Akdağ: Sağlık alanında hizmet edenlere saldırı varsa cezasız kalmamalı/ Video
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Özellikle sağlık gibi bir alanda hizmet eden insanlara eğer bir saldırı varsa bu asla cezasız kalmamalıdır'' dedi.
Bakan Akdağ, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Anafartalar Yerleşkesi Süleyman Demirel Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi.
Toplantıda konuşan Akdağ, dünyanın Türkiye'ye benzer hiçbir ülkesinde, bu sayıdaki sağlık personeliyle böylesine üstün hizmet seviyesine bugüne kadar ulaşılamadığını belirterek, ''Bakın zaman zaman basından takip ediyorsunuzdur. Ben iddialı konuşmayı pek sevmem ama bu bir gerçek. Bunu biz Türkiye'de çalışan siz değerli arkadaşlarımıza borçluyuz. Allah hepinizden razı olsun'' diye konuştu.
Akdağ, konuşmasında sağlık çalışanlarına yapılan saldırılara da değinerek, şunları kaydetti:
''Ortada vatandaşla sağlık çalışanları arasında bir problem var. Türkiye'de bundan 9, 9.5 sene önce vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden memnuniyeti yüzde 40'ın altındaydı. Şimdi ise 80'lere yaklaşık. İkiye katladı. Peki vatandaşlar sağlık hizmetlerinden memnun da acaba hemşirelerden, ebelerden, doktorlardan memnun değil mi? Yine Türkiye'de yetkili sağlık sendikasının yaptığı bir araştırma bize yakın zamanda şunu gösterdi. Vatandaşlar sağlık hizmetinden memnun ama sağlık çalışanlarından da yüksek oranda memnun. Peki bizim zaman zaman karşılaştığımız kabalıklar, kötü sözler, fiili şiddet davranışları ne oluyor o zaman? Bu davranışlar toplumun çoğunluğunu yansıtmıyor. Bunlar da toplumda şiddete eğilimi olanlar. Biri sağlık çalışına şiddet göstermişse, trafikte de genelde şiddet davranışı gösteren, belki evde eşine karşı şiddet davranışı gösteren şiddet eğilimli kişileri görüyoruz.''
Bu hususta geniş bir toplumsal araştırma yaptıklarına değinen Akdağ, ''Ama benim çok net bir kanaatim var. O da şudur, kim şiddet davranışı içinde bulunuyorsa bunun cezalandırılması gerekiyor. İnsanları cezalandırma çok da kulağa hoş gelen bir ifade değil. Bunun bir sağlık bakanı tarafından söylenmesi de kulağa hoş gelmeyebilir. Ama başka bir çare de yok'' ifadelerini kullandı.
-''Saldırı varsa bu asla cezasız kalmamalıdır''-
Akdağ, konuşmasında sağlık çalışanlarına yönelik yapılan yaşanmış bir olayı şöyle paylaştı:
''Bir kişi acil servis istasyonuna gidiyor. Biraz problemli bir kişi. Bazı kötü alışkanlıkları da olan bir kişi. Orada bir sağlık hizmeti istiyor. Diyorlar ki 'bu hizmeti burada veremeyiz. Burası acil istasyonumuz. Siz falanca yere müracaat edin.' Öfkeleniyor ve saldırıyor. Polis gelip bu kişiyi götürüyor ve savcılığa teslim ediyor. Serbest kalıyor. Ertesi gün, yakındaki bir kahvehaneden yine istasyona telefon açıyor. Biliyor aynı ekibin oraya gideceğini. Önceden bir döner bıçağı edinmiş. Aynı ekip oraya gidince döner bıçağıyla sağlık ekibine saldırıyor. Allah'tan arkadaşlar tedbir alıyorlar ve herhangi bir şey olmuyor. Yine yakalanıyor, savcıya götürülüyor, yine serbest kalıyor. Nasıl önleyeceğiz bu işi böyle olunca? Onun için benim kanaatim şudur. Özellikle sağlık gibi bir alanda hizmet eden insanlara eğer bir saldırı varsa bu asla cezasız kalmamalıdır.''
İngiltere'de 2001 yılında yapılan çalışmanın bir yılda sağlık çalışanlarına 85 bin sözlü ve fiili saldırının olduğunu gösterdiğini anlatan Akdağ, şu bilgileri verdi:
''Türkiye'de, medyaya ya da başka yerlere çıkan sayılara bakarsanız o zaman bunun çok altında. Biz bunun için şunu yaptık. 113 numaralı bir telefon hizmet hattı ve web sayfası oluşturduk. Tüm yöneticilerimize bir tamim yaptık. Sözlü ya da fiili herhangi bir saldırı olmuşsa yöneticiler vakit geçirmeden hemen bunu bu hatta bildirecekler. Bu hatta 24 saat boyunca bir hukukçumuz ve bir sosyal hizmet uzmanımız var. Eğer yönetici bildirmemişse siz bildireceksiniz. Bu hat hepinize açık. Peki ne olacak böyle yapınca? Böyle yapınca biz bu arkadaşımızın davasını takip etmek üzere Sağlık Bakanlığı'nın hukukçusunu görevlendiriyoruz. Çünkü bazen 'gitsin Allah'ından bulsun' dediği için, bazen çekinildiği için sağlık personelleri genellikle bu işin peşinden gitmiyorlar. Bazen de tehditlerden endişe ettikleri için gitmiyorlar. Şimdi Adalet Bakanlığı'yla da görüşüyoruz. Bu hususta işi takip ederken, kişi eğer şikayetçi olmamışsa doğrudan avukat atayamıyoruz, ama en azından Sağlık Bakanlığı olarak müdahil olup davayı biz takip edeceğiz. Adres olarak da sağlık çalışanlarının hastane adreslerini vereceğiz. Evlerinin adreslerini vermeyeceğiz. Tüm bunlar, aslında meseleye ciddi şekilde sahip olarak, bu hususta kamuoyunun hassasiyetini artırarak, fedakar kesimin huzur içinde çalışmasını sağlamak içindir.''
-''Toplumsal duyarlılığı artırmamız lazım''-
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, her bir vatandaşın, 75 milyon insanın, bu ülkenin sağlık bakanı olarak başının üstünde yeri olduğunu ifade ederek, ''Ben onların hizmetkarıyım. Her türlü sağlık ihtiyaçlarını görmek için çalışmak benim boynumun borcudur. Ama boynumun borcu olan bir husus daha var. Kim bir sağlık çalışanına elini uzatırsa onun kolunu bükmek de benim boynumun borcudur. Bu hususta toplumsal duyarlılığı artırmamız lazım'' diye konuştu.
Şiddetin sadece sağlık çalışanlarına yönelik olmadığını dile getiren Akdağ, ''Gerçekten şiddetle bütün toplumlar mücadele ediyor. Şiddetin bir mazeretini de oluşturmamak lazım'' dedi. Akdağ, şöyle devam etti:
''Yakın bir zamanda oldukça naif yazıları olan bir köşe yazarı, ismini vermiyorum, bir yazı yazdı. Yazıyı okudum ve dehşete kapıldım. Bir daha okudum. Yazının sonlarına doğru ''Eğer bazı uygulamalar devam ederse şiddetten başka çare de yoktur' diyor ve topluma öyle bir mesaj veriyor. Dehşetler içinde kaldım. Bunun bir benzerini Van'da doktor arkadaşımızı tokatlayan Barış ve Demokrasi Partisi'nin bir milletvekili de yaptı. Kendisi orada doktor olmuş, hakim olmuş, savcı olmuş, kararı vermiş ondan sonra da gitmiş doktor arkadaşımıza haddini aşan bir tavırla bir tokat atmış. Ama sonra 'benim hakkımdı bu şiddeti uygulamak' diyebiliyor. Herhangi bir kimse 'bu şiddet davranışı benim hakkımdı' diye bir mazeret icat edecekse, biz bu toplumda şiddetin önüne geçemeyiz. Şiddetin mazereti olamaz. Sebep icat ederseniz her bir sebep bulunabilir ve biz şiddetin önünü alamayız. Bunun ideolojisi de yok. Hepimiz bir karar vereceğiz, diyeceğiz ki bu şiddet teamülü doğru bir teamül değil. Topyekun buna karşı çıkıyoruz. Ben AK Parti'liyim karşı çıkıyorum. Ben CHP'liyim karşı çıkıyorum, ben MHP'liyim karşı çıkıyorum, ben BDP'liyim karşı çıkmıyorum, ben Fenerbahçeli'yim karşı çıkıyorum, ben Galatasaraylı'yım karşı çıkıyorum, Beşiktaş'lıyım, Trabzonsporlu'yum karşı çıkıyorum. Bunu yaptığımız zaman bunu önleyebiliriz. Kim şiddeti kullanıyorsa her zaman şefkatten yana bir insan olarak söylüyorum, şiddet uygulayanın da mutlaka cezası gecikmeden verilmeli. Bu söylediğimden aslında yargıya da bir mesaj çıkıyor. Bizim yargıya işini öğretecek halimiz yok. Ama düşüncemizi de söyleme hakkına da sahibiz herhalde.''
Bakan Akdağ, sağlık çalışanlarının gelirlerini artırmak için elinden geleni yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Daha sonra toplantı basına kapalı devam etti.