Genç hakimler terfiden rahatsız
Hakim ve savcıların, HSYK'nın terfi kriterlerinden memnun olmadığı ortaya çıktı. Hakim ve savcıların büyük çoğunluğu, HSYK'nın inisiyatifindeki terfi sistemini yeterli ve objektif bulmuyor. Genç hakimlerin yüzde 86'sı terfi sisteminden rahatsızlık duyuyor.
İLHAN TOPRAK - ÖNDER DELİGÖZ / ANKARA / İSTANBUL
Yargıç ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) Genel Sekreteri Önder Tekin tarafından hazırlanan, "Yargıda Çalışma Koşulları Anket Çalışması: Danıştay Örneği" adlı çalışmada, hakim ve savcılara sorulan, "Terfi sisteminde kullanılan ölçütleri yeterli ve objektif buluyor musunuz?" sorusuna savcı ve hakimlerin yüzde 80.17si 'hayır' cevabı verdi. Tetkik hakimlerinin yüzde 86'sı yetersiz ve subjektif olduğu yönünde görüş bildirdi. Soruyu yanıtlayan yargıç ve savcıların yaklaşık yüzde 83'ü de terfide baz alınan ölçütleri yetersiz ve subjektif buldu. Mesleğin ilk yıllarında olan ve ileride terfi ederek belli görevlerde bulunacak genç hakimlerin yüzde 86'sı, bu görevler için kullanılan ölçütlerin yeterli ve objektif olmadığı görüşünde birleşti. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yetkisindeki terfilerle ilgili olarak ankete katılanların ise sadece yüzde 16.5'i, terfi sisteminde kullanılan ölçütleri yeterli ve objektif bulduğunu belirtti.
RUH HALLERİ İYİ DEĞİL
YARSAV tarafından yapılan araştırmada, Danıştay'da görevli 145 hakim ve savcıya sorulan bir başka soruda ise yargı mensuplarının ruh hallerinin olumsuz olduğu sonucu çıktı. Ankette sorulan, "Kendinizi genel olarak hangi ruh haline uygun görüyor sunuz? (tedirgin, huzurlu, güvenli, aceleci, mutsuz, güvensiz, değersiz vs.) sorusuna Danıştay üyelerinin yüzde 82'si, Danıştay savcılarının yüzde 75'i, kıdemli tetkik hakimlerinin yüzde 100'ü, tetkik hakimlerinin yüzde 87'si ruh halini olumsuz nitelemeler ile ifade etti. Araştırmada bu soruyla ilgili şu değerlendirme yapılıyor:
"Sonuç olarak ankete katılan Danıştay'da görev yapan yargıç ve savcıların genelde ruh hallerinin tedirgin ve aceleci olduğu ve bunun da ağır iş yükünün ve çalışma ortamındaki olumsuzlukların ortaya çıkardığı bir sonuç olduğu söylenebilir."
ÖN RAPOR NİTELİĞİNDE
YARSAV Genel Sekreteri Önder Tekin tarafından hazırlanan, 2010 yılı Ocak ayında tamamlanan "Yargıda Çalışma Koşulları Anket Çalışması: Danıştay Örneği" isimli araştırma 2010 yılı için bir ön rapor özelliği taşıyor. Çalışmada, "Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) üyesi misiniz?" sorusuna hakimler ve savcıların yüzde 30'u evet derken, yüzde 70'i hayır cevabını verdi. YARSAV'ın yaptığı araştırmada, yargı mensuplarının birçok sorununun bulunduğu, bu sorunları çözmek yerine yasama faaliyetlerine vakit ayırması tepkiyle karşılandı.
Kriterler gözden geçirilmeli
YARSAV anketinde tüm soru ve analizlerin ardından yorumlar yapılmış. HSYK'nın yaptığı terfi sisteminin sorgulandığı bölümde yapılan yorum ise terfi sisteminin gözden geçirilmesi gerektiği yönünde. YARSAV, Danıştay üye, hakim ve savcıların 'Terfide kullanılan ölçütleri yeterli ve objektif buluyor musunuz?' sorusuna yüzde 80.17'lik bir oranla verdiği 'hayır' cevabı üzerine şu yorumu yaptı: "Terfide esas alınan ölçütlerin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır." YARSAV Genel Sekreteri Önder Tekin tarafından hazırlanan raporda, ankete katılan üye, hakim ve savcıların terfi sisteminin objektifliğini araştıran soruya verdiği cevapların yorumu şöyle: "Ankete katılanların sadece yüzde 16.5'i terfi sisteminde kullanılan ölçütleri yeterli ve objektif bulmaktadır. Soruyu yanıtlayan yargıç ve savcıların yaklaşık yüzde 83'ü terfide baz alınan ölçütlerin yetersiz ve subjektif olduğunu düşünmektedir. Bu oran tetkik hakimlerinde yüzde 90'a yaklaşmaktadır. Mesleğin ilk yıllarında olan ve ileride terfi ederek belli görevlerde bulunacak olan tetkik hakimlerinin yüzde 86'sının bu görevler için kullanılan ölçütlerin yeterli ve objektif olmadığını düşünmeleri; terfideki ölçütlerin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor."
Yargıtay ve HSYK terfilerde sorumsuz
Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı: Terfi kriterleri objektif değil. Üç tür terfi var. Orta, iyi, pekiyi diyebiliriz bu terfi türlerine. Terfilerde HSYK ve Yargıtay'ın çok ciddi bir ağırlığının olduğunu görüyoruz. HSYK'nın etkisinin daha objektif hale getirilmesi gerekir. Bu da uluslararası kriterlerin sağlanmasıyla mümkün. Şu anda çok verimsiz, çok hantal bir terfi sistemi var. Yargıtay ve HSYK'nın terfiler açısından sorumsuz bir hareket alanı var.
Hakimler bağımsız karar veremiyorlar
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek: Hakim ve savcıların terfi sisteminde objektif kriterlerin olduğunu söylemek mümkün değil. Eleştirilecek çok yönü var. Özellikle Yargıtay'ın not sistemi, bir defa tarafsız ve bağımsız karar verme konusunda hakim ve savcıları ciddi anlamda etkiliyor. Hakimler adeta bir robot gibi Yargıtay'ın bu konudaki görüşü nedir, ben nasıl karar verirsem hangi notu verir kaygısını taşıyor. Hakimler ve o dosyada mütalaa veren savcılar üzerinde ciddi bir baskının olduğunu kabul etmek lazım.
HSYK'nın not sistemi değişmeli
Doç. Dr. Mustafa Şentop: Terfilerde HSYK'nın prensip kararları var. Burada bir tek Yargıtay ve Danıştay'da temyiz sonucu dosyalarla ilgili verilen kararların terfide etkisi var. Bu yanlış bir şey. Hakimlerin verdiği kararların Yargıtay'dan, Danıştay'dan bozulması, bunların puan almalarını etkiliyor. Bu doğru bir şey değil. Bu hukuki bir görüştür sonuçta. Buna göre terfi yapmak yanlış.
Terfilerde ideolojik bir tutum sergiliyor
Hakim Abdullah Erdem: HSYK'nın terfi ve atamalardaki kriterleri yanlış. HSYK çıksın ve bugüne kadar kim için hangi kriterleri uyguladı açıklasın. Bir insanın imam hatip mezunu olması ya da belli bir görüşü savunması, HSYK'nın terfi ve atamalarını ne kadar etkiliyor görelim. HSYK terfi ve atamalarda ideolojik davranıyor.