Hayatını akademik düzeyin yükseltilmesi dışında herşeye vakfeden Gürüz'ün giderken de son isteği yine "İmam hatiplerin kapatılması" oldu

Haber Giriş : 20 Eylül 2003 13:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hayatını akademik düzeyin yükseltilmesi dışında herşeye vakfeden Gürüz'ün giderken de son isteği yine "İmam hatiplerin kapatılması" oldu

Aşağıdaki yazı Hürriyet gazetesinden alınmıştır. 28 Şubat döneminde üniversite camiası olarak Kemal Gürüz, medya camiası olarak da Hürriyet arasında yürütülen işbirliği bugün son kez vefa görüntülerine sahne oldu. Kemal Gürüz, emeklilik dilekçesini verdiği gün Hürriyet yazarlarıyla bir araya geldi. Hürriyet, bir çok kez kamuoyunu beraber manipüle ettikleri Kemal Gürüz'e bugün belki de sayfalarını son kez açtı. Ama ne kemal gürüz ne de Hürriyet gazetesi hala 28 Şubet askeri döneminin bittiğinin farkında değilller.

Konuşmada Gürüz yine eski günlerindeki gibi kah Atatürkçülük diyor kah imam hatipler kapatılsın. Bir bilim adamı için arkasına sığındığı kavramlar açısından yüz karartıcı ifadeler. Ve bir medya devi için de yüz karartıcı olması gereken bu ifadeler ne yazıkki hiç bir gariplik yokmuş gibi iç sayfada manşet olarak yer almaktadır. Kendilerini utunmayacağız!!

5 Ekim'de görevi sona erecek olan Prof. Gürüz, Hürriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerine görüşlerini aktardı.

Ultra liberal kanun getirecekler

Ultra liberal bir kanun getirecekler. Herkes herkesi seçiyor. Bir defa dünyada böyle bir şey yok. Belli zihniyette olanların, konuşma kolaylığı olsun diye ?kökten dinci' diyelim, ?insan aklının üstünlüğüne inanmayanlar' diyelim, bu insanların üniversitelerde varlığı bir gerçek. Bu insanlar mevcut yapı içinde böyle devam ettiği sürece Türk yüksek öğretiminin geleceğini etkileyecek konumda olmaları mümkün değil. Bir ara yakalamak üzereydiler onu. 1995'ten itibaren temizledik. Onun da büyük ölçüde payı bana aittir. Bütün hatasıyla sevabıyla, varsa şerefiyle bana aittir.

Köktendinci görevde kalamaz

Olay şudur: Ele geçirebildikleri kadar rektörlük, olmadı dekanlık, olmadı müdürlük, olmadı bölüm başkanlığı, olmadı ana bilim dalı başkanlığı. Bu birincisidir. Gözümüzden kaçabilir ama anladığımız anda, çok açık ve net söylüyorum, kökten dinci ve etnik bölücü Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin varlığına kasteden kişileri tespit ettiğimiz anda idari görevde kalması mümkün değildir. Dikkat edilirse bir hava yaratılmak isteniyor. Özgürlük, giyim, kuşam diye. Şunu anlatamadık şu türban meselesinde. Sen inanmayabilirsin ama ortada Anayasa Mahkemesi'nin, bu ülkenin en yüksek yargı organının verdiği bir karar var, pozitif hukuka dayalı olarak. Sen bunu beğenmeyebilirsin, karşı olabilirsin, değiştirmek için örgütlenebilirsin. Bu en tabii hakkındır. Ama bunu uygulamaya mecbursun. Ben öyle düşünmüyorum, dolayısıyla serbest bırakıyorum dediğiniz anda kişilere şer'i hukukla pozitif hukuk arasında tercih yaptırıyorsunuz. Bu cumhuriyetin sonudur.

İmam hatiplerin diplomasına şerh

İmam hatip liseleri derhal kapatılmalıdır. Biz 2 yıllık ön lisans programı açtık açıköğretimde. Kısa sürede de yüksek lisansı da isteyenler oldu. Birçok ülkede doktoralıdır din adamları. İmam hatipler derhal kapatılmalıdır. İmam hatip mezunlarının idari personel dışına girmelerinin yasaklanması gerekirdi. Bu yapılmamış. Bunların diplomalarına sadece Diyanet'te geçer diye şerh koyduk.

Özkök Paşa'ya bilgi sunmam gerekiyordu

Hilmi Özkök Paşa'dan randevuyu ben istedim. Kendisine bazı konularda bilgi sunmam gerekiyordu. Randevu amacım bu kanunla ilgili değildi. Ancak dolaylı olarak bunlar konuşuldu. Biz kimseyi şikayet etmedik. Gündemsiz bir sohbet toplantısıydı. Herşey konuşuldu. Müzik de konuşuldu.

Artık evde oturacağım

5 Aralık'ta aday olmayacağım. Cumhurbaşkanı tek başına belirler. Benim bir talebim, beklentim, umudum bu konuda yoktur. Benden bir hareket yok. Bundan sonra evde oturacağım. Şu anda hedefte bir politika düşünmüyorum. Bu ayın başında emekliliğimi istedim.


Attık, Başbakan'ın asistanı oldu

KIRIKKALE Üniversitesi'nde Yrd. Doç. Alev Elçiler Başer'i işten attık. Hacettepe'de doktora yapmış. Doktora tezi ?Ortadoğu'da Radikal İslami Hareketler.' Sonra bunu kitap olarak basmış. Kırıkkale Üniversitesi'nin eski Rektörü Beşir Atalay'dı. Bu kitap ortaya çıktı. İncelemişler , kitabın içinde Humeyni'nin resmi var. Kitaptaki son bölümde, ??Devrime giden yolda aydınlar ve mollalar çalıştılar. Ama daha sonra mollalara karşı saldırılar başladı. Mollalar da kendi devletlerini konsolide edince onlar da rakiplerini öldürdü'', ??Radikal İslam, islamın kendisidir'' diye yazıyor. Biz de attık. Şimdi geriye dönüp bakıyorum, eksik bir işlem yaptık. Benim hakkımda tahkikat açılması lazım belki bu yüzden. Bizim bu doktorayı kabul eden jüriyi de açığa almamız lazımdı. Şimdi zaman aşımlarına uğruyor. Şimdi size tüyler ürperten başka birşey söyleyeyim. Şu an bu kız, gözümle görmedim, bana söylenen; AKP'de, Sayın Başbakan'ın partideki özel asistanı. Türbanlı olduğu için bu kıyafetle Başbakanlığa gelemiyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber