Tüm suçlular, memnu hakların iadesi kararı alırsa, memur olabilir
Bu hafta içerisinde, Yüksek Seçim Kurulunun, Milletvekili Seçim Kanununda yer alan "affa ugramıs olsalar bile" ibaresinden dolayı aldığı karar büyük tartışmalara neden olmuştur. Söz konusu düzenlemenin bir benzeri, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde bulunmaktadır. Memurlar.net olarak, bu maddede yapılan değişiklikleri daha önce 2005 ve 2006 yıllarında iki kez ayrı ayrı ele almıştık. YSK kararı çerçevesinde, bu konuyu tekrar hatırlatma gereği duyuyoruz.
657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde şu hüküm yer almaktadır:
"Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak."
Burada yer alan hüküm gereğince;
1- Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla hapis cezasına çarptırılanlar
2- Affa uğramış olsalar dahi maddede sayılan suçlardan bir gün olsa dahi hüküm girenler,
"memur olmayacaktır" anlamı çıkmaktadır.
Yeni Türk Ceza Kanunuyla başlayan uygulama
Ancak, 2005 yılında, Yeni Türk Ceza Kanunu uygulamaya girince, eski TCK'da yer alan memnu hakların iadesi maddelerine yeni TCK'da yer verilmemesi ve süresiz hak mahrumiyetinin yeni kanunda kaldırılmış olması dolaysıyla, yeni TCK ile süresiz hak mahrumiyetinin kaldırıldığı belirtilmiştir. Tıklayınız.
Uygulamada ortaya çıkan sorunlar üzerine, 2006 yılında, Adli Sicil kanununa eklenen bir maddeyle, memnu hakların iadesi uygulaması tekrar geri getirilmiştir. Tıklayınız. Adli Sicil Kanununda yapılan düzenleme şu şekildedir:
"Yasaklanmış hakların geri verilmesi
Madde 13/A ? (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir
suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının
giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir.
Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları
saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık
bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli
olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması,
gerekir."
Memnu hakların iadesi alanlar memur olabilir
Yapılan bu düzenleme gereğince, her ne kadar 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin A-5 bendinde "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile" ve "affa uğramış olsa bile" ibareleri bulunsa da, hem 1 yıl ve daha fazla hüküm giymiş olanlar hem de maddede belirtilen suçları işleyenler, Adli Sicil Kanununun 13/a maddesinde belirtildiği şekilde memnu hakların iadesi kararı almaları halinde, memur olarak atanmalarına engel bir durum bulunmamaktadır. YSK'nın, milletvekili seçimlerine katılan adaylara ilişkin kararı da aynen bu konuya ilişkindir. Kurul, memnu hakların iadesi kararı getiren adayların, "affa uğramış olsalar dahi" ibaresi olmasına rağmen, başvurularını kabul etmiştir. Kurulun gerekçeli kararı için tıklayınız.
Burada, şu husus önemlidir. Örneğin memur, rüşvet suçundan dolayı hüküm giymiş ve infaz sonrasındaki 3 yıllık süreyi de geçirerek memnu hakların iadesi kararı almış olsa dahi, memuriyete geri dönüşünde idarenin takdir hakkı bulunmaktadır. Bu kişi bir kamu kurumuna, 657 sayılı kanunun 92. maddesi uyarınca geri dönüş amacıyla başvurduğunda, idarenin, memnu hakların iadesi kararı aldığı gerekçesiyle bu kişiyi alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Burada, tüm istifa sonrası dönüşlerde olduğu gibi takdir hakkı bulunmaktadır.
Ancak, KPSS atamalarında durum böyle değildir. Kişi memnu hakların iadesi kararı var ise, yerleştiğinde atama işleminin tamamlanması gerekmektedir. Zira burada, istifa sonrası dönüşe imkan veren 657/92. maddedeki türden bir takdir hakkı bulunmamaktadır.