'Babacığım bir daha gitmeyeceksin, değil mi?'nin tam ortasıdır Müfettişlik.
Kamu Yönetimi Temel Kanununun Bir Müfettişe Düşündürdükleri...
Hüzünle sallanan el, yarım dille söylenen bir Allahaısmarladıkla, tutkulu bir merhaba ve kuşkulu bir "babacığım bir daha gitmeyeceksin, değil mi?" nin tam ortasıdır Müfettişlik.
Gelip, gelip bir daha gitmek; gidip, gidip bir daha dönebilmektir. Puslu bir otogar gecesi, kirli bir koltuk, elde bir valiz, gönülde buruk bir ayrılıkla yollara düşmek ve deruni bir vuslat arzusudur.
"Babacığım ne getireceksin bana"dır. Samsun'da,
"Oğlum, aman dikkat et" tir Hakkari'de
ve " İyi hayatım, en azından yakın" dır Eskişehir'de.
Denetlenenlerin 5 yıldızlı kamu misafirhanelerinde tatil yaptığı ağustos sıcağında; denetleyen olarak, Anadolu'nun ücra bir köşesinde, iki buçuk yıldız sahibi otellerde konaklayabilme ihtimaline sevinebilme ve yuvada yenen sıcak yemeğe özlemdir, devlet büyüklerinin sana layık gördüğü harcırahla. Ve yine denetlenenlerin, sabah sekiz - akşam beşine rağmen, denetleyenlerin yedisidir, sekizidir, dokuzudur çoklukla.
Bilgisizliğin, iş bilmezliğin, liyakatsizliğin, yolsuzluğun ve düzenbazlığın korkusudur ve bu korkuya mazerettir bazen de. Hukuktur, kanunun olmadığı yerde; devlettir, her şey tükeniverdiğinde. Siyasetin olanca körlüğüne, politikanın alabildiğine yüzsüzlüğüne karşı tutarlı bir duruş, tıkanmış sisteme, hantal bürokrasiye ve içlerindeki çürük elmalara rağmen azami meslek saygısıdır, ilkedir, idealdir, onurdur, şereftir, haysiyettir.
O işi en iyi bilen, ancak en son sorulandır. Sipariş verilendir, ısmarlanandır, sipariş gelmeyince tu kakalanandır. Sümen altıdır yazdıkları. Hancıdır onca yolcuya rağmen.
Sevilmeyendir, istenmeyendir, çekilmeyendir, yalnızdır Müfettiş. Tehdit edilendir, yalakalık yapılandır, sahte saygı, eğreti hürmettir.
Vicdan ile cüzdan, Edirne ile Ardahan arasındadır. Van'da yorgunluk, Tunceli'ye endişe, Amasya'ya merak, vuslatın ve ülkenin başkentine özlemdir.
Bir müfettiş