Erdoğan, halktan, ustalık dönemi için destek istedi/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2011 11:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisine yönelik ''ulan'' sözüne yanıt verirken, ''Eski Genel Başkan hepinizin malumudur, milletin de malumudur. Şimdi kendisine bir güç devşirebilmek için şahsıma bakıyorsunuz 'ulan, mulan' gibi ifadelerle hakaret ediyor. Benim kalkıp da senin seviyene inmek gibi bir derdim yok'' dedi.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, 23. Dönemin son grup toplantısını gerçekleştirdiklerini hatırlattı. ''AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde, bu ülkenin nasıl yegane umuduysa bugün de aynı şekilde Türkiye'nin yegane umududur'' diyen Erdoğan, 14 Ağustos 2001'de partilerini kurarken ve 3 Kasım 2002'de seçimlere girerken, ''Her şey Türkiye için'' dediklerini kaydetti.

''Dikkat edin bugün birileri, bizim bu yola çıkıştaki o heyecan dolu ifademizi güya kapacağını zannediyor. Çünkü bunlar mukallittir, bunlar taklitçidir. Bunlardan bir şey olmaz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''O gün nasıl bir umut, nasıl bir heyecan içindeysek hiç azaltmadan, eksiltmeden aynı umut ve heyecanı taşımaya devam ediyoruz. Bugünlere engelleri, bariyerleri aşarak geldik, bugünlere sorunları tek tek çözerek geldik. Milletle gönül bağımızı daha da güçlendirerek, sevdamızı, aşkımızı çoğaltarak bugünlere ulaştık. Halkımıza ben şu anda Parlamento çatısı altından, ekranları başında bizi izleyenlere şöyle sesleniyorum; Bize çıraklık döneminde nasıl desteğinizi verdiyseniz, kalfalık döneminde nasıl desteğinizi verdiyseniz ve çıraklıkta da kalfalıkta da eğer bizlerden memnun kaldıysanız, diyorum ki; gelin ustalık dönemini de sizlerle beraber inşa edelim.''

-BAYKAL'A ELEŞTİRİ-

Erdoğan, CHP'nin 1940'larda takılıp kaldığı yerden bugünlere hala gelemediğini belirterek, şöyle konuştu:

''Hatta daha gerilere gidebilirsiniz. 'Cumhuriyeti kuran biziz'' diyorlar ya... Aynen oradalar hala. Kendi iç çekişmelerinden, iç sorunlarından Türkiye'nin, milletin sorunlarına kulak vermeye fırsat bulamadı, bugün de hala bulamıyorlar. Yaptıkları tek şey var; hakaret. Bu hakaretin bedelini de 12 Haziran'da yine ödeyecekler.

Eski Genel Başkanı hepinizin malumudur, milletin de malumudur. Biliyorsunuz, malum Genel Başkana neden, niçin böyle bir görevi devretmek zorunda kaldığı ortada. Tabii O'na kalsa devretmeyecekti de işte durum oldu. Şimdi kendisine bir güç devşirebilmek için şahsıma bakıyorsunuz 'ulan, mulan' gibi ifadelerle hakaret ediyor. Benim kalkıp da senin seviyene inmek gibi bir derdim yok. Zaten bu siyasette milletim, her zaman sana tokadı attı. Milletimin tokadıyla kalmadı, en sonunda partinde düne kadar yanında olanlar da sana tokadı attı. En yakınında olan, ziyaretine gelip 'ben siyasette yokum' diyen de yanından ayrılıp açıklamayı yaptı, ertesi gün 'Genel Başkanlığa adayım' dedi. O da sana bir tokat attı ama şimdi maşallah boy boy resimler çektiriyorlar, beraber kurdeleler kesiyorlar. Adaylığı garantiye almak istiyor herhalde. Şimdi böyle bir durum var ama onun da kararını Parti Meclisi verecek.''

-''TAKLİDİ BECEREMEYENLER, MİLLETTEN TAKDİR GÖREMEYECEK''-

Erdoğan, ''1940'larda tek parti olmanın imtiyazıyla milletin derdine kulak tıkayan CHP'nin, bugün de aynı şekilde milletin taleplerine, hissiyatına, arzularına kulak tıkamaya devam ettiğini'' belirterek, şöyle devam etti:

''Bu CHP; il başkanlarının illerde valilik yaptığı bir partidir. Bunların demokrasi anlayışı budur. İl başkanı, o ilin valisi. Böyle demokrasi olur mu ya? İşte biz, bugünlere böyle geldik. Şimdi kalkmışlar bunlar Türkiye'de demokrasi dersi veriyor gençler. Bu CHP, böyle bir CHP'dir. Bunu böyle bilin. Hem il başkanı olacak hem de gidip o ilin valisi olacak. Bunlar demokrasiyi böyle tanıdılar, böyle tanımladılar, böyle anladılar. Bunlar, hani Atatürk'ün 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi var ya, ona hiçbir zaman tahammül edemediler. Bu partinin adındaki 'halk' ifadesine bakmayın, bu parti halksız bir CHP'dir. Bunlarda halk yok.

Şimdi seçim sandığı ufukta gözüktü. Geçici bir süre için CHP'nin aklına millet, milletin sorunları geldi. Dikkat edin yeni gibi lanse ettikleri her uygulama, her söylem tereddüte yer bırakmayacak şekilde AK Parti'nin taklidinden ibarettir. Ortaya attıkları her vaat, AK Parti'nin zaten uyguladığı çözümlerin, hani çocuklarımıza gösteriyoruz ya 'kes, yapıştır, kopyala' formülüyle orantılıdır. Budur. Yeniden ve abartılı olarak öğretilmesinden başka bir şey değildir. Hani geçmişte vardı ya 'O ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum' diyen siyasetçiler yok muydu? İşte CHP'nin bugün ulaştığı seviye, 20 yıl önceki o seviye. Taklidi bile doğru dürüst beceremeyenler, hiç şüpheniz olmasın milleten takdiri de göremeyecek.

-''MHP, MUHALEFET ETME GREVİNİ YAPAMADI''-

Erdoğan, MHP'ye yönelik eleştirilerini ifade ederken, 22 Temmuz'da Parlamentoya girme başarısını göstermişken, 4 yılda muhalefet etme görevini yerine getiremediğini belirtti. Erdoğan, ''2000 ve 2001 krizlerinin mimarı olan, Türkiye ekonomisini adeta dibe vurduran, bir gecede Türkiye'yi yoksullaştıran MHP, Meclis dışında kaldıktan sonra 2007 seçimlerinde eline geçen fırsatı heba etmiştir. Allah aşkına şu geride kalan 4 yıla bakın, MHP üst yönetimine ait tek bir olumlu, yapıcı, pozitif eleştiri bulabilir misiniz?'' dedi.

-''TERÖRDEN İKİ KESİM İSTİFADE ETTİ''-

Başbakan Erdoğan, bugüne kadar terörden iki kesimin istifade ettiğini ifade ederek, ''Birincisi silah tüccarları, ikincisi de istismarcılar'' dedi. Bölgenin meseleleri çözüldükçe, o istismarcıların çözümü engellemek için her yola, her tahrik eylemine başvurduklarını kaydeden Erdoğan, ''Sivil itaatsizlik diye ortaya konan eylemlerin, bölge halkının hissiyatını istismar yoluyla, seçim hesabı yapmaktan başka bir şey olmadığını'' bildirdi.

Erdoğan, ''Burada cuma namazı kılınıyor. Siz kalkıp da hemen şöyle biraz öte tarafta, orada kılınan cuma namazını adeta sabote edercesine, orada elde megafonla alelacele toparlanıp bir cuma namazı kılmaya kalkarsanız, buna ayrımcılıktan başka bir şey denmez, bu ayrımcılıktır. Bu, mukaddes dinimizin içerisine de bölücülüğü sokmaktır. Bunlar bunu da yaptılar. Ben işin teferruatına, detayına da girmiyorum. Bu tahrik eylemleri paniğin, telaşın tükenmişliğin emaresidir'' diye konuştu.

-''12 HAZİRAN HAKİKATİN TECELLİ EDECEĞİ BİR TARİHTİR''-

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Benim milletin kimin kiminle iş tuttuğunu, kimlerin nasıl bir kirli ilişki içinde olduğunu, hangi çirkin senaryoların ortaya konduğunu artık çok net olarak görüyor. Bunu sadece kendileri görmüyorlar. Eski, bayat senaryoların hala iş göreceğini zannediyorlar. 12 Haziran'da milletim onlara nasıl bir yanılgı, yanlış içinde olduklarını inşallah gösterecektir. 12 Haziran, senaryoların değil, hakikatin tecelli edeceği bir tarihtir.

Tabii, burada, terör örgütünün son günlerdeki eylemlerine de milletimin özellikle dikkatini çekiyorum. Seçimin hemen öncesinde ortaya konan bu eylemler, her seçim öncesinde olduğu gibi, Türkiye'de iç siyaseti dizayn etme girişimlerinin aleni bir uzantısıdır. Şunu da açık açık söylüyorum. Bu eylemler sadece Doğu ve Güneydoğu'da halkı tahrik yoluyla değil; Hükümeti yıpratmak, batıdaki vatandaşları tahrik etmek yoluyla seçimleri etkilemeye dönük çok boyutlu senaryonun bir parçasıdır.

Türkiye artık bu oyunlara gelmeyecek. Türkiye, bu kirli senaryolara gelmeyecek, bunları bozacak ve mutlaka aşacaktır.''

ERDOĞAN'DAN VEKİLLERE DUYGULU VEDA

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekillerine, ''Bu mübarek yolda bana sizin gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamd ediyorum. Ben sizlerden razıyım, inanıyorum ki millet sizlerden razıdır, Allah da sizlerden razı olsun diyorum. Eğer üzerimde hakkınız varsa ben sizlere hakkımı helal ediyorum, lütfen sizler de bana ve birbirinize hakkınızı helal edin'' diye seslendi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 12 Haziran'a gidilen süreçte Türkiye'nin ve milletin umudunun yine AK Parti olduğunu söyledi.

Türkiye'yi rekor seviyelerde büyüten AK Parti'nin, daha büyük hedeflerle, daha güçlü bir vizyonla, en önemlisi de daha büyük bir aşkla 12 Haziran seçimlerine hazırlandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''12 Haziran seçimleri ile ilgili olarak... Biz 4 yıl sonrasını değil, 12 yıl sonrasını, Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünü, yani 2023 yılını hedefleyerek seçimlere gidiyoruz. Ayağı yere basan, gerçekleşebilir hedefleri milletimizin takdirine sunuyor, Türkiye'yi, 2023'te dünyanın en büyük 10 büyük ekonomisinden biri olarak görme vizyonu ile yeni döneme hazırlanıyoruz. Biz bu yola ikbal için çıkmadık. Biz bu yola şahsi hırslarımızı temin için, koltuk ve makam sevdası için çıkmadık. Tüzüğümüzü ve programımızı hazırlarken, bu anlayışla hazırladık. Biz, bu yola yoksulların umudu olarak çıktık, sessiz yığınların sesi olarak, kimsesizlerin kimsesi olarak çıktık. Ayağında çarığı olmayan, üzerinde giyeceği, sofrasında yiyeceği olmayan, kalem tutacak elleri soğuktan tir tir titreyen çocuklar için biz bu yola düştük.''

-''SÖYLEDİKLERİMİZİN TAKLİDİ BAŞLADI''-

Başbakan Erdoğan, şimdi artık, ''elindeki reçete ile ilaçlarını istediği eczaneden alabilen bir Türkiye olduğunu'' söyledi.

Söylediklerinin taklidinin başladığını belirten Erdoğan, ''Biz, 'her doğan sigortalı doğacak' dedik. Sosyal güvencesi ile genel sağlık sigortası ile doğacak ve 18 yaşına kadar devam edecek. Bunu yaşayan bir Türkiye var. Şimdi birileri çıkıp 'biz hayat boyu sigorta' diyor. Önceleri geldiniz, yaptınız mı? Yapmadınız. Niye yalan söylüyorsun? Başaramadınız, yapamadınız. Siz bu ülkede iktidar gördünüz, iktidarlara şöyle böyle de olsa geldiniz, yapamadınız ama biz yaptık'' diye konuştu.

Erdoğan, tek göz evinde yaşayan ailelerin AK Parti iktidarı ile 360 bini sahiplerine teslim edilen ve 10-15-20 yıl vadeyle verilen 480 bin konutun inşasını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

''Tenceresinde, çocukları için su kaynatan anneler... Artık valilerimizin kaymakamlarımızın... Sosyal dayanışma fonundan verilen desteklerle evlerine aş geliyor. Bunu istismar ettiler. 'Devlet sadaka devleti oldu' dediler. Sadaka devletin görevi değil, sadaka bireyin görevidir. Sağ eliyle verdiğini sol eli görmez. O zengine ait bir iştir. Devlet sosyal devlet olarak bunu yapmak zorundadır, biz bunu yaptık. Yani biz bunu, Ömer misali yapmaya gayret ettik. Tam yaptık mı, yapamadık. Biz, şu anda ülkemizin ara sokaklarında... Valilere, kaymakamlara hep bunu söyledim: Valilik makamında oturup kalmayın, dolaşın, gezin, bakın. Nerede, kim fakir, bunları bulun, kimin bacası tütmüyor buna bakın, onların kömürünü, sobasını götürün. Dediler ki 'ben her aileye 600 lira vereceğim.' 'İşte bu dağıttıklarınızın tutarı, o da oradan vereceğim' dedi. Akşam başka, sabah başka. Eğer bu işin hesabını yapacak olursak, bu dağıttıklarımız senin o 600 liranın çok çok üstünde. Çünkü o 600 lira ile bunlar alınamaz. Kaldı ki valilikler ayrıca sosyal güvencesi olmayanlara, mali olarak da belli miktarda parasal yardımı da zaten yapıyor. Bunu da yapıyoruz. Kimi aldatıyorsun ya... Benim halkım bunları görüyor, biliyor.''

-''DUYGULU VEDA-

Başbakan Erdoğan, milletle gönül bağlarını bir an olsun koparmadıklarını kaydetti ve duygulanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Burada hepinize en kalbi şükranlarımı sunarken, şunu tüm kalbimle ifade ediyorum: Bu mübarek yolda bana sizin gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamd ediyorum. Yanlışlar, hatalar olabilir. Ben sizlerden razıyım, inanıyorum ki millet sizlerden razıdır. Allah da sizlerden razı olsun diyorum. Bizim dünyamızda, kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, helalleşme olur. Eğer üzerimde hakkınız varsa ben sizlere hakkımı helal ediyorum, lütfen sizler de bana ve birbirinize hakkınızı helal edin. Böyle bir yolda ikbal hırsı olamaz, şahsi beklentiler öne çıkarılamaz. Böyle kutlu bir yolda küslüğe, kırgınlığa, dargınlığa asla yer olamaz. Hani üstat diyor ya; 'İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal/ Hamallık ki sonunda, ne rütbe var, ne de mal/ Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan/ Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.' Bu kadro böyle bir misyonla, hissiyatla donanmış bir parti. Hesap günü bizim aklımızdan bir an olsun çıkmadı, çıkmayacak da. Biz, ilklerin olduğu kadar ilkelerin partisiyiz. Partimizin tüzüğüne koyduğumuz o maddeden hareketle, biliyorsunuz son kez aday oluyorum. Sonra ara veriyorum, gerisi Allah kerim. Bu bir bayrak barışıdır, koltuğuna yapışanları kıyasıya eleştirdiğimiz bir noktada biz de onlardan olamayız, onlar gibi davranamayız.

Millete hizmetin sayısız yolu, yöntemi var. Siyaset sadece bu çatı altına girmek değildir. Siyaset, partide yapılır, partinin dışında çeşitli kurum ve kuruluşlarda yapılır. Eğer biz muhafazakar, demokrat bir hareketin mensuplarıysak, bu hareketin çeşitli kurum ve kuruluşlarında da görev yapmamız gerekir. Yani aday olamadığımız andan itibaren eyvallah değil, bir daha ki seçimlere kadar kaybolanlardan olmamalıyız. Aynı şekilde yola devam etmeliyiz. Bunun bir çok yöntemi var. Biz de kenara çekilir, bir yol tutturur ve millete kaldığımız yerden hizmete devam ederiz. Aktif siyasetin mekanı, sadece burası değildir. Buradaki arkadaşlarımla, teşkilatımdaki tüm kardeşlerimle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hizmet üretmenin içinde olacağız. Bu şarkı burada bitmiyor, bu şarkı 12 Haziran'dan itibaren çok daha gür ve ahenkli şekilde ustalık dönemi olarak devam edecek. Ülkeye hizmetlerinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Bir kez daha Allah sizlerden razı olsun diyorum. Daha birlikte yürüyecek nice yolumuz var.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber