Gelin şu 'gardiyan' lafını birlikte tarihe gömelim!
Sevilay Yükselir
Hakikaten çok mahcubum. Aylardan beridir, "Lütfen şu bizim sorunlarımıza da bir el atıver" şeklinde ricada bulunan cezaevleri çalışanları kardeşlerime, "En kısa zamanda yazacağım!" demiş olmama rağmen bugüne kadar yazmamış olmaktan, verdiğim sözü tutamamış olmaktan dolayı büyük utanç içerisindeyim.
O nedenle öncelikle gerek gazetedeki posta kutuma, gerekse Facebook'taki sayfama mesaj yollayarak benden destek isteyen yüzlerce cezaevi çalışanı kardeşimden bu geç kalınmışlıktan dolayı özür dileyerek başlamak istiyorum bugünkü yazıma.
Şimdi gelelim meselenin özüne.
Yani Ceza ve İnfaz Kurumları çalışanlarının sorunlarına.
Bu kardeşlerim çok dertliler sevgili okurlarım.
Elbette ki niyetim kardeşlerimin icra ettiği mesleklerinden dolayı yaşadıkları sıkıntıları mümkün olduğunca doğru yansıtarak siz değerli kamuoyunun dikkatini çekmek.
Ancak düşündüm de ben ne yazarsam yazayım, hangi şekilde anlatmaya çalışırsam çalışayım onlar kadar gibi içeriden, damardan anlatamam yaşanılan sıkıntıları. O nedenle adı bende saklı bir kurum çalışanı arkadaşımın tarafıma yollamış olduğu aşağıdaki mektubu paylaşmak istiyorum sizlerle.
Lütfen okuyun. Ama okurken siz de yüreğinizi koyun. Yaşamlarının büyük bir bölümünü sadece mutsuzluluğun, umutsuzluğun, çaresizliğin kol gezdiği duvarlar arasında geçirmek zorunda kalan bu kardeşlerimizin sıkıntılarını derinden anlayabilmek için birkaç dakikalığına olsa da empati yapın...
Birkaç dakikalığına olsa da siz de kendinizi bir cezaevi çalışanı olarak hayal edin...
"Bugüne kadar derdimizi anlatmak için çok çaba sarfettik. Dilimizde tüy bitti ama ne yazık ki yaşadığımız sıkıntıları kimseciklere anlatamadık. Bilmiyoruz biliyor musunuz bizlerin ne işe yaradığını? Bizler, hani toplumun çoğunun 'gardiyan' diyerek küçümsediği, çalıştığı kurum dolayısı ile soyutladığı, çekilen filmlerde hep kötü, rüşvetçi, soğuk yüzlü olarak tanımladığı kamu görevlileriyiz. Bizler, ilköğretim çağındaki çocuklara uyuşturucu hap sattığı için cezasını çeken uyuşturucu tacirlerinin toplumdan uzak kalmasını ve yeniden uyuşturucu satmasını engelleyenleriz.
Küçücük çocuklara her hangi bir cinsel taciz veya tecavüzde bulunan suçluların başka masum çocukların hayatlarını karartmasını önlemeye çalışan bekçileriz!
Özetle... Biz nedeni ne olursa olsun kendi annesini babasını acımasızca katleden, sırf zevk için insan öldüren suçluların yeni cinayetler işlemesini, sizin veya çevrenizdeki herhangi birinin haklarını, eşyalarını, hürriyetini, birikimlerini çalan yahut gasp eden, bu ülkenin varlığına ve birliğine göz diken, bu ülkeyi bölmeye çalışan, belki evlilik arifesinde bir alışverişte, belki de çocuğunun elinden tutan bir annenin gezerken yakalandığı bombayı patlatarak hayallerini söndüren insanların başında nöbet tutanlarız!
Ayrıca bizler, mahkemelerin bu şahıslara verdikleri hapis cezalarını sağlıklı bir şekilde geçirmeleri için bütün kişisel duyguları bir kenara bırakıp elimizden geleni yapmak zorunda olan profesyonelleriz!..
Çok dertliyiz Sevilay Hanım...
Biliyor musunuz bizim çocuklarımız okullarında babalarının ya da annelerinin cezaevi personeli olduğunu söylemeye çekiniyor. Çünkü söylediklerinde çoğunlukla, 'gardiyan çocuğu' şeklinde bir aşağılanma ile karşı karşıya kalıyor. Bunun bilimsel olarak ortaya konulmuş kanıtları da var. Yapılan bir araştırmada liseli gençlere 'hangi mesleği asla tercih etmezsiniz?' şeklinde sorulduğunda yüzde 80'inden fazlasının, 'gardiyan' şıkkını işaretlediğini biliyor muydunuz?
İnanın biz fazla bir şey istemiyoruz
Tek istediğimiz çalışma koşullarımız, maruz kaldığımız psikolojik baskılar, çektiğimiz sıkıntılar göz önüne alınarak maaşlarımızda yeni bir düzenlemeye gidilmesi ve diğer memurlar gibi (polis, zabıta, posta memuru v.s) 'yıpranma payı' hakkından faydalandırılmak!
Söyler misiniz Sevilay Hanım
Son derece insani bir hak talebinde bulunmuş olmakla bizler çok şey mi istemiş oluyoruz?
Yukarıda dedim ya. Kimse bugüne kadar bizi dinlemedi. Kimse meseleye bizim baktığımız yerden bakamadı. Ne zaman yetkililere sesimizi duyurmaya kalksak, "Susun!" dediler.
Sizden tek istediğimiz yaşadığımız bütün bu sorunları köşenizde kaleme alarak sesimizi duyurmamıza yardımcı olmanız. Hiç değilse topluma, "Bize her gardiyan seslenişinde kendimizi aşağılanmış gibi hissediyoruz" mesajını duyurmamıza aracı olmanız!