Bütçede 'türban' atışması
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, CHP ve AKP'liler arasında türban tartışması
yaşandı. AKP'li Musa Uzunkaya, CHP'lilerin AİHM'nin türbanla ilgili kararını
açıkladığı 10 Kasım'ın bayram ilan edilmesine ilişkin sözlerine tepki gösterirken,
CHP'li Gürol Ergin, "CHP, Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin temellerini yıkmak
isteyenlerin karşısına çıkacak. CHP gerekirse başınıza gökkubeyi yıkar"
diye konuştu.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün bütçeleri görüşülürken,
imam hatip okulları ve türban tartışması da yapıldı. AKP Samsun Milletvekili
Musa Uzunkaya, CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz'un AİHM'nin türban kararını verdiği
10 Kasım tarihinin bayram ilan edilmesine sözlerini anımsatarak, "AİHM'in
bu kararına zil takmak yerine, sorgulamamız ve üzülmemiz gerekir" dedi.
Uzunkaya, türbana siyasi simge denildiğini ancak üniversitedeki öğretim üyelerinin
siyasi partilere üye olabildiklerini de belirterek, buna Toktamış Ateş'i örnek
gösterdi. Uzunkaya, CHP üyesi olan Ateş'in CHP'yi eleştiren bir yazısını da
komisyonda okuyarak, "Mustafa Kemal'in partisinin yüzde 18 olması mümkün
değil. Mustafa Kemal'in partisi memleketin yüzde 100'üne sahipti. Demokrasi
ve temel haklar hepimize lazım. Bunu savunacak olan da 80 yıllık CHP olmalı.
Türkiye'de bu özgürlükler konusunda ciddi bir iyileştirme yapılacaksa, CHP'li
dostların buna sarılması lazım.
Didişerek, Türkiye olumlu bir noktaya taşınamaz" dedi.
Bunun üzerine CHP Muğla Miletvekili Gürol Ergin, "CHP, Cumhuriyeti ve
Cumhuriyetin temellerini yıkmak isteyenlerin karşısına çıkacak. CHP gerekirse
başınıza gökkubeyi yıkar.
Cumhuriyetin temel değerlerine karşı yapmak istediklerinizi yapamayacaksınız"
diye konuştu. AKP'li Muzaffer Baştopçu, "Ne yapacak mışız?" derken,
CHP'li Ergin, "Başbakan Yardımcısının eşi AİHM'ye olan başvurusunu neden
geri aldı.
Leyla Şahin davası da Türkiye Cumhuriyetine karşı açılmıştı ve Türkiye Cumhuriyeti
de o davayı kazanmıştır. AB söylemi yapıyorsunuz ama siz AİHM'ye karşı çıkarak
nasıl Avrupalılarla bir arada olacaksınız" diye konuştu. AKP'li Uzunkaya,
"Onu bize bırak. Olumlu çıksaydı ne yapacaktınız?
AİHM, 'Aczimendiler ellerinde bastonla gezsinler'dedi" dedi.
CHP Ergin, AKP hükümetinin AİHM'nin kararına karşı tavrını Yıldırım Akbulut
fıkralarına benzeterek, "Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı dava açılıyor.
Sonuçta devlet kazanıyor. Devletin yönetimini elinde tutan hükümet karşı çıkıyor.
Yıldırım Akbulut davalarına benziyor. Bir davayı kazanmıştı onu da temyize götürdü"
diye konuştu.
ÜNİVERSİTELERİN YATIRIM BÜTÇELERİ KISILMIŞ
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, faizdışı fazla hedefine odaklanan
hükümetin, hükümeti cezalandırmak amacıyla 2006 yatırım bütçelerinde olağanüstü
kısıntıya gittiğini söyledi. Hamzaçebi, bunun için İstanbul Üniversitesi ile
Gazi Üniversitelerinin bütçelerini örnek göstererek, "İstanbul Üniversitesinin
bütçesi 2005 yılı için 20.7 milyon YTL iken, 2006 bütçesi 32.6 milyor YTL'ye
çıkmış görünüyor. Gerçek durum bu değil. Bu artışın yaklaşık 19 milyon YTL'lik
kısmı üniversitenin kendi gelirlerinden yapacağı yatırım miktarı. Bunu yatırım
ödeneğinden düştüğünüzde 13.6 milyon YTL'ye düşüyor. Bırakın reel artışı, nominal
artış bile yok. Gazi Üniversitesi'nde de aynı durum var" dedi. Hamzaçebi,
Bakan Çelik'e, Türkiye genelindeki üniversitelerin ödeneklerinden yapılan toplam
kesinti miktarını da sordu.
"VAN'DA KOMPLO VAR"
CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş de, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde
insanlık dramı yaşandığını belirterek, "Asıl rektörün değilde bu komployu
hazırlayanların içeride olmaları gerekir" dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü de, İmam Hatip okullarıyla ilgili tartışmalara
değinerek, "Türkiye'nin imam valiye, imam avukata, imam öğretmene, imam
dişçiye ihtiyacı yok. İmam hatipleri de, meslek teknik okullarını da yerli yerine
oturtalım. Mesleki eğitim okullarının, yükseköğretimdeki yerini belirleyelim.
Türban ve imam hatiplerle Türkiye'yi hiç hak etmediği bir yere sokmayalım"
şeklinde konuştu.
AKP Kocaeli milletvekili Milletvekili Muzaffer Baştopçu da, YÖK'ü "12 Eylül'ün ürünü, yanlışlar yumağı" olarak değerlendirerek, bugüne kadar bağımsız akademisyenlerin hepsinin YÖK'ü eleştirdiklerini söyledi. Baştopçu, "YÖK sistemi, YÖK Başkanının kişiliğiyle orantılı başına buyruk hale geldi" dedi.