Organ Nakli Merkezi'nde 20 ayda 91 böbrek nakli gerçekleşti
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi'nde faaliyet gösteren Organ Nakli Merkezi'nde gerçekleştirilen başarılı nakillerle hastalar yeniden sağlıklarına kavuşuyor.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, 20 ay önce hizmete açtıkları Organ Nakli Merkezi'nde, bugüne kadar 91 böbrek nakli gerçekleştirildiğini belirtti.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, ?Organ Nakli Haftası' dolayısıyla yaptığı açıklamada, böbrek nakillerinin 45'inin canlı, 46'sının kadavradan yapıldığını ve hizmet verdikleri hastaların sağlıklarını kazandığını bildirdi. Yıldırım, nakil bekleme listesinin her geçen gün artmasının, hastaların kendilerine duyduğu güvenin bir göstergesi olduğunu söyledi. Yıldırım, böyle bir merkezle sundukları hizmetle Gaziantep ve bölge halkına şifa dağıtmaktan mutluluk duyduklarını kaydetti. Yıldırım, şöyle dedi:
"Özel Sani Konukoğlu Hastanesi olarak Organ Nakli Merkezi'nin açıldığı günden bugüne kadar geçen 20 aylık süreçte gerçekleşen başarılı nakillerle pek çok hastaya umut olmaktan gurur duyuyoruz. Amacımız, halkımızın büyük şehirlerde aldığı hizmetin aynısını burada da alması ve mağdur olmamasıydı. Gerçekleştirdiğimiz başarılı nakiller bunun bir göstergesi oldu. Bundan sonra da halkımızın göstereceği duyarlılıkla başarılı nakilleri hastanemizde gerçekleştirmeye devam edeceğiz.''
DÜNYADA 1 MİLYONA YAKIN HASTA ORGAN NAKLİ BEKLİYOR
Özel Sani Konukolu Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu ve Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Necmettin Güvence de doku ve organ naklinin son 60 yıldır genetikle birlikte, tıbbın en hızlı ilerleyen güncel dallarından biri olduğunu ifade etti.
"Hasta insanı iyileştirme, yaşama süresini uzatabilme ve nitelikli bir yaşam sağlayabilme, insanlığın çok eski zamanlardan beri üstünde durduğu, daha iyisini amaçladığı bir husustur.? diyen Doç. Dr. Güvence, şu değerlendirmeyi yaptı: ?Ülkemiz açısından, önceliği olan konu, kadavradan organ bulmaktır. 2012 yılı kadavra organ bağışında bölgemiz ve ülkemiz açısından olumsuz bir yıl oldu. Sağlık Bakanlığı'nın gösterdiği yoğun çabalara rağmen 2012 başından bugüne kadar toplam kadavradan 430 böbrek nakli gerçekleşmiştir. Bu sayı, milyon nüfus başına 4,5 civarında bir nakilin gerçekleştiğini göstermektedir. Bu konuda tüm Avrupa ülkelerinin çok gerisindeyiz.?
Doku ve organ naklinin dünyada beklenenin çok altında seyrettiğini, her geçen yıl bu açığın gittikçe arttığını anlatan Güvence, ?Dünya genelinde, bugüne kadar 500 bin böbrek nakli ameliyatı, 100 bin karaciğer, 60 bin kalp nakli yapılmış. Organ bekleyen hasta sayısı ise 1 milyona yakındır. Kadavra organ bağışının yetersiz olması, canlı vericili böbrek nakillerinin sayısını artırmış, etik boyutu ve sınırları tartışılmaya başlanmıştır.? şeklinde konuştu.
DİYALİZİN BÜTÇESİ 4 MİLYAR DOLAR
Güvence, Türkiye'de yasal canlıdan yapılan böbrek nakli sayısında olağan dışı bir artış gözlendiğini ifade etti. 2012 yılında 2 bine yakın canlı böbrek nakli gerçekleştirildiğini, kadavra bağışının yetersiz olması nedeniyle, yaşlı donörlere ve etik kararla alınan bağışlara doğru bir yönelim başladığını belirten Doç. Dr. Güvence, şunları kaydetti: ?Ülkemizde 65 bin son dönem böbrek hastası, hemodiyaliz ve periton diyalizine bağlı olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Her yıl bunlara 5 bin-6 bin civarında hasta eklenmekte ama her yıl yapılan 2 bin 500 civarındaki böbrek nakli bile bu hastaların ancak yarısına cevap verebilmekte ve bekleyen hasta sayısı her geçen yıl artmaktadır. Ayrıca, diyalize giren bu hastalar nedeniyle ülkemiz bütçesine 4 milyar dolarlık ek bir külfet yüklemektedir.?
"YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNİN SAYISI ARTIRILMALI"
Kadavra organ donörlerin kaynağının yoğun bakım üniteleri olduğunu, bu ünitelerin sayısının artırılması ve donanımlarının üst düzeye getirilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Güvence, sözlerini şöyle tamamladı: ?'Yoğun bakım yatak sayısının artırılması kurumsal bir yükümlülük, beyin ölümü tanısının zamanında tespiti hekimin sorumluluğundadır. Organ bağışının ve organın kullanılabilmesi için gelişmiş bir yoğun bakımda ve solunum cihazına bağlı olarak gerçekleşmesi ile mümkündür. Başka bir şekilde gerçekleşmesi organın kullanımı mümkün değildir. Sağlık personelinin, özellikle hekimlerin beyin ölümü tanısının zamanında tespit edilememesi ve organ nakline yönlendirilmemesi konusunda duyarlı olmamaları, organ nakli bağışının az olmasının en önemli sebebidir. Tıp eğitiminin, beyin ölümünün tespitinin önemi ve kadavra donör bakımı eğitim verilmesi, kadavra organ bağışının artmasında ve uygun organ bulunmasının sağlanması da büyük önem taşımaktadır.''