Polisin mutluluğunun sırrı...
Yaşama, doğaya, insana ve adalete duyulan en üst düzey saygının sahip olduğu değerler, evrensel uygarlığın temel niteliklerini oluşturur. İnsan haklarının ve insan sevgisinin ön plana çıktığı bu uygarlık anlayışında insanların mutlu olmasının ve güven duygusunun oluşmasının çok ayrıcalıklı yeri vardır.
Huzurlu toplumlar, mutlu bireylerden oluşur. Mutluluk çok soyut bir kavramdır ve ona sahip olabilmenin sınırlarını belirlemek kişiden kişiye farklılık gösterir. Ama ana ilke insanca yaşama şartlarının oluşmasını sağlamaktır. Toplumsal huzurun kazanılmasında mutluluk kadar güven duygusunun da önemi büyüktür. Güvenlik olgusundan uzak toplumlar mutsuz ve huzursuzdurlar. İşte bu aşamada toplumsal huzurun mimarları olan güvenlik mühendisleri polisler gündeme gelmektedir. Polisde sonuçta bir insandır ve onunda evrensel uygarlığın nimetlerinden yararlanma hakkı vardır. Öncelikli olarak insanca çalışmak ve insanca yaşamak hakkı hiç bir tartışmaya fırsat verilmeden sağlanmalıdır.
Bu bilgilerin ve evrensel uygarlığın ilkeleri doğrultusunda polisin günde sekiz saat çalışması artık keyfiyete dayalı bir seçenek değil, kaçınılmaz insani ve sosyal bir sorumluluktur. Böyle bir ortamda polis kendisine değer verildiği ve saygı duyulduğu hisseder ve çok mutlu olur. Ayrıca ailesine, yakınlarına, çocuklarına ve kendisine yeterince zaman ayırma olanağını bulur. Huzur içinde uyur, dinlenir ve sosyal hayatın içindeki yerini alır. Fizyolojik metabolizması ve psikolojik dengeleri düzene girdiği için mutluluk ve huzur kavramlarıyla daha çok birlikte olur. Polisin benliğinde gelişen bu olumlu duygular beyninin çalışma şeklininde değişmesine neden olacaktır. Kıyaslama yeteneği artacak, aklını daha kapsamlı kullanacak ve buna bağlı olarak bilgi dağarcığı genişleyecek, olaylar karşısında mantığını daha yaygın ve etkin bir biçimde kullanacak, ön yargılarından kurtularak gerçekçilik mekanizmasını ön plana çıkaracak, sağduyusu ona doğru kararlar verebilmesinin önünü açacak ve pozitif duygular sonrası gözlem yeteneği gelişecek, beynindeki çelişkili duygular netleşmeye başlayacaktır.
İç çatışmalardan uzak duran polis ne kadar mutlu, ne kadar huzurlu olursa toplumsal olaylar karşısındaki tepkileri o kadar insani, hoşgörülü, yapıcı ve uzlaştırmacı olur. İnsan vücudunda mutluluk hormonunun aktif konuma gelmesiyle birlikte fiziksel ve ruhsal bir rahatlık oluşur. Böyle bir insanın istenmeyen olaylar karşısında verdiği tepkilerde kin ve nefret duyguları çok zayıf olur.
Ailesi, dostları, çocukları ve yakınlarıyla anlamlı, sıcak ve duygusal bağlar kuran polis kendi beyninde ve ruhunda mutluluğu yakalayacaktır. Huzur içinde görevine giden, yüzü gülen, kaygılarından arınmış ve gelecek endişesi olmayan polis çevresine de pozitif enerji dağıtacaktır. Sahip olduğu bu zengin ruh güzelliği onu yaşama ve mesleğine daha çok bağlayacaktır. Huzurlu, mutlu ve kendini güven içinde hisseden polis, pozitif bir zihinsel yapıya sahiptir. Bu olumlu duygular onu kötü zamanlarında kendisini iyi hissetmesini sağlayan mekanizmanın oluşmasını sağlayacaktır.
Toplumsal güven ve huzur duygusunun evrensel uygarlığın ön gördüğü nitelikte olabilmesi polisin mutluluğu ile yakından ilgilidir. Bunu gerçekleştiren toplumlar kendilerini daha güvende ve daha huzurlu hissederler.
ÜNAL BENLİALPER
POLİS HAKLARI VE SORUNLARI