Biz de özlük haklarımızın düzenlenmesini istiyoruz
Aşağıda özlük haklarının düzeltilmesini isteyen meslek gruplarına yer verilecektir.
Önerileriniz Haber Gönder'e yazabilirsiniz.
12- ÇÖZÜMLEYİCİ VE PROGRAMCILAR/ 13.03.2006
Sayın Yetkililer,
Bilgisayar Programcısı ve Çözümleyicisi kadrosunda çalışanlar Genel İdare Hizmetleri Sınıfında (GİH) çalışmaktadırlar. İktisat, İşletme, İstatistik, Matematik, Fizik, Bilgisayar Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Fizik Mühendisliği gibi alan mezunları bu kadrolarda çalışmaktadırlar.
Bu kadroda sözleşmeli statüde de çalışılabilmektedir (657 sa. DMK'nu 4/b). Sözleşmeli personelin maaşı bir nebze kadrolu olanlara göre daha iyidir. 1.derece kadrolu bir programcının maaşı şuan 870 ytl civarındadır.
Bu kadrolar mesleki unvan olarak geçmemektedir.
1. derece Şef veya Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni arasındaki maaş farkı taş çatlasın 20 ila 30 ytl arasındadır. Bilişim çağındayız.Ülkemizde ve hatta dünyada bu alanda çok açık vardır. Teşvik edilmesi gerekirken önemsenmeyen, hatırlanmayan ve üvey evlat muamelesi görülen bir kitleyiz.
Görevde yükselme yönetmeliklerinde bile bu unvanlara çok haksızlıklar yapılmaktadır. 1.derece ek gösterge 2200 dür. Oysaki olması gereken en az 3000 dir. Hizmet sınıfınında yeniden düzenlenerek Teknik Hizmetler Sınıfı veya Bilgisayar Hizmetleri Sınıfı gibi bir sınıf olması gerekmektedir.
Sayın Milletvekillerimizce durumun incelenmesi ve yasal düzenleme yapılmasını bekliyoruz. Değerli Basın mensuplarına , memurlara ve kamu oyuna saygılar sunarız.
Çözümleyici ve Programcılar
11- DSİ'DEKİ MEMURLAR/ 13.03.2006
Devlet Su İşleri çalışanları kamu kurumları arasında en az maaş alan çalışanlardandır. Bazı kamu kurumlarında çalışanların durumları DSİ çalışanlarına oranla oldukça iyi olmasına rağmen onların durumlarında iyileştirmelere gidilmekte ama DSİ memurları özellikle de genel idari hizmetler sınıfında olanlar ihmal edilmektedir.
Özlük hakları her birinde kötü olan kurumlardan birinde iyileştirme yapılırken diğerinde iyileştirmenin yapılmamasının mantığını anlamamaktayız. Yetkililerden DSİ memurlarına yapılan bu haksızlığı gidermelerini beklemekteyiz.
10- MEB'DEKİ ŞEF VE ŞUBE MÜDÜRLERİ/ 13.03.2006
Bizler Milli Eğitim Bakanlığında Şef, Şube Müdürü, İlçe Milli Eğitim Md, İl Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Şb.Md ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapan idareceleriz.
Şu an mecliste görüşülmekte olan "Denge Tezminatı"ndan fiilen derse girmeden ücret alan personel statusunde değerlendirildiğimiz için faydalanamamak tayız.Yani bize 40+40 diye bilinen denge tazminetı verilmiyor .Oysa yine fiilen derse girmeyen hemde tam gün tam yıl uygulaması kapsamında faaliyetini sürdüren yine Milli Eğitim Bakanlığına bağıl Halk Eğitimi Merkezi Müdürleri ve müdür yardımcıları söz konusu denge tazminatından faydalanabilmektedirler. Ayrıca bizler (Bakanlık müsteşarıda dahil) haftada 15 saat yönetim görevi karşılığı ek ders saati ücretinden faydalanabilirken Halk Eğitim Müdürü ve Müdür Başyardımcıları haftada 30 saat üzerinden ek ders saati ücreti almaktadırlar.
Madem adına denge tazminatı diyoruz o zaman dengeleri iyi ayarlayalım.
9- TARIM BAKANLIĞI MÜHENDİSLERİ/ 13.03.2006
Hiç yazın en güzel akşamında Tarım il yada ilçe müdürlüklerinin önünden geçtiniz mi? Yanan ışıkları gördünüz mü? İçeri girip baktığınızda bulundukları ilin çiftçisi doğrudan gelir desteğinden bir an önce yararlansın diye çalışan arkadaşlar?.hafta sonları köylerde Tarım Bakanlığının araçlarından başka göremezsiniz..ya aşı için gitmişlerdir oraya yada devletimiz zarar etmesin diye arazi kontrolüne?.halkımız temiz gıda yesin diye tehdit uğruna yapılan denetimler, kesilen cezalar?çiftçilere eğitim vereceğim diye kahve köşelerinde sigara bağımlısı olan tarımcılar?askerin bile gitmediği doğunun tehlikeli mayınlı köylerinde yapılan arazi çalışmaları.....sırf hayvan ırkları düzelsin diye gece gündüz gidilen suni tohumlamalar?..aslında bunlar gibi bir sürü örnek verilebilir?ve bunların hiç birisi için ek ücret zam vs. alınmadan ??en yakını kuş gribi örneği? tüm ek ücret zam vs. alan memurlar bayramda tatil yaparken, tarım bakanlığı çalıştı, hastalığı kapma riskine rağmen?İşçisi veterineri mühendisi teknisyeni tavuk topladı?şimdi basında ikinci kuş gribi tehlikesi geliyor deniyor?Personelini düşünmeyen bakanlık yine izinleri iptal ettirir,yine gece gündüz çalıştırır personelini..hiç bir kuruş para ve izin vermeden..ama emin olun tarım çalışanı yine işini yapar çünkü meslek ahlakını ön planda tutarız da göz göre göre insanı haksızlık yapılması çok kötü?Bu kadar çalışmaya rağmen işin maddi boyutunu bu bakanlık çalışanları zaten hiç görmedi manevi boyutu da olmadı bu zamana kadar?.
Benim söylemek istediğim yeter artık ağlayan bebek mi olalım ?olur olmaz yerde basın açıklaması mı yapalım?inanın çiftçiler bizden çok destekleniyor?milyarlık paraların altına tüm sorumluluğunuzla imza atacaksınız ama zam almayacaksınız?.memur denilince öğretmen akla geliyor ?neden çünkü çok ağlıyorlar?bizim suçumuz görevimizi yapmak mı?Kendimizi geliştirmek için bir meslek dergisine abone olmak, bir dil kursuna gitmek hayal olmaya başladı?ama son günlerde değişik meslek gruplarına değişik oranlarda verilen zamlar bizi üzmüştür?Aynı meslek grubunda değişik bakanlıklarda bile farklı zamlar oluyor?bu zamlar neye göre yapılıyor?.Bakanlık üst düzeyinden bir umudum kalmadı, sendikalarımız zaten sesini çıkarmıyor yada ben duymuyorum?tek umudum kendi davamın peşimde koşmak?.kurumdaki bir çok genç mühendis arkadaşım başka arayışlarda?kimisi sözleşmeli subaylık peşinde, kimi tekrar üniversite sınavına girip Bakanlık değiştirmeyi düşünüyor?Tarım Bakanlığı dışında ki (Bayındırlık,DSİ,Karayolları,Tapu kadastro) tüm mühendislere iyileştirme var bize yok..vatan haini miyiz yada üvey evlat mı??????
Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde en fazla sorumluluk yüklenecek olan biz tarım çalışanları, bitkisel ve hayvansal üretimde, verim ve kalitenin arttırılmasının yanı sıra gıda güvenliği gibi insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ve bunun sorumluluğunu taşıyan kişiler olarak; mevcut ücret dengesizliğinin giderilerek sosyal yardımlarla beraber maaşlarımızın iyileştirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Bakanlığımıza tahsis edilen norm kadroların altında personel ile hizmet veren ve yukarıda sadece bir kısmını arz ettiğim faaliyetleri yürüten, memurundan idarecisine kadar biz tarım çalışanlarının ücretlerinin yeniden gözden geçirilerek günün koşulları ve diğer meslek mensuplarının almış olduğu ücretler de dikkate alınarak, maaşlarımızın arttırılmasını siz büyüklerimizden talep etmekteyiz.
Bu adaletsizliğe bir gün sona ereceği umuduyla.birazda bizim sesimizi sitenizde
yansıtmanız dileğiyle???.
8- BELEDİYELERDEKİ MÜHENDİSLER/ 13.03.2006
Kayseri Kocasinan Belediyesinde konrol mühendisliği yaptığım halde ve yılın 6-7 ayı düzenli olarak araziye çıktığım halde, arazi tazminatı alamıyorum.
Bu nedenle ben de DSİ, Karayolları ve kadastro müdürlüklerindeki mühendisler gibi hem arazi tazminatı almak hemde yeni ek düzenlemelerden faydalanmak istiyorum.
7- KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİLERİ/ 13.03.2006
Biz Koruma ve Güvenlik memurları ile ilgili olarak özlük haklarımızın düzeltilmesi, kendi arkadaşlarımızın arasında bile varolan maaş dengesizliğinin giderilmesi, devlet memurları ile özel şirket güvenliklerinin ayrılmasını istiyoruz
6- SOSYAL HİZMETLER ÇALIŞANLARI/ 13.03.2006
Sayın Başbakanım
Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik bütün sorunlarının üzerine kararlılıkla gitmiş olmanızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.
Kamu Personeli arasındaki ücret farklılığını çok iyi bildiğinizi takip ediyorum.Konuya hassasiyetiniz ve diğer sorunlara karşı verdiğiniz mesainiz sizi yorgun bırakıyor olabilir.Zatıaliniz, bu gayretlerinizin karşılığını göreceğiniz yeri bizlerden çok daha iyi bilmektedir.
Geçmişin önünüze bıraktığı sorunlardan bir tanesi de ücret dengesizliğidir. Bileği güçlü olan almış alacağını.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda çalışan az sayıdaki personel ve parmak sayısı kadar az diğer bazı kurumlarda çalışan personel (Genel İdari Hizmetler Sınıfı) in hiçbir ek iyileştirmesi bulunmamaktadır. Kurumların iç bünyelerinde dahi ücret farklılığı bulunmaktadır. Ek ders ücreti bir bilmece. Şunu kapsıyor bunu kapsamıyor. Başbakanlık tazminatından şu yararlanın bu yararlanmaz.vs.
Bunlara karşı dalgakıran oluşturarak Sakin bir liman yapacağınızdan eminim Sayın BAŞBAKANIM.
------------------
Sayın Bakanımız SHÇEK Genel Müdürlüğü Türkiye'nin en büyük ailesidir.SHÇEK
Hizmet verilen yaşlısıyla, ailesiyle,genciyle,çocuğuyla ayrı bir dünya,parçalanmış
ailelerin çocukları,hiç kimsesi kalmamış veya bakabilecek kimsesi kalmamış çocuklar,gençler,sığınabilecek
hiç kimsesi olmayan yaşlılar ve kimsesizlerin kimsesi Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumunun amacı insana hizmet ve insan yetiştiren bir kurumdur.Bu Kurum
Türkiye'de bakıma ve korumaya muhtaç yaşlı, çocuk ve özürlülerden oluşan 23.000
kişiye hizmet vermektedir.
Ama,Sayın Bakanımız Türkiye'nin en büyük bu ailesiyle ilgili göz ardı edilen
birkaç hususu ve çalışanlar arasında ki ücret dengesizliğini dile getirmeye
çalışacağız.
SHÇEK çalışanları yıllardır,en kötü ekonomik ve sosyal bunalımını yaşıyor.Kimsesiz
ve bakıma muhtaç kişilere hizmet veren SHÇEK çalışanları kendileri bakıma muhtaç
ve acınacak hale geldiler.
Daha üç?beş yıl öncesine kadar Kuruluşlarda 15.000 personelle hizmet verilirken
şu anda bu personel sayısı 8.500 lere düşmüş durumda.Bu da gösteriyor' ki verilen
hizmetin kalitesi daha da ağırlaşarak düşmüştür.
SHÇEK' te çalışan Genel İdari Hizmetler sınıfı ve Yardımcı Hizmetler sınıfı
ile öğretmen,Hekim,Eczacı,Sosyal Çalışmacı,Psikolog,Çocuk Gelişimci,Fizyoterapist,
Diyetisyen,Özel Eğitimci,Odyolog,İstatistikçi Hemşire Çocuk Eğiticisi ve Din
görevlisi arasındaki ücret dengesizliği ek Ders almalarından dolayı çalışma
barışını zedelemekte ve çalışanlar arasındaki arkadaşlık ilişkilerini tamamen
olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu nedenle bizdeki (Sosyal Hizmet Çalışanlarını) hizmetin salt bir Devlet memurluğu
hizmeti olarak görülmemesi ve bu hizmetin insani ve vicdani bir boyutunun olduğundan
Devlet memurluğundan öte bir anlayış gerektirdiğinin göz önünde tutulması gerekmektedir.
Genel İdari Hizmetler (Şef,Memur,Ayniyat Saymanı,Daktilograf,Satınalma Memuru
Şoför,Ambar Memuru vb) ve Yardımcı Hizmetler sınıfında bulunan personelin ek
hiçbir sosyal hak almadığından aldığı maaş ise 550 ile 600 Ytl arasında değişmektedir.
Umarız ve dileriz ki Sayın Bakanımız yukarda zikredilen eşitsizlikleri dikkate
alarak; On Yıldır aldığımız 3 ytl ile 5.5 ytl arasında değişen Başbakanlık (Fazla
çalışma) tazminatı en yüksek Devlet Memuru Maaşının ;
a) 1-3 derece arası %110
b) 4-6 derece arası %100
c) 7-10 derece arası %95
d) 11-15 derece arası %90 Şeklinde yeniden düzenlenmesini arz ve talep ederiz.
Bir Grup SHÇEK Çalışanları Genel
İdare ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı
5- İNFAZ VE KORUMU MEMURLARI / 13.03.2006
Biz F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda İnfaz ve Koruma Memuru olarak görev yapmaktayız. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Genel İdari Hizmetler ( GİH ) sınıfında istihdam edilmiş personel olarak görev yapmaktayız. DMK' ya göre haftalık çalışma süresinin üzerinde çalışıyoruz. Maddi yönüyle tatmini gerekli olan fazla çalışmamın karşılığı olan mesai ücreti tarafımıza verilmiyor. Çalıştığımız ortamdan kaynaklanan fiziki yıpranma ve yetersiz maaş nedeniyle maddi ve manevi olarak sıkıntı içerisindeyiz. Maaşı yüksek olmayan İnfaz ve Koruma Memurunun morali de yüksek değil. Çalışma şartları ve Mesleki zorluklar nedeniyle biz İnfaz ve Koruma Memurları zaman zaman psikolojik sorunlar yaşıyoruz.
GİH sınıfında istihdam edilmemize rağmen; üniformalı güvenlik görevlisi olarak hizmet vermekteyiz. Yaptığımız görev göz önünde bulundurularak Güvenlik Hizmet sınıfında yer alan personelin Hak ve Ayrıcalıklarından ( Vardiya Tazminatı, Güvenlik Tazminatı, Yıpranma Zor Alım Silahı vs. ) faydalanmak istiyoruz.
İnfaz ve Koruma Memurları parasal ve özlük haklarının kamuoyu önünde ve hatta kendi aralarında bile konuşulmasını hoş karşılamamakta, bu konuda rahatsızlık duymaktadırlar. Ayrıca İnfaz ve Koruma Memurları asgari ihtiyaçlarını karşılayacak gelire sahip olmadıkları, dolayısıyla da ne kadar iyi niyetle olursa olsun kendisini ruhi bakımdan işine kendini yeteri kadar veremediği bir başka gerçektir.
Güç şartlar altında çalışma zorluğu ve mesleki zorluklar, maddi sorunlar, mesai yoğunluğu, fiziksel efor sarf edilmesi sonucu aşırı bir şekilde yıpranma? vb. ciddi sıkıntılara rağmen; üstlendiği görevinin öneminin bilincinde olan İnfaz ve Koruma Memurları Parasal ve Özlük Hakları arzu edilen düzeyde olmasa da, fiziki bakımdan yetersiz koşullarda çalışma durumunda kalsalar da büyük bir fedakarlık ve özveri içerisinde çalışmaya devam etmektedirler.
Yukarıda belirttiğimiz sorunlar bir tek bizim sorunlarımız değil; ülkemizde aynı problemi yaşayan arkadaşlarımın problemidir. Mağduriyetimizi gidermek için sizlerede düşen bu görevi yerine getireceğine inanıyoruz.
Daha önce göndermiş olduğumuz mektuplara verilen cevapta çalışmaların devam ettiği, bütçe olanaklarının yetersiz olduğu, bu tür çalışmaların ciddi bir mali külfete neden olacağı belirtilmiş ise de; yakın tarihte diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında ki birçok meslek grubuna maddi iyileştirmeler yapılmasına rağmen; bir türlü bizimle ilgili çalışmalar bitirilememiştir. Son düzenlemeler gösteriyor ki bütçe olanakları içerisinde Türkiye genelinde yaklaşık 20.000 kişi olan İnfaz ve Koruma Memurlarına yapılacak bir iyileştirme devletimize ek maddi külfet getirmeyeceği bir başka gerçektir.
Bu nedenle mağduriyetimiz giderilecek şekilde mümkün olan en kısa zamanda yeni bir düzenlemenin yapılacağı hususunda gerekli hassasiyeti göstereceğiniz inancındayız.
Siz medya mensupları olarak bu mağduriyetimiz hakkında bize yardımcı olacağınıza inanıyoruz.Bu yazımızın gazetenizde yayınlanmasını saygıyla arz ediyorum. Size şimdiden teşekkür ediyor yayınlarınızda başarılar diliyoruz.
4- ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEKİ SAYMANLAR/ 13.03.2006
Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan 250 ye yakın saymanın Trilyonlarca liraya imza atmalarına karşılık maliyecilerin almış olduğu hakları alamıyor .
Bize de 3600 ek gösterge verilmesi gerekmektedir.
4- CEZAEVİ KATİPLERİ/ 13.03.2006
Aynı bakanlıkta aynı kadroda çalışan, işe giriş ve çıkış olsun, herşeyleri aynı olan devlet memurları türkiyenin hiç bir yerinde bulunmamaktadır.
Cezaevi katipleri olarakbiz cezaevi personeline çok büyük adaletsizlik yapılmaktadır. (malesef adaletsizlik diyorum ama biz adalet bakanlığında çalışıyoruz)
Her şeyleri aynı olupta maaşları özlük hakları %100 farklı olan bir kadro Türkiye'de sanırım yoktur.
3- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDAKİ MEMURLAR/ 13.03.2006
Milli Eğitim Bakanlığında çalışyan memur ve hizmetliler kamu kurumlarında en düşük maaşı alan çalışanlardır. Ne hikmetse bizim durumumuz hiç göz önüne alınmıyor.
Bizim de tazminatlarımız tahsile gör ayarlansın. Bize de ek gösterge verilsin 8 . dereceden başlayarak.
Ama biz hep mağdur durumdayız.
Sesimizde çıkmıyor, bizi de duyun artık olmaz mı?
----------------Bizler Milli Eğitim Bakanlığında çalışan memurlarız.
Diyanet İşleri Başkanlığında çalışanlara verilen yeni hakların bizleride kapsayacak şekilde çıkmasını istiyoruz
2- TÜRK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇALIŞAN SİVİL (SEFİL) MEMURLAR / 13.03.2006
Silahlı Kuvvetlere bağlı bir birimde Sivil Memur olarak görev yapmaktayım.
.
657 Sayılı Devlet Memurları kanununa tabi sivil memurlar olarak, güvenlik başta
olmak üzere emniyet ve asayişten sorumlu olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kesintisiz
24 saat esasına göre görev yapması nedeniyle diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
görev yapan memurlara oranla daha güç ve riskli şartlarda görev yapmaktayız.
657 sayılı devlet Memurları kanunu hükümlerine tabi olmakla birlikte disipline
ait hükümlerin uygulanmasında 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu, Askeri Ceza Kanunu
ve Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanununa da tabi olmuşuzdur.
Bu düzenlemeler doğrultusunda nöbet sistemine de dahil edilmişizdir.
Yukarıda belirtmiş olduğum ağır çalışma şartları, yüklenmiş olduğumuz sorumluluk
ve tabi olduğumuz kanunlar ile, ?asker? kişiden farklı olmadığımızı belirtmek
isterim..
Buna karşı Silahlı Kuvvetler hiyerarşik yapı içinde sosyal birtakım aktiviteler
ve hakların dağılımı açısından ?sivil? kişi sayılarak bunlardan mahrum kalışımız
ve ceza müeyyidelerinin hepsinden istifade yönünden ?asker? kişi sayılmamız,
bunlara diğer askeri personelin almış olduğu yıpranma payını da alamayışımızı
eklersek ortadaki adaletsizliğin bizi nasıl huzursuz ettiğini umarım anlatabiliriz..
657 Devlet Memurları Kanununa tabi lehimize olan tüm kanunlar, Silahlı Kuvvetler
İç Hizmet Kanununa göre aleyhimize değiştirilmiş olup, Silahlı Kuvvetlerde de
normal askeri personelin yaralandığı sosyal ve maddi imkanlardan istifade, ?sivil?
kişi sayıldığımız için mahrum bırakılmışızdır.
2006 yılında yapılan zamlara da bunların yansıması ile dayanacak gücümüzün kalmadığını bir şekilde anlatmak istedik..
2006 yılı Ocak ayı itibarıyla yapılan 40+40 zammı Silahlı Kuvvetlerde çalıştığımız için alamıyoruz. Diğer Kamu Kurum Kuruluşunda çalışan memurlar alıyor. ( Subay Astsubay ve Uzman Çavuş dahil.!)
2006 yılı Ocak ayı itibarıyla yine aynı şekilde Silahlı Kuvvetler mensubu olan Subay Astsubay ve Uzman Çavuşun almış olduğu yan ödeme zammını da ?sivil? kabul edildiğimiz için alamıyoruz.
Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlardaki personellerden çok zor şartlarda çalışmakta olmamıza rağmen, onlardan az ücretle çalışmamız ve kendi kurumumuzda da, sosyal ve maddi adaletsizliği yaşayarak, Silahlı Kuvvetlerin adeta ?sefil? memurları olma unvanını kazandık.!
Biz 657 kanununa tabi, Silahlı Kuvvetlerin tüm kadrolarında, sorumluluk sahibi olarak hizmet etmekten gurur duyan Devlet Memurlarıyız.. Fakat kanunlar arasındaki boşluklardan ötürü, kimsenin farkına bile varmadan, çok acı bir şekilde cezalandırılmış durumdayız..
Silahlı Kuvvetlerde Subay ve Astsubay kadrosu karşılığında, eşit şartlarda görev yapmakta olmamıza rağmen, bizden belki de dört beş katı fazla maaş alan Silahlı Kuvvetler Personelinin, TBMM sine göndermiş olduğu zam taleb listesinde ise ?Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil memurlar? ın isminin geçmemesi ise, bizi son derece üzmekte ve bizim bir kimlik arayışı içine girmemize sebep olmakta.
Umarız.!
Burdan başka, bize karşı yapılan bu haksızlığı anlatacak duyuracak imkanımız olmayan bizlere, bu yazıyı yayınlayarak sesimizi duyurmuş ve yardımcı olmuş olursunuz.
Tepkisinin sadece, başka kurumlara geçmek için uğraş vererek bir arayış içine girmeleri ve nihayetinde bunu başaramayınca maalesef İstifa ederek ayrılmalarına sebep olmuş, Silahlı Kuvvetlerde çalışan 30.000 Sivil Memurun, haklarını duyurmalarına ışık tutmuş olursunuz.
Saygılarımızla..
Sefil Memurlar.
1- İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞLERİ/ 13.03.2006
Değerli Basın Mensupları,
Bilindiği üzere, İlköğretim müfettişliği kadrosu 4359 sayılı Kanun ile 1998 yılında ihdas edilerek, 657 Sayılı Kanunun36/A-11'ci maddesinde yer alınmıştır. Bu madde kapsamında bulunan diğer denetim elemanları ile aynı alt yapıya sahip olup kariyer meslek mensubudurlar. 4 yıllık fakülte mezunu olmak, yarışma sınavını kazanmak,üç yıllık müfettiş yardımcılığı sonunda yapılacak yeterlilik sınavında başarılı olmak gibi, müfettiş olabilmenin her türlü alt yapısına sahiptirler. Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan diğer müfettişler gibi rehberlik, teftiş, inceleme ve soruşturma, çalışanları işbaşında yetiştirme, kanun, tüzük ve yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yaparlar.
Müfettiş unvanlı denetim elemanlarının tamamına 3600 ek gösterge uygulanmaktadır. Ancak, ilköğretim müfettişleri öğretmenlikte aldıkları 3000 ek gösterge ile görev yapmaktadırlar. İlköğretim Müfettişleri ?müfettiş? olmasalardı ve öğretmenliğe devam etselerdi ek göstergeleri zaten 3000 idi. ?Müfettiş? unvanlı denetim elemanlarından ek göstergesi 3000 olan yalnız ilköğretim müfettişleri kalmıştır. Diğer ?müfettiş? unvanlı denetim elemanlarının sahip oldukları özlük haklarından da mahrum bulunmaktadırlar. Her türlü, aylık, yolluk zam ve tazminatlar, İlköğretim Müfettişleri aleyhine farklılık oluşturmakta, makam tazminatı, görev tazminatı ve temsil tazminatı ise hiç ödememektedir. Bu mağduriyet tablosu, eğitim adına önemli işler yapan ilköğretim müfettişlerini, huzursuz ve mutsuz etmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 600 bini öğretmen olmak üzere çeşitli hizmet sınıflarından 700 binin üzerindeki personel kadrosunun işbaşında yetiştirilmesinden ve denetlenmesinden, bakanlık müfettişleri ile ilköğretim müfettişleri müştereken sorumludur. Aynı bakanlığın bir bölümünde görev yapan bakanlık müfettişleri diğer bölümünde görev yapan ilköğretim müfettişlerin aynı devlet olanaklarından yararlandırılmaları, idarenin bütünlüğü ilkesi gereğidir. İki denetim biriminin ayırıma tabi tutulmaları hem Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır, hem de Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun (02.02.1990 Gün ve E. 1989/23,K. 1992/5 Sayılı Kararında ) ?..,Bakanlıklara bağlı ve ilgili kuruluşların kamu hizmeti vermeleri açısından bir derecelendirmeye tabi tutulmaları mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 123 üncü maddesi hükmüne göre kanunla düzenlenmesi gereken idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür. Bu bakımdan idarenin bir bölümünde görev yapan müfettişlerle diğer bölümünde görev yapan müfettişlerin aynı devlet olanaklarından yararlandırılmaları,idarenin bütünlüğü ilkesi gereğidir? şeklindeki yargı kararına aykırıdır. Benzer şekilde, Danıştay Birinci Dairesi de (Esas No:1983/277, Kara No:1983/298 sayılı) kararında, ?ilköğretim müfettişlerinin bakanlık adına görev yapan bakanlık müfettişleri kapsamında mütalaa edilmesi gerekir? denilmiştir.
Bu hukuki zemine rağmen iki müfettişlik arasındaki adaletsiz tablo bulunmaktadır. Müsteşar, genel müdür, daire başkanı ve diğer görevlilerden hiç biri göreve ilk başladıkları mesleğe geri döndürülerek eski göstergesinden emekli edilmemektedir. Bu şekilde sadece ilköğretim müfettişlerinin aleyhine uygulanan bu adaletsiz, haksız ve ayrıcalığın yarattığı mağduriyetin ortadan kaldırılması zamanı gelmiştir. Son derece önemli bir görevi ifa eden İlköğretim müfettişlerimizin sorunları çözülmeli ve özlük haklarına kavuşturulmalıdır. İlköğretim müfettişlerinin, müfettiş unvanlı diğer denetim elemanları gibi emekli olmaları için gerekli adımların atılmasıyla haksızlık ortadan kalkacak ve mağduriyet giderilecektir.
İlköğretim Müfettişlerinin ek göstergelerinin 3600'e çıkarılması için, Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı kanun tasarısının bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Diğer müfettiş unvanlı denetim elemanlarına tanınan özlük haklarından, İlköğretim müfettişlerinin de yararlandırılması ciddi şekilde beklenirken T.B.M.M. Plan ve Bütçe Komisyonunda hiçbir düzeltme yapılmaması tüm ilköğretim müfettişleri camiasını derinden yaralamış, çalışma azim ve iradesi bakımından motivasyonlarını olumsuz etkilemiştir.
Bu günlerde T.B.M.M. de görüşülecek olan memurların durumlarını düzelten yasa tasarısı Genel Kurula geldiğinde halihazırda 3000 olan ilköğretim müfettişlerinin ek göstergelerinin 3600 olarak değiştirilmesi yada tazminatların düzenlenmesi konusunda tarafınızdan önerge verilmesini ve desteklenmesini önemle bekliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 11.03.2006
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI