Doktolar, neden bu kadar sık tetkik istiyor?
Sıkışan tetkik istiyor hataya zorlanıyoruz
Günde yüzlerce hastaya bakan doktor, zaman yetersizliği nedeniyle teşhiste zorlanınca, radyolojiden tetkikler istiyor. İş yükü giderek katlanan radyologların apsamlı rapor yazmaya dahii zamanı yok
Saatler süren muayene kuyrukları, bir günde neredeyse yüzlerce hastaya bakma zorunluluğu... Üstüne üstlük hastaya ve yakınına tatmin edici bir teşhis yanıtı vermek durumunda olmak... hem de bunu en kısa zamanda yapmak... İşte doktorların belini büken, canını sıkan, bunaltan, zamanını mümkün olduğunce efektif kullanmasını gerektiren bu durum karşısında ilk başvurdukları şey, teşhislerini destekleyebilecekleri tetkikleri hemen istemek...
Bu durumun radyoloji uzmanlarının işini ağırlaştığına dikkat çeken Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Kaya, aşırı tetkik isteği yüzünden rapor yazacak vakit bulamadıklarını söylüyor.
Kaya'ya göre, sağlık hizmetinin sayı üzerinden değerlendirilerek ücretlendirilmesi ve hekimlerin çözebilecekleri birçok sağlık problemini zaman sınırlaması nedeniyle çözememeleri, görüntüleme yöntemlerine aşırı bir talep oluşmasına yol açıyor. Kaya, bu durumu şöyle anlatıyor: ?Aşırı taleple karşılaşan radyoloji uzmanları istenen çok sayıda tetkiki yapmak ve raporlamak zorunda kalmaktadırlar. Şu anda çoğu radyolog, ultrasonografi ve diğer tetkiklerin yanı sıra günde 100 adedin üzerinde BT veya MR raporlamak zorunda kalmaktadır. Bu rakamlar uluslararası standartların çok üstündedir. Radyolog ihtiyacı oldukça artmıştır. Özellikle ultrason ve doppler gibi kişiye bağımlı olarak yapılan tetkiklerde de bu ihtiyacın ne kadar fazla olduğu görülmektedir. Bu tetkikler, özel hastanelerde dahi birkaç haftaya randevu verilerek yapılmak zorunda kalınmaktadır. Radyologlar, bu şekilde sıkışık ve yoğun ortamda çalışmanın doğal sonucu olarak tıbbi hataya zorlanmaktadırlar. Ayrıca, yoğun iş yükü nedeniyle hekimlerin radyoloji uzmanları ile hasta üzerinde tartışma ve strateji geliştirme için zamanları kalmamaktadır. Hastaya çok faydası olan bu mesleki bilgi alışverişi, sadece kısa zamanda yazılmak zorunda kalınan bir tetkik raporuyla mümkün olabilmektedir.
Bazen düz röntgen yeter ama...
PROF. Kaya, bir tehlikeye de dikkat çekiyor: Her sağlık kurumunda temel görüntüleme tekniği olan ve genelde problemi çözebilen düz röntgen tetkikleri, radyolog azlığı nedeniyle radyolojik kontrolden geçirilemiyor. Bu yüzden birçok gereksiz tetkik yapılıyor. Durumun düzelmesi için gerekenleri de şöyle öneriyor:
l Radyololoğun başarısı, tetkik gerekliliğini kısarak olmalı.
l Aşırı radyoloji uzmanı talebinin çözülmesi için önlem şart.
l Radyoloji uzmanlık öğrencilerinin sayısı arttırılmalı.
l Tetkiklere yönelik bilgi ve becerilerini uluslararası standartlara çıkaracak şekilde eğitim sürelerinin tekrar beş yıla çıkarılması gerekmektedir.
Radyoloji uzmanının isyanı
AÜ Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat K. Aytaç, yönetmelik değişiklikleri sebebiyle özel radyoloji müessesini yürütemeyince, 28 Şubat 2011'de 54 yaşında emekliye ayrılmak zorunda kaldığını belirtiyor. Aktif olarak hala çalışabilecek durumdayken bu yol ayrımına geldiğini söylüyor. Seçeneğim kalmadığı ve müessesemi açık tutmak istediğim için maalesef çok sevdiğim üniversiteme veda etmek zorunda kaldım. Kuşkusuz ki, muayenehanecilik bu mesleğin olmazsa olmazı ve kesinkes savunulması gereken bir unsuru değildir.
Ruhsatlarımız iptal edildi
KAYA, hizmet bedellerininin gittikçe düşmesinin de tetkik kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çektiyor: 'Bazı hastanelerde üst düzey cihaz hizmet alımları uygulaması, bazı hastanelerde ise bu tamamen gözardı edilerek, yalnızca ticari kaygılar güdülmektedir. Bu nedenle hizmet kalitesine bir standardizasyon getirilmesi gerekmektedir. Radyoloji muayenehanelerinin ruhsatları iptal edildi. Statüleri müessese oldu. Tamamıyla özel çalışmak için de olsa yeni müessese açılmasına müsaade edilmiyor. Müessesesi olan ve tamamıyla özel çalışmak isteyen doktorlara kendi müesseselerinde tam gün mesai yapma zorunluluğu getirildi. Radyoloji uzmanlarının çalışma alanları böylece kısıtlanmış oldu.'
Ürolojinin prensi emekliliğini istedi
ANKARA Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Klinik Şefi ve Üroloji Klinikleri Direktörü Prof. Dr. Derya Balbay, alanında uluslararası arenada dünyanın sayılı uzmanlarından biri... Adeta çalıştığı hastaneyle bütünleşmiş, Da Vinci robotuyla yapılan birçok operasyonun öncülerinden 50 yaşındaki ünlü doktorun da emekliliğini isteyerek, özel bir hastanede çalışmayı tercih etmesi Ankara'da soğuk duş etkisi yarattı. Telefon görüşmemizde yaşadığı, hissettiği kaosu uzun uzun anlatan Balbay da mutsuz. Mutsuzluğunun en önemli noktası ise doktorluk mesleğinin saygınlığının algılanamaması. Son süreçte çıkarılan yönetmelikler, hasta taleplerinin hiç bitmemesi, mesleği zevkle yapmaktan çok, sınırlı kurallarla idame ettirmeye çalışmak. Tüm bunların kendisinde büyük bıkkınlık yarattığını belirten Balbay, duygularını şöyle anlattı: 'Hani meslekleri hobileridir denir ya, benim de mesleğim en büyük hobim. Bir ressamın resim, müzisyenin müzik yapması gibi... Ama bir ressama sürekli resim yap, hızlı üret dediğinizde nasıl resim yapmak zevkten çıkarsa; ben de mesleğime aynı müdahaleleri hissettiğim için zevk olmaktan çıktı. Çok sistem değiştirmekten kaynaklanan problemlerin hepsini yaşamış biri olarak bir yerde dur, dedim.'
PROF. KADROSU BULAMIYORUZ
Prof. Balbay'a göre, akademik ilerleme son derece düzensiz. Balbay, bu duruma 'Bazı büyük kentlerde maalesef isme göre açılan kadrolar var. Biz profesör olamıyoruz. Hak etmiyor muyuz, benim dosyamdan en az 10 kişi profesör olabilirdi. Bu yüzden YÖK Kanunu'nda da belirtilen hukuki bir uygulamayla başka bir üniversitenin kadrosundan profesörlük unvanını almak zorunda kaldık' diye açıklıyor.
Yetkililer istifa kararıma çok şaşırdı
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin kararını büyük bir şaşkınlıkla öğrendiğini ve gözden geçirmesini istediklerini de anlatan Prof. Derya Balbay, 'Ama ben ısrarcı olduğumu söyledim. Kırgınlıkla ayrılmadık. Ben ülke değiştirmiyorum, yine kendi halkıma hizmet edeceğim' diye konuşuyor. Aldığı karardan dolayı gönlünün çok rahat olduğunu belirten Balbay, yetiştirdiği öğrencilerden ve yıllarını verdiği hastanesinden ayrılmak zorunda kaldığı için üzgün olduğunu da sözlerine ekliyor.
Şartlar düzelirse dönebilirim
l Kararımı verirken kalbimle beynim arasında çok gidip geldim. Çünkü çok öğrenci yetiştirdim. Şartlar düzeldiğinde belki dönerim ya da gittiğim yerde eğitim veririm. Ayrılmak zordu, kendimi teselli ediyorum, ben hastalarıma hizmet vermeye devam edeceğim. Belki biraz daha düzenli ve tolore edilebilir bir ortamda hizmet vereceğim. Benden eğitim almak isteyen herkese de kapım her zaman açık.
DOKTORLAR ANLATIYOR
Son yönetmelik canımıza ot tıkadı
MUAYENEHANEDE çalışmak istiyorum ancak engellerle karşılıyorum. İlk yönetmelikte var olan birçok muayenehaneyi kapattıracak bir fiziksel şartlar vardı. İkincisi, muayenehanede yapılabilecek işlemleri kısıtlama yönetmeliği oldu. Branşımız gereği yapabileceğimiz işlemlerin kasıtlı olarak çıkarıldığını öğrendik. Öyle ki bu işlemleri yapamazsanız zaten ayakta kalamazsınız. Son yönetmelik ise 'sen bütün bunlara razı olsan bile benim canım isterse sana ruhsat veririm, ihtiyaç duyarsam çalıştırırım; ayrıca da tam gün çalıştırırım. Öyle öğleden sonra muayenehaneme giderim, başka bir hastanede de part time çalışırım olasılığın olamaz' yönetmeliği oldu. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık. Canımıza ot tıkandı.
Üzerimizde çok manipülasyon var
SAĞLIK Bakanlığı'nın muayenehaneler için getirdiği şartları, kontrolündeki kamu ve özel hastanelerin çok büyük kısmı taşımazken, muayenehanelerden bunları istemek, kapattırmaya yönelik keyfi bir uygulama. Yolun yarısında oyunun kurallarını değiştirmek hangi açıdan bakarsanız bakın tam bir adaletsizlik. Ülkemizde hekimlik dışında başka bir meslek grubu gösteremezsiniz ki üzerinde bu kadar manipülasyon yapılsın ve bu kadar oyunlar oynansın. İnsan istihdam eden, yatırım yapan, vergisini kuruşuna kadar ödeyen hekimin suçu ne?
Asıl sorumlu özel hastaneler
ALTI yıldır plastik cerrahi uzmanıyım. Muayenehanelerin kapatılmasının arkasında özel hastaneler olduğunu düşünüyorum. Çünkü özel hastane işletenler ucuz hekim bulamadıklarından yakınıyor, bunun önündeki en önemli engelin muayenehaneler olduğunu söylüyor. Aynı olayı yaşadığım için iyi biliyorum. Üç yıl önce özel hastanenin teklifini muayenehanem olduğu için reddetmiştim. Bugünkü şartlarda reddedemem. Estetik uygulamaları muayenehanemde yapabilirim. Hastane, estetik uygulama masraflarını hastadan alabilir ama doktorun böyle bir şansı yok.