Diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenler

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 14 Kasım 2012 11:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyabet hastalığın bütün dünyayı yakından ilgilendiren, Türk toplumunun yüzde 12'sini ilgilendiren metabolik bir rahatsızlık olduğu belirtildi.

Özel Karadeniz Hastanesi Dahiliye Uzmanı Hasan Basri Savaşkan, diyabet hastalığının sadece tek bir sistemi tutan bir hastalık olmayıp kalp, damar, böbrek, sinir sistemini tutan komplike bir rahatsızlık olduğunu söyledi.

Diyabetin tedavisinin kolay ama maliyetinin yüksek olduğunu belirten Savaşkan, ?Diyabet, diğer adıyla şeker hastalığı, sık görülür ve ciddi sonuçlara yol açar. Pankreasın ürettiği insülinin yetersizliği veya etkisizliğinden kaynaklanır. İnsülin olmayınca, besinlerle aldığımız şeker ve diğer besin unsurları, ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Böylelikle, hücreler şekersizlik çekerken, kanda şeker normal değerlerin üstüne çıkar? dedi.

Diyabetin sıkı takip edilip, organ hasarı başlamadan tedavi edilmesi gerektiğini kaydeden Savaşkan, ?Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır ve kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glikozun (şekerin) hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glikoz pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen 'kapılar' vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun 'anahtar' varlığında açılırlar. Diyabet, hücrelerin üzerindeki glikoza 'kapısı'nın açılamaması durumudur. Bu örnekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi gören İnsülin hormonu yetersizliğine veya insülinin etkilediği reseptörlerin bozukluğuna bağlı gelişmektedir? şeklinde konuştu.

Diyabetle barışık yaşamak gerektiğini vurgulayan Savaşkan, ?Diyabetin bazı erken belirtileri vardır. Kan şekeri yüksek olan kişilerde yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, sık idrara çıkma. Susama, yara ve berelerin uzun zamanda iyileşmesi gibi belirtiler vardır. Eğer ailenizde şeker hastası varsa bu hastalığa yakalanma riskiniz daha fazladır. bu belirtilerle doktorunuza başvurduğunuz taktirde doktorunuz kan şekerinizin de belirlenmesini isteyecektir. Eğer diyabetliyseniz hayatınızın bundan sonraki döneminde kendinizi çok iyi kontrol altında tutmanız gerekecektir. Diyabetle barışık yaşamanın yolu kendinize dikkat etmekten geçer. Kan şekeri düzeylerinizi ortalama aralıklarda tutarak olabildiğince normal yaşam sürdürmeyi hedeflemelisiniz. Bu hedefe ulaşmanın en iyi yolu diyet uygulamak ve egzersiz yapmaktır? diye konuştu.

Şeker hastalarına küçük önerilerde bulunan Dahiliye uzmanı Savaşkan, şöyle konuştu:

?Haftada 1 kez sabah akşam şekerinizi ölçün, kayıt tutun ve bu kayıtları kontrol anında doktorunuza gösterin Kilonuzu kontrol altında tutun, ideal kilonuzu koruyun Günlük düzenli yürüyüşler yapın. Öğün atlamayın, diyetisyeninizin veya doktorunuzun yemeyi önermediği hiçbir şeyi yemeyin, ısrarlara kulak asmayın. İçeriğinde fruktoz, sakkaroz veya şeker olan hiçbir ürünü satın almayın, tüketmeyin. Gerektiğinde değişiklik yapabilmek için besin gruplarını iyi öğrenin. Tatlandırıcılarla yaptığınız yiyeceklerle kendinizi ödüllendirin. Halk arasında diyabete iyi geliyor diye önerilen tatlı yiyeceklerden uzak durun.?

DİYABET HASTALARINDA GÖZ SAĞLIĞINA DİKKAT

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Turgut Öztürk, günümüzde değişen diyet alışkanlıkları ve yaşam tarzının etkisiyle diyabetik hasta sayının tüm dünyada arttığını ve diyabete bağlı görme kayıplarının da artış gösterdiğini ifade etti.

Her yıl 14 Kasım'ın ?Dünya Diyabet Günü? olarak kutlandığını hatırlatan Doç. Dr. Banu Turgut Öztürk, diyabet hastalarının göz sağlığına çok dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çekerek, ?Diyabet hastalarının kan şekerlerinin düzenli seyri göz sağlığında önemli bir etkendir. Hastalık süresi uzamasıyla birlikte kan şekerinin düzensiz seyri retina tabakasında kalıcı hasara yol açmaktadır. Diyabetik hastaların bu nedenle göz sağlığına çok dikkat etmeleri gerekir? dedi.

Diyabetin uzun dönemde hastaların göz sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Öztürk, gelişmiş ülkelerde özellikle üretken yaş grubundaki görme kayıplarının en sık nedeninin ?Diyabetik Retinopati'nin neden olduğunu belirtti.

Diyabetik Retinopati'nin gözün arka kısmında yer alan görme ile ilgili hücrelerin yer aldığı retina dokusunda diyabet hastalığı nedeniyle ortaya çıkan değişikliklerin oluşturduğu bir tablo olduğunu ifade eden Doç. Dr. Öztürk, ?Bu değişikliklerin ortaya çıkmasında diyabet hastalığının süresi, bu süre içerisinde kan şekerinin seyri en önemli etkenlerdir. Hastalık süresinin uzaması ve kan şekerinin düzensiz seyri retina tabakasında kalıcı hasara yol açan bu değişiklerin ortaya çıkmasını ciddi derecede hızlandırmaktadır? diye konuştu.

?LAZER TEDAVİSİ İLE HASARIN İLERLEMESİ DURDURULABİLİYOR?

Diyabet hastalığı nedeniyle gözde oluşan hastalığın gelişmiş cihazlarla düzenli takip edilmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, ?Göz içi ilaç enjeksiyonları ve lazer tedavileriyle ortaya çıkan hasarın ilerlemesi büyük ölçüde durdurulabilmektedir. Göz içi ilaç enjeksiyonları bugün tüm dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır. Aylık olarak hastalara uygulanan bu tedaviyle birlikte ihtiyaç olan hastalarda lazer tedavisinin eklenmesi tedavinin başarısını arttırmaktadır. Ancak bu tedavilerle dahi hastalığının ancak ilerlemesi durdurulabilmekte, meydana gelen hasarın geri dönüşü ne yazık ki mümkün olmamaktadır? şeklinde konuştu.

DÜZENLİ KONTROL ŞART

Doç. Dr. Öztürk, hastaların tanı aldıkları andan itibaren düzenli göz kontrollerini yaptırmalarının önemine değinerek, ?Hastaların tedavi yapabilecek donanıma sahip merkezlerde takibe alınmaları ve bunları yaptırırken de mutlaka kan şekerlerini ve bunun yanı sıra eşlik eden hipertansiyon, hiperlipidemi (kanda oluşan yağ miktarı artışı) gibi diğer hastalıklarını da kontrol altında tutmaları gerekmektedir. Kan şekeri düzensiz giden hastalarda tedaviye rağmen tahribatın ilerleme göstereceği ve yapılan tüm tedavi zahmetlerinin boşa gideceği unutulmamalıdır? ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber