Çalışanların yüzde 80'i bu yılın iyi geçeceğine inanıyor

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 22 Ocak 2012 10:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ranstad Workmonitor'un 2011 sonunda 30 ülkede gerçekleştirilen ankete göre Türkiye'de çalışanların yüzde 80'i bu yılın iyi geçeceğine inanıyor. Avrupalı ise umutsuz!

Ranstad Workmonitor'ün yaptığı ankete göre Avrupa'daki kriz nedeniyle çalışanların iş dünyasına duyduğu güven giderek azalırken Türk çalışanların iş ve zam umudu 2012'de artıyor.

2011'de yakaladığı rekor büyüme oranlarıyla tüm dünyanın dikkatini çeken Türkiye ekonomisi, 2012'de yumuşak inişe hazırlanıyor. Başta Avrupa olmak üzere, iş dünyasındaki risk alma oranının gerilemesiyle sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada büyüme rakamlarının düşmesi beklenirken, 2011'i yüzde 8 civarında bir büyümeyle kapatan Türkiye'nin 2012'deki performansı da merak ediliyor. Bu çerçevede de hem hükümet hem uluslararası kurumlar hem de bankalar tarafından tahminler yürütülüyor. Hükümet tahminini geçtiğimiz yıl içinde açıklanan Orta Vadeli Program'la netleştirdi. Buna göre, Türkiye ekonomisinin 2012 yılında yüzde 4 civarında bir büyüme yakalaması öngörülüyor. Dünya Bankası tarafından yayımlanan Küresel Ekonomik Gelişmeler raporuna göre, gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yıl yüzde 2.9 büyüyecek. Bütün bu verilere rağmen, Türkiye'de şirketlerin daha da büyümek adına hızla yeni projelere başladığını söylüyor uzmanlar. Baraka Danışmanlık Grubu Genel Müdürü Reha Abi de bu görüşü destekliyor. "Değişik sektördeki şirketlerden her gün iki - üç proje talebi alıyoruz" diyen Abi, artık şirketlerin sadece üretim ve satışı odaklamadığını, çoğunun dünya markası olmayı hedeflediğini ve bu nedenle de çalışmalarına hız verdiğini söylüyor.

Çalışan motivasyonu yüksek

Şirketler 2012 yılı için büyüme planlarını yaparken, bu durum çalışanlara da pozitif yansıyor. Avrupa'da yaşanan kriz çalışanları umutsuzluğa iterken Türkiye'de ise geleceğe umutla bakmaları nedeniyle motivasyonu yüksek olan çalışanlar, şirketlerinin büyümesine de katkı sağlıyor. İnsan kaynakları danışmanlık şirketi Randstad'ın araştırması da Türkiye'de çalışanların 2012'ye pozitif baktığını ortaya koyuyor. Altı ay içinde işverenlerini değiştirme olasılığı olan çalışanların güvenini izleyerek iş piyasasının hassasiyetleri ve çalışan eğilimleri hakkında kapsamlı bir görüşe ulaşan Randstad Workmonitor'ün 4'üncü çeyrek sonuçlarına göre 2012'nin çalışan görünümü karışık bir tablo çiziyor. Türkiye'de ise çalışanların yüzde 80'i, 2012'nin daha iyi bir yıl olacağına inanıyor. 30 ülkede gerçekleştirilen, yaşları 18 ila 65 arasındaki, haftada en az 24 saat ücretli bir işte çalışan (kendi işine sahip olanlar değil) popülasyona online uygulanan anket aracılığıyla yürütülen araştırma Avrupalı çalışanlarla ilgili de bilgi veriyor. Buna göre Avrupalı çalışanların beklentileri hem daha düşük hem de bu alanda bir iyileşme olacağını bekleyenlerin oranı üçte birden daha az.

Fransa'da çalışanlar umutsuz

Sonuçlara göre, tüm dünyadaki ülkelerin çoğunda çalışanların 2012 hakkındaki duyguları olumlu. İncelenen 30 ülkeden 21'indeki çalışanlar, bu yıl 2011'e oranla daha yüksek gelir beklentisi içinde. Ancak bu ülkelerin yarısından biraz fazlasında (30'da 18), soruları yanıtlayanlar işverenlerinin 2011'e oranla finansal olarak daha iyi bir yıla girmekte olduklarını düşünüyor. Arjantin'de çalışanların yüzde 93'ü ve Şili'de yüzde 96'sına göre 2012, kendi organizasyonları için daha iyi bir yıl olacak. Çek Cumhuriyeti, Fransa, Yunanistan, Macaristan, Japonya ve Hollanda'da ise çalışanlar 2012'nin zor bir yıl olacağı görüşünde. Türkiye'de ise çalışanların yüzde 80'i 2012'nin daha iyi bir yıl olacağına inanıyor.

Maaşlar performansı yansıtmıyor

Anket, maaşlar ve performans arasındaki bağ ile ilgili de bilgi veriyor. Ülkelerin çoğunda çalışanların yüzde 60'ı, Türkiye'de ise yüzde 73'ü maaşlarının performanslarını yansıtmadığı görüşünde. Uzmanlara göre bu durum belirsiz ekonomik dönemlerle bağlantılı. Bu oran Polonya'da, Macaristan'da yüzde 79 ve Yunanistan'da ise yüzde 81ile en yüksek seviyelerde. Arjantin, Brezilya, Şili, Çin, Hindistan, Meksika ve Türkiye'de çalışanların yüzde 80'inden fazlası yeni yılda maaş artışı, ikramiye ya da çalışan yardımlarında iyileşme bekliyor. Avrupalı çalışanların beklentileri ise daha düşük; bu alanda bir iyileşme olacağını bekleyenlerin oranı üçte bir ya da daha az.

Ülke değiştirmek istemiyorlar

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde başka ülkelerde iş bulan ve bu nedenle yaşadığı yeri değiştirmek zorunda kalan çalışanlarla ilgili de bilgi veren araştırmaya göre genellikle çalışanlar, kendilerine daha uygun olsa bile iş için ülke değiştirmek istemiyor. Soruları yanıtlayanların üçte birinden azı değişim istiyor. Ancak Çin ve Hindistan'da çalışanların başka bir yere yerleşmeyle ilgili sorunları yok. Öyle ki Çin'de çalışanların yüzde 64'ü ve Hindistan'da yüzde 58'i, önlerine doğru iş çıkarsa başka ülkeye gitmek istiyor. Bazı durumlarda maaş artışı itici güç olabiliyor. Mesela Türkiye'de maaş artışı söz konusu olursa çalışanların yarısından fazlası (yüzde 52) başka ülkelere taşınabileceklerini belirtiyor. Ancak koşulların sabit kalması durumunda Türkiye'den gitmek isteyen çalışanların oranı yüzde 36. Ayrıca Danimarka'da, Japonya'da, Lüksemburg ve İsviçre'de çalışanlar maaş artışı olsa bile yerlerinde kalmayı tercih ettiklerini belirtiyorlar. Son zamanlarda özellikle Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz ve belirsizlikler, işsiz kalanların sayısını artırdı. İşsizlerin iş bulmalarına yönelik güvenleriyle ilgili de bilgi veren araştırmada, bazı ülkelerde işsiz kalanların önlerindeki altı ay içinde başka bir iş bulma konusunda duydukları güven azalmış durumda ve bu alanda en düşük oranlar Yunanistan ve Hindistan'da. İşlerini kaybetmekten en fazla korkan Yunanlı çalışanlar, işten çıkarılmanın risklerinin eskisinden daha fazla farkındalar. Türkiye'de aktif olarak iş arayan yüzdesi üçüncü çeyreğe oranla yüzde 11'den yüzde 9'a gerilerken iş kaybı korkusu ise yüzde 3'ten yüzde 7'ye yükselmiş durumda. Mevcut işverenle çalışma tatmini konusundaki durumla ilgili de bilgi veren araştırmada Avrupa dışında, Meksika ve Hindistan'da en yüksek olmak üzere, önceki üç aylarla aynı düzeyde olan iş tatmininde en düşük oran Japonya'ya ait.

"Amaç dünya markası olmak"

Reha Abi ( Baraka Danışmanlık Grubu Genel Müdürü) Çalışanlar 2012'den çok çok umutlular. Danışmanlık firmamıza her gün en az iki - üç proje talebi geliyor. Şirketlerde büyüme, güçlü kalmayla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Artık amaçları sadece üretmek değil, dünya şirketi olmak. Çalışanlar da şirketlerinin bu tutumundan olumlu etkileniyor. Avrupa'daki ekonomik kriz, işten çıkarmalar elbette ki çalışanları umutsuzluğa itiyor. Oysa Türkiye'nin dünyadaki durumu çalışanları umutlandırıyor. Benim gözlemime göre, çalışanların tek korkusu jeopolitik ve ya siyasi kriz. Başka korkuları yok. Savaş çıkmazsa, siyasi bir kriz yaşanmazsa, çalışanlara göre, bazı söylemlerin aksine, 2012'de şirketler çok daha fazla büyüyecek. Bu düşünceler elbette çalışanlarda pozitif etki yaratıyor. Motivasyon yüksek olunca da çok daha verimli çalışılıyor, şirketler daha da büyüyor.

İSTİHDAMDA DA AVRUPA'NIN ÖNÜNE GEÇTİK

Grand Thortan'un gerçekleştirdiği istihdam ve maaş araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye istihdam sıralamasında AB ülkelerini geride bıraktı.

Bağımsız denetim, vergi ve danışmanlık firması Grant Thornton'un, her çeyrek sonunda gerçekleştirdiği istihdam ve maaş araştırmasının 2011 4. çeyrek etabı tamamlandı. 39 ülkeden, 3 bine yakın üst düzey yöneticiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye'nin istihdamla ilgili görüntüsü oldukça olumlu bir tablo çiziyor. Öyle ki Türkiye, 4. çeyrek sonu itibariyle, çalışan sayılarında artış olduğunu belirtenlerin yüzdesinin, azalış olduğunu belirtenlerin yüzdesine farkından hesaplanan istihdam sıralamasında 34 puan ile global ortalamayı, Avrupa Birliği, G7 ve Kuzey Amerika ülkeleri ortalamalarını geride bırakmış durumda. 2011 ilk çeyrek sonunda fark 63 iken, bu rakam 2011 2.çeyrek sonunda 60 puan, 3. çeyrek sonunda 42 puan ve 4. çeyrek sonunda 34 puan olarak karşımıza çıkıyor. Sene başında elde edilen rakamlarla sene sonunda varılan rakamlar ele alındığında artış olduğunu belirten şirket sayısında 63'ten 34'e bir düşüş söz konusu. 2011 4. çeyrek sonunda 34 puan olarak gerçekleşen bu oran, 2010 4. çeyrek sonunda 57 puan idi. Türkiye, 4. çeyrek sonuçları global olarak ele alındığında ise, 2011 içinde süregelen azalışa rağmen, 4. çeyrek sonunda 34 puan ile global ortalamayı, Avrupa Birliği, G7 ve Kuzey Amerika ülkelerini geride bıraktı. İstihdam sonuçları, coğrafi bölgeler arasında en düşük -22 puanla Portekiz, İtalya, Yunanistan ve İspanya'da. Ardından 19 puanla Avrupa Birliği Ülkeleri ve 22 puanla G7 ülkeleri geliyor.

"AB'deki düşüş şaşırtıcı değil"

Rapor sonuçlarını değerlendiren Grant Thornton Türkiye Bağımsız Denetim Ortağı Ajda Düzgün Ertuğrul, özellikle Kuzey Amerika, Avrupa Birliği ve G7 ülkelerinde ortaya çıkan düşük ortalamaların şaşırtıcı olmadığını, bu bölgelerde çok daha fazla hissedilen krizin başta istihdam olmak üzere birçok konuda olumsuz etkileri bulunduğuna dikkat çekti. Ertuğrul, Türkiye'nin 45 puanla BRIC ve 42 puanla Latin Amerika ülkelerinin ardından en yüksek orana sahip olduğu bilgisini veriyor.

Maaş artış planlamasında ikinci sıradayız

Yöneticilere önümüzdeki 12 ay içindeki maaş artış/azalış planlarını sorulduğunda artış planladıklarını belirtenlerin yüzdesi globalde yüzde 64 iken Türkiye'de oran yüzde 81. Türkiye'nin bu oranla, Latin Amerika hariç araştırmaya katılan tüm coğrafi grupları geride bıraktığını söyleyen Ajda Ertuğrul, Türkiye'yi en yakından seyreden Latin Amerika'da oranın yüzde 84 olduğunu belirtiyor. Sonuçlara göre en son sırada ise yüzde 46 ile Portekiz, İtalya, Yunanistan ve İspanya geliyor. 2011 sonu itibariyle yüzde 81 olan Türkiye ortalamasının 2010 sonunda yüzde 59 olduğunu hatırlatıyor Ertuğrul. Araştırmanın bir diğer sonucu da zamlarla ilgili. Buna göre Türk katılımcıların yüzde 81'i önümüzdeki 12 ay içinde zam yapmayı planlıyor. Araştırma sonuçlarına değinen Ajda Düzgün Ertuğrul, raporun coğrafi sonuçlarına bakıldığında gelişmiş ülkeler krizle başa çıkmaya çalışırken, Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin rüzgarı bir şekilde arkalarına almayı daha çok başardıklarını belirtiyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber