Sayın Avcı'nın TV Performansı

Milli Eğitim Bakanı sayın AVCI dün katıldığı TV programını sonuna kadar izledim. Acaba sayın bakan teşkilata vakıf olabildi mi diye pür dikkat dinledim.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 26 Şubat 2013 09:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sayın Avcı'nın TV Performansı

Edindiğim genel izlenim orada kendisine kopya veren olmadıysa konulara ve sorulan sorulara hazırlıklı olduğunu gördüm. Hafızamı zorlayıp bir yıl öncesini düşündüğümde o dönemde alakasız cevapların verildiği, olmadık tanımlamaların yapıldığı süreçler aklıma geldi.

Sayın bakan konulara hakimdi ve tabir caizse takır takır cevap verdi.

Sayın bakana naçizane tavsiyemiz;

Kendisinin söylediği “kötü bir gerçek çok iyi bir teoriyi berbat edebilir” misali mevcut durumdaki kötü gerçeklerden uzaklaşıp teoriyi berbat etmemesidir.

Bunun neden söylediğimizi bir açalım.


* Yönetici atama bugün, yarın çıkacak
* ÖABT örnek soruları Çarşamba günü açıklanacak


9bin öğretmenin başvurduğu özür grubu atamalarında 7 binbeşyüz öğretmenin yer değiştirmesi yapılabildi. Yaklaşık binbeşyüzü ise atanamadı. Bakanlık bürokratları biraz daha zorlasalardı bu sayıyı da eritebilirlerdi. Yüzbinlerce öğretmenin bulunduğu bir bakanlıkta binbeşyüz sayısı çok da büyük değil.

Bunun dışında sayın bakan 1-2 gün içerisinde Yönetici atama yönetmeliğini yayımlayacaklarını söyledi.

Yönetmelikte değişiklik gerekiyordu bu doğru. Bu değişikliğin kariyer, liyakat ve hizmetin gereğini ön plana alması gerekir. Yani bir şey yaparken eskisinden daha iyisini yapmak zorundasınız. Aksi halde çok iyi bir teoriyi de berbat edebilirsiniz.

Sayın bakan konulara eğitimci bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Oysa ki biz biliyoruz ki son dönemlerde milli eğitimde işletmeci mantığı hakim. Daire başkanlıklarını kaldırıp yerine grup başkanlığı getirmek bile bunu ispatlar nitelikte.

Teşkilatı bakan yönetir fakat alt kadrolar çok önemlidir. İşin dizaynını onlar yaparlar. Dizayn etme rolünde olanları MEB'deki sicilleri pek de olumlu sayılmaz. Olumlu sayılmaz derken kriterimiz tabii ki onların tabiriyle müşteri ve çalışan memnuniyeti. Tabii ki eğitimde müşteri kavramını tasvip etmiyoruz.

Çıkacak yönetici atama yönetmeliği yürürlüğe girmeden bir kez daha düşünülmesini tavsiye ediyoruz. Hiçbir şeyin ucu açık bırakılmamalı, çalışanlar yada atama bekleyenler küstürülmemeli, kariyeri, liyakati bertaraf eden bir yaklaşım sergilenmemelidir.

Sayın Avcı ve bürokratlarına bir hatırlatma yapmamız gerekirse ülkemizde maalesef 2005-2010 yılları arasında yargıdan dönen yönetmelikler gereği yönetici ataması yapılamamıştır. Yönetici atamalarına ilişkin yönetmelik ne zaman ki sendikalar tarafından masaya yatırıldı, bakanlık ve sendikalar ne zaman ki genel hatlarıyla ortak paydada buluştu o zaman çözüldü her şey.

* Röportajın videoları için tıklayınız.

Tabii ki bakanlığın tasarrufu da oldu son halinde fakat genel çerçeve belliydi ve atamaların hangi tarihlerde yapılacağından, tüm kadroların duyurulacağına, norm fazlası yöneticilerin durumundan dönüşen okulların yöneticilerine kadar tamamını kapsayan irdeleyen bir mevzuat çıktı ortaya.

Bugün gelinen noktada tüm bunları bertaraf edecek bir yaklaşımdan daha önemlisi ortaya konan emeği bertaraf edecek bir yaklaşım kabul edilemez. Bugün süreci yönetmekte olan yöneticilerin geçmiş uygulamalarını incelediğimizde oluşan intiba hiç de iyimser değildir. Tabii ki insanlar kendi pencerelerinden baktıklarında yaptıklarını çok iyi görebilir ya da çok iyi savunabilirler fakat önemli olan karşıdaki algılamaların nasıl olduğudur. Tabii ki tüm kesimleri memnun etmek mümkün değildir. Her düzenlemenin bir eleştirisi olacaktır fakat eleştirilerin minimize olduğu bir yapının mücadelesini vermek gerekir. Örneğin kişinin bugüne kadar yaptığı tüm çalışmaları, (kıdem, öğrenim gibi…) bertaraf ederseniz yanlış yaparsınız. Bugün 3-5 kişinin iki dudağı arasından çıkacak iki kelimenin puan değeri, yıllarını verdiği mesleğindeki başarılarını yada akademik kariyerlerini geçerse problem var demektir.

Yeni yöneticiliğe başlayan bir kişiyi yıllarını bu işe adayana ezdiren bir yaklaşım sergilerseniz yanlış yaparsınız. Tabii ki objektif bir değerlendirmeye göre genç kişi diğerini geçebilir fakat bu değerlendirmeler objektif olmazsa sorun başlar. Örneğin sınavı kazanan genç bir kişi ile sınavdan başarısız kıdemli bir kişinin yanı kefede tutulmasını tabii ki beklemiyoruz.

Son söz; sayın bakanın dünkü performansı gayet iyiydi. Performanstan çok konulara hakimiyete ve insani yaklaşımı takdire değerdi. Bu yaklaşımların koltuğun verdiği sıcaklığa bağlı olmamasını diliyoruz. Bunun devamının mantıki ve hukuki yaklaşımların izlemesini beklediğimizi belirtirken bürokrat kadrosuna bir göz atmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.

Aksi halde çok iyi bir teori berbat olabilir. Bunun sonucunda da sayın başbakanın söylediği gibi bunun tanımı “fecaat” (yürekler acısı durum) olur.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber