Babacan: Kamu kesiminin borçlanma gereği ilk defa eksi olacak
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'de kamu kesimi borçlanma
gereğinin, 1993-2002 yılları ortalamasında GSMH'nin yüzde 10,4'ü olduğunu belirterek,
''korkunç yüksek bir oran. 2006 yılında ilk defa, kamu kesimi borçlanma gereğinin
eksi olacağını öngörüyoruz'' dedi.
Babacan düzenlediği basın toplantısında, faizlerdeki düşüşe bakıldığında, 2003,
2004, 2005 ve 2006 yılında hiç kimsenin öngörmediği kadar hızlı bir düşüş olduğunu
hatırlattı.
''Şu andaki rakamlar (faizde) hala yüksektir. Hazine'nin borçlanma faizleri
hala o arzu ettiğimiz noktalarda değildir ama bu olumlu gelişmeyi de göz ardı
etmemek gerekir'' diyen Babacan, üstelik bu düşüşün, dünyada faizlerin hızlı
arttığı bir dönemde sağlandığına dikkati çekti.
BORÇLANMADA VADELER UZADI
Dış ve iç borçlanmada vadelerde uzamanın söz konusu olduğunu, 2002 yılında
Hazine'nin 9 aydan uzun vadeli piyasalardan borçlanamadığını kaydeden Babacan,
bugün artık 5 yıl vadeli borçlanmaların çok sıradan, olağan hale geldiğini ve
2006'da bugune kadarki ihalelerdeki ortalama borçlanma vadesinin 33 ay olduğunu
söyledi.
BORÇ STOĞUNUN GSMH'YE ORANI GERİLEDİ
Bir ülkenin borç yükünün, borç stokunun Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı ile
ölçüldüğünü belirten Babacan, şunları kaydetti:
''Konsolide bütçe brüt borç stokuna bakıldığında, Gayri Safi Milli Hasıla'ya
oran olarak, 2002 yılında yüzde 88,3'den 2005'de yüzde 68'e bir düşüş görülüyor.
Bu yalnız brüt borç. 2002'de iç borç bunun yüzde 54,5'i iken, 2005'de az bir
düşüşle 50,3'e düşüyor, fakat dış 33,8'den 17,6'ya düşüyor. Konsolide bütçe
borç stoku artık kompozisyon olarak, dış borçların içinde çok daha az yer aldığı
bir kompozisyon...
Toplam kamu net borç stoğu da 2002 yılında yüzde 78,5, 2005 sonu itibarıyla
bu rakamın yüzde 55,8'e düştüğünü görüyoruz. Bu rakam bugün açıklandı. Bu da
borç yükündeki çok ciddi bir düşüşün en önemli göstergesi. 2002 yılı sonunda
216 milyar YTL iken 2005 yılında 271,5 milyar YTL olmuş.''
NOMİNAL BORÇ STOĞUNDA AZ DA OLSA DÜŞÜŞ
2004 sonuna göre, 2005 sonunda nominal borç stokunda da az da olsa bir düşüş
olduğuna işaret eden Babacan, devamla şöyle konuştu:
''2004'de 272,2 milyar YTL imiş borç stoku, 2005 sonunda 271,5'e düşmüş. Bu
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk. Çünkü borçlar hep nominal olarak da arta
arta gelmiş bugüne kadar. 2005 yılında ilk defa az da olsa nominal borç stokunda
bir düşüş söz konusu.
2002'den 2003'e 216'dan 251'e çıkmış, artış yüzde 16,2. 2002'den 2003'e bizim
enflasyonumuz yüzde 18,4.. TL bazındaki borç artışı enflasyonun bile altında.
2003'den 2004'e bakarsınız borçlardaki artış yüzde 8,4, enflasyon o dönemde
yüzde 9,3..yine artış enflasyonun atında kalmış..2004'den 2005'e bakarsanız
artış yok, tam tersine yüzde 0,3'lük bir düşüş var, aynı dönemde enflasyon yüzde
7,7. Yani bizim 2002'den 2005'e borçlardaki Türk Lirası olarak artışımız, aynı
dönemdeki enflasyonun dahi altında. Dolayısıyla bizim borç stoğundaki artış
ve borç yükü hesaplarında GSMH'ya oran olarak bakışımız, sadece ekonomik büyümeden
gelmiyor. Eğer bu dönemde ekonomik büyüyemiz sıfır dahi olsa 3 yılda yine GSMH'ya
oran olarak borçlarımız yine de düşecekti.''
DİĞER ÜLKELERLE MUKAYESE
Kamu net borç stokunun diğer ülkelerle de karşılaştıran Babacan, ''2004 itibarıyla
İtalya'da oran yüzde 103, Japonya'da yüzde 82, bunlar net..Almanya'da yüzde
59,9, Fransa'da yüzde 55,2, Kanada yüzde 46,8, ABD'de yüzde 44,9 ama bütçeye
bakıyoruz yüzde 60,7'yi görüyoruz orada...İngiltere'de yüzde 36,4'ü görüyoruz''
dedi.
''(Biz artık bunların ortalamasını yakaladık yeter artık) böyle bir şey var
mı, asla'' diyen Bakan Babacan, şu anda yüzde 55,8'lik bir borç yükünün dahi,
Türkiye' gibi gelişmekte olan bir ülke için yüksek bir oran olduğunu, bu oranın
mutlaka düşmeye devam etmesi gerektiğini ve bundan sonraki politikaların da
buna yönelik olacağını kaydetti.
Borç servis yüküne bakıldığında da, faizlerin GSMH'ye oranının 2002'de yüzde
18,9'dan, 2005'de yüzde 9,4'e düşmüş durumda olduğunu bildiren Babacan, şunları
söyledi:
''2006'daki beklenti yüzde 8,6 olarak tahmin ediyoruz. Bazı ülkelere bakıldığında
faiz harcamalarının GSYH'ya oranı bizden daha düşük. Borçlarla ilgili (daha
istediğimiz noktada değiliz) derken işte bunu kastediyoruz. Yani bizim geçen
sene 9,4 olan oranın, gelişmiş ülkelerde çok daha düşük olduğunu görüyoruz,
önümüzde uzunca bir yol var, asla gevşeme zamanı değil.'' Bakan Babacan, borç
stokunun yapısını da grafiklerle anlattı. Rakamların, toplam borç stokunun,
döviz hareketlerine karşı çok daha korunaklı bir yapıya sahip olduğunu gösterdiğini
belirten Babacan, bunu toplam kamu net borç stokunda da gözlemlendiğini söyledi.
Babacan, Türk Lirasının yüzde 50 değer kaybı ya da kazancı bile olsa, bunun
yüzde 55,8 rakamına etkisinin sadece 8 puan olacağını da bildirdi.
''SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER DEVAM EDECEK''
Ülkelerin borçlarının asla sıfır olmayacağını, ülkeler için önemli olanının
borç yükü ve borç servisi ile ilgili olan yükler olduğunu, bu borçların üzerindeki
faizlerin vadesi, döndürülebilirliği ile ilgili konular olduğunu, bunun için
çok daha gerçekçi ve olgun perspektiften bakmak gerektiğini belirten Babacan,
''çok şükür her açıklanan veri, bir öncekine göre çok daha iyi noktaya geldiğimizi
açıkça gösteriyor. İnşallah bu sevindirici gelişmeler, önümüzdeki dönemde de
ivme kaybetmeden devam edecek ve mevcut sorunlar da hızla çözüm yoluna girecek''
ifadesini kullandı.