Yeni komuta kademesinin 'lider profili iyi okunmalı
Aslı AYDINTAŞBAŞ/Sabah
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sonucunda bu hafta şekillenen Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK) komuta kademesi, yalnız ordunun değil, Türkiye'nin de yakın geleceğini
etkileyecek güvenlik politikalarına da imza atacak. Türkiye, değişen global
koşullardan özellikle etkilenen bir ülke. Bu yüzden YAŞ sonuçlarını değerlendirirken
yeni komuta kademesinin 'lider profilini de iyi okumak gerekir.'
Kurumlar, yapısal değişimleri, yönetici profili değişimi ile eşzamanlı yaptıklarında,
yeni ufuklara yelken açmaya gebedir. TSK'da olan da bir anlamda bu.
Bazı yorumcular YAŞ sonuçlarını, "Özkök damgasını vurdu" diye geçiştirerek
yeni komuta kademesinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök gibi dikkatli,
stratejik, global sistemlere entegre, Batı ile barışık ve demokrat bir yapıda
olduğu imasında bulunuyor. Bu yanlış değil. Ancak daha da derine gitmek lazım.
Yüzeysel bir analizle, TSK'nın yeni lider kadrosunun NATO geleneğinin içinden
gelen, orduda modernizasyon ve teknolojik değişim ihtiyacını bilen, iyi yetişmiş
ve transatlantik geleneğine yabancı olmayan isimler olduğu ortaya çıkıyor. Orgeneral
Hüseyin Kıvrıkoğlu döneminde sıkça dillendirilen kuzey ve doğu istikametlerinde
yeni ittifak arayışları yerine (Avrasyacılık) Türkiye'nin Batı bloğuna entegrasyonuna
inanan isimler var.
Ancak dünya değişiyor. Soğuk savaş dengeleri üzerine kurulu transatlantik ittifakı
da, bugünün "global terörle mücadele" ve "demokratikleşme"
gündemleri çerçevesinde yeniden şekilleniyor. TSK'yı yakın tanıyan isimlere
göre yeni komuta kademesi bu trendi okuyup, Türkiye'ye yeniden ABD ve AB'nin
içinde bulunduğu Batı ittifakı için "kilit" konuma getirebilecek stratejistlerden
oluşuyor.
Türkiye'nin çevresi de değişime gebe. Önümüzdeki dönemde İran, Irak ve Suudi
Arabistan'da istikrarsızlık ihtimali yüksek. Bu çerçevede TSK'nın Ortadoğu algılamaları
da Soğuk Savaş dinamiğinden farklı bir noktaya gidiyor. Yeni komuta kademesi
dış politika ve askeri güvenlik politikalarında bu değişimi yansıtacak yeni
stratejiler geliştirecek. Aynı şekilde Orgeneral Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı
döneminde başlayan bir Irak politikasının yeni dönemde de devam etmesi beklenebilir.
Gittikçe daha (proaktif) hale gelen bu politikanın özü Irak'taki aktörleri "birleşik
Irak" tezine yönlendirme.
Peki bunları kim yapacak? Orgeneral Hilmi Özkök bir yıl daha Genelkurmay Başkanlığı'nda.
Ardından gelen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve 2008'de
Genelkurmay Başkanlığı'na oturması beklenen Orgeneral İlker Başbuğ zaten hem
askeri strateji hem de kamuoyu nezdinde kendilerini kanıtlamış isimler.
YAŞ atamalarında öne çıkan bir isim Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı'na
getirilen Orgeneral Ergin Saygun. Brüksel ve NATO tecrübesi nedeniyle "diplomat
paşa" geleneğinden gelen Saygun, hem Atlantik ruhu hem de global terörle
mücadelenin değişen koşullarında Türkiye'nin yeri konusunda önemli birikim sahibi.
Birinci Ordu'ya geçen Orgeneral Başbuğ'dan boşalan Genelkurmay İkinci Başkanlığına
getirilen Orgeneral Işık Koşaner ise Saygun gibi zeki ve pozitif düşünen bir
stratejist olarak tanınıyor.
Geçmişte Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı yapmış olan Orgeneral Koşaner ayrıca sivillerle temas konusunda deneyimli. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Harp Akademileri Komutanlığı'na getirilen Orgeneral Aydoğan Babaoğlu ve Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Orhan Yöney de komuta kademesindeki diğer isimler gibi "değişim" sözünün Türkçe telaffuz edildiği TSK'de yeni güvenlik politikalarının şekillenmesinde rol oynayacak.