Emniyette 'alaylı-mektepli tartışması' devam ediyor
Akademi mezunları, polis memuru iken, üniversiteyi tamamlayıp, 9 aylık kurstan geçtikten sonra, A grubuna dahil olanların, askerlik hizmetinden yararlanarak rütbe atlamasına karşı. B grubundan A grubuna imtihanla geçenler ise, "Bizim Akademi mezunlarından daha fazla emeğimiz ve tecrübemiz var. Onlardan daha eski memuruz. Akademi mezunları düz memurluk yapmadan paraşütle hemen amir oluyorlar" diyerek itirazlarını dile getiriyor.
Polis camiasında "mektepliler" ile "alaylılar" arasındaki tartışma, Emniyet Teşkilâtı tasarısının gündeme gelmesiyle, geniş boyutlara ulaştı. Mektepliler, yani Akademi mezunları, düz memurluktan imtihanla amir olanların askerlik sürelerinin rütbeden sayılmasını istemiyorlar. Polis memuru iken, üniversite bitirip, daha sonra 9 aylık kurs alarak rütbe kazananlar ise, hukukun ve mahkeme kararlarının kendilerinin lehinde olduğunu açıklıyorlar.
3201 sayılı kanun
3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanunu, "Ancak, polis amiri olduktan sonra yapılan askerlik hizmeti, rütbe terfiinde değerlendirilir" diyordu. Aynı kanunun geçici 20'nci maddesi ise, "4 yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olarak komiser yardımcılığı kursunu bitirenler ile, bulunduğu rütbede 4 yıllık yüksek öğretim kurumunu tamamlayanların, B grubundan A grubuna geçtiğini ve A grubunda değerlendirileceğini" belirtiyordu. Böylece, düz memur olarak göreve başlayanlar (B grubu), yüksek öğretim ve kurs sonucunda kazandıkları A grubu olma hakkını müktesep hak olarak muhafaza ediyorlar.
B grubu polis amirleri, başkomiserlikten sonra terfi edemiyor; Emniyet amiri ve Emniyet müdürü olamıyor.
Emniyet Teşkilâtı tasarısı
Emniyet Teşkilâtı tasarısının 42'nci maddesi, "B grubundan A grubuna geçmeyi sınırlıyor. Her yıl, B grubundan A grubuna geçecek amirlerin sayısı ancak o yıl itibariyle A grubundan emniyet amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının % 10'unu aşamayacak. Bu şekilde terfi edeceklerin sıralamasında sınav notu esas alınacak."
Aynı tasarı, "rütbe yükselmesinde sadece bulunan rütbedeki yapılan askerlik hizmetinin değerlendirilmesini" öngörüyor. Akademi mezunları, "İmtihanla A grubuna geçenlerin daha önce yaptıkları askerlik hizmetleri rütbeden sayılırsa, bizim emrimizde olanlar, amirimiz haline gelecek. Bunu kabul edemeyiz" derken, diğer polis memurları, "Onlar Akademi'de okuduysa, biz de yıllarca memurluk yaptık, halk psikolojisini iyi biliyoruz, çok daha tecrübeliyiz. Onlar düz memurluk yapmadan paraşütle hemen amir oluyor" diye konuşuyorlar.
Tartışma nasıl çıktı?
Rütbe tartışması, Anayasa Mahkemesi kararından sonra başladı. Anayasa Mahkemesi, 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanunu'nun 55'inci maddesinde yer alan, "Ancak, polis amiri olduktan sonra yapılan askerlik hizmeti rütbe terfiinde değerlendirilir" cümlesini, eşitliğe aykırı bulduğu için metinden çıkarttı. Böylece, sadece polis amiri olduktan sonra değil, olmadan önce yapılan askerliğin de, rütbe bekleme süresinden sayılmasının yolu açıldı. Anayasanın iptâlinden sonra, polis memurları, mahkemelere müracaat ederek, iptâl kararı doğrultusunda uygulamaya geçilmesini istediler. İdare mahkemeleri ve Danıştay, Anayasa Mahkemesi'nin kararı istikametinde uygulamanın başlamasını ve amir olmadan önce yapılan askerliğin de, rütbeden sayılmasını hükme bağladı.
Halen Meclis gündeminde olan Emniyet Teşkilâtı tasarısının 46'ncı maddesinde, Anayasa Mahkemesi'nin kararında öngördüğü eşitliği sağlamak üzere, bir ara formül bulundu. Bu formül, yapılan askerlik hizmetinin, sadece, memurların bulundukları rütbede değerlendirilmesini öngörüyor ve amir olmadan askerde geçirilen süreyi görevden saymak isteyen polis memurlarını mağdur ediyor.
d.b.tercüman