Verimli Bir Tartışma: 10 Gün Göreve Gelmemek Disiplin Suçu mudur?

07.11.2005 tarihinde "10 gün göreve gelmeyen akademik personelin görevine son verilir mi?" başlıklı bir soru editörlerimizce cevaplanmıştır. Bu cevapta 10 gün göreve gelmeyen akademik personel hakkında disiplin soruşturması açılmaksızın 657 sayılı Yasanın 94.maddesi hükmü uygulanarak memurluğunun sona erdirilebileceği belirtilmiştir. Ancak bir ziyaretçimiz, YÖK'ün ilgili yönetmeliği gereğince önce disiplin soruşturması açılması gerektiği yönünde ayrıntılı bir cevap göndermiştir. Cevap ve açıklamamız için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Mart 2006 00:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Not: Aşağıdaki tartışma üniversitedeki akademik personel için söz konusudur.

"10 gün göreve gelmeyen akademik personelin görevine son verilir mi?" başlıklı haber metni

ZİYARETÇİMİZİN GÖRÜŞÜ

Sitenizde yayınlanan bu soruya verilen cevaptan dolayı ek bir soru...

"10 gün göreve gelmeyen akademik personelin görevine son verilir mi?" başlıklı soruya sitenizde 657'ye 94'den görevden çekilme uygulanır denmiştir. Bunu da 2547/62 maddeye dayanarak ve 2914/20ye bağlayarak yapılmıştır.

Sizin sitenizde mevcut olan üniversiteler personeli için disiplin yönetmeliği mevcuttur. Bu 2547/65-a-9 ve 53 maddeye göre çıkarılmıştır. Burda 10 gün göreve gelmemek bir disiplin şuçudur ve üstün hukuk kuralları çerçevesinde 2547 de olan bir mevzuat varken 657 kullanılamaz.

Hernekadar idari mahkeme süreçleri bir nedenle böyle bir hakkı yok saysalarda en azında siz bunu açık ediniz ve insanlar doğru zeminde haklarını savunsunlar.
Ekte yazdığım detayı sitenizde o soru altında yer verebilirseniz sevinirim,

Saygılarımla

Herhangi bir üniveristenin 657 sayılı DMK'unun 94. maddesini kullanarak bir çalışanını görevden çekilmiş saymalarının, hangi hukuksal temele dayandırdıklarının kanun maddelerini de göstererek izah etmeleri gerekir.

Kısaca şu öğrenilmeli: İdare bir tasarrufta bulunup görevden çekilmiş sayabilir. Ancak hukuki temelleri de bildirmek zorundadır ve doğru mevzuatı uygulamalıdır. Bilindiği gibi kanunlar ANAYASA'dan temel bulurlar . Bundan dolayıdır ki 2547 sayılı yasa, diğer yasalar gibi, Anayasanın hangi maddelerine dayanak aldığını göstererek kendisinin yaşam alanını belirler. Bu yaşam alanı Anayasaya aykırılık gösteremez. Üstün hukuk kurallarına uyma zorunluluğu vardır. Uygulayıcılar da bu yasa ile hareket etmekle yükümlüdürler ve yetkileri bu yasa ile belirlenmiştir. Eğer Anayasa, 2547 sayılı yasaya yani Yüksek öğretimle ilgili maddeleri içermese, böyle bir olgudan hiç bir şekilde bahse konu açmasa, bugün biz böyle bir Yüksek Öğretim Kanununa sahip olamamış olacaktık. Dolayısıyla 2547 yaşam alanı bulamamış olurdu. Burada ifade edilmek istenen şudur: Yasalar arasında birinden diğerine geçiş yani temellendirme söz konusudur. Bunun nasıl yapılacağı Anayasada hayat bulmuştur. Kısaca yasalar arasında hiyerarşik bir yapı söz konusudur ve bu hiyerarşi idareyi, hukukçuları ve milleti bağlayıcı bir unsurdur. İhlal ve İhmal edilemez. İhlal ve ihmallik söz konusu olursa Adaletten söz edilemez. Toplumsal anlaşma zedelenmiş olur ve güvensizlik olur.Bu durum Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.

Bahse konu olan hiyerarşi bizim davamızda şu şekilde önem arz etmektedir. Anayasamızın 128. maddesi bir devlet personelinin özlük haklarının nasıl korunduğunu bize bildirmiştir. Özel hukukla belirlenmiş bir özlük hakları, özel hukukun bağlayıcılığıyla idarece uygulanır. Eğer düzenlenmemiş ise o özel yasanın izin vermesi ile daha genel hükümlere geçilebilir. Bir üniversite personeli 2547 sayılı yasa ile bağlıdır ve yaşam alanını buna göre belirler ve eğer bu yasa daha genel hükümlere işaret ediyorsa onlarla da kendini bağlar. Genel hükümlere nasıl geçileceği yasa çerçevesinde belirlenmiştir. 2547 sayılı yasa bu hiyerarşiyi "Madde 62-Üniversite öğretim elemanları ve üst kuruluşları ile üniversitelerdeki memur ve diğer görevlilerin özlük hakları için bu kanun, bu kanunda belirtilmeyen hususlar için Üniversite Personel Kanunu, Üniversite Personel Kanununda bulunmayan hususlar için ise genel hükümler uygulanır." maddesine dayanarak 657 sayılı DMK'ya geçiş yapar. Ancak, eğer 2547 sayılı yasa herhangi bir şekilde bir düzenleme yapmamış ise 2547 den 657 geçişe bir hukuksal dayanak bulmak zorunda kalacaktık.

2547/62. maddesi şunu ifade etmektedir: "Üniversite öğretim elemanları ve üst kuruluşlar ile üniversitedeki memur ve diğer görevlilerin özlük hakları için bu kanun (2547 ve ilgili mevzuat), bu kanunda belirtilmeyen hususlar için Üniversite Personel Kanunu, Üniversite Personel Kanununda bulunmayan hususlar için ise genel hükümler (657) uygulanır" der. Açıkça anlaşılacağı üzere kanunlar arası hiyarşiden bahsedilmektedir. Yani 657 sayılı yasanın devreye girebilmesi için 2547 sayılı yasanın idarece tüketilmesi hatta ve hatta 2547 yanında Üniversite Personel Kanunun da tüketilmesi kaydı şarta bağlanmıştır.

Ayrıca Danıştay 5. Dairesinin, mecburi hizmet yükümlülüğü ile ilgili olarak vermiş olduğu E. 1997/3704 K. 1999/262 sayılı kararda aynen şu ifadelere yer verilmektedir; "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 128. inci maddesi kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceğini; bunların niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğini açıklamıştır. Anayasa'nın bu hükmüne uygun olarak, ülkemizde memurların ve diğer kamu görevlilerinin hukuki durumları ( statüleri ) kanunlarla ve bu kanunların öngördüğü tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenmiş bulunmaktadır. Anayasa'nın yukarıda özetlenen kuralından da açıkça anlaşılacağı üzere memurların ve diğer kamu görevlilerinin hak ve yükümlülüklerinin; yetki, görev ve sorumluluklarının ve özlük işlerinin söz konusu düzenleyici hukuki tasarruflar esas alınarak, bu düzenleyici metinlerde yer alan kurallar çerçevesinde düzenlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla, idarenin, memur ve diğer kamu görevlilerine, yasanın ve yasanın öngördüğü düzenleyici metinlerin dışına çıkarak yeni haklar tanıması ya da yeni yükümlülükler getirmesi mümkün değildir."

Danıştay 5. Dairesi bu ifadelerle, Araştırma Görevlileri tarafından, idarenin tek taraflı üstün iradesi ile ve genel işlem şartı olarak imzalatılan taahhüt ve kefalet senetlerinin geçersiz olduğuna karar vermiştir. Buna göre; Araştırma Görevlilerinin atama usul ve esasları ile hak ve görevleri 2547 sayılı Yasa ile belirlendiğinden, bu Yasanın hiçbir yerinde bulunmayan bir hükümle Araştırma görevlileri hiç bir yaptırıma mahkum edilemezler.

Şimdi bizim bakmamız gereken 657 sayılı yasa, beni görevden çekilmiş sayma için uygulanmıştır, ancak 2547 yasa ve Üniversite Personel Kanunundaki bütün yollar kullanılmış mıdır? 2547 ve Üniversite Personel Kanunu ve onlara dayalı ilgili mevzuatlar son noktasına kadar değerlendirilmiş midir?

Şimdi bu durumu bir incelemeye başlayalım....

2547/53 ile başlayalım. Özetlersek: a- bendi disiplin kurulunu ve nasıl oluşturulması gerektiğini tanımlarken b- bendi "öğretim elemanları, memur ve diğer personelin disiplin işlemleri, disiplin amirlerinin yetkileri, devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslara göre Yüksek Öğretim Kurulunca düzenlenir" der ve tanımlamalarına devam etmektedir.Burada bir önemli husus sadece öğretim elemanları bu kapsamda değil aynı zamanda üniversite de çalışan 657'e bağlı bir personelde 2547 ile bağlıdır ve daha sonra 657'e tabidir.

2547/65 maddesi ile devam edelim. Bu madde bize YÖK tarafından çıkarılacak yönetmeliklerin dayanak maddesi olarak karşımıza çıkar ve hangi konuda yönetmelik düzenleyebileceklerini belirtir. 2547/65- a-9 bendi ise bize 2547/53 ünde işaret ettiği gibi 2547 ye tabii bir personelin disiplin yönetmeliğinin ve buna uyulmasının gerekliliğini ifade etmiştir.

Şimdi bu yönetmeliğin konumuzla alakalı boyutuna bakalım. Bu yönetmelik 21/08/1982 de 17789 sayılı resmi gazetede yayımlanmasıyla Anayasa-2547/65-a-9 ve 53 e dayanarak hayat bulmuştur. Bu yönetmeliğe göre ise bölüm 2'de disiplin şuçları ve cezaları tanımlanmıştır ve Madde 4/f de ise görevden çekilmiş saymayı bir disiplin şuçu olarak tanımlamıştır. İkinci bölümün 10. maddesi ise görevden çekilmiş sayma cezasını gerektiren fiil ve halleri tanımlamıştır. Madde 10-c bendi ise 657/94 DMK maddesi hiç bir fark gözetmeksizin aynı şeyi ifade etmektedir. Hal böyle iken 657/94 kullanarak kişiyi görevden çekilmiş sayan Üniversitesinin hangi gerekçe ile, 2547 ve dolayısıyla Anayasaya karşı uygulamalarının kanuni temellerini sunmaları gerekmektedir. Kanunlararası hiyerarşi hangi gerekçe ile ihlal ve ihmal edilmiştir. Bunun açıklığa kavuşması gereklidir


EDİTÖRÜMÜZÜN AÇIKLAMASI

1982 Anayasasının Yükseköğretim kurumları başlıklı 130 maddesinin 9 uncu fıkrasında "Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, malî işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir." denilmektedir.

Anayasanın 130 uncu maddesi hükmü uyarınca 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu yürürlüğe konulmuş olup, anılan Kanunun 53 üncü maddesinde "a. Yükseköğretim Kurul Başkanı Yükseköğretim Kurulu ile üniversite rektörlerinin, rektör üniversitenin, dekan fakültenin, enstitü ve yüksekokul müdürleri enstitü ve yüksekokulların, bu birimlerin genel sekreter veya sekreterleri de sekreterlik personelinin disiplin amirleridir. Üniversite ve bağlı birimlerinin yönetim kurulları aynı zamanda disiplin kurulu olarak görev yaparlar. Disiplin kurullarında profesörlerle ilgili hususların görüşülmesinde doçent ve yardımcı doçentler, doçentlerle ilgili hususların görüşülmesinde de yardımcı doçentler disiplin kurullarına alınmazlar.
b. Öğretim elemanları,memur ve diğer personelin disiplin işlemleri, disiplin amirlerinin yetkileri, devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslara göre Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir.
c. Ceza soruşturması usulü:
Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
(1) İlk soruşturma:
Yükseköğretim Kurulu Başkanı için, kendisinin katılmadığı, Milli Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır.
Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip olmaları şarttır.
(2) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına;
a) Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesi,
b) Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul,
c) Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri, fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında, rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul, d) Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul,
e) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu,
Karar verir.
f) Yükseköğretim Kurulu ile üniversite yönetim kurullarınca oluşturulacak kurullarda görevlendirilecek asıl ve yedek üyeler bir yıl için seçilirler. Süresi sona erenlerin tekrar seçilmeleri mümkündür.
(3) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır. Kurullara ilk soruşturmayı yapmış olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar. Noksanlar yedek üyelerle tamamlanır. Diğer hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesinde verilen lüzum-u muhakeme kararına itiraz ile men-i muhakeme kararlarının kendiliğinden incelenmesi Danıştayın İdari İşler Kuruluna aittir. Diğer kurullarca verilen lüzum-u muhakeme kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile men-i muhakeme kararları kendiliğinden Danıştay 2 nci Dairesince incelenerek karara bağlanır. Lüzum-u muhakemesi kesinleşen Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yargılanması Yargıtay ilgili ceza dairesine, temyiz incelemesi Ceza Genel Kuruluna, diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir.
(5)Değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama mercii görev itibariyle üst dereceliye göre tayin olunur.
(6) Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve rektörlerin 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza kovuşturması usulü tatbik edilir. Bunlar dışında kalan tüm görevliler için 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun hükümleri uygulanır.
1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma için gereken izin, Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları (Üniversitelerarası Kurul memurları dahil) hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanından, üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar hakkında üniversite rektörlerinden alınır.
(7) İdeolojik amaçlarla Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen suçlarla bunlara irtibatlı suçlar, öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükün, huzur ve çalışma düzenini bozan boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik, anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar ile ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde, yukarıda yazılı usuller uygulanmaz; bu hallerde kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısı doğrudan yapar.
(8) Bu Kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır. Mezkur Kanunun yönetmelikler başlıklı 65 inci maddesinin 9 uncu fıkrasında "Öğretim elemanları, memur ve diğer personel ile öğrencilerin disiplin işlemleri, disiplin amirlerinin yetkileri ve disiplin kurullarının teşkili ve çalışması ile ilgili hususlar," ın yönetmelik düzenleneceği hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Kanunun disiplin cezalarına ilişkin hükümlere yer verilmemiş olup 65 inci madde hükmü uyarınca yönetmelikle düzenleme öngörülmüştür. Anayasanın Kanun ile düzenlenmesi ön görülen bir düzenlemesizinin Yönetmelik ile düzenlenmesi Anayasaya açıkça aykırıdır. Anaysa mahkemesi bu mahiyetteki hazine dış ticaret müsteşarlığının sözleşmeli personelin ücretlerinin kanun yerine bakanlar kurulu kararı ile düzenlenmesi hükmünü Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptal etmiş ve bilahare sözleşmeli personelin ücretleri kanun ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
2547 sayılı Kanununda çekilmeye ve sekilmiş sayılmaya ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. 2547 sayılı Kanunun 41 inci maddesi 4 üncü fıkrasında "Bu maddede veya bu Kanunun 40 ıncı maddesinin (b) fıkrasında belirtildiği şekilde görevlendirildikleri kendilerine tebliğ edilenlerden kanuni süresi içinde göreve başlamayanlar istifa etmiş sayılır. Bu şekilde istifa etmiş sayılanlar, bu hizmeti yerine getirmedikçe herhangi bir yükseköğretim kurumunda yeniden görevlendirilemezler ve diğer kamu kuruluşlarında çalıştırılamazlar." denilmektedir. Mezkur kanunun 60 ıncı maddesinin 1/11/1990 tarihi ve 3676 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değişik (b) bendinde "Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyeleri başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilirler." hükmü yer almaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 94 üncü maddesinde yer alan "Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır." hüküm mahiyetinde 2547 sayılı Kanunda bu devamsızlığa bağlı olarak çekilme isteğinde bulunmuş sayılmaya ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.

Söz konusu açıklamalar çerçevesinde 657 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin anılan hükmünün araştırma görevlilerine uygulanması gerektiği yönündeki görüşümüzün isabetli olduğu düşünülmektedir.


KONUYA İLİŞKİN DANIŞTAY 12. DARESİNİN KARARI

Konuyla ilgili aşağıda yer alan yargı kararında da görüleceği üzere verilen görüşte sıkıntı bulunmamaktadır.

2914 SAYILI YASANIN 20. MADDESİNDE YAPILAN ATIF SEBEBİYLE YARDIMCI DOÇENT OLAN DAVACI HAKKINDA 657 SAYILI YASANIN 94. MADDESİ HÜKMÜNÜN UYGULANABİLECEĞİ HK.

Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davalı): ... Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...
İsteğin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının onanması yolunda Danıştay Onikinci Dairesince verilen 20.4.1999 günlü, E:1996/2352, K.1999/650 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Kamber Ayık
Düşüncesi :
Karar düzeltme isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Sevim Göle
Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava, ... Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Kanunun 94.maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53.maddesi ile 65.maddesinin (a) fıkrasının (g) bendi gereğince düzenlenerek 21.8.1982 gün ve 17789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 4.maddesinin (f) fıkrasında düzenlenen "Görevinden Çekilmiş Sayılma", disiplin cezaları arasında sayılarak, görevle ilişkinin istekli olmuşçasına kesilmesi olarak tanımlandığı, aynı Yönetmeliğin 10.maddesinin (c) fıkrasında da; izinsiz veya kurumca kabul edilen mazereti olmaksızın görevini kesintisiz 10 gün terk etmek fiilinin görevinden çekilmiş sayma cezasını gerektirdiğinin belirtildiği, disiplin cezaları ile ilgili olarak açılacak soruşturmaların yapılış ve usullerinin ise Yönetmeliğin 17. ve devamı maddelerinde gösterildiği, bu mevzuat hükümlerinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde, şartları gösterilen ve memurluğun sona ermesi hallerinden olan, "Memurluktan çekilme" konusu 657 sayılı Yasada öngörülen disiplin cezaları arasında sayılmazken, disiplin suçları ve cezaları yönünden özel bir mevzuat niteliği taşıyan Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde disiplin cezaları arasında sayılması nedeniyle disiplin cezası verilmeden önce soruşturma yapılmasındaki güdülen amacın sağlanması için disiplin soruşturması yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, dosyanın incelenmesinden; davalı idarede Yardımcı Doçent olarak görev yapan davacının, mezuniyetsiz ve kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevini terk ettiği ve bu terkin kesintisiz olarak 10 günü geçtiğinden bahisle hakkında disiplin soruşturması açılmaksızın 657 sayılı Yasanın 94.maddesi hükmü uygulanarak memurluğunun sona erdirilerek Üniversiteyle ilişiğinin kesildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, öğretim elemanı olan davacı hakkında işlediği iddia edilen disiplin suçuyla ilgili olarak açılacak soruşturma tamamlandıktan sonra gerekiyorsa Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekirken, 657 sayılı Yasa'nın 94.maddesi hükmünün uygulanması suretiyle memuriyetinin sona erdirilerek Üniversiteyle ilişiğinin kesilmesinde usul ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı İdare tarafından İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istenilmesi üzerine Danıştay Onikinci Dairesinin 20.4.1999 günlü, E:1996/2352, K:1999/650 sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.

Davalı idare 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 20. maddesinde 657 sayılı Yasaya atıfta bulunulduğundan davacı hakkında 657 sayılı Yasanın 94. maddesi hükmü uygulanarak tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığını öne sürmekte ve Dairemiz kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.

Kararın düzeltilmesi istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinin (c) bendine uygun görüldüğünden Dairemizce verilmiş olan 20.4.1999 günlü, E:1996/2352, K:1999/650 sayılı karar kaldırılarak dava dosyası yeniden incelendi:

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde; mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunulmuş sayılacağı belirtilmiş olup, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 20. maddesinde de; "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır." hükmü yer almıştır.

Dava konusu olayda, ... Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasanın 94. maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlem, ilgilinin öğretim üyesi olması nedeniyle disiplin suçları ve cezaları yönünden özel bir mevzuat niteliği taşıyan Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatiyle iptal edilmiş ise de; anılan 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 20. maddesinde, 657 sayılı Yasaya atıf yapıldığına göre, ilgili hakkında 657 sayılı Yasanın 94. maddesi hükmü uygulanarak tesis edilen işlemde mevzuata aykırı yön bulunmadığından işlemin iptali yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, ... sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 22.6.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi,

KARŞI OY

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar Dairemizce verilen kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına karşıyım.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber