Askerden sert tepki
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, "Avrupa Parlamentosu'nda,
terörle mücadelemizi 'saldırgan askeri operasyonlar' olarak niteleyen düşünce
ve ifade şeklini esefle kınıyorum" dedi.
Kara Harp Okulu 2005-2006 Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış töreninde konuşan Orgeneral
Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörle mücadelesini 'saldırgan askeri
operasyonlar' olarak tanımlayan ifadeleri, "Türkiye Cumhuriyeti'ni uyandırması
gereken çan sesleri olarak izlediğini" bildirdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün iki büyük tehlikeyle karşı karşıya bulunduğuna
işaret eden Büyükanıt, birinci tehdidi, yaşadığımız çağda hala Türkiye'de hilafeti
ve şeriatı hayal eden çarpık ve hayali bir düzeni arzu eden her türlü geniş
yelpazede yer alan irticai düşüncelere sahip grupların var olması, ikinci tehdidi
ise son günlerde değişik platformlarda ortaya çıkan, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne
yönelik etnik ayrımcılığa dayalı terör örgütü faaliyetlerinin oluşturduğunu
söyledi.
Türkiye'yi bir kaos ve çatışma ortamına sokmak isteyen mihrakların aynı zamanda
kendi kaçınılmaz sonlarını da hazırladıklarının altını çizen Orgeneral Büyükanıt,
şunları kaydetti:"Avrupa Parlamentosu'nda, terörle mücadelemizi 'saldırgan
askeri operasyonlar' olarak niteleyen düşünce ve ifade şeklini esefle kınıyorum.
Tüm dünyanın teröre karşı belli ölçüde tavır aldığı bir ortamda, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin Terörle mücadelesini 'saldırgan askeri operasyonlar' olarak tanımlayan
bu tür ifadeleri, Türkiye Cumhuriyeti'ni uyandırması gereken çan sesleri olarak
izlemekteyim.Her türlü cinayeti hayasızca ve insanlık dışı eylemlerle işleyen
tarihin en kanlı terör örgütünün , bugün tüm bu cinayetlerini, barbarlıklarını,
demokrasi, özgürlük ve barış gibi insanlığın en yüksek değerleri ile örtüştürmeye
çalışanların ve bunlara destek verenlerin oyununa Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin
inançlı koruyucuları alet olmayacaktır. Ülke içinden ve ülke dışından destek
gören yıkıcı ve bölücü faaliyetler, elbette ki, Türkiye Cumhuriyetini korumakla
yükümlü dinamik güçlerin pençelerinde yok olacaklardır"
Baydemir ve Dicle AP'de konuşmuştu
Avrupa Parlamentosu'nda 20 eylülde Sol Birlik Grubu (GUE) öncülüğünde, AB-Türkiye
Sivil Komisyonu tarafından düzenlenen geniş katılımlı bir toplantıda 'Kürt sorunu'
tartışıldı.
Toplantıda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, söz
konusu konferansa 'hem Avrupalı hem de Kürt siyasi çevrelerden birçok katılım
olurken, sorunun ve çözümün bir parçası olan hükümet ile bağı olan kesimlerden
katılım olmadığını üzüntüyle gördüğünü' söyledi.
Baydemir, "Kürt sorununun bugüne kadar bir çözüme kavuşturulamamasının
en önemli sebebi sorunun demokratik bir çerçevede tartışılmasının engellenmesidir''
ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, ''meseleye 'güvenlik-terör' ya
da salt 'ekonomik geri kalmışlık' çerçevesinden bakılınca Kürt sorununun sosyal,
siyasal, kültürel, hukuki boyutları görülmemektedir. Bu çerçevede, her türlü
çatışma stratejisi, silahlı eylem ve askeri yöntemlerin demokrasi ve barış girişimlerini
sonuçsuz bırakarak çözümsüzlüğü derinleştirdiğine inanıyoruz. Seksen yıllık
Cumhuriyet tarihinde Kürt meselesi devletin inkar, Kürtlerin ise buna karşılık
isyan politikalarıyla şekillenmiş, Kürt sorununun temel tartışma zemini maalesef
şiddet olmuştur'' sözleriyle de TSK'yı eleştirdi.
'Çatışma stratejisine karşı olduklarını' söyleyen Baydemir, "endişemiz
ve korkumuz odur ki, Kürt sorununun çözümü için gerekli olan demokratik siyasetin
kanalları kapanırsa, siyasetin dili tekrar şiddet olacaktır ve bu durum Türkiye'de
yaşayan herkese çok büyük zarar verecektir'' açıklamasında bulundu.
Aynı toplantıda konuşan eski DEP milletvekili Hatip Dicle de Türkiye'de Kürtlerin
kimlik, dil ve kültür haklarının inkar edildiğini iddia etti. Dicle, Türkiye'de
1924 Anayasası ile Kürtlerin kimlik, dil ve kültür haklarının inkar edildiğini,
ret ve inkar politikasının sürdüğünü savundu.
Türkiye'nin toprak bütünlüğü içinde, sınırlarına dokunulmadan barışçı bir çözüm
bulması gerektiğini dile getiren Dicle, Kürtlerin ulusal varlıklarını tanıyan
yeni bir anayasa beklentisinde olduklarını söyledi.
Abdullah Öcalan'dan ?sayın Öcalan' diye söz eden Hatip Dicle, 'dağlardaki silahlı
militanların, cezaevlerindekilerin ve yurtdışındakilerin koşulsuz olarak siyasi
yaşama katılım hakları elde etmeleri' çağrısını yaptı.
Dicle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının Kürtlerde ?ihtiyatlı
bir iyimserlik' yarattığını da kaydetti.