Subayların zorunlu hizmeti AİHM'ye taşındı
Darbe sonrası TSK Personel Kanunu'na konulan 'Muvazzaf subay ve astsubaylar, fiilen 15 yıl hizmet etmedikçe istifa edemezler.' hükmü, bugün birçok subay ve astsubayı zor durumda bırakıyor. 15 yılı beklemeden istifa edenler 'firar' suçundan hapis ya da tazminat ödeme cezası alıyor. Durumlarını AİHM'ye taşıyan 20 eski asker, 9 milyon Euro tazminat talep etti.Bir astsubay, 15 yıllık zorunlu hizmeti tamamlamadan istifa etmesi sonrası hakkında 'firar' suçundan soruşturma açılmasını ve tutuklanmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dava etti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin zorla çalıştırılma, ayrımcılık, düşünce ve vicdan özgürlüğü, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne süren astsubay, tazminat talebinde bulundu. Bugüne kadar 20 subay ve astsubayın benzer şekilde AİHM'ye açılan davalarda, Türkiye'den 9 milyon Euro tazminat talep edildiği belirtildi.
H.K., Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) 2002 yılında astsubay olarak göreve başladı. 5 yıl görev yapan astsubay, 2007'den itibaren görevine devam etmedi. Yasaya göre istifa etme hakkı da bulunmuyordu. Hakkında 'firar' suçu işlediği iddiasıyla disiplin soruşturması başlatılan H.K. için askerî savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Savcının talebi üzerine Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından 23 Mayıs 2007'de yakalama kararı çıkartıldı. Bu arada H.K. 2008'de YAŞ kararıyla ihraç edildi. 2007'den itibaren kaçak yaşayan H.K. 9 Mart 2010'da Antalya'da yakalandı, 9 Nisan 2010'da da tutuklandı. 57 gün tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Gölcük Askeri Mahkemesi, H.K.'ya 'firar etmek' suçundan 10 ay hapis cezası verdi. Kararı temyiz etmeyen astsubay tekrar cezaevine girdi. Yaklaşık 5 ay hükümlü kaldı. H.K.'nın avukatı Oğuz Evren Kılıç, geçtiğimiz günlerde müvekkilinin maddî ve manevî kayıplar yaşadığı iddiasıyla AİHM'ye dava açtı. Dava dilekçesinde, TSK Personel Kanunu'nun 'Muvazzaf subay ve astsubaylar, subay ve astsubay nasbedildikleri târihten itibâren fiilen 15 yıl hizmet etmedikçe istifâ edemezler.' hükmü sebebiyle müvekkilinin istifa edemediği ve hakkında firar suçundan dava açılıp cezalandırıldığı kaydedildi. YAŞ kararıyla TSK'dan ihraç edildikten sonra sivil bir vatandaş olan H.K.'nın askerî mahkemede yargılanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin öngördüğü adil ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiği kaydedildi. Dilekçede, "TSK'daki görevlerinden ayrılmak ve istifa etmek isteyen, yasa hükümlerinden dolayı 15 yıl boyunca istifa hakları olmayan kişilerin görevlerine gitmeyerek fiilen istifa etmiş olmaları halinde suçlu konumuna düşmektedirler. Bu nedenle müvekkil, istifa etmek amacıyla görevinden ayrıldığı 9 Nisan 2007 tarihinden itibaren bir daha görev yerine dönmemiş, adresini değiştirmek ve bir kaçak hayatı yaşamak zorunda kalmıştır. Bu süre içerisinde birçok anayasal hakkından faydalanamamış, sosyal sigortasını devam ettirememiş, eğitim durumuna uygun bir ücret alabileceği düzenli bir işte çalışamamış, en basit gündelik işlerini bile aksatmak zorunda kalmıştır. Tüm bu maddî kayıplara ek olarak, müvekkilin aile hayatı sıkıntıya düşmüş, sosyal hayatı da ciddî boyutta sekteye uğramıştır." denildi. AİHM'ye sunulan dilekçede, 200 günlük tutuklu ve hükümlülük süresiyle ilgili 300 bin Euro tazminat talep edildi. Avukat Kılıç, 20 subay ve astsubayın benzer şekilde AİHM'ye dava açtıklarını, 20 dosyada toplam 9 milyon Euro tazminat talep ettiklerini vurguladı.
110 bin lira tazminat cezasını ömür boyu ödeyeceğim
1991 yılında 13 yaşındayken Deniz Astsubay Hazırlama Okulu'na öğrenci olarak katılan S.O.Ş., 17 yaşında göreve başladığını anlatıyor. Ancak 5 yıl sonra bu mesleği yapamayacağını anlıyor. 2000 yılı Kasım ayında firar ediyor. 1,5 senelik zorlu bir firar döneminden sonra ilişiği kesiliyor. 2002 Mart ayında teslim olup 4 ay Ankara Ulucanlar Sivil Cezaevi'nde kaldığını anlatıyor. Yaşadığı sürecin en ağır gelen kısımlarından birisinin bu olduğunu vurgulayan S.O.Ş., tahliye olmasına yakın 22 bin TL tazminat çıkarıldığını söylüyor. Bu tazminattan dolayı uzun bir süre sigortasız çalıştığını anlatan S.O.Ş., "İkamet gösteremediğim için devlet dairesinde hiçbir işimi halledemedim. Tam zaman aşımına uğradığını düşünürken 2009 yılında borcum karşıma 110 bin TL olarak tekrar çıktı. Artık sigortalı bir işte çalıştığım için, kaçma şansım da kalmamıştı. Şu anda maaşımın dörtte biri icra yoluyla kesilmekte ve yaptığım kaba hesaba göre de ömür boyu kesilecek." diyor. (EMRULLAH BAYRAK ANKARA CİHAN)