıklıyor:

?Nükleer silahlar konusunda alınan tek hükümet kararı 1972 tarihini taşıyor. O günden bu yana hiçbir karar alınmamış. O karar da ilginç... Kararda, gereği olmadığı taktirde Türkiye'deki nükleer silahlar konusunda hiçbir değişiklik yapılmayacağı yer alıyor. Bunun anlamı da şu; ne yeni nükleer silah isteriz, ne de eskileri veririz??

OBAMA ÇEKECEK İDDİASI

Dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasını ana politikalarından biri yapan ABD Başkanı Barack Obama, bu nedenle Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştü.

Şimdi Obama'nın bu politika gereği aralarında Türkiye'nin de olduğu bazı nükleer silahları geri çekeceğine ilişkin haberler de dünya basınında yer almaya başladı.

Son olarak İngiliz The Times gazetesi geçen hafta, Obama yönetiminin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu NATO ülkelerindeki nükleer silahlarını geri çekeceğini bildirmişti. Gazete, bu kararın 8 Nisan'da Rusya ile stratejik nükleer silahların indirimine ilişkin anlaşmaya imza koyacak olan Başkan Obama'nın politikasının bir parçası olduğunu da vurgulamıştı.

TANER BAYTOK KİMDİR?

1936 yılında Manisa'da doğan Taner Baytok, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra London School of Economics'ten yüksek lisans derecesi aldı. 1960'ta girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda NATO Dairesi Başkanlığı, Stratejik Araştırmalar ve Silahsızlanma Genel Müdürlüğü, Siyaset Planlama ve Araştırma Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Abu Dabi, Kopenhag, Dublin ve Bern Büyükelçiliği gibi önemli görevlerde bulundu.

1998'den beri bakanlığın Dış Politika Danışma Kurulu üyesi olan Baytok, 1988'den başlayarak çeşitli üniversitelerde dış politika ve strateji alanlarında ders de verdi. Baytok'un, merhum emekli Oramiral Güven Erkaya ile söyleşilerinden oluşan ?Bir asker, bir diplomat? adlı bir kitabı da bulunuyor. Kitabın arka kapağında şu satırlar yer alıyor: ?Devlet memuriyeti ve sorumluluk gerektiren mevkiler, millete hizmet için vardır. Memuriyet emeklilikle son bulur. Ama memurun taşıdığı yükümlülüklerin ve halkına vereceği hizmetlerin zaman sınırı yoktur. Emekli Oramiral Güven Erkaya da bu anlayış içinde, ömrünün son anlarına kadar, bütün bilgi, birikim, deneyim ve enerjisini mensubu olmaktan onur duyduğu Türk milletinin emrine sundu. Erkaya ve yakın arkadaşı Büyükelçi Taner Baytok, düzenli aralıklarla bir araya gelerek, ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendiren konularda, birçoğunu birlikte yaşadıkları olayların anılarını tazelediler. İki dost, savunmadan silahsızlanmaya, Kıbrıs'tan Ege sorunlarına, petrolden Boğazlar'ın statüsüne, irtica ve laiklik mücadelesinden 28 Şubat'ın perde arkasına, eskileri konuşup ülkemizin gelecekteki güvenlik ve refahı için neler yapılması gerektiğine dair düşüncelerini dile getirdiler. Türkiye'nin dününü, bugününü ve yarınını anlamak ve kurmak isteyenler için..?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber