Arınç: Makamını denetime açtı
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bugüne kadar hiç olmamış bir uygulamayı başlatarak
siyasi sorumluluğu üstlenip Başkanlığı'nı yüce Meclis'in denetimine açmak istediğini
söyledi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bugüne kadar hiç olmamış bir uygulamayı başlatarak
siyasi sorumluluğu üstlenip Başkanlığı'nı yüce Meclis'in denetimine açmak istediğini
bildirdi.
Arınç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin yaşadığı değişimlerde
ortaya çıkacak toplumsal sorunlara karşı, Meclis'in duyarlılığı haricinde Hükümetin
de özel bir ilgi göstermesi gerektiği kanaati olduğunu söyledi.
Avrupa'nın içinde bulunduğu bir çok toplumsal sorunun derinden yaşanması istenmiyorsa
bunun önleminin şimdiden alınması gerektiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:
"Öte yandan, bu hızlı değişime kendimizi uyarlamamız da gerekiyor. Meclisimiz
Türkiye'de öncü ve örnek kurum olmak için sürdürdüğü çalışmalarına bu dönemde
de devam edecek. Yapısal ve şekilsel bazı projelerden kısaca bahsettikten sonra,
siyasal açıdan yeni sayılabilecek diğer projelerimiz hakkında bilgi vermek istiyorum.
Sizlerin de yakından gördüğü gibi, bu yaz döneminde TBMM kampusu bir şantiye
alanına döndü. Bir çok yerde inşaat çalışmaları, yenilemeler yapıyoruz. Maalesef
Meclisimizin bazı bölümleri artık kullanılmayacak kadar eskidi. Bunların başında
da ısı merkezi geliyor.
Şu anda sürdürdüğümüz en önemli teknik proje, yeni ısı merkezidir.
Yeni merkez bittiğinde hem oldukça büyük tasarruf yapmış olacağız, hem de daha
verimli bir şekilde Meclisimizi ısıtabileceğiz."
YAPIMI SÜREN PROJELER
Arınç, Meclis'te yapımı süren diğer projeleri de söyle sıraladı:
Yeni yangın ve içme suyu hattı yapımı, milletvekili ofislerinin parke ile kaplanması
ve hijyenik yer döşemesi, park ve bahçelerimizin otomatik olarak sulanması,
aydınlatma sisteminin yenilenmesi çalışmaları.
Yaz döneminde yapılan yenileme, tadilat ve tamirat işlerinin tümünün Meclis
ekipleri tarafından gerçekleştirildiğini bildiren TBMM Başkanı Arınç, dolayısıyla
buralardaki mali harcamaların oldukça düşük kaldığını söyledi.
Isı merkezi için 4 milyon YTL, yangın hattı, milletvekili ofislerindeki yenileme,
otomatik sulama için de 1 milyon 300 bin YTL civarında bir bedel tespit edildiğini
kaydeden Arınç, rakamların son halinin yıl sonunda yapacağı değerlendirme toplantısında
açıklanacağını bildirdi.
YENİ PERSONEL VE ARŞİV BİNASI
Yeni yasama döneminde iki yeni bina yaparak kampus içindeki yerleşim sorununu
çözmek istediklerini anlatan Arınç, şöyle konuştu:
"Biri, dağınık haldeki tüm çalışanlarımızı bir araya getirecek yeni personel
binasıdır. Bu bina aynı zamanda TBMM yasama arşivi, sağlık ünitesi, sağlıklı
yaşam merkezi, matbaa ve otopark gibi birimleri de içerecek.
Yeni bina sayesinde, dağınık haldeki ve artık tamamen ekonomik ömrünü tamamlamış
binalar yıkılacak. Ayrıca hem halkla ilişkilerdeki, hem de ana binadaki çalışanlar
buraya geçerek yer boşaltmış olacaklar.
Böylece Milletvekillerimize, komisyonlara ve siyasi partilere daha fazla çalışma
alanı kazandıracağız."
YENİ KÜTÜPHANE BİNASI
Yapılacak ikinci binanın, prestij kütüphane binası olacağını belirten Arınç,
bu binanın, Türkiye'nin en önemli kitap koleksiyonuna ve tarihi arşivine sahip,
Meclis'e yakışır özellikte olacağını söyledi. Ayrıca binada yeni kurulan Araştırma
Merkezi'nin de yer alacağını kaydeden Arınç, "Kütüphane binamızı en güzel
şekilde yapmak için uluslararası bir yarışma açacağız. Bu yarışmayı çok değerli
isimlerden oluşan bir jüri yönetecek ve bizim için en güzel projeyi seçecek"
diye konuştu.
Meclis binası projesinin de böyle bir yarışma sonucunda seçildiğini hatırlatan
Arınç, personel binasını 2006'da, kütüphane binasını da 2007'de tamamlamayı
amaçladıklarını bildirdi. Arınç, iki bina için de Başkanlık Divanı'nın oy birliği
ile karar aldığını hatırlattı.
DOLMABAHÇE SARAYI'NIN 150. YILI
Meclis'e bağlı olan Milli Saraylar'da da yeni çalışmalar yapacaklarını anlatan
Arınç, şöyle devam etti:
"2006 Dolmabahçe Sarayı'nın Açılışı'nın 150. yılıdır. Bu vesileyle sarayın
uluslararası tanıtımı için geniş bir kutlama çalışması yapacağız. Bu sayede
oluşturacağımız yeni projeler, hem sarayımızı tüm dünyada tanıtacak, hem de
diğer saraylarımızı ön plana çıkarma fırsatı verecektir.
Bildiğiniz gibi, Milli Egemenlik Yılı kutlamaları geçtiğimiz aylarda büyük
başarıyla gerçekleştirilmişti. Önümüzdeki aylarda özellikle sanatsal faaliyetlerle
bu etkinliklerimizi sürdüreceğiz.
Yine Aralık ayı içinde, TBMM Üstün Hizmet Ödülü vereceğimiz kişileri açıklayarak
85. yıl çalışmalarımızı tamamlamış olacağız.
Meclis'te gerçekleştirmeyi düşündüğümüz sosyal ve teknik projelerden bahsettim.
Şimdi de siyasal açıdan gerçekleştirmeyi düşündüğümüz iki projemizden bahsederek
toplantımızı tamamlamak istiyorum."
SİYASİ PROJE
TBMM Başkanı Arınç, 1973 yılından beri kullanılan ve Meclis'in çalışma şeklini
belirleyen TBMM İçtüzüğü bulunduğunu hatırlatarak, İçtüzüğün, 32 yıldan bu yana
çeşitli defalar değişikliğe uğradığını söyledi. Son haliyle bile ihtiyaçlara
cevap verecek durumda olmadığı için hala yeni değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu
bildiren Arınç, şunları söyledi:
"Değişen Türkiye'nin hızına ayak uyduracak bir 'Meclis'in kendi İçtüzüğü,
katılımcı, verimli ve hızlı çalışma açısından ideal düzeyde olmalıdır' diye
düşündük.
Bu nedenle, Meclisimizde uzmanlardan oluşan bir ekip kurduk. Bu ekip dünyanın
önde gelen parlamentolarının İçtüzüklerini ve yasama faaliyetlerini inceledi.
Bugüne kadar İçtüzük'le ilgili yapılan ve teklif edilen değişiklikleri gözden
geçirdi. Konuyla ilgilenen milletvekillerimizin de görüşünü alarak İçtüzüğümüzde
ciddi değişiklikler öngören bir taslak hazırlandı.
Bu taslağa göre; İçtüzüğün 93 maddesinin değiştirilmesi, artık fonksiyonu olmayan
20 maddenin yürürlükten kaldırılması ve 5 yeni madde eklenmesi öngörülüyor.
186 maddelik İçtüzüğü, 171 maddeye indirecek bu teklifimizi Meclis'te temsil
edilen tüm partilerin yetkili organlarına ve komisyon başkanlarına göndereceğiz.
Onlardan gelen değişiklik teklifleri ve eklemeleri de gözönüne alarak, İçtüzüğe
son halini vereceğiz. Çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesinden, soru önergelerine,
bürokratik dolaşımı ortadan kaldıracak yeni uygulamalardan, katılımcılığı sağlayacak
birçok yeniliği İçtüzük Taslağı'na koymuş bulunuyoruz.
Umuyoruz, Meclisimiz bu sayede daha verimli ve hızlı çalışmalar yapacaktır."
Bülent Arınç, Temmuz ayında, Meclis kapandıktan sonra yaptığı değerlendirme
toplantısında, siyasi sorumluluk kavramından bahsettiğini hatırlatarak, "Halka
hesap verenlerle, hesap vermeyen makamların ülke yönetiminde eşit şartlara sahip
olmasını adil bulmadığımı vurgulamıştım" dedi.
Bu bağlamda, Meclis Başkanlığı'nın da siyasi olarak Türkiye'nin ikinci önemli
ama aynı zamanda denetime tabi olmayan bir makamı olduğunu ifade eden Arınç,
şöyle devam etti:
"5 yıl içinde iki defa seçilir ama bu seçimlerden sonra Meclis Başkanı
hiçbir şekilde denetime tabi olmaz. Meclis Başkanı bir suç işlese, makamını
kötüye kullansa, ülkesini, Meclisi'ni temsil ederken büyük hatalar yapsa, Meclisi
yönetirken tarafsızlığını kaybetse, İçtüzüğü çiğnese, böyle bir Meclis Başkanı'ndan
hesap soracak bir mekanizma şu anda bulunmuyor.
Ne Anayasa'da, ne de İçtüzük'te bu saydığım durumlar vuku bulduğunda ne yapılması
gerektiğini anlatan bir hüküm yer almıyor.
Yani hem Anayasa'da hem de İçtüzüğümüzde bir boşluk var. Biz de bu boşluğu
doldurmak için İçtüzük'te bir değişiklik yapmak istedik.
Yeni eklenecek bir maddeye göre, beşte bir milletvekilinin teklifiyle adına
'güvensizlik önergesi' dediğimiz bir önerge ile Meclis Başkanı'nın görevinden
düşürülmesi Genel Kurul gündemine taşınabilecektir.
Başkanın görevden düşürülmesi, güvensizlik önergesinin, üye tam sayısının salt
çoğunluğunun gizli oyunun kabulüyle mümkün olacaktır.
Meclis Başkanı'nın ceza içeren davranışları için Anayasa'da bir değişiklik
yapmak gerektiğinden o konuyu daha sonraya bırakıyoruz. Ama İçtüzük'te yapılacak
bu değişiklikle, bugüne kadar hiç olmamış bir uygulamayı başlatarak siyasi sorumluluğumu
üstlenip Başkanlığımı Yüce Meclis'in denetimine açmak istiyorum.
Bu konudaki teklifi de aynı şekilde Meclis'te bulunan siyasi parti temsilcilerine
ileteceğim. Umuyorum, bu konu yeni İçtüzük'le birlikte hayata geçecek ve çok
önemli bir boşluk doldurulmuş olacaktır."
"DOKUNULMAYACAK KURUMLAR"
TBMM Başkanı Arınç, siyasi sorumluluk bilincinin, son derece hayati önem taşıyan
bir konu olduğuna işaret ederek, "Bugün hesap veren makamların sorumlulukları
ve omuzlarındaki yük, sorumsuz ve hesap vermeyecek kurum ve makamlarla kıyas
kabul edilemeyecek bir boyuttadır" dedi.
Arınç, buna rağmen, halkın huzurunda hesap verecek olan siyasileri acımazsızca
eleştiren, hatta siyasi iktidarın icraatlarını engelleyen kurumlar, makamlar
ve bürokratik mekanizmaların hiçbir zaman bundan dolayı hesap vermeyeceklerini
belirterek, "Bu adil bir sistem değildir. Bu durumu tartışmalıyız. Bugün
hiçbir şekilde dokunulmayacak, belki de kurulduğu günden beri bütün suçlamalara
rağmen dokunulamayan kurumlar ve onların yöneticileri bulunuyor. Ama bu kişiler
ve kurumlar ilk fırsatta siyasilerin dokunulmazlıklarını gündeme getirip eleştiride
bulunabiliyorlar" diye konuştu.
Bülent Arınç, bu sistemin adil olmadığını belirterek, yapabileceği tek şeyin
kendi Başkanlığı ile ilgili bir düzenleme olduğunu kaydetti.
Meclis Başkanı Arınç, "Şimdi ben kendi payıma düşeni yerine getirip, Başkanlığımı
denetime açıyorum hem de görevden alınmamı sağlayacak bir düzenleme getiriyorum"
dedi.
Değişen dünyanın en ciddi aktörlerinden birinin Türkiye olacağına işaret eden
Arınç, zorlu bir müzakere sürecine girerken, halkın sabırlı, hükümetin gayretli,
Meclis'in dinamik ve basının sorumluluk sahibi olması gerektiğini sözlerine
ekledi.
Arınç, 3 Ekim'de AB ile katılım müzakerelerinin başlamasıyla hem Türkiye hem
de AB tarihinde yeni bir virajın dönülmüş olduğunu söyledi.
Arınç, 22. Dönem 4. Yasama Yılı bilgilendirme toplantısında yeni döneme ilişkin
proje ve düşüncelerini anlattı.
AB sürecine değinen Arınç, Türkiye'nin, tarihinin en önemli siyasi gelişmelerinin
yaşandığı bir dönemden geçtiğini vurguladı. Arınç, "Bu önemli dönemde en
ciddi kararların alındığı, en önemli reformların yapıldığı yer olan TBMM, aynı
zamanda tarihi günlerini yaşıyor. Bu dönemde Meclis'in bir üyesi olmanın, hele
hele başkanı olmanın ne büyük bir onur ve ayrıcalık olduğunu bilmenizi isterim"
dedi.
Arınç, Türkiye'nin, 3 Ekim'de AB ile katılım müzakerelerine başlanmasıyla tarihinde
yeni bir sayfa açıldığına işaret ederek, Avrupa'nın, sadece birliğin değil,
tüm Ortadoğu ve Avrasya'nın kaderini etkileyecek yeni bir rota çizdiğini kaydetti.
"Son derece isabetli, geleceği gören ve birliğin gücünü arttıracak bu karardan
dolayı, Avrupalı meslektaşlarımı kutlarım" diyen Arınç, müzakerelerin başlaması
için yoğun destek veren herkese teşekkür etti.
Alınan kararla, "hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin tarihinde yeni
bir virajın dönülmüş olduğunu" belirten Arınç, şöyle konuştu:
"(Önümüzde düz ve engelsiz bir asfalt yol var) demeyi çok isterdim ama
sanırım herkes ne kadar zor bir yola girdiğimizi biliyordur. Müzakere sürecimiz
tıpkı başlangıcı gibi, diğer ülkelerin süreçlerinden daha zor geçecektir. Bu,
Türkiye'nin özel konumundan kaynaklandığı gibi, üyeliğimizi istemeyen bazı ülkelerin
bilinçli engellemesi yüzünden de olabilir. Her halükarda virajı döndüğümüz için
rehavete kapılmadan çok daha dikkatli bir şekilde arabayı sürmemiz gerekir.
Burada bir durumu açıklığa kavuşturmak istiyorum; Biz bugüne kadar yaptığımız
tüm reformları ve yenilikleri kendimiz için yaptık. Bu değişimden ülkemiz kazançlı
çıktı, halkımız mutlu oldu. Bundan sonra da aynı şekilde ne yapacaksak ülkemiz
için yapacağız, halkımız için yapacağız. Bu çalışmalar zorla, birilerinin dikte
ettirdiği reformlar değildir. Bunlar ülkemizin gelişmesi, büyümesi için zaten
çok önceden yapmamız gereken reformlardı. Şimdi AB üyeliği çerçevesinde bunu
yapıyor olmamız bir baskıyı değil, gönüllü bir isteği gösterir.
Önümüzdeki günlerde zorlu geçecek müzakere konularında halkımızın, 'Avrupa
bize zorla dayatmalarda bulunuyor' psikolojisine girmemesi için bu konuları
açıklama ihtiyacı hissettim."
"DEĞERLERİMİZ EN GÜÇLÜ YÖNLERİMİZDİR"
TBMM'nin sosyal politikaları ve yeni açılımlarıyla ilgili bilgi veren Arınç,
Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde değişim yaşadığını belirterek, "Dünyanın
bütün dikkatleri bizim üzerimizde şu anda...
Ekonomik, siyasi ve sosyal olarak değişim yaşayan Türkiye'yi aydınlık bir gelecek
bekliyor" görüşünü kaydetti.
Bülent Arınç, Türkiye'nin, Avrupa ve Ortadoğu'nun en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu,
dünyada Çin ile birlikte büyüme rekorları kıran tek ülke olduğuna dikkati çekti.
Arınç, Türkiye'nin genç nüfusu, değişim isteği, dinamik kurumları ve hırslı
yapısıyla dünyanın çekim merkezi olmak durumunda olduğunu kaydetti. "Bütün
bunlar istikrarlı bir yönetim, tam demokrasi ve sağlam bir toplum yapısıyla
gerçekleşir" diyen Arınç, Türkiye'nin bu denli hızlı değişiminde zarar
görmeden korunması gereken bazı değerleri olduğuna dikkati çekti.
TBMM Başkanı Arınç, "Bu değerler bizim en güçlü yönlerimizdir.
Köklü aile yapımız, toplumsal dayanışma, yardımlaşma ruhumuz, kültürümüz, geleneklerimiz
ve milli şuurumuz... Türk toplumunun bu ve benzeri özellikleri, onu hem güçlü
kılıyor hem de diğer toplumlardan farklılaştırıyor. Bu yüzden hızlı değişimde
bu özelliklerimizin kaybolmaması için çaba harcamamız gerekiyor" dedi.
TBMM'NİN YENİ MİSYONU VE ÇALIŞMA ALANI...
Arınç, yeni sosyal projelerle ilgili bilgi verirken de ciddi sosyal problemler
yaşandığını ve her geçen gün bu sorunların yaygınlaştığını ifade ederek, Meclis
olarak bu dönemden itibaren yeni bir misyon ve çalışma alanı belirlemeye karar
verdiklerini bildirdi.
Bu misyonu, "TBMM'nin toplumsal problemlerle daha aktif ve yakından ilgilenmesi,
çözüm için öncülük etmesi" olarak tanımlayan Arınç, "Meclisimiz, sahip
olduğu gücünü bundan sonra sosyal problemlerimizin çözümü için de harcayacaktır.
Meclis Başkanlığımız bu konuda birinci derecede aktif olacaktır. Başkanlık Divanımız
ve parti gruplarının da bu çalışmalarımıza katılmasını bekliyoruz. Sosyal politikadaki
ilk çalışma alanlarımızı belirledik ve bir miktar da yol kat ettik" dedi.
Meclis'in 4 bakanlıkla birlikte, okullardaki zararlı madde kullanımına son
vermek ve çocukları bu büyük beladan kurtarmak için kampanya başlatacağını bildiren
Arınç, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve aileden
sorumlu Devlet Bakanlığı ile ortaklaşa yapılacak olan projenin amacının; okullarda
tehlikeli boyutlara ulaşan zararlı madde kullanımını engellemek, bağımlı çocukları
bu beladan kurtarmak ve okulları bu sorundan izole etmek olduğunu ifade etti.
Arınç, projede, milletvekilleri ve eşleri, yerel yönetimler, basın yayın organları
ve sivil toplum örgütleri de aktif olarak yer alacağını söyledi.
Meclis'in öncülük etmeyi planladığı ikinci projenin anne ve bebek ölümlerinin
azaltılmasını sağlamaya dönük olduğuna işaret eden Arınç, Nüfus Kalkınma Grubu
tarafından geliştirilen projenin AB tarafından da desteklendiğini kaydetti.
Arınç, "Projeyle birlikte en çok anne ve bebek ölümlerinin yaşandığı illerde
büyük bir seferberlik başlatarak, dünyanın en çok anne ve bebek ölen ülkelerinden
biri olmaktan kurtulacağımızı umuyorum" dedi.
Arınç, projelerin uluslararası boyutta da yankı bulacağına inancını dile getirerek,
geçen ay BM'de yapılan Dünya Parlamento Başkanları Toplantısı'nda TBMM'nin bir
projesinin tüm dünyaya örnek gösterildiğini hatırlatarak, iki yıldan beri başarıyla
uygulanan "Okul Meclisleri Projesi"nin, parlamentoların halkla ilişkiler
ve eğitim çalışmasına en iyi örnek olarak raporda yer aldığını söyledi.