1929 yılından kalma 1416 sayılı kanunla hayatım karardı
Devlet tefecilik yapar mi ? Hayatimizi karartacak, intihar etmeyi dusundurecek kadar zor durumlara dusduk. Ve bizlere verilen bu paralar dunya bankasinin egitim icin hibe ettigi paralardi, ne devletimizi soyduk, ne vergi kacirdik, ne namussuzluk, ne de hirsizlik yaptik sadece onurlu idealist bilim adamlari idik sinav kazandik. Yurtdisi bursu kazanmak buyuk bir hayal ama simdi buyuk bir aci ve caresizlik cektiriyor.
Ozet olarak ben Turkiye de mastirimi tamamlamis Akdeniz Üniversitesinde arastirma görevlisi olarak calismakta iken (oradaki calismalarimdan TUBİTAK tesvik odulu aldim ve yurtdisi bilimsel makaleler yazdim ve bolumun 1.si idim) M.E.B. yurtdisi doktora ogrenimi sinavini kazandim (1997) . Sinavi kazandiktan ve arastirma gorevlisi gorevimden kanun geregi zorunlu istifa ettikten 2 yil sonra ikinci bir mastira hatta dilini hic bilmedigim ve tercih etmedigim Fransa'ya gonderildim (kosullari zorunlu kabul ettikce sürekli olarak degistirdiler). Ve alanim olmayan kimya egitiminde ikinci bir mastira zorlandim.
Sonuc : Dil yetersizliginden ve alan farliligindan dolayi 2. bir mastir egitimimde basarisiz sayildim. Borc takibine basladilar dava sürecim devam ediyor. Ayni zamanda fiziksel engelli bir insanim, yurda dondukten sonra Turkiye'deki mastir derecemle gorev istedim vermediler. İssizdim engelliler icin acilan memurluk sinavina girerek kazandim, halen Istanbul Milli Egitimde memur olarak calisiyorum. Bu gorevimin mecburi hizmete sayilarak borcumu calisarak odemek istedim, dilekce ile basvurdum ama bunu da kabul etmediler. Dava surecim devam etmekle birlikte yeni yasa tasarisi konusunda surekli milletvekilleri ve danismanlariyla gorusmeler yapmaya calistim bir sonuc alamadim. Borcumu odeyebilecek maddi durumum malesef yok. Butun dusundukleri para, olsa da odeyebilsem. Memur olarak bunu odeyebilmem imkansiz. Ayni kurumda calisiyorum ama mecburi hizmetime de saymiyorlar.
Yapilan onca idari hatalardan ve yanlis yonlendirmelerden sonra ve tek tarafli imzalattirilan sözlesmeyle buyuk bir borcun altina girmenin psikolojik bunalimi altinda ezilmekteyim. Kac kere intihar etmeyi dusundum. Caresizlik icinde dava sonucumu beklemekteyim, dava sonucumu insan haklari mahkemesine goturmeyi dusunuyorum. Bir devlet memuru ve engelli bir insan olarak yasamimi buyuk zorluklarla surdurmekteyim. Tek sucum sinav kazanmakti. Ve bilmeden yaptigim bir cilginlik, tam bir delilik. Hep inandikki devletimiz bize yanlis yapmaz. 1929 yilindan kalma 1416 sayili kanunla hayatim karardi.
T.B.M.M. gündeminde bulunan kanun tasarisi ile yurtdsina egitim amacı ile gönderilen kamu personelin mecburi hizmet yükümlüğünden kaynaklanan ihtilafların ortadan kaldirilmasi amaçlandigi,
1. maddesindeki düzenleme ile yurtdisina gönderilen ögrencilerden mecburi hizmetlerini yerine getirmeyenlere yönelik olarak faiz ödemesi yönünden bazi kolayliklar saglanirken,
7. madde ile ; 2547 Sayili Yasanin 33. maddesi uyarinca yurtdisinda ve 35. maddesi uyarinca yurt içinde baska bir üniversiteye lisans üstü egitim-ögretim amaciyla gönderilenlerden mecburi hizmetlerini yerine getirmeyenlere ögretim elemani veya bos memur kadrolarina atanma imkani getirilerek, mecburi hizmetleri yerine getirmeleri saglanirken, ilgililer adina çikarilmis olan borç takiplerinin de sona erdirilmesi amaçlandigi görülmektedir.
(1416 ve 2547, ikisiyle de yurdisina ogrenci gonderilmis, ama nedense 2 kanun arasında farkli bir uygulama amaclanmakta ve buyuk bir haksizlik yapilmakta)
Amaç ; yurtdisina egitim amaciyla gönderilenlerden kaynaklanan ihtilaflarin ortadan kaldirilmasi olduguna göre;
Benimde magduriyet içinde bulundugum 1416 sayili kanun ile yurtdisi ögrenimine gidenler (1. grup) için de daha islevsel bir düzenlemenin hakkaniyet ve esitlige uygun olacagini düsünmekteyim.
Bu amaçla 1416 sayili kanun ile yurtdisina gönderilen ögrencilerin de yüksek lisans ve doktora ögrenimlerini Turkiye' de tamamlamalarina imkan sagladiktan sonra, basarili olmalari halinde ögrenimlerine uygun akademik kadrolara atanmalari veya daha önce memur kadrolarina atananlarin ve halen görevde olanlarin bu hizmetlerde geçen sürelerinin mecburi hizmete sayilmasi gibi alternatiflerin de degerlendirilmesinin yasa tasarisinin amaci ve ruhuna uygun olacagini ve benim gibi su an devlet memuru olarak çalismakta olan ve engelli bir vatandas içinde magdur durumun giderilecegini umut etmekteyim. (bunlari ben bile dusunebilirken Ankara da kimsenin aklina gelmiyormu acaba ?)
Haberi yazan: Ahmet ETCI