Faruk Çelik neyi bekliyor... Kayıp promosyon zamana yayılınca unutulur mu?
Basına yansıdığı kadarıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına üç ayda 55 bin liralık kuruyemiş, börek, çikolata, çay ve çiçek alan Müsteşar görevden alındı. Ancak, 1 milyonluk liralık memur maaş promosyonunu kafasına göre kebaplarla harcayanlar hala görevdedir. sayın Faruk Çelik ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı sayın Fatma Şahin'in gösterdiği duyarlılığı gösteremeyerek ilgililer hakkında soruşturma dahi açtıramadı. Ayrıca, soru önergesine cevap vermedi/veremedi.
SGK maaş promosyonuyla ilgili basın yayın organlarında ve sitemizde çok sayıda haber yapılmasına rağmen ne hikmetse konu zamana yayıldı ve unutturulmaya çalışıldı.
Benzer bir durumda, Fatma Şahin'in başında bulunduğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarlığına, üç ay içinde 55 bin 928 liralık kuruyemiş, börek, pasta, çikolata, çay, kahve ve çiçek alındığının ortaya çıkmasının ardından, Müsteşar Kenan Bozgeyik görevden alındı. Şahin'in hemşehrisi olan Gaziantep'li Bozgeyik Başbakanlık Müşavirliğine atandı.
Denizli milletvekili Adnan Keskin 23 Mayıs 2012 günü faturaları da ekleyip TBMM Başkanlığına bir önerge verdi ve ?Bakanlık Müsteşar özel kaleminden yapılan bu masraflar, kimin için ?? diye sordu. Keskin önergesinde, sosyal yardımlaşma fonuna yoksullar için aktarılan paraların, Halk, Ziraat ve Vakıflar Bankasında 15 gün bekletilip, karşılığında ?Promosyon parası? alındığını belirtti. Bu paranın yoksullar yerine, temsil ve ağırlama amaçlı kullanıldığını savunan Keskin, alınan mallar ve harcanan paraların şaşırtıcı boyutta olduğunu vurguladı.
Bu önergenin verilmesinden sonra, 18 Ağustos 2011 tarihinden bu yana Bakanlık Müsteşarı olan Kenan Bozgeyik de izne ayrıldı. 2 Haziran'da çıkarılan kararname ile görevden alınıp Başbakanlık müşaviri yapıldı. Bakanlık ise Bozgeyik'in kendi talebi ile müsteşarlıktan ayrıldığını açıkladı. Aile Bakanlığında 1992 yılında da, SHP'li Bakan Güler İleri, babasının vefat ilanını bakanlık bütçesinden ödettiği için, görevinden istifa etmişti.
55 bin TL nin hesabını veremeyenlerin görevden ayrılması karşısında hiçbir güç SGK'daki 1 milyon TL'lik promosyon parasının hesabını veremeyenleri yerinde tutamaz ve tutmamalıdır da. Hem Meclisin yanıltılması hem de memurlara dağıtılmayıp da dağıtıldığı izlenimi verenlerin bunun hesabını kamuoyu önünde vermeleri gerekmektedir. "Ben yapmadım onlar yaptı" demek sorunu çözmüyor, aksine ilgililer hakkında gereğinin yapılmasının gecikmesi başka soruların gündeme gelmesini sağlıyor.
Bizi karalıyorsunuz diyenler 4 aydır soru önergesine cevap veremiyor
SGK'daki promosyon yolsuzluğunun üzerine gideceğimizi daha önce belirtmiştik. Bu konuda yapmış olduğumuz haberler ciddi yankı uyandırdı ancak, işi zamana bırakanlar konunun kapandığını zannettiler. Ayrıca, haberlerimiz üzerine kendilerinin karalandığı yönünde açıklamalarda bulundular ve yasal yollara başvuracaklarını ifade ettiler. Ne hikmetse ne yasal yollara başvuruldu ne de tazminat davası açıldı.
Konuyla ilgili sayın Bakan benim dönemimde olmadı diye açıklama yaptı ve haberlere konu gizli anlaşmanın resmi kaydının gösterilmesi halinde soruşturma açılabileceği belirtti. Oysaki istenen belgeler zaten internete ve gazetelere saçılmıştı. Ayrıca da bir sendika konuyla ilgili belgeleri dilekçesi ekine koyarak suç duyurusunda bulunmuştu. Maalesef promosyon usulsüzlüğünde ilgililerden hesap sorma yerine konunun zamana yapılarak unutturulması yöntemi tercih edildi. Bizler sayın Bakandan 25 bin personel adına ilgililerden hesap sormasını talep ediyoruz. Niçin sayın Bakanın bu kadar zorlandığını da anlamakta güçlük çekiyoruz. Soruşturma yaptırılır şayet ortada bir suç unsuru varsa ilgililer hesabını verir yoksa da kamuoyuna soruşturma yapıldı ve hiçbir şey çıkmadı denilerek sorunun üzerine gidildiği gösterilmiş olurdu.
Kalkınma Bakanlığında yaşanan usulsüzlükleri gündeme taşıdık ve Sayın Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ilgililer hakkında Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına soruşturma açılması için talep de bulundu ve bizlerde takdirle karşıladık. Bizler güçlülerin hukuku yerine hukukun gücüne inanmak istiyoruz. Eğer hukuku zayıflarımıza uygular, güçlülerimize uygulamazsak sonumuzun yaklaştığı hiç çekinmeden rahatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim tarihte bunun örnekleri çoktur.
Sayın Bakan, kamuoyu soru önergesine verilecek cevabı hala beklemektedir
Hem sayın Bakan hem de SGK Başkanı her fırsatta promosyon parasıyla ilgilerinin olmadığını belirtmişler ve bizleri ağır ifadelerle itham etmişlerdi. Biz de soru önergesine gerekli cevabı vererek kamuoyunu tatmin ederler bizler de özür dileriz ve konu kapanır diye düşünmüştük. Biz hala iyi niyetle soru önergesine verilecek cevabı bekleye duralım.
Soru önergesi 22.02.2012 tarihinde TBMM Başkanlığa gelmiş ve süresi içinde cevaplandırılmadığından gelen kağıtlarda yayımlanmıştır. Konuyla ilgili soruşturma açıldığına dair de tarafımıza hiçbir açıklama yapılmamıştır. Sendika Başkanının açıklamasına göre iki müfettiş sendikaya soruşturma için gitmiş ancak, SGK Başkanı müfettişleri ben göndermedim diyerek konuyu kapattığını düşünmüştü. Halbuki bir sendika genel merkezine soruşturma için müfettişlerin gittiği iddiası karşısında SGK Başkanının müfettişler hakkında soruşturma açtırması gerekmez miydi? SGK Başkanı ben müfettiş görevlendirmedim diyor, müfettişler soruşturmaya gidiyor, müfettişlere kimse bir şey sormuyor. Müfettişler hangi yetkiyle bir sendika genel merkezine soruşturma için gider ve hesabı sorulmaz. Şayet müfettişler kafalarına göre soruşturmaya gitmişlerse müfettişler hakkında işlem yapılması gerekmez miydi? Lütfen, birisi çıksın ve çadır devletinde yaşayıp yaşamadığımızın cevabını versin. Aksi takdirde bu tür saçmalıkları yapanlar hakkında yetkililer ortaya çıksın ve gereğini yapsın.
Ne hikmetse sendikaya soruşturma için gidip bazı evrakları isteyen bu müfettişlerden birisi hala SGK Başkanının danışmanı olarak görev yapmaktadır. SGK'daki bu ciddiyetsizlik karşısında sayın Bakanın harekete geçeceğini beklerken maalesef bu konuda da sessiz kalınmayı tercih ettiğini görüyoruz. Esasında basit gibi görünse de bu tür işlemler kum saatine benzerler ve bir müddet sonra saatte kumun bittiği görülür.
Sonuç olarak, Milletvekilinin 1 milyonluk promosyonla ilgili yazılı soru önergesine cevap verilmemesi ve yaklaşık olarak 4 aydır suskun kalınması acabaları çoğaltmıştır ve çoğaltmaya da devam etmektedir.