Ramazan Beden ve ruhun temizliğidir

Vücudumuzu her anlamda dinlendirdiğimiz ve onu dinlediğimiz bir ayı anlatıyor aslında. Sahur kelimesi ise Arapça seher kelimesinden türetilmiş.

Haber Giriş : 09 Temmuz 2013 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ramazan Beden ve ruhun temizliğidir


Beslenme, insan sağlığını etkileyen önemli etmenlerin başında gelir. Açlık duygusunun giderilmesi; yaşama ve fiziksel aktivite için gerekli enerjinin sağlanması, büyüme ve gelişme, organ, hücre onarımı, bulaşıcı hastalıklarla savaş, zevk ve estetik, kültürel motifler vb. gerekçelerle besin öğelerinin canlı organizmaya alınmasıdır.

Yeterli ve dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getiren bireyler bazı özel durumlarda da (Ramazan ayı gibi) bu alışkanlık ve bilgilerini devam ettirmelidirler. Bu aylarda bireyin sağlığını koruyabilmesi için normal zamanlardaki total besin alımını sürdürmesi gerekmektedir. Ancak bu günlerdeki besin tüketimi normalden daha az olmaktadır.

Oysa oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır.
Doğru tutulan orucun detoksikan yani toksinlerden temizleyici etkisi olduğu biliniyor.

Ramazan ve vücut ağırlığı: Yapılan çalışmalarda kilo kaybı ile orucun direkt ilişkisi bulunmamıştır. Yetersiz alımlarda bir miktar kilo kaybı gözlenmiştir.

Ramazanda yapılan beslenme hatalarının oluşturabileceği sağlık problemleri :

* Taşikardi, Baş ağrısı, Mide bulantıları ve kusma şikayetleri artmaktadır.

* Ramazan ayı sonrasında enfeksiyon hastalıklarına yakalanılabilmektedir. Enfeksiyon hastalıklarında ise bedenin A vitamini deposu , atım arttığı için , boşalmaktadır.

YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN GEREKLERİ UYGULANMALI

Oruç sırasında sağlıklı beslenme kadar vücutta yaşanan değişimler konusunda da bilinçli ve dikkatli olmak gerekiyor. Beslenme düzeninin birdenbire değişmesi orucun ilk günlerinde kan şekerinin düşmesi, vücut ısısının azalması, üşüme, başağrısı, uyku hali ve halsizlik gibi sorunların yaşanmasına neden olabilir. İşte bu nedenle iftarda mideye aşırı yüklenmeyip doğru beslenmek gerekiyor.

Ramazan, doğru beslenildiği takdirde sürekli çalışan bedenimizin toksin atılımını sağlamak için iyi bir fırsattır. Vücut, bu dönemde zararlı fazlalıkları atarak kendini yeniler, mide-bağırsak sistemi istirahate çekilir, gün içersinde sigara alımı olmadığı için vücuttaki kan temizlenir, ciğerler yenilenir.

Özetle; Ramazan ayında uygulanan dengeli bir diyet ile ; kan kolesterol düzeyi düzenlenmekte , gastrik asidite düşmekte, kabızlık ve diğer sindirim sistemi hastalıkları önlenmekte ve sağlıklı yaşam şekli ortaya çıkmaktadır. Dengeli ve yeterli bir diyet kişiyi ramazan ayı boyunca sağlıklı ve aktif tutabilir.

BİR AY BOYUNCA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

* Enerji alımı eşit olarak sahur, iftar, iftar-sahur arasına düzenli olarak dağıtılmalı, öğün atlanmamalıdır.

* Hızlı sindirilen besinlere nazaran posa içeren ve yavaş sindirilen besinler tercih edilmelidir. Yavaş sindirilen besinlere örnek olarak ; yulaf, irmik, fasulye, mercimek, k.baklagiller, kabuklu pirinç, sebze ve meyveler örnek olarak verilebilir. Bu besinler yendiği takdirde acıkma olayı daha geç gerçekleşir. Hızlı sindirilen besinlere örnek olarak ise ; beyaz un ve şeker içeren besinler verilebilir. Bu besinler çabuk yakılarak iftarı daha aç bir şekilde beklememize neden olacaktır. Bu nedenle ramazanda pide yerine k.ekmek tüketilmesi daha uygun olacaktır.

* İftarda ve sahurda fazlaca yemek yenilmemelidir. Zira, aşrı besin alımı, dengesiz beslenme ve yetersiz uyku birtakım sağlık problemlerini de beraberinde getirir. Ani mide gerginliği, hem tansiyon yükselmesine hem de nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Az ve sık aralıklarla yemek en idealidir. Ağır yemekler kalp üzerinde stres gibi etki yapar. Kalp spazmına neden olur ve kalp kaslarını kasar. Beyin kanaması ve kalp krizlerine neden olabilir. Kalp hastaları Ramazan'da hızlı ve fazla yemek yediklerinde hastalıklarında ilerleme olacaktır. Ayrıca iftarda yenen ağır yiyecekler kan şekerini hızla yükselteceğinden baş ağrılarına neden olmaktadır.

POSADAN ZENGİN BESLENİN

o Temel besin gruplarının her birinden (süt ve türevleri, et, yumurta ve kurubaklagil, tahıllar, sebze ve meyveler, yağlar, şeker) her gün yeterli oranda alınmalıdır. Mineral ve vitamin gereksinimi de yeterli oranda karşılanmalıdır. Özellikle sebze tüketimine özen gösterilmelidir.

o Mide gastrik pH (gastrik asit artış gösterir) düşer ve bazı bireylerde ramazan ayı sonrası mide rahatsızlıkları oluşur. bunu önlemek için tahıl sebze, meyve , kurubaklagil gibi diyet posası açısından zengin besinler tüketmek , besinleri küçük parçalara ayırarak yemek yararlı olabilir. Böylelikle diyet posası gastrik asiditeyi ve aşırı safra asidini azaltmaya yardımcı olur.

o Ramazan ayı boyunca özellikle posadan zengin beslenme sindirime yardımcı olduğu gibi kabızlığı da önler. Kabuklu meyveler tercih edilebilir. Aşırı rafine gıda alınması, ya da az su içilmesi, ya da posasız beslenme kabızlığa neden olur. Bu nedenle, çikolata, pasta gibi rafine gıdalarda kaçınılmalı, su ve posa tüketimi arttırılmalıdır.

BAHARATTAN KAÇININ

* Peptik ülserli hastalar özellikle; kahve, kola ,baharatlı, salçalı ve kızartılmış besinlerden uzak durmalı, uygun ilaç ve diyetle bu dönemi geçirmelidir.

* Şeker içeriği yüksek olan besinlerden uzak durulmalıdır. (özellikle sofra şekeri ve ağır tatlılar)

* Aşırı baharatlı besinler tüketilmemelidir.

*Kahve, çay gibi besinlerden uzak durulmalıdır. Kafein diüretiktir. Kafein alımı Ramazan'dan 3-5 gün öncesinden azaltılmalıdır. Kafeini aniden kesmek baş ağrısı gibi sorunlar yaratabilir. Çay daha fazla idrar oluşturur ve bazı değerli minerallerin idrarla kaybına yol açar. Özellikle yemeklerle beraber çay ve kahve alınmamalıdır.

* Öğünler sonrasında mutlaka meyve tüketimi önerilmektedir.

* Günde 2,5 lt. sıvı alınmalıdır. (Ramazan ayında sıvı tüketimi azalmaktadır) İftar ve sahur arasında yeterli sıvı tüketilmelidir. Böylece vücudun su ve elektrolit dengesi korunmuş olur.

* Ramazan boyunca yine 3 öğün beslenecek şekilde bir diyet ayarlaması yapılmalı.

* Mutlaka sahura kalkılmalıdır. Sahurda proteinden zengin , sindirimi uzun süren,yumurta, peynir gibi besinler tercih edilmeli; bal pekmez, reçel gibi besinler yenilmemelidir. Sahurda aşırı şeker tüketmek, insülin salınımını arttırarak gün içinde şeker düşmelerine neden olabilir. Sahurdan sonra hemen yatılmamalı hafif bir yürüyüş ile yenilenler sindirilmelidir.

DİYETİSYEN : BANU TOPALAKÇI

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber