Din İşleri Subaylığına atama yok!

Haber Giriş : 11 Mayıs 2005 10:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TSK bünyesinde Din İşleri Subaylığı kadrosu var ama Kıbrıs harekatından beri atama yapılmıyor. Son Din İşleri Subayı Kocaoğlu, bunun çok büyük bir eksiklik olduğunu söylüyor.

NATO belgeleri tercüme edilirken sadece ?din işleri subaylığı' atlandı

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) Kıbrıs Barış Harekatı'ndan bu yana din işleri subayı kadrosuna atama yapılmıyor. Emekli Yarbay Sami Kocaoğlu, bunun çok büyük bir eksiklik olduğunu söylüyor.

Yaşayan son din işleri subaylarından biri olan Kocaoğlu, dinin sadece savaş zamanında hatırlanmaması gerektiğini kaydediyor. Din işleri subaylarının modern ordularda komutanların sağ kolu olduğunu dile getiren emekli yarbay, yüzbaşı iken Bursa'da Ulucami ve Yeşil Cami'de askerî üniforması ile kürsüden vaaz verdiği için birçok soruşturmalara maruz kaldığını da anlatıyor.

Türk ordusunun yapılanmasının NATO belgelerine göre gerçekleştirildiğini vurgulayan Kocaoğlu, ?O dönemde bütün ABD ordusu talimnamelerini Türkçeleştirip aldık. Sadece din işleri subayı talimnamesini almadık.? diyor.

TSK, ?din işleri subayı' ihtiyacına cevap verebilmek için 1956-60 yılları arasında Kocaoğlu'nu Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okutmuş. Derslere üniforması ile giren Kocaoğlu'nun tüm masraflarını ordu karşılamış. Mezun olduktan sonra teğmen rütbesi ile göreve başlayan Kocaoğlu, aldığı eğitimin gereklerini yerine getirmek isterken hep engellerle karşılaştığını anlatıyor.

DİN İŞLERİ SUBAYLIĞI TERCÜME EDİLMEDİ

Muvazzaf asker iken Silahlı Kuvvetler'deki talimnamelerin çoğunu gözden geçirdiğini anlatan Kocaoğlu, TSK'nın NATO standartlarına göre yapılandığını belirterek şunları söylüyor: ?ABD talimnameleri Türkçeye çevrilmiş ve modern bir ordu ortaya çıkmıştır. Ama din işleri subayları ile ilgili talimname Türkçeleştirilmemiş ve uygulanmamıştır. Bu, bence büyük bir eksikliktir. Bu talimnamenin Silahlı Kuvvetler'imizin gündemine getirilmesi ve uygulanması gerekir. Din işleri subayları Amerikan ordusunda komutanların sağ kolu gibi çalışır. Bizde ise kütüphane subaylığı, personel subaylığı, tabldot subaylığı gibi hizmetlerde görevlendiriliyor.?

SADECE SAVAŞTA DİN SUBAYI İSTENİYOR

1968 yılında Erzurum 51. Tümen'de görev yaparken, kendisinin bir din işleri subayı olduğunu ve bu doğrultuda görevlendirilmesini istediğini belirten Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: ?Kara Kuvvetleri'ne kadar gitti konu. 6 ay sonra gelen cevapta din işleri subaylığı kadrosunun ancak sefer halinde işlerlik kazanacağı, hazer (barış) hali için kadronun bulunmadığı bildirildi. Oysa modern ordular bilimsel ve teknik gelişimin yanında moral değerlere de büyük önem vermektedir. Bizim de bu konuda ihtiyacımız olacaktır.?

AYET OKUYUNCA ŞAŞIRDILAR

Erzurum Dumlu'daki 51. Tümen'de 1968 yılında meydana gelen bir yangında 67 askerin şehit düştüğünü hatırlatan Kocaoğlu o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ?Şehitler için bir tören düzenlenmişti. Orada Silahlı Kuvvetler tarihinde bir ilk gerçekleştirdim belki de. Bir konuşma yaptım ve konuşmamda yer verdiğim ayet ve hadisleri orijinallerinden okudum. Törene Genelkurmay Başkanı Cemal Tural Paşa ve birçok bakan katılmıştı. Konuşmam Erzurum halkının çok hoşuna gitti. Bir subay ayet ve hadisleri asıllarından nasıl da okuyup açıklayabiliyor, şaşırmışlar.?

ÜNİFORMA İLE CAMİDE VAAZ

Kocaoğlu, sadece resmi askeri törenlerde değil, üniforması ile camilerde de vaaza çıkmış. Bu camilerden biri de Bursa Ulucami: ?Tatbikatlara çıktığımız yerlerdeki camilerde izin alarak vaazlar verirdim. Erzurum'da görev yaparken sanırım 1967 yılıydı. Bursa'daki ailemin yanına gelmiştim. Bursa müftüsünün yanına gidip tatile geldiğimi, burada hizmet etmek istediğimi söyledim. Garnizon komutanına da konuyu bildirdim. Ve Bursa'da Ulucami kürsüsünden askerî üniforma ile vaaz verdim. Ancak bu yüzden birçok soruşturma geçirdim.?

Işıklar'a ilk mescidi Koman Paşa açtı

Emekli Yarbay Kocaoğlu, Işıklar'a ilk mescidi 28 Şubat'ın ünlü ismi emekli Org. Teoman Koman'ın açtığını anlatıyor: ?Işıklar'da okul komutanı Süleyman Gülcü bir gün beni çağırdı. ?Sami, bazı öğrenciler okulun koridorlarında namaz kılıyor, onları cezalandıracağız.? dedi. Ben de, ?Komutanım bunlara namaz kılmayı benim öğrettiğimi zannetmeyin. Ailelerinden aldığı terbiye ile namaz kılıyorlar.' dedim. Daha sonra Teoman Koman okul komutanı oldu. Beni okula çağırdı. Okulda öğrencilerin ve çalışanların namaz kılmaları için yer açmış. ?Nasıl buldun?' dedi. ?Valla komutanım sevinilecek bir olay.' dedim. Sonra aynı Koman Paşa, bana irticacı diye suçlanan öğrencilerin dosyalarını gösterdi.?


ZAMAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber