Dinçer: Depremde ölen öğretmen ailelerine 10 bin lira yardım yapılacak/ Video

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 31 Ekim 2011 14:36, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, depremde hayatını kaybeden öğretmenlerin ailelerine ilk aşamada 10 lira yardım yapılacağın açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, depremde ölen öğretmenler, yıkılan okullar ve aksayan eğitim-öğretim faaliyetiyle ilgili NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı.

Sunucu Nilgün Balkaç : İyi günler efendim, Van Depremi'nin ardından birçok öykü yansıdı ve bu bir öykü depremin enkazından yansıyan öykülerden beklide en dikkat çekici olanı öğretmenlerin öyküsüdür. Toplam 601 kişi hayatını kaybetti, neredeyse 10 kişiden birisi, 64 genç öğretmen hayatını kaybedenler arasındaydı. Şimdi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile birlikte bu konuları tartışacağız. Efendim böyle bir günde sizi ağırlamak, sizinle bu üzüntüleri tekrar dile getirmek çok üzücü ama herkesin merak ettiği birçok soru var ve bunların yanıtlarını da sizden alabileceğiz. 64 öğretmen hayatını kaybetti Van Depremi'nde başında da söylediğimiz gibi, neden sayı bu kadar yüksek Sayın Bakan?

Bakan Ömer Dinçer : Evet. Ben doğrusu sözlerime başlarken, tekrar geçmiş olsun diliyorum tüm Van'a Van halkına ve Türkiye vatandaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum, ölenlere yeniden rahmet diliyorum ve kalan arkadaşlarımıza da sabır ve kolaylıklar temenni ediyorum. Tabi hakikaten bu konuda konuşmak zor, mümkün olduğu kadar da bu konuda konuşmaktan imtina ettim. Hakikaten çok derin bir iz bıraktı bizde ve yaramız geniş ve sıcak daha onun üzerine konuşmak birazda zor. 64 öğretmenimiz, hala haber alamadığımız öğretmenlerimiz var. Bu açıdan yaralıyız. Şunu söylemek lazım o gün Erciş'te bizim eğitim seminerimiz vardı, bir çok yerden öğretmenimiz gelmişti, öğretmenlerin eğitim seminerinden sonra gittikleri kafe çöktü bir oradan kaynaklanan bir sorun var. Bir de orada kalan öğretmenlerimizin ikamet ettiği iki bina çöktü, orada yaşıyorlardı. Dolayısıyla çok sayıda öğretmenimizin hayatı maalesef deprem ile birlikte ortadan kalktı. Sorun buradan kaynaklandı biraz.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan, şimdi kaç öğretmen daha enkaz altında şuanda, sizdeki net rakam nedir? Çünkü birçok rakam var.

Bakan Ömer Dinçer : Kesin sayıyı bilemiyoruz. Doğrusu onun üzerinden de insanları belki rahatsız edecek veya spekülasyon doğurabilecek bir şey telaffuz etmek istemiyoruz. Ama orada biz çok yakinen takip ediyoruz hadiseyi, hem Ankara'dan giden bürokratlarımız var, hem il milli eğitim müdürümüz var, çok yakinen takip ediyorlar. Hatta bugün biraz önce arkadaşlarım orada toplantı halindeydiler ben onlara hitap ettim, oradan buraya geldim. Birkaç yüz okul müdürümüz ve öğretmenimiz yapılan çalışmaları gözden geçirdiler ama ne kadar insanımız hala göçük altında o konuda net bir fikrimiz yok.

Sunucu Nilgün Balkaç : Ne zaman atamaların yapacaksınız efendim bölgeye yeni öğretmenler için?

Bakan Ömer Dinçer : Şimdi şöyle bir karar verdik belki önce onu izah etmekte yarar var. Biliyorsunuz bu yıl 2011 Yılı için toplam 40.000 öğretmen kadrosu tahsis edilmişti Bakanlığımıza ki bu 40.000 rakamı Milli Eğitim Bakanlığı tarihi içerisinde en fazla belirlenmiş rakamdır. Mesela bugünlerde en çok tartıştığımız konulardan birisi; işte 55.000 öğretmen ataması sözü verilmişti buna karşın atanmadı diyorlar, buna karşın 11.500 atandı diyorlar bu doğru bir bilgi değil. Doğru vaktiyle bu bir tartışma konusu olmuş, kamuoyuyla bir 55.000 rakamı telaffuz edilmiş ama geçen yıl 40.000 öğretmen ataması yapılmıştı, onlardan sadece 11.500'ünü ben atadım, halbuki 29.500'ü Mayıs ayında atanmıştı, onlar da yeni öğretmen ve bu yıla ait. Bu 40.000 öğretmen içerisinde göreve başlamayan yaklaşık 800 civarında öğretmeniz oldu. Atanmayı hak ettiği halde görevine başlamadılar, o ile gitmek istemediler belki. Şimdi o boş kadroyu biz Van için kullanmak istiyoruz. Yaklaşık 800 öğretmen ataması yapacağız oraya, onun dışında zaten ücretli öğretmen istihdamımız vardı, bir ihtiyaç hasıl olursa o yolu da deneyeceğiz.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan, hayatını kaybeden öğretmen yakınları için herhangi bir destek planınız var mı? O da merak ediliyor çünkü.

Bakan Ömer Dinçer : Var evet. Şimdi tabii özellikle deprem felaketinden sonra bizim yapmamız gereken birçok hadise ortaya çıktı. Bunların her birisine bölük ? pörçük bakmak yerine, doğrusu biz çok hızlı bir kararla önceliklendirerek bakmaya başladık. Onlardan en öncelliği tabi ki enkazların ortadan kaldırılması, hayatını kaybeden insanlarımıza vecibelerimizin yerine getirilmesi, yaralılarımıza sahiplenilmesi ve onların tedavilerinin yapılması; en öncellikle meselemiz oldu. İlk günlerde yapılan hadise buydu. Mesela biz ilk gün, gece gittik, belki birazcık tasvir yapmış olacağım ama henüz enkaz halindeki binaların tozu yere inmemişti biz oraya gittiğimizde, bu göz ardı edilmemesi gereken bir şey ve gittik hadisenin büyüklüğünü gördük, ana hatlarıyla ilk tespitler yapıldı, sonra buraya döndük ve neler yapmamız gerektiğine dair bir strateji geliştirdik. Şimdi çok net bir şekilde fotoğrafı görebiliyoruz, yıkılan okullarımız var, bakımı ? onarımı yapılması gereken okullarımız var, onlarla ilgili programların hepsi yapıldı. Dolayısıyla ilk önce biz bu alana yoğunlaşmıştık. Şimdi giderek öğretmenlerimizin yaralarının sarılması ve o ailelerin rehabilite edilmesi ile ilgili çalışmalara ağırlık vermeye başlıyoruz.

Sunucu Nilgün Balkaç : Çünkü kamuoyuna da yansıdı Sayın Bakan, 42 tane öğretmenin stajyer olduğu gerekçesiyle ailelerine maaş bağlanmayacağı yönünde ya da herhangi bir şey alamayacakları yönünde maddi bir durum, bununla ilgili de bir çalışma olacak mı? Bu belirlediğiniz çerçeve içinde.

Bakan Ömer Dinçer : Şimdi mevcut hukuki düzenlemeye bakacak olursanız, henüz çok yeni öğretmenlerimizdi, aşağı ? yukarı çok büyük bir bölümü tamamı neredeyse, 45 tanesi yeni öğretmen ama çok büyük bir bölümü daha 4 aylık öğretmendi, stajları bile henüz kalkmamıştı. Dolayısıyla çok genç arkadaşlarımızı kaybettik. Mevcut hukuki düzenlemelere baktığımızda, onların sosyal güvenlik sisteminden herhangi bir destek almaları imkanı görünmüyor, o yüzden özel bir çalışma yapmaya gerek var, o özel çalışmayı yapmadan, kamuoyu ile herhangi bir şeyi konuşmak doğru olmaz. Ama şunu söylemek istiyorum; biliyorsunuz bir Milli Eğitim Vakfı'mız var, Milli Eğitim Bakanlığımızın vakfı, öğretmenlerimize yardım edecek, onlara bir maddi destek sağlayacağız. Hem ölen öğretmenlerimizin aileleri için hem de enkazdan yaralı olarak çıkarttığımız öğretmenlerimiz ve aileleri için, şimdilik ilk etapta 10'ar bin Türk Lirası bir bayram öncesi nakdi destek sağlamak istiyoruz, bunu yapabileceğimizi zannediyorum. Ama ayrıca şuana kadar oraya doğrudan doğruya okulların ve eğitim sektörünün ihtiyacı için 2 milyon Türk Lirası kaynak gönderildi. Başbakanlık acil durum fonundan ve nihayet bununla beraber o bölgede tüm tabi afetlerle ilgili ilk etaptaki ihtiyaçları karşılamak ve maddi yardımda sağlamak üzere 10 milyon Türk Lirası daha gönderildi. Yani şuana kadar gönderilen para, ilk ihtiyaçlar için aşağı ? yukarı 12 milyon Türk Lirası idi. 2 milyon lirasını eğitim için münhasıran kullanacağız, ayrıca diğer yardımdan da gerekirse kullanılacak ama dediğimi gibi orada hasar tespitleri tam olarak yapılmaksızın, insanların tespitleri ve onların kayıplar tam belirlenmeksizin, yapılacak yardımı netleştirmek çok zor. Hadisenin üzerinden henüz bütün bunları yapacak kadar vakit geçmedi. Ama dediğim gibi biz öğretmenlerimize bayram öncesi en az 10'ar bin Türk Lirası civarında bir yaralarını sarabilecekleri az da olsa bir destek sağlamayı planlıyoruz.

Sunucu Nilgün Balkaç : O zaman hem 10'ar bin hem de belki bundan sonrası için bir yasal düzenleme, bir çalışma söz konusu olacak diyebiliriz bundan sonrası için ya da hazırlık aşaması.

Bakan Ömer Dinçer : Onunla ilgili bir inceleme yapılıyor o incelemelerden sonra belki kamuoyu ile paylaşılacak bir takım bilgiler üretilebilir. Burada belki vurgulanması gereken şey şu; orada insanlarımız hayatını kaybetti, orada insanlarımız yaralandılar, duygusal olarak incindiler. Bilmeleri gereken ve fark edilmesi gereken yegane şey şu; biz buradan onların her türlü yaralarını saracak tedbirleri düşünüyor ve üzerinde çalışıyoruz. Kendilerini yalnız hissetmeliler ve bilmeliler ki orada onların kayıpları neyse mümkün olduğu kadar telafi edilecek, buradan biz o sorumluluklar çerçevesinde mesele bakıyoruz, bunu bilsinler yeter.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan Van depreminin ardından siz de bir envanterin çıkarıldığını söylediniz. Tablo nasıl bölgede?

Bakan Ömer Dinçer : Şimdi doğrusunu söylemek gerekirse, iki perspektiften bakabiliriz meseleye. Çok ideal bir perspektiften baktığımızda, bir tane okulumuzun yıkılması bile ciddi bir kayıptır. Bir tane öğretmenimizin değil hayatını kaybetmesi, onun incinmesi bile bizim için çok büyük bir yaradır, böyle kabullenmek lazım ve tedbiri alırken konuşurken, hiçbir okulumuzun yıkılmayacağını, hiçbir öğretmenimizin bir daha hayatını kaybetmeyeceğini planlayarak meseleye bakmamız lazım. Ama mevcut yapı içerisinde baktığımızda ikinci perspektif; bu depremde iki şey belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle 1999 yılından sonra yeni deprem yönetmeliği ile yapılan binalar daha iyiydiler. Eski binalar da çökme daha fazla oldu, orada ciddi bir kayıp oldu. Nitekim bizde bir okul yıkıldı ama aşağı ? yukarı 13-14 okul şuanda ağır hasarlı kullanılamayacak durumda. Toplam 446 tane okulumuz vardı bizim Van, Erciş ve Muradiye olmak üzere, bakıyorum 446 okulumuzun 429'unda şuanda eğitim yapabilecek durumdayız, biz hemen hızla sıva çatlağı varsa, duvarlarında sorun varsa, bütün bu incelemeleri tamamladık, çok ciddi bir çalışma yapıldı biz geldik, yaklaşık 37 kişilik bir ekibi oraya gönderdim ve çok uzman bir ekipti bunlar, tek tek bütün okullara girdiler ? baktılar, çocuklarımızın hayatını riske edebilecek en ufak risk varsa biz o okulda eğitim yapmamaya karar verdik. O yüzden bu gözle bakıldı, aşağı yukarı 430'a yakın okulumuzu, eğitime mani bir durumun olmadığını gördük, onarımlarını yapacağız, her şeylerini hazır edeceğiz, boyasını ? badanasını yapacağız, bakın o kadar hızlı hareket ettik ki bunların ihaleleri bile yapıldı, ihalelerini yaptık inşallah 14 Kasıma okullarımız hazır olacak.

Sunucu Nilgün Balkaç : Efendim bölgede o zaman eğitim 14 Kasım'da başlayacak diyebilir miyiz?

Bakan Ömer Dinçer : Başlayacak.

Sunucu Nilgün Balkaç : Bunun öncesinde peki bölgedeki öğretmenlerin ve öğrencilerin güven içerisinde okula gitmesinin dışında, psikolojileri için herhangi bir çalışma var mı? Hem öğretmenler hem öğrenciler çünkü hepsi aynı psikoloji yaşadılar.

Bakan Ömer Dinçer : Var. Şimdi orada şöyle bir sorunumuz var; mesela tatil yaptıktan sonra öğretmenlerimizin önemli bir kısmı kendi memleketlerine gitti, yani depreme maruz kaldılar ama orada yaşamıyorlar, sadece o bölgede yaşan o bölgenin halkı olan öğretmenlerimiz orada ve okul yöneticilerimiz orada. Bu açıdan bugün Erciş'e gittiğimizde fiilen depreme maruz kalmış öğretmenimiz az sayıda, belki de yaralı olanların dışında belki de yok diyebiliriz. Bu yüzden şuanda biz oraya bu tedavi ve rehabilitasyon işlerini yürütecek bir ekibi gönderemedik ama bayramdan sonra bununla ilgili bir hazırlık yapılıyor, bir eylem planı hazırlanıyor, biz o konuda ciddi bir psikolojik destek verecek bir çalışma yürüteceğiz, arkadaşlarımız çalışıyorlar bu konuda yeri ve zamanı geldiğinde uygulamaya koyacağız.

Sunucu Nilgün Balkaç : Peki Sayın Bakan bu yeni eğitim yılında, yani 14 kasımda başlayacak eğitim yılında bazı isimlerin ilk derse gireceği söyleniyor. Yani Türkiye'nin de tanıdığı bazı isimlerin, böyle bir proje var mıdır?

Bakan Ömer Dinçer : Onu şöyle izah edeyim. Tabi bu deprem hadisesinden sonra herkes bir şeyler yapmak istedi. Yani herkes kendi kabiliyetine, kendi gücüne, kendi niteliğine, yeteneklerine göre bir yardım yapmak istedi. Kimisi okul yaptırmak istiyor. Biz okul yaptırmak isteyen bütün vatandaşlarımıza orada yer gösteriyoruz, yaptırabileceği okul neyse onu yapsın istiyoruz. Nitekim şimdi mesela birkaç okula ihtiyacımız var. Prefabrik olarak çok büyük ihtimalle beklide başlangıçta iddialı konuşmak doğru değil ama 14 Kasıma yetişecek şekilde biz prefabrik okullarımızı da kurmuş olacağız. İkincisi maddi yardım yapmak isteyen veya ayni yardım yapmak isteyenler oluyor, onlara da bir yol göstermeye çalışıyoruz. Yine bazı sanatçılarımız beni aradılar, onlar da bir şey yapmak istediklerini bana ifade ettiler. Düşündük biz az önce bahsettiğiniz psikolojik bir destek olacağını da düşünerek daha önceden öğretmenlik yapmış ama şimdi toplumun önünde sanatıyla, icrasıyla toplumun önünde duran insanları acaba oraya gidersek bu bir moral verir mi diye düşündük, kafamızdan öyle bir şey geçiyor. Evet yani 14 Kasımda belki ilk dersi vermek üzere vaktiyle öğretmenlik yapmış sanatçılarımızdan birkaç kişiyle oraya gitmek ilk dersi hep beraber vermek istiyoruz.

Sunucu Nilgün Balkaç : Kimler olabilir Sayın Bakan

Bakan Ömer Dinçer : Hiçbir fikrim yok. Kim gelmek isterse bizimle gideriz.

Sunucu Nilgün Balkaç : Herkese kapı açık yani

Bakan Ömer Dinçer : Ama dediğim gibi vaktiyle öğretmenlik yapmış olanlar olursa daha da mutlu olacağız. Ben de kendimde gitmek ve ilk derslerden birini de ben vermek istiyorum. Bu vesileyle oraya gidelim. Bunun sembolik bir anlamı olacak yani normalde oraya gittiğimizde vereceğimiz temel mesaj, bu deprem aslında her şeyin sonu değil. Deprem aslında bir çok ders çıkarabileceğimiz bir öğretici mahiyetinde gibi duruyor, bir öğretmen gibi de duruyor. Ve buradan en çok dersi çıkarması gereken, en soğukkanlı bir şekilde bir daha deprem olduğunda aynı felaketleri yaşamayalım diye çaba sarf edecek olan kesim yine öğretmenler kesimidir bana göre. Ve biz durmamalı, eğitime hiç ara vermeden devam etmeli ve toplumunda bu konuda moral kaynağı olmalıyız diye bakıyorum.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan deprem dışında birkaç önemli soru var. Çok az süremiz kaldı. Hemen kısaca sormak istiyorum. Belki bazıları da netleşmedi. 2012 yılında kaç öğretmen ataması yapmayı düşünüyorsunuz. Herkesin merak ettiği bir şey net rakam.

Bakan Ömer Dinçer : Peki bir şey sorabilir miyim? Daha önceden Sayın Bakanımız bir söz vermiş, bir rakam söylemiş ama tabi bu sadece Sayın Bakanın talebiyle olacak bir hadise değil. Bütçe hazırlarsını, bütçede toplam devlet memurları için bir global rakam belirlenir. Onun içerisinden ne kadarının öğretmen olacağı ayrıca Bakanlar Kurulunda konuşulur. Herkes kendi ihtiyacını ortaya koyar ve sonra netleşir. O netleşmeden bir Bakan şu kadar öğretmen alacağım diyebilir mi artık.

Sunucu Nilgün Balkaç : O zaman somut bir sonuç olmaz. Peki efendim..

Bakan Ömer Dinçer : En azından tedbirsiz davranmış olur.

Sunucu Nilgün Balkaç : YÖK kanunu tasarısında son aşamaya gelindi ve bu noktada da Cumhurbaşkanı'nın son onay mercii olacağı belirtiliyor. Bu konuda bir netlik var mı?

Bakan Ömer Dinçer : YÖK kanunuyla alakalı

Sunucu Nilgün Balkaç : Evet. YÖK kanunu tasarısı

Bakan Ömer Dinçer : Henüz tartışmaya açılmadı bildiğim kadarıyla. Belki bir taslak tasarı hazırlanıyor. Onu biliyorum. Onun ön bilgilerine de sahibim ancak bunun henüz kamuoyuyla tartışmaya açıldığı vaki değil dolayısıyla YÖK gibi önemli bir kanunun kamuoyuyla paylaşılmadan, tartışılmadan, ilgili aktörlerin sürece dahil edilmesi söz konusu olmada böyle bir kanun çıkmaz diye bekliyorum ben.

Sunucu Nilgün Balkaç : Bunu da ileriki aşamada tartışacağız o zaman. Geçtiğimiz günlerde bir tartışma konusu daha gündeme geldi. Avrupa birliğinden sorumlu Bakan Egemen Bağış okullardaki milli güvenlik derslerinde askerlerin olmaması gerektiğini söyledi. Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Böyle bir çalışma yapıyor musunuz?

Bakan Ömer Dinçer : Tabi Avrupa Birliği Raporu'na istinaden Egemen Bey bundan bahsetti. Şu anda öyle bir çalışma yapmıyorum. Çünkü takdir etmeniz lazım ki işleri öncelik sırasına koymam gerekiyordu. İlk önce yapmamız gereken şey bizim Türkiye'de eğitimin niteliğini geliştirmekse şayet ve uluslararası müsabakalarda ve uluslararası alanda çocuklarımızın yeteneklerini daha iyi bir konuma, hatta rekabette avantajlı konuma getirmek istiyorsak, eğitimin niteliği üzerine yapılacak çalışmalara hız vermek gerekiyordu. Bunu ise sizin çok esnek, çok güçlü, çok yapabilir kapasitesi yüksek bir teşkilatla yapmanız lazımdı. 1994 yılından beri bu ülkede yapılan bir tartışmayı biz neticelendirdik ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeniden yapılanmasını sağladık. Yapılanma ana hatlarıyla görüldü. Yatay ve dikey olarak teşkilatımızı çok küçülttük ve çok esnek bir teşkilata dönüştürmeye başladık. Yaklaşık Otuz beş, otuz altı tane bağımsız genel müdürlük ve birimden On beşe On altıya düşürdük. Sekiz hiyerarşik basamağı dörde düşürdük ve esnek bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Ayrıca teşkilatın içindeyse niteliği esas alan bir yapılanma öngörüyoruz. Henüz bunlar tamamlandı. Doğrusunu söylemek gerekirse ben işleri tamamlanmadan da bahsettiğiniz diğer konular için kamuoyuyla herhangi bir şey paylaşmak istemiyorum.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan, tekrar depreme dönüp onunla bitirelim isterseniz yayınımızı. Milli Eğitim Bakanlığı, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı ile bir anlaşma imzalandı. Şimdi bundan sonra okullarda bu ders, yani Japonların gördüğü sıkıntılar ders olarak yansıyacak mı?

Bakan Ömer Dinçer : Yansıyacak. Bununla ilgili ön çalışmalar zaten yapılmıştı. Şimdi bunu Türkiye çapında yaygınlaştıracak düzenlemeler, uygulamalar içinde bir planımız var. O planımızı uygulayacağız. Zaten başlanmıştı o plana.

Sunucu Nilgün Balkaç : Siz dikkat çekici bir rakam verdiniz. Bölgede 446 okul vardı. 429'u eğitim yapılabilir halde dediniz. Türkiye genelinde de okullarda aynı sorun var. Hele İstanbul genelini düşünürsek, bir deprem riski söz konusuysa, Okulların daha hızlı bir şekilde yeniden yapılandırılması, yeniden gözden geçirilmesi ne zaman tam olarak sonuçlanacak.

Bakan Ömer Dinçer : Şimdi belki kamuoyunun çok dikkat etmediği ama yapılmış bir çok hadise var, onları görmek lazım. Ben Başbakanlık müsteşarıyken, biliyorsunuz Başbakanlık'ta Proje Uygulama Birimi diye tarif ettiğimiz bir Dünya Bankası veya uluslararası diğer bankaların finansmanlarıyla deprem üzerinde çalışan bir birim vardı. Biz daha çok Adapazarı, Kocaeli, Düzce, Gölcük depremlerinde bu bölgedeki sorunların ana hatlarıyla çözülmesinden sonra bu birimi burada kapattık ve İstanbul'da kurduk. Burada deprem için tahsil edilmiş bütün kredileri ve yardımları İstanbul'a aktardık. Ban Başbakanlık müsteşarlığı döneminde 1 Milyar dolardan daha fazla parayı İstanbul Acil Durum merkezi'ne aktardım. Proje Uygulama Birimi'ni oraya yeniden kurduk. O zaman diliminde yine uluslararası bir proje geliştirildi. Yine bütün okulların deprem karşısındaki dayanıklılığı tespit edildi. Yani biz şu anda İstanbul'daki bütün okulların deprem karşısındaki durumunu biliyoruz. Artı bu okullardan kritik olanların çok büyük bir bölümü güçlendirildi ve yeniden eğitime alındılar. Bir kısmı yıkılıp yeniden yapıldı. Bildiğim kadarıyla, nihai rakamları bilmiyorum ama zannediyorum yüzde onluk bir kısmı kaldı ve çalışmalar devam ediyor. Kamuoyu bu konuda bence tedirgin olmamalı, yapılan çalışmalara biraz daha ayrıntılı gözle baktığımda ihmal edilmediğini görecekler ama aynı şeyi özel konutlar için yapıldı mı diye sorabilirsiniz. Özel konutlar için sorun devam ediyor. Burada yeni hukuki düzenlemeye ihtiyaç var.

Sunucu Nilgün Balkaç : Sayın Bakan, böyle bir günde katıldığınız için çok teşekkür ederiz. Sormak istediğimiz soruları sorduk . Sadece son bir cümleyle bitirmek istiyorum. 64 genç öğretmeni enkazın altından çıkardınız. Siz de oraya gittiniz. Sadece bir cümleyle ne hissettiniz? Sayın Bakan bir eğitimci olarak.

Bakan Ömer Dinçer : Bunu anlatmak zor bir şey yani doğrusu bunu sorduğunuz zaman cevabını zor vereceğim diye düşünüyorum. Kelimelere dökmem zor yani duygularımı. Biz öğretmenlerimizin hatırasını yaşatacağız. Eğitim için gitmişlerdi. Üstelikte bizim maruz olduğumuz tek felaket deprem olmamıştır. Hemen ondan önce PKK teröristleri de öğretmenlerimizi kaçırmışlardı. O da aslında psikolojik bir sorun yarattı bünyemizde, çünkü eğitim sektörünü doğrudan doğruya hedef alan bir yapıydı. Peki hem bir taraftan PKK terör örgütüyle muhatap oluyorsunuz. Bir taraftan da depreme kadar maruz kalıyorsunuz. O kadar güçlü olmanız lazım ki ayakta kalabilesiniz. Size ben şunu söyleyeyim belki uzaktan baktığınızda fark edilmiyor olabilir ama öğretmenlerimiz ayakta kaldılar. Şu anda orada Van'da bütün öğretmenlerimiz yapılan bütün yardımlarda, desteklerde, önderlik ediyorlar. Yine oradaki bütün öğretmenlerimiz 14 Kasımda eğitime hazırlanıyorlar. Bunu öğretmenlerimize münhasıran söylemek istiyorum. Hayatını kaybeden öğretmenlerimizin hatırasını yaşatacağız. Ayakta kalanlara da söyleyeceğim tek şey, onlara teşekkür ediyoruz. Ve o arkadaşlarımız işlerine sahip çıksınlar çünkü biz şunun farkındayız. Oradaki insanları eğitirsek bu kötü binalar olmaz. Oradaki insanları eğitirsek yoksulluk olmaz. Başkalarına muhtaç olmayız depremde. Oradaki insanları eğitirsek depremde bu kadar hasar görmeyiz. Vesaire bunu çoğaltmamış mümkün. Onlar işine sahip çıkıyorlar. Biz de onlarla gurur duyuyoruz.

Sunucu Nilgün Balkaç: Çok teşekkür ederiz Sayın Bakan, programımıza katıldığınız için.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber