Kurye olmakla suçlanan hakim ve savcı konuştu

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 23 Ocak 2013 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

20 kilo fark zımba ve mühür ağırlığı

Başkale’den 56 kilogram uyuşturucu numunesiyle birlikte Ankara’ya giderken Kırşehir’de durdurulan Hâkim Erdal Birşen ve Savcı Volkan Çetinkaya, otomobilde numunelerin dışında başka uyuşturucu bulunmadığını, başkente yeni lojman için görüşme yapmaya gittiklerini söyledi

MUSA KESLER

Van’ın Başkale Adliyesi emanetinde bulunan 56 kilo uyuşturucu numunesiyle birlikte Ankara’ya giderken Kırşehir’de yapılan ihbar sonucu “uyuşturucu kuryeliği” iddiasıyla gündeme gelen Başkale Hakimi Erdal Birşen ve Savcı Volkan Çetinkaya, yaşadıklarını anlattı. Birşen ve Çetinkaya, sadece hakim ve savcıların üye olduğu bir internet formuna yaptıkları açıklamayla iddialara cevap verdi.

İşte sorular ve cevaplar...


*HSYK'dan 'uyuşturucu' açıklaması


Sevk olayı nedir?

Başsavcılığın adli emanetindeki ve 2313 sayılı yasa ve buna dayanak olarak çıkartılan yönetmelik hükümlerine göre menşei tespiti için Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’na gönderilmesi gereken numunelerin sevki..

Araçtaki uyuşturucular ne?

Bu numuneler 2007-2012 yılları arasındaki 90 adet soruşturma dosyasına aittir. Ve toplamda 5 bin 680 paket numuneden ibarettir. Her bir paket içinde mevzuat gereği 10 gram uyuşturucu madde bulunmaktadır. Bu da yine mevzuat gereği net ağırlıktır. Daralı ağırlığı (kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin ağırlığı) hesaba katılmaz.”

56 kilo fark nasıl 76 kilo oldu?

Her bir poşetin üzerinde mühür ve zımba bulunur. Bu poşet, zımba ve mühürlerin her birinin ağırlıklarının da 10 gramdan fazla geleceği aşikardır.

Hakim ve savcı neden araçtaydı?

Lojmanımız 1984 yılında inşa edilmiş. Deprem yönetmeliğine uygun değil. Bu lojman yerine yeni bir lojman yaptırmak istedik. Ben Haziran ayında tayin olacağım ve yeni lojmanda oturamayacağım. Volkan Bey’in oturması da kalan süresi içinde mümkün görünmemektedir. Ancak istedik ki bizden sonraki meslektaşlarımız bu lojmanda bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamasınlar, daha güzel, meslektaşlarımıza yakışır bir lojmanda otursunlar. Bu hususta görüşme yapmak üzere İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’ndan randevu aldık. Sırf randevumuza geç kalmamak için de kaza yapmamıza ve ölümden dönmemize rağmen ‘Ölmek var dönmek yok bu yolda’ dedik ve yolumuza hasarlı aracımızla devam ettik. Belki bazı meslektaşlarımız bizim bu tutumuzu saflık olarak görebilir.

Niye o araçla gittiler?

Savcı Bey’in uçağa binme fobisi olması, ağır sakinleştiriciler kullanmadan uçağa binememesi nedeniyle uçakla gidemedik. Gerçi ben uçakla gidebilirdim ancak neden uçakla gitmeyi tercih etmediğimi açıklamama sanırım gerek yoktur ve korkunun da insani bir duygu olduğunu kimsenin uçakla seyahat edemediği için kınanamayacağını düşünüyoruz.”

Kaza sonrasında neler yaşandı?

Malatya’ya 2 kilometre kala kaza yaptık. Aracın yürüyen aksamında bir sorun olmadığı anlaşılınca soğuktan korunmak için arka kapı ve yan camı patlayan aracın bu bölümleri branda ve koli bandı ile kapatılarak yola devam ettik. Savcı Bey’in Kırşehirli olması, küçük bir şehir olan Kırşehir’de tamir işinin daha kısa süreceği düşünülerek Kırşehir’de bulunan araba bayiine gittik. Burada Savcı Bey usta ile görüşüp aracı gösterdi, tamir işinin en iyi ihtimalle 15 gün içinde tamamlanacağı söylendi. Bu arada Savcı Bey’in usta ile konuşması duyulmuş olacak ki servise sivil polisler geldi. Kimliğimizi sordular, gösterdik. Neden sorduklarını kendilerine sorduk. Hakkımızda 155’e ihbar geldiğini söyledi, teşekkür etti ve gitti.”

Sonra ne oldu?

Yemek için Kırşehir merkeze gittik. Restoran önünde polisler yeniden gelerek Savcı Bey’in bizimle görüşmek istediğini söylediler. Adliyeye gittik.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber