'Sağlık personeline şiddet sempozyumu' kapanış bildirgesi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 21 Ağustos 2010 11:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SEMPOZYUM

SAĞLIK PERSONELİNE YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ

19 HAZİRAN 2010

ZONGULDAK

DÜZENLEYENLER

Zonguldak Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi

Adli Bilimciler Derneği

Zonguldak Tabip Odası

Türk Hemşireler Derneği

Sağlık ortamında hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son yıllarda artış göstermektedir. Hastaneler sağlık çalışanları için belki de gün geçtikçe tehlikeli ortamlar olmaktadır. Bu durumda hekimler ve sağlık çalışanları kendilerini güvende hissetmemektedir. Gerek sağlık hizmetindeki hızlı değişimler gerek yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin önlenmesinde ve çalışan güvenliği sağlama konusunda boşluklar bırakmaktadır. Şiddete maruz kalma sağlık personellerinde olduğu kadar hastalar ve yakınları içinde ciddi bir sorun olabilmektedir. Sağlık çalışanlarının güvenli ortam sağlanmasın da şiddetin erken tanınması ve önlenmesine yönelik bilgilerinin arttırılması, gelecekte bu konuya ilişkin sorunların giderilmesi ve güvenli ortam sağlanmasına yönelik uygulamalara ışık tutmak amacıyla Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Önlenmesi Sempozyumu düzenlenmiştir. Sempozyum 19 Haziran 2010 tarihinde 3 oturum ve 3 konferans olarak Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirilmiştir.

Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Önlenmesi Sempozyumunda, Şiddetin Sosyal Antropolojik Kökenleri, Şiddetin Psikodinamiği, Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet ve Zonguldak Tabip Odasının Görüşleri, Şiddetin Hukuki Boyutu, Şiddeti Önleme ve Etkisiz Kılma, Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin Önemi, Medyada Sağlık ve Şiddet, Hemşire ve Ebelere Yönelik Şiddet, İşyerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing) başlıkları altında konferans ve oturumlar düzenlenmiş detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Sempozyuma Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Zonguldak Tabip Odası ve Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığından konuşmacılar, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Türk Hemşireler Derneği, Zonguldak Tabip Odasından moderatörler, Zonguldak ve çevre illerden il sağlık müdür yardımcıları, başhekimler, başhekim yardımcıları, öğretim görevlileri, hasta hakları birimi çalışanları, , hekim, hemşire, ebe, sağlık alanında çalışanlar ve basın mensupları katılmıştır. Sempozyum, ayrıca yerel ve ulusal basında da yer almıştır.

Sempozyum takdim sunuculuğunu Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi eğitim hemşiresi Uzm Hem. Nihal Kalıncı arz etmiş olup, açılış konuşması Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Sayın Uzm. Dr. Rüstem Albayrak tarafından yapılmıştır. Sayın Albayrak konuşmasında, Türkiye'nin en önemli konularından birinin sağlık personeline yönelik şiddet olduğunu, bunlarında sadece bir kısmının medyaya ve çok az bir kısmının da adli olgu olarak yansıdığını ifade etmiştir. Dünyada şiddetin ciddi bir sorun olduğunu ve maalesef mesleğimiz içinde de şiddetin bir gerçek olduğunu ve sağlık çalışanlarının güvenlik görevlilerinden daha fazla şiddete maruz kaldıklarını belirtmiştir.

Zonguldak Tabip Oasi Genel Sekreteri Dr.Okan Bicgi

'Sağlık Bakanlığı'nın SAĞLIK KURUM VE KURULUŞLARINDA HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI VE KORUNMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ'inin iyi uygulama örneklerinin yaratılma gerekliliği üzerinde durmuştur.

Sempozyumun ilk oturumunun başlığı ?Şiddetin Kökenleri', Moderatör Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nuray ATASOY; Şiddet kavramsal olarak açıklanmaya başlandığında insanın acıkması susaması gibi fizyolojik bir şey haline gelebiliyor, insanın yapısında her şey var, insanlar şiddeti engellemeye uygun beyne sahip olduğundan insan şiddeti hissetse, ihtiyaç duysa bile bunu durdurabiliyor olması beklenir, ancak acı çeken derdi çözülemeyen insanlar bunun sorumlusu olarak hemşire, doktor gibi personeli görüyor ve sıkıntısını ona da yaşatıyor, artık insanların beyinleri sağlık çalışanları ile yüz yüze geldiğinde hissettikleri şiddeti davranışa dökebiliyor, bastıramıyor şeklindeki konuşması ile oturumu başlatmıştır.

Oturumun birinci konuşmacısı Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Antropoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Ayşe YILDIRIM, Şiddetin Sosyal Antropolojik Kökenleri ile ilgili konuşmasında şiddetin tanımlarını yapıp, sosyal antropolojideki yerini, tarihte toplumların şiddeti algılamadaki farklılıklarını örneklerle ifade etmiştir, şiddetin kültürel olarak şekillendiğini belirtmiştir.

Oturumun ikinci konuşmacısı Psikoanaliz Derneği Üyesi Analitik Psikoterapist Rebia DİRİM, Şiddetin Psikodinamiği adlı konuşmasında; saldırganlığın tanımı üzerinde durmuştur. Şiddetin saldırganlığın bir derecesi ve saldırganlığın da ilkel bir savunma mekanizması olduğuna ve bütün insanlarda var olduğuna dikkat çekmiştir. Bu durumda önemli olanın, sağlık personelinin de insan olduğunu unutmadan, profesyonelce davranılması gerektiği ve karşısındaki kişinin aynı ilkel savunma mekanizmasına sahip olacağının hesaba katmayı hep aklında tutması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı zamanda kendilerine ait dürtüsel zafiyetlerinin de farkındalıkların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gereği üzerinde durmuştur.

Oturumun üçüncü konuşmacısı Sağlık Personeline Yönelik Şiddet Ve Zonguldak Tabipler Odasının Görüşleri adlı konuşmayı yapan Atatürk Devlet Hastanesi Üroloji Uzmanı-Zonguldak Tabipler Odası Genel Sekreteri Uz. Dr. Okan BİÇGİ, sağlık personeline yönelik şiddet dair yapılan araştırmalardan örnekler vererek, sonunda Zonguldak Tabip Odası olarak şiddetin önlenmesine yönelik önerilerini sunmuştur.

1.KONFERANS Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Hukuki Boyutu

Sempozyumun ilk konferansının konu başlığı ?Sağlık Personeline Yönelik Şiddetin Hukuki Boyutu? Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rıza YILMAZ moderatörlüğünde gerçekleşmiştir.Sayın YILMAZ sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin özellikle acil servislerde büyük bir artış gösterdiğini , maruz kalınan şiddetin bildirilmemesinin cezasız kalmasına sebep olduğunu belirtmiştir. Konferans konuşmacısı Adli Bilimciler Derneği Genel Sekreteri Av. Devrim KARAKÜLAH şiddetin hukukta bir tanımın olmadığını, Türk Ceza Kanununda, sağlık personeline yönelik şiddetin diğer şiddet olgularından farklı yargılama yapılmasını sağlayacak maddelerin bulunmadığını, sağlık personeline yönelik şiddetin mevcut yasalara göre değerlendirildiğini ifade etmiştir. Katılımcıların soruları ve katkıları ile özellikle hukuki sürecin işlemesi ile ilgili fikirlerin ortaya konması ile konferans sona ermiştir.

2.KONFERANS Sağlık Kurumlarında ve Alanda Şiddeti Önleme ve Etkisiz Kılma

Sempozyumun ikinci konferansı Zonguldak Tabipler Odası Genel Sekreteri Uz. Dr. Okan BİÇGİ moderatörlüğünde Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı-Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit HANCI Sağlık Kurumlarında ve Alanda Şiddeti Önleme ve Etkisiz Kılma hakkındaki sunumudur. İnteraktif sunumuyla tüm konuşmacı ve katılımcıların ilgi beğenisini toplayan Prof. Dr. Hamit HANCI' nın, özellikle acil servislerde olası şiddet olaylarının önlenmesi veya asgari zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla, silah bulunduran hastalara yaklaşım, olası saldırılardan korunma, şiddeti fark edebilme ve şiddet karşısındaki davranışlar ve korunma yöntemlerini uygulamalı olarak anlatması, konunun hayatiyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Olası şiddetin önlenmesi veya asgari zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla acil durumlarda görevlilerin uyarılması, alarm ve izleme sistemleri, güvenlik kameraları gibi çeşitli sistemlerin kurulması gerektiğini, ülkemizde birçok özel hastane ve kimi kamu hastaneleri güvenliğin sağlanmasında ve takibinde kapalı devre televizyon ve kamera sistemlerini kullanmaya başlandığını belirtmiştir. Güvenliği sağlanmış bir iş yerinde çalışmak herkesin hakkı olduğunu ve hastanelerin kendi iç güvenlik sistemlerini kurmalarının şart olduğunu ifade etmiştir. Bu konuda yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini, bu şekilde tüm hastanelerin birbirine benzer güvenlik protokolleri oluşturulmaları gerektiğini belirtmiştir. Hastanede saldırıların önlenmesi için "Çevre düzenleme, acil servise girişlerin denetlenmesi, hastaneye girenlerin kontrol edilmesi, uygun bekleme yerlerinin yanı sıra hasta yakınlarına yardımcı olunması gerektiğini, çalışanlar için dinlenme odaları ve sağlık çalışanları için acil kaçış kapıları olması gerektiği üzerinde duran Sayın HANCI, akrilik camlar, güvenlik kameralarını kurulması hem faillerin bulunmasını sağlayabileceğini hem de caydırırcı etki yapabileceğini belirtmiştir. Tehlikeli durumlarla karşılaşıldığında sağlık çalışanı failin bulunduğu yerde müdahale etmek durumunda kaldığında, aksanların hemen soğumayacağını düşünerek dokunmaması gerektiğini, aynı şekilde elektrik kablolarından akım geçmediğinde emin olunmadıkça temas etmemesi, elinde bıçak olan zanlının elinden bıçağı bileğinden tutarak, bıçağın sivri ucu kendinizle ters yönde tutarak alınması, dolu ve kurulu silah ile gelen yaralı hastada ise yapılması gereken ise tetiğin olduğu bölüme spanç konarak tetiğin patlamasını önleyerek hastanın elinden alınması gerektiğini, kısaca kendi canlılığınızı korumadan hiçbir can kurtarılamayacağını vurgulamış ve uygulamaları olarak göstermiştir.

2.OTURUM Sağlık Personeline Yönelik Şiddet ve Medya

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Yrd. Doç. Dr. Sadık TOPRAK Moderatörlüğünü yaptığı 3. oturumda; Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin Önemi Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Suavi TUNCAY Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin Önemi konusuna dikkat çekmiştir. Sayın TUNCAY konuşmasında; şiddetin ve psikolojik algının tanımını yapmış, şiddetin toplumların karşı karşıya kaldıkları ve bugün daha da öne çıkan bir kavram olduğunu bireysel şiddet olduğu gibi kurumsal şiddetten de söz etmenin mümkün olduğundan, sağlık kuruluşları ile hasta ve hasta yakınları arasındaki çatışma düzeyinin kurumsal bir şiddet olarak algılanması gerektiği, bu bağlamda şiddetin çok boyutlu olarak incelenmesi psikolojik algı açısından analizi ve uygun bir Türkçe dili ile ortak alanda kurulacak pozitif iletişimin büyük önemi olduğunu vurgulamıştır. Şiddetin çözümünde gerek bireysel gerekse kurumsal açıdan iletişimin son derece önemli bir yeri olduğunu, bu hususları çözebilecek sosyo psikolojik ve sosyokültürel bakış içinde yönetimsel bir bakışın tüm toplumu kucaklaması ve yönetim erkinin ulusal mensubiyet bilinci içinde milli kültüre dayandırılması kaçınılmazlığı üzerinde durmuştur. Kurumsal bağlamda şiddetin önlenmesine kurum kültürünün geliştirilmesi gerektiği, kurumsal ahlak açısından önceliklerin belirlenmesi, mensubiyet bilinci paralelinde hizmet algısının benimsenmesi, halkla ilişkiler bölümlerinin insana hizmet biçimde örgütlendirilmesi ve iletişimi, dilek, istek, şikâyet ve önerilerin geri dönüşümünün alınması, hiyerarşik yapının baskı ve önyargılardan arındırılması, dedikodu ve gruplaşmaların önlenmesi ve hızlı bir denetim modelinin gerekli olduğunu ifade etmiştir. Şiddet ve suçun ayrılmaz iki kavram olduğunu, hukuksal düzenlerin ancak bunu çevreler nitelikte olduğu, ceza hukuku olgusu boyutu içinde şiddet eylemlerinin bireysel ve toplumsal reflekslere dayandığını belirtmiştir. Bireysel faktörler, biyolojik ve genetik kotlar kalıtımla ilgili olarak patolojik bir olgu olduğu, toplumsal reflekste olgu olarak şiddetin beslendiği birincil grup toplumsal doku aile, arkadaşlık çevresi, ikinci grup eğitim kurumları, iş çevreleri, kurum ve kuruluşlar, yazılı ve görsel medya araçlarının etkilediğini ifade etmiş, yazılı basından örnekler göstermiştir.

Oturumun 2. konuşmacısı Adli Bilimciler Derneği Üyesi Binnur UÇAKHAN Medyada Sağlık ve Şiddet isimli konuşmasında, medyanın içindeki tüm kitle iletişim araçlarının birbirinden farklı olduğunu, ancak orantılarının farklı olduğunu, sağlıkla ilgili medyaya yansıyan olayların hasta ve hasta yakınları üzerine olumlu ve olumsuz etkileri üzerinde durmuş, medyanın ilettiklerinin her zaman gerçeği yansıtmadığı yönünde özeleştiri yapmıştır. Reklâm yapma yasağı olan sağlık sektöründeki özel firmaların medyada sağlık programlarına katılımlarla gündemde olma yoluna gittiklerini ifade etmiştir.Basın özgürlüğü kısıtlanmadan medyanın habere erişim hakkını kullanması gerektiği, özellikle sağlık alanında doğru haberi doğru iletişim teknikleri ve doğru halkla ilişkiler uygulamaları ile profesyonelce ve duyarlı bir şekilde iletilmesi gerektiğinin önemini belitmiştir.

3.OTURUM Hemşire ve Ebelere Yönelik Şiddet

Türk Hemşireler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale BÜYÜKGÖNENÇ moderatörlüğünü yaptığı 3. Oturumda hemşirelik kanunundaki son gelişmelerden bahsetmiş, yakın bir gelecekte istenen yönde yasal bir zemine oturtulacağını belirtmiştir. Türk Hemşireler Derneği bünyesinde hukuki danışmanlık hizmeti verildiğini, örnek teşkil etmesi amacıyla hemşireler yönelik şiddetle ilgili davaların da üstlenildiğini ifade etmiş, derneğe sahip çıkılmasının ve örgütlenmenin önemi üzerinde durmuştur.Stresli ve gergin bir ortamda çalışan sağlık çalışanlarının birbirine destek olması ve hastaya hizmetin esas olduğunu vurgulamıştır.

Oturumun ilk konuşmasını Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığından Uzm.Hem.Dilek SUNMAZ hemşirelerin karşılaştığı şiddetin kurumsal ve hasta kaynaklı olduğunu,sağlık personeline yönelik şiddet araştırmalarında en çok şiddet gören grubun acil serviste çalışan hemşire ve hekim olduğunu en az şiddet gören grubun öğretim üyeleri olduğunu ifade etmiştir.Hemşirelerin sık sık şiddete maruz kalmasının hasta ile ilk iletişime geçen çalışan olmasına, toplumsal cinsiyet ve meslek üzerindeki etkilerine bağlı olduğunu belirtmiştir.Hemşirelerin şiddetin önlenmesi ile ilgili eğitim almadan mezun olduklarından şiddetle baş etmede sorunlar yaşadıklarını ifade etmiştir.

Oturumun 2. konuşmacısı Zonguldak Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nden Adli Hem.Yeliz ÇATAK Ebelere Yönelik Şiddetin hemşireler kadar sık rastlanmadığını, bunun sebeplerini, bildirim yapılmaması ve ebelerin hemşire olarak çalışmasının olabileceğini belirtmiştir.Ayrıca hizmet verdiği hasta ile uzun süreli birebir ilişki içinde olmasının, hasta ve ailesi ile bir geçmişleri olmasının, ebenin şiddete maruz kalma riskini azalttığını ifade etmiştir.Ebelikte akademik geçmişin çok eskiye dayanmaması ve mesleki gelişimin sağlanamaması, ebenin karar verici pozisyonunun olmaması, buna bağlı olarak eğitimini almadığı alanlarda, hemşire açıkların giderilmesi için istihdam edilmesi ve performans göstermesinin beklenmesi, ebelerin işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığının açık bir göstergesi olduğunu ifade etmiştir.

3.KONFERANS Sağlık Kurumlarında Psikolojik Şiddet (Mobbing)

Sempozyumun üçüncü konferansın başlığı Sağlık Kurumlarında Psikolojik Şiddet (Mobbing) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eksal KARGI moderatörlüğünde gerçekleşmiştir. Sayın KARGI sağlık kurumlarında Mobbingin hiyerarşiden yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını ifade etmiştir. Konferans konuşmacısı İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi- Adli Bilimciler Derneği Y.K. Üyesi Prof. Dr. Nevzat ALKAN İşyerinde Psikolojik şiddetin tanımını yapmış,Dünyada ve Türkiye'deki durumdan bahsetmiş, İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda günde 80 civarında olgunun incelendiği bir Mobbing Poliklininiği olduğunu belirtmiştir.Türkiye'de Mobbing ile ilgili bir yasanın olmadığını mevcut DMK ve İş Kanunu kapsamında değerlendirilmeye alındığını, bu sebeple Mobbingi kanıtlamanın da sıkıntılı bir süreç olduğunu bildirmiştir.

Tartışma bölümünde hukuki süreçler, sağlık personeline yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili sorular cevaplanmış, görüş ve öneriler dinlenmiş, ,Medyada Şiddet ve Mobbing konularında daha kapsamlı sempozyumlar düzenlenmesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Farklı disiplinlerdeki konuşmacı ve katılımcıların büyük bir ilgi ve dikkatle izlediği sempozyum,kapanış konuşmalarının ardından, konuşmacılara plaket, teşekkür belgesi ve yöresel hediyelerin verilmesi ile sona ermiştir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber