Avrupalı radyologlar Prof. Akhan'ı 'onur'landırdı
Hastalıkların teşhisindeki hayati önemi nedeniyle 'tıbbın gören gözü' denilen radyoloji işlemlerinin Türkiye'deki en önemli temsilcilerinden Prof. Dr. Okan Akhan, Avrupa Kardiyovasküler ve Girişimsel Radyoloji Derneği (CIRSE) tarafından Onur Ödülü'ne layık görüldü. CIRSE Yönetim Kurulu, Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akhan'a yürüttüğü uluslararası çalışmalar nedeniyle bu ödülü verdiklerini açıkladı. Aynı zamanda Türk Radyoloji Derneği Başkanlığı görevini de yürüten ve 'Önce hastana zarar verme' ilkesiyle hareket eden başarılı doktor AKŞAM'ın sorularını yanıtladı
- Radyoloji neden 'tıbbın gören gözü'dür?
115 yıl önce, 1895 yılında Wilhelm Conrad Röntgen X-ışınlarını buldu ve tıp görmeye başladı. Yıllar içinde gelişen röntgen, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi yöntemlerle hastalık belirtilerini bulma ve teşhis koyma şansını elde ettik. Radyologların teşhisleri sayesinde diğer branşlardaki meslektaşlarımız hastaları tedavi ediyor.
- Teşhiste hangi yenilikler öne çıkıyor?
Bilgisayarlı tomografiyle artık kalbi besleyen damarlar taranıp tıkanma tam olarak saptanabiliyor. Böylesine bir işlem koldan verilen bir madde sayesinde çok kısa sürede uygulanabiliyor. Mamografi ile meme kanserinin erken tanısı için tarama yapılıyor. Ayrıca karaciğer, akciğer ve meme kanseri ile bazı böbrek tümörleri de artık özel iğnelerle çok kısa sürede tedavi edilebiliyor.
- Radyolojinin kullandığı yöntemler çok tartışılıyor, yan etkileri var mı?
Ses dalgalarının (ultrason) ve manyetik alanların (MR görüntüleme) kabul edilen bilimsel limitler içerisinde tekrar tekrar kullanılmalarının bilinen herhangi bir zararı yok. Bu yüzden bu yöntemler hamile hastalarda bile güvenle kullanılıyor. X-ışınları kullanılan yöntemler (röntgen, bilgisayarlı tomografi vs.) içinse durum biraz farklı. Bu yöntemlerin kullanılması hastaların radyasyona maruz kalması sonucunu doğuyor. Yine de X-ışınıyla çalışan cihazların düşük radyasyonlu olanları tercih edilmeli.
- Bu zarar nasıl yaşanıyor?
X-ışınları dokudan geçerken, molekül ya da atomlarla etkileşerek, atomda iyonlaşmaya sebep olur. İnsan dokusunda iyonlaşma, DNA ve hücrede hasara sebep olabilir. Potansiyel olarak X-ışınlarının bu tür bir zararı olsa da tanısal amaçlı X-ışınlarının sağlığa zararlı yan etkileri oldukça az. Sık yaptırmamak gerekiyor.
- Türkiye'de röntgen ve tomografi cihazı yeteri kadar var mı?
Sayıdan öte nasıl kullanıldığı önemli. Elimizde son derece gelişmiş cihazlar var ancak bunları gerektiği gibi kullanamamak ve hastaya zarar verdiğini görmek içimizi acıtıyor. Ancak niceliğe dayalı bir performans sisteminin varlığı tetkiklerin kalitesini sorgulanır hale getiriyor ve eğitim ortamını olumsuz etkiliyor. Uluslararası standartlara uygun tetkik yapılmaması en büyük sorunlarımızdan biri. Belli bir zaman aralığında daha fazla tetkik yaparak para kazanmaya yönelik yaklaşımlar kabul edilmemelidir. Çünkü, çok tetkik, hiç tetkik yapılmaması anlamına gelir. Bunun faydası yok. Tıbbın temel kuralı 'önce zarar verme'dir. Bizler hem hastaların zarar görmemesini garantiye alırız hem de onların iyileşmesi için çok önemli olan katkıyı sağlarız.
150 makalesi yayınlandı
Prof. Dr. Okhan Akhan hakemli dergilerde yayımlanmış 150 kadar makalenin yazarı ya da ortak yazarı. Çeşitli uluslararası bilimsel toplantı ve kongrelerde 120 sözlü sunum veya poster sunumu yapan Akhan, uluslararası kongreler kapsamında 100'ün üzerinde konferansa konuşmacı olarak davet edildi.
Türkan YILMAZER