Türmob'dan Gelir İdaresi Kanun Tasarısına ilişkin rapor

Haber Giriş : 01 Nisan 2005 14:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TÜRMOB, Gelir İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin görüş ve önerilerini hazırladığı bir raporla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sundu.

TÜRMOB Genel Başkanı Mehmet TİMUR tarafından sunulan rapor şöyle;

?Ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenen gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak; vergi toplama maliyetleri ile idari giderleri en aza indirerek azami ölçüde vergileri ve diğer gelirleri toplamak; mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak; mükellef haklarını gözeterek yüksek kalitede hizmet sunmak suretiyle yükümlülüklerini kolayca yerine getirmeleri için gerekli tedbirleri almak; şeffaflık, hesap verilebilirlik, dürüstlük, katılımcılık, verimlilik, etkililik ve mükellef odaklılık ilkelerine göre hizmet sunmak? amacıyla hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan ?Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı?na ilişkin görüş ve önerilerimize aşağıda yer verilmektedir:

1- Kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan ve Devletin ana gelir kaynağı olan verginin, en etkili ve verimli bir tarzda alınabilmesi bakımından Türk Gelir İdaresinin güçlendirilmesi bir zorunluluktur. Bu çerçevede, Gelir İdaresinin güçlendirilmesine yönelik her türlü yasal ve idari düzenleme ve tedbirler Birliğimiz tarafından olumlu karşılanmaktadır.

2- 1950 yılından bu yana, etkili ve güçlü bir gelir idaresi yaratılması konusu tartışılagelmiştir. İlgili bütün çevreler konuya olumlu bakmakla birlikte, Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Parlamentoya intikal edinceye kadar üzerinde muhtelif değişiklikler yapılan tasarının hazırlık aşamasında, yeterince katılımcı bir yaklaşımın gösterilmediği; bu nedenle de T.B.M.M Plan ve Bütçe Komisyonunda bilhassa Gelir İdaresinin başta denetim birimleri olmak üzere her kademede çalışanlarının dernek ve sendikaları aracılığıyla büyük tepkiler gösterdiği izlenmektedir.

Bu kapsamda, yeniden yapılanma projesinin Gelir İdaresi Çalışanlarında olumlu yönde bir heyecan uyandırmadığı, özlük haklarında bir iyileştirme yapmadığı, sonuç olarak mevcut Gelir İdaresinin halen görev yapan üst düzey yöneticileri ve denetim elemanlarının yanısıra idarenin taşra teşkilatında görev yapan her kademedeki çalışanı umutsuzluğa, moralsizliğe ve belirsizlikleri nedeniyle de gelecek endişesine düşürdüğü gözlemlenmektedir.

TÜRMOB, Devletin en önemli birimlerinden olan gelir idaresi personelinin, yeniden yapılanmanın en önemli ögesi olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, Birliğimiz 43 binin üzerindeki bu insan kaynağının kazanılmış haklarına halel gelmemesini, personel arasında eşitsiz uygulamalara neden olacak düzenlemelere yer verilmemesini, üst göreve atanmalarda katı yasal sistemlerin oluşturulmamasını ve bu kesimlerin diğer haklı taleplerinin Parlamentomuz tarafından mutlaka değerlendirilmesini beklemektedir.

3- Tasarı ile Gelir İdaresi Başkanlığının münhasıran Devlet gelirleri politikasını uygulamakla görevlendirildiği görülmektedir. O halde, Devlet gelirleri politikası Maliye Bakanlığınca belirlenecek ve Gelir İdaresi Başkanlığınca uygulanacaktır. Bu olumlu bir yaklaşımdır. Ancak, Maliye Bakanlığı örgütlenmesinde Devlet gelir politikalarını üretecek bir birim mevcut değildir. Bu nedenle, tasarıda gerekli düzenlemeler yapılarak, Maliye Bakanlığı ana hizmet birimi olarak Devlet Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü oluşturulmalı ve bugün itibariyle devletin değişik birimleri tarafından kısmen yapılmaya çalışılan vergi politikaları üretme işlevinin bu birimde toplanması sağlanmalıdır. Ayrıca bu yapılanmanın tamamlayıcı bir unusuru olarak gördüğümüz, Devlet Borçlanma Politikaları ve Uygulamalarına ilişkin birimlerin de Maliye Politikalarının eşgüdüm içinde üretilmesi ve uygulanmasını teminen Maliye Bakanlığı çatısı altına toplanmasının uygun ve gerekli olduğunu düşünmekteyiz.

4- Tasarıda, 43 bini aşkın personele sahip bir mali örgütün denetimine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Sadece, 6 ncı madde de Gelir İdaresi Başkanına ?Başkanlığın Faaliyetlerini ve İşlemlerini denetler? ifadesiyle denetleme görevi verilmiştir. Çok büyük bir teşkilatın Başkanca denetlenemeyeceği açıktır. Başkana verilen bu görev, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunuyla düzenlenen iç denetim sistemiyle yerine getirilmesi de mümkün görülmemektedir. Çünkü bu sistem esas itibariyle, Gelir İdaresi Başkanlığının bütçe uygulamalarının mali denetimini amaçlayan bir sistemdir. Kurulduğu tarihten bu yana Gelir İdaresinin denetimi Maliye Müfettişleri, Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenleri tarafından yapılmaktadır. Bu uygulamalarda herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Bu teftiş ve denetim düzeni sayesinde büyük bir mali idare olarak Türk Gelir İdaresi, yolsuzlukların en az düzeyde gerçekleştiği bir idare durumundadır. Etkili bir teftiş mekanizması oluşturulamadığı takdirde Gelir İdaresi teşkilatı, gerek kamu hukuku bakımından gerekse mükellef hukuku bakımından sakıncalı uygulamaların ve muhtelif nitelikte yolsuzlukların odağı haline gelebilecektir.

Bu itibarla, Maliye Bakanı adına Maliye Müfettişlerinin, Gelir İdaresi Başkanı adına Gelirler Kontrolörlerinin ve Gelir İdaresi Bölge Başkanı adına Vergi Denetmenlerinin teftiş ve denetim görev ve yetkileri açıkça düzenlenmelidir.

5- Tasarının ?Taşra Teşkilatı? başlığını taşıyan 6 ncı bölümünde, Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının 22 Bölge Başkanlığından oluştuğu ifade edilmektedir. Tasarının 25 inci maddesinde, Bölge Başkanlıkları bünyesinde müdürlükler ile mükellef hizmetlerini mükellefe en yakından sunmak üzere Şubeler kurulacağı hükme bağlanmaktadır. Tasarıyla, Vergi Dairesi Müdürleri, Defterdar ve Valiye verilen tüm görev ve yetkiler 22 Bölge Başkanına verilmek suretiyle zaman içinde ilçelerde ve illerde bulunan Vergi Dairelerinin kaldırılması öngörülmektedir.

Birliğimiz (TÜRMOB), bu gün itibariyle 400'ü aşkın bağımsız vergi dairesi ve 500 civarında mal müdürlükleri bünyesindeki vergi birimleriyle mükellefe en yakın noktadan hizmet sunan Gelir İdaresinin tasarlanan yeni örgütlenmesiyle mükellefe ve gelir idaresi ile mükellef ilişkilerini düzenleyen meslek mensuplarına mevcuttan daha etkili bir hizmet sunacağından emin değildir.

Bölge teşkilatlanması kapsamında bulunan il ve ilçelerdeki mükellefler ve onların müşavir ve muhasebecilerinin Gelir İdaresi Bölge Başkanlığına taşınmak zorunda kalabileceğinden endişe duymaktayız. Bilgi teknolojilerin sağladığı geniş erişim ve hizmet sunma olanaklarının kullanılacağı varsayımıyla oluşturulan bu yeni yapının, kamu görevlileri ve mükellef eğilimleri ile bilgi teknolojilerin kullanım yaygınlığı da dikkate alındığında, kısa ve orta vadede etkili ve verimli sonuçlar doğuracağı kuşkulu görülmektedir.

Diğer taraftan, ilçe ve il düzeyinde örgütlenmiş bir vergi idaresinde, mükellefe en yakın noktadan hizmet sunulurken, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkındaki Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun çok geniş ve net yetkilerle tanımladığı Vergi Dairesi Müdürlerinin yetki bölgesindeki, vergiyi doğuran bütün olayları kavrama olanağı bulunurken, vergi borcunu ödemeyen vergi mükelleflerinin takibini yapabilme olanağı varken, Bölge teşkilatlanmasıyla bütün bu yetkilerin mahallinden alınıp Bölge Başkanlığına verilmesiyle daha etkili bir idare yapısının nasıl oluşturulacağı konusunda tasarı, ikna edici düzenlemeler içermemektedir. Bu yönüyle de tasarı Gelir İdaresinin başarısını olumsuz yönde etkileyebilecektir.

6- Gelir İdaresinin yeniden yapılandırılmasında önemli olan husus, vergilendirme işlem ve sürecinin ilk hareket noktasını oluşturan ve mükelleflerle yüz yüze muhatap olan vergi dairesinin yeniden yapılandırılmasıdır. Yerel iletişim, destek ve izleme fonksiyonları etrafında, mükelleflerin farklı gereksinmelerine yönelik ürün ve hizmetler geliştiren, teknolojik alt yapısı güçlü, hızlı bir iş akış anlayışı ile çalışan, personeli eğitimli ve çağdaş anlamda yetkilendirilmiş, ücret, sorun ve beklentileri çözülmüş vergi daireleri kurulmadıkça Gelir İdaresinin başarı şansının az olacağını, bu nedenle yapılacak bir reform veya yeniden yapılandırmanın vergi dairesinden başlayarak aşağıdan yukarıya doğru gerçekleştirilmesinin daha doğru olacağını değerlendirmekteyiz.

7- Tasarıda, ?mükellef hakkı? kavramına yer verilmiş olmakla beraber, buna ilişkin bir tanım ve temel ilkeler düzenlenmemiştir. İkincil mevzuat düzenlemeleri ile bu kavramın uygulanabilir bir içerikle yaşama geçirilmesi mükellefler ve mükelleflere hizmet veren meslek mensupları bakımından önem taşımaktadır.

8- Tasarıda Gelir İdaresi, Başkanlığa dönüşürken, çağdaş idari yapılarda olması gereken ?güçlü bir idare oluşturma? ve çeşitli baskı gruplarına ve siyasete karşı ?koruma duvarı? oluşturma anlayışı ile konuya yaklaşılmadığı, çağdaş gelir idareleri giderek idari ve mali özerkliğe sahip kurumlara dönüşürken yeniden yapılandırmaya çalışılan Türk Gelir İdaresinde 1950 lerden bu yana yapılanma gerekçesi olarak sunulan idari ve mali özerkliğin, bu yapılanma modeli ile sağlanamadığı görülmektedir. Ayrıca, denetim birimlerinin bir çatı altında toplanmasının denetimin etkinliğini artıracak bir faktör olduğu ileri sürülürken, bu yapılanmanın da sağlanamadığı görülmektedir.

9- Bütün bu açılardan bakıldığında tasarının, yıllardan bu yana savunulan yapılanma projelerine uygun olmadığını, bu bağlamda ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olduğunu, sorunlu olarak görülen mevcut yapılanmayı değiştirmeyi öngörmesine karşın pek çok yeni sorun alanı yaratabileceğini, bu durumun; değişim yönetimini oldukça zorlayacağını ve değişim gecikirken mevcut Kurum Hafızasını ve Kurum Kültürünü de olumsuz yönde etkileyecek süreçlere neden olabileceğini değerlendirmekteyiz.

10- Tasarının Gelir İdaresi Başkanlığına atamayla ilgili 29 uncu maddesinde, özel sektörde üst düzey yönetici olarak en az 10 yıl çalışmış olanların da Başkan kadrosuna atanabilmesine olanak sağlayan bir düzenleme mevcuttur. Bu yaklaşım, bir yenilik olarak görülmekle birlikte, aşağıda belirtilen temel hususların açıklığa kavuşturulmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.

· Özel sektörde vergi mükellefi ve sorumluluğunu şirketi temsil sırasında uhdesinde bulunduranlar, başkanlık görevine atandıklarında bu görevde bağımsızlıkları ve tarafsızlıkları nasıl sağlanacaktır?

· Özel sektör yöneticisi iken aynı zamanda şirket hissedarı olan kişiler bu göreve atanabilecek midir? Bir başka deyişle bu kişilerin iş ilişkisindeki bağı nasıl kopacaktır?

· Tasarıda, özel sektör işletme büyüklüğü ve üst düzey yöneticilik görevinin tanımı bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, kamuda üst düzey denetim görevi yerine getiren 10 yılı aşmış hizmetteki denetim elemanları özel sektöre üst düzey yönetici olarak transfer olurken, bu denetim elemanlarının (üst düzey yönetici statüsünde bulunma şartı nedeniyle) Gelir İdaresi Başkanlık görevine atanmalarının engellenmesinin ve özel sektörde çalışanlara son derece geniş serbestinin tanınmasının (kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından) nedeni anlaşılamamaktadır.

Kanaatimizce, özel sektör deneyiminin Kamuya aktarılması uygun bir düşünce olmakla beraber, bunun kamu yöneticiliği yerine çok sayıda danışman görevlendirilmesine olanak sağlayacak bir yaklaşımın gösterilmesi daha doğru olacaktır. Öylelikle, değişik sektörlerde uzmanlaşmış olan özel sektör yöneticilerinin, uzmanlaştıkları alanlarda katkılarının sağlanması mümkün olabilecektir.

11-Tasarının geçici 6 ncı maddesi ile Başkanlığın çalışmaları ve uygulamaları ile yönetim sistemini 10 yıl süreyle stratejik plan ve hedefler açısından gözlemlemek ve istisari tavsiyelerde bulunmak üzere, Bakanlık bünyesinde bir izleme komitesi kurulacağı hükmü getirilmektedir. Bakanlık Müsteşarı, Gelir İdaresi Başkanı ve Vergi Konseyi Başkanının doğal üye olarak tanımlandığı bu komitede TÜRMOB Başkanının da doğal üye olarak bulunmasının sağlanması doğru ve yerinde bir yaklaşım olacaktır. Çünkü mükellefler ile Gelir İdaresi arasında köprü görevi yapan meslek mensuplarının üst birliği olan TÜRMOB, idareyi en yakından izleyen, gözlemleyen ve bu konuda en etkili istişari tavsiyelerde bulunma kabiliyetini haiz yegane Kurumdurtürmob'un alt komisyonda çalışmaları devam eden gelir iadresi tasarı ile ilgili basın bültenini size gönderiyorum. yayınlarsanız çok kişi ilgilenecektir.selamlar...

Raporu gönderen: maliyeci

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber