Anadolu liseleri ve kolejlere giriş artık tek sınavla olacak
Anadolu liseleri ve kolejlere giriş artık tek sınavla olacak. Sınavla öğrenci
alan diğer tüm liseler gibi özel Türk ve yabancı okullar da Ortaöğretim Kurumlarına
Giriş Sınavı (OKS) ile öğrenci alacak.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu konuda kesin talimat verdiğini, ertelemenin
ya da vazgeçmenin söz konusu olmadığını ve bu öğretim yılından itibaren kolejler
için ayrı bir sınav yapılmayacağını söyledi.
Çelik, tercihlerle ilgili çalışmaların ise hâlâ devam ettiğini söyledi. İki
aşamalı bir tercih sisteminin artıları ve eksileriyle masaya yatırıldığını belirten
Çelik, "Önce anadolu liselerinde kayıtlar yapılacak, ardından da özel okullara
geçilecek, bu yönde eğilim var" dedi.
Anadolu liselerindeki kayıt takviminin öne çekileceğini hatırlatan Çelik, "Anadolu
liseleri ve diğer devlet okullarında kayıtlar bittikten sonra özel okulların
kayıtları başlayacak" şeklinde konuştu.
Yeni sisteme göre öğrenciler anadolu liseleri için ayrı, özel okullar için
de ayrı bir tercih listesi hazırlayacak. Yerleştirme ise merkezi sistemle yapılacak.
Sınav teke indirilse de, öngörülen iki farklı tercih listesi, mevcut karışıklığı
tümüyle ortadan kaldırmayacak. Anadolu liselerine kayıtlarını yaptıran öğrenciler,
istedikleri bir koleji kazandıklarında kayıtlarını alıp bu okula gidecekler.
Dolayısıyla anadolu liseleri ile kolejler arasındaki bu gel-git hiçbir şekilde
ortadan kalkmayacak.
Anadolu liselerine kayıt olan bir öğrenciye, kolejlere kayıt yasağı getirilmesi
ise ne hukuki ne de akademik açıdan etik olmaz.
Bakanlığın bu konuda, tıpkı tek sınav gibi tek tercih listesi kararı alması gerekiyor. Özel okulların istekleri doğrultusunda böyle bir uygulamaya gidilmesi, MEB'i daha fazla yıpratmanın ötesinde bir işe yaramaz! Başvuruların 30 Ocak / 28 Şubat arasında yapılması bekleniyor.
Kampuslar dışarı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, "Üniversite kampusları şehir dışına
taşınsın" demiş. Belli ki bu konuların çok uzağında. Üniversitesiz bir
kent, ışıksız bir kente benzer ki, tanıdığımız, bildiğimiz Topbaş, böyle bir
şeyi kesinlikle istemez.
İstanbul'un bu aşırı nüfus artışını artık taşıyamadığı kesin. Ama bu kentten
ille de birileri gidecekse, en son gidecek, üniversiteler olmalıdır. İstanbul'un
nüfusu 10 milyonu aşıyor. Her yıl 400 bin göç alıyor. Toplam üniversite öğrencisinin
sayısı ise 250 bin. Asıl kalabalık ilk ve orta dereceli okullarda. Onlarda ve
kurslarda 2.5 milyon öğrenci var. Oldu olacak onları da göndersin diyenler de
çıkabilir ki, bu tartışma da hiçbir yere varmaz.
Kampus modelinin mucidi ABD, çoktan bu sistemden vazgeçti. Çünkü toplumdan
uzak asosyal nesiller yetişiyor kaygısı yaşandı. Bu yüzden kent üniversiteleri
yeniden tercih nedeni oldu. Hele hele Çanakkale, Balıkesir, Bilecik gibi kentlere
kampus kurulsun önerisi ise bu konudaki bilgi yetersizliğini iyice ortaya koyuyor.
Bu kentlerimizin hepsinde de üniversite var. Ama oradaki öğrencilerin tercihi
de yine İstanbul'dan yana. Çünkü İstanbul'da yaşamak istiyorlar. Dün bu yönde
gelen maillerden biri, "Bu öneriyi getiren Topbaş da gidip Bilecik'te belediye
başkanlığı yapsın" şeklindeydi.
Anlayacağınız, incir kabuğunu doldurmayan tartışmalar zincirine bir yenisi
daha eklendi. Hayırlı uğurlu olsun.
Önceki gün, Milliyet, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve hayırseverlerin desteğiyle
yapılan okul ve yurtların açılışı için Mardin'deydik. Bakan Çelik, okul adları
uzun oluyor diye Çağdaş Yaşam'ın ve hayırseverlerin isimlerini çıkarma önerisi
getirdi. Alın size anlamsız bir tartışma daha. Bu kafayla yakında uzun diye
Milli Eğitim Bakanlığı'nın önündeki Milli kelimesi de kaldırılırsa hiç şaşırmamak
gerekir.
Özetin özeti: Düşünmeden konuşmak alışkanlık haline geldi. Bu konunun üstadı ise Başbakan Erdoğan. O öyle olunca, arkadaşları ondan geri kalır mı?
abbas güçlü/milliyet