Kira geliri alan memur, torba yasayla beyanda bulunursa, incelemeye tabi olmayacak
Torba yasanın mali hükümlerine ilişkin olarak daha önce iki dosya yayımlamıştık. İlk dosyada, kanunun getirdiği vergi avantajları ikinci dosyada ise stok beyanları konusu ele alınmıştı. Bugünkü ikinci dosyamızda ise kayıt dışı faaliyet gösteren işletmeler ile kira eliri elde edip bunu beyan etmeyenlerin durumu ele alınacaktır. Söz konusu bu düzenlemeler, beyanda bulunanı incelemeden ve usulsüzlük cezası kesilmekten kurtaracaktır.
TORBA YASADAN KAYIT DIŞI FAALİYET GÖSTEREN İŞLETMELER İLE KÜÇÜK ESNAF VE İŞYERİ VE KONUTLARINI KİRAYA VEREN ANCAK BUNU BEYAN ETMEYEN GAYRİMENKUL SAHİPLERİ DE YARARLANABİLECEK
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hepimizin gündeminde az veya çok yer edindi.
Kanunda yalnızca kayıtlı mükellefleri değil kayıt dışı çalışan işletmeler ve küçük esnaf ile işyeri ve konutlarını kiraya vermekle birlikte bunu beyan etmesi gereken ancak beyan etmeyen gayrimenkul sahiplerini de ilgilendiren düzenlemeler yer almaktadır.
Kanunun matrah artırımına ilişkin düzenlemesine göre; kayıtdışı çalışmayan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, 2006 takvim yılı için % 30, 2007 takvim yılı için % 25, 2008 takvim yılı için % 20, 2009 takvim yılı için % 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılamayacaktır. Ancak artırılacak bu matrahlar gelir vergisi mükelleflerinde vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde bile, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2006 takvim yılı için 6.370 liradan, 2007 takvim yılı için 6.880 liradan, 2008 takvim yılı için 7.480 liradan, 2009 takvim yılı için 8.150 liradan, bilânço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için 2006 takvim yılı için 9.550 liradan, 2007 takvim yılı için 10.320 liradan, 2008 takvim yılı için 11.220 liradan, 2009 takvim yılı için 12.230 liradan az olamayacaktır. Sadece basit usulde vergilendirilenler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilânço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10'undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5'inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamayacaktır. Bu fıkranın uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmayacaktır. Kurumlar vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefi olması gerekirken kayıtdışı çalışan işletmeler için ise vergilendirmeye esas alınacak matrahlar, 2006 takvim yılı için 19.110 liradan, 2007 takvim yılı için 20.650 liradan, 2008 takvim yılı için 22.440 liradan, 2009 takvim yılı için 24.460 liradan az olamayacaktır.
Bu düzenleme esas itibariyle kayıtlı gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini ilgilendirmekle beraber Kanunun devamında kayıtdışı çalışan mükellefler ile işyerlerini ve konutlarını kiraya veren ancak bunu beyan etmeyenlere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Buna göre;
Örneğin Öğretmen Kemal arsasını müteahhide kat karşılığı olarak vermiştir. 2008 yılında arsa karşılığında 5 daire almış ve bu dairelerinin tamamını 2009 da satmıştır. Gelir Vergisi kanununa göre bu kazanç Ticari Kazançtır ve beyan edilmesi gerekir. Ancak Öğretmen Kemal bunu beyan etmemiştir. Öğretmen Kemal şimdi bu Kanunundan yaralanıp kazancını beyan edecek ve gelir vergisiyle ilgili olarak herhangi bir inceleme ve tarhiyata muhatap olmayacak, vergi ziyaı cezası ve beyanname vermemekten dolayı usulsüzlük cezası kesilmeyecek ve 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı ile karşı karşıya kalmayacaktır.
Örneğin X Derneğinin bir cafe işletmesi vardır. Kurumlar Vergisi Kanununa göre dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisine tabidir. Ancak bu cafe vergi dairesine kayıtlı değildir. 2008 ve 2009 yıllarında faaliyet yürüten bu cafe işletmesi şimdi bu Kanunundan yaralanıp kazancını beyan edecek ve kurumlar vergisiyle ilgili olarak herhangi bir inceleme ve tarhiyata muhatap olmayacak, vergi ziyaı cezası ve beyanname vermemekten dolayı usulsüzlük cezası kesilmeyecek ve 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı ile karşı karşıya kalmayacaktır.
Örneğin Ankara'da bulunan 2 adet dairesini 2008 ve 2009 yıllarında kiraya vermiş olan memur Ahmet Amca bu kazançlarını vergi dairesine bildirmemiştir. Ahmet Amca 2008 yılında toplam 10.000 TL ve 2009 yılında toplam 11.000 TL kira geliri elde etmiştir. (Ahmet Amca bu gelirlerini zamanında beyan etse idi 2008 yılında 855 TL ve 2009 yılında 945 TL gelir vergisi ödeyecekti.) Ahmet Amca Kanundan yararlanıp 2008 için 2.244 lira, 2009 yılı için 2.446 liradan az olmamak kaydıyla matrah beyan ederse (Buna göre 2.244 * 20/100 = 448,80 TL ve 2.446*20/100=489,20 TL gelir vergisi ödemesi gerekir.) kira geliriyle ilgili olarak herhangi bir inceleme ve tarhiyata muhatap olmayacak, vergi ziyaı cezası ve beyanname vermemekten dolayı usulsüzlük cezası kesilmeyecek ve 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı ile karşı karşıya kalmayacaktır.
Konutlarını kiraya veren ve istisna haddini aşan tutarda gelir elde edip bunu beyan etmeyen bu kişilerin ödemeleri gereken gelir vergisinin hesaplanmasında gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmayacak ve yukarıda yazılı tutarlar doğrudan gelir vergisi matrahı olacaktır.
Kanun hükümlerinden yararlanan bu mükellefler yukarıdaki matrahlar üzerinden %20 oranında gelir vergisi veya kurumlar vergisi ödeyeceklerdir.
Matrah artırımı talebinde bulunanların borçlarını genel olarak ikişer aylık devreler halinde onsekiz eşit taksitte ödemeleri öngörülmüş, ancak daha kısa sürede ödeme seçenekleri de düzenlenmiştir.
Borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde defaten ödenmesi ek mali müeyyide uygulanmayacaktır. Ancak, taksitler halinde bu borçların ödenmek istenmesi durumunda, söz konusu borçların Kanunda belirtilen katsayılara göre arttırılmış şekliyle ödenmesi mümkün olacaktır.
Kanunda yer alan azami süreler aşılmamak kaydıyla borçlar altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödenebilecektir. Borçluların ödeme seçeneklerinden birini başvuru esnasında tercih etmeleri gerekmektedir. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılması mümkün olmadığı halde daha kısa sürede ödeme yapılması mümkün olup, bu takdirde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.
Hesaplanan veya artırılan gelir ve kurumlar vergisinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunacaktır.
Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmayacak ve tahsil olunmayacaktır.
Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
Kanundan yararlanarak matrah ve/veya vergi artırımında bulanan mükellefler herhangi bir inceleme ve tarhiyatla muhatap olmayacak, bu mükelleflere vergi ziyaı cezası ve beyanname vermemekten dolayı usulsüzlük cezası kesilmeyecek ve 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı ile karşı karşıya kalmayacaklardır.
İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanacaktır.