Sürücüler ambulanslara yol vermiyor

İstanbul'da her gün 40 bin çağrıya cevap veren 112 ekipleri, sürücülerin yol vermemesinden şikâyetçi.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 20 Ocak 2014 09:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sürücüler ambulanslara yol vermiyor

İstanbul Acil ve Afet Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü İl Sağlık Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Doğaç Niyazi Özüçelik, 112 Acil hizmetleri'nin vatandaş tarafından kötüye kullanıldığını söylüyor. Herkesin kendisini acil vaka olarak gördüğünü ifade eden Doç. Dr. Özüçelik, "Son 1 ayda yaşanan grip salgını ile birlikte İstanbul'da günde 1000 kişinin altında hasta gören hastane acili kalmadı. Maalesef bu hastaların hepsi acil değil. Yüzde 80-90'ı acil olmayan, aile hekimleri ile hatta evde basitçe istirahatle çözülebilecek hastalarımız şu anda acil servise geliyor. Aynı hastalarımız maalesef 112 aracılığı ile gelmek istiyor. Gerçekten acil olan değil, acil olduğunu düşünen herkes 112'yi aramaya başladı. Kalp krizi geçiren de burnu akan da 112'yi arıyor" dedi.

GÜNDE 1500 SEFER

Vatandaşların 112'ye ulaşamadıkları ya da ambulansların geç gelmesi gibi şikayetlerinin olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özüçelik, 112 Komuta kontrol merkezinde günde 40 bin çağrı aldıklarını ve 1500 ambulans çıkardıklarını belirterek, "Bu aramaların içinde tıbbi danışmanlık yaptığımız, telefonda sağlık tavsiyesinde bulunduğumuz ya da bir sağlık merkezine yönlendirdiğimiz kişiler de oluyor. Hepsini toplarsanız gelen çağrıların 10 bini gerçek anlamda sağlık desteğine ihtiyacı olan kişiler, 30 bini boş çağrı. Ben aynı zamanda bir afetçiyim ve bu çağrı miktarı ancak bir afet durumunda olabilir. Her gün adeta bir afet yaşıyoruz. Bu çağrılar hem telefonları hem de gerçekten yardıma ihtiyacı olan kişilere yardım edecek personeli engelliyor" diye konuştu. Trafikte ilerleme konusunda da sıkıntı yaşandığını aktaran Doç. Dr. Özüçelik, "Geçtiğimiz yıllarda bütün dünyada uygulanan ve ambulansın orta şeritten gittiği 'fermuar sistemine' geçmiştik. Ancak ne yazık ki bunu gerçekleştiremiyoruz. Şu anda ambulanslarımız vakaya ulaşmak için dünyanın hiçbir yerinde olmayan 'zig zag' yöntemiyle gidiyorlar; yani hangi şerit uygunsa o şeridi deniyorlar. Sürücülerden arkalarında ambulansı gördükleri anda sağ şeritte iseler daha da sağa, sol şeritte iseler sola kaçarak yol vermelerini istiyoruz. Yol vermedikleri o ambulansın içinde en yakınları da olabilir" dedi.

MUAYENEYE AMBULANSLA GİTMEK İSTEYEN HASTA VAR

Vatandaşın acil kavramı ile ilgili bilincinin artması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Özüçelik, "Çok acıdır ki, ambulanslar taksi gibi kullanılıyor. Acile gitmek isteyenler daha iyi ilgilenileceğini düşündüğü için 112'den ambulans çağırıyor ya da hastane randevusu olanlar bile ambulans kullanmak istiyor" dedi.

Çağrı saatlerine değinen Doç. Dr. Özüçelik, "Sayısı az olmakla birlikte ciddi kalp hastaları, ciddi trafik kazaları, serebrovasküler hastalıklar gece vaktinde gelir. Gece yarısı ve sabaha kadar gelen ve ambulans gönderilmesine karar verilen çağrıların önemli bir bölümü gerçekten acildir. Bu saatlerde daha çok kalp krizi, felçler, ciddi trafik kazaları ile ilgili çağrılar alıyoruz" diye ekledi.

10 DAKİKADA ULAŞIYORUZ

İstanbul içinde ortalama 10 dakikada hastaya ulaşıldığını hatırlatan Doç. Dr. Özüçelik, "Ancak genellikle hasta yakınlarından doğru adres bilgisi alamıyoruz. Bu da işimizi zorlaştırıyor" dedi.

Kamu hastanelerinin bölgelere göre ayrılması sebebiyle ambulans organizasyonunun da buna göre düzenlendiğini söyleyen Doç. Dr. Özüçelik, "Buna göre vakayı mümkün olduğu kadar kendi bölgesinde nakletmeye çalışıyoruz. Bakırköy bölgesindeki bir hastayı Bakırköy bölgesindeki bir hastaneye götürülmesi hem hasta hem de 112 açısından daha uygun. Bu arada hangi hastanın hangi hastaneye gitmesi konusunda bizi yönlendiren otomasyon sistemimizi yeniliyoruz" diye konuştu.

Bağcılar 112 Acil İstasyonu, kapılarını gazetemize açtı. 112 ekibi, gün içinde neler yaşadıklarını anlattı.

112 ÇALIŞANLARI ENDİŞELİ

Yardım için gittiğimiz evde az daha canımızdan oluyorduk!

Avrupa Yakası 112 Komuta Merkezi'nin şefi Dr. Sema Selvioğlu, 20 yıldır 112 sisteminin içinde olduğunu söylüyor. Henüz 6 aylık hekim iken ambulansta çalışmaya başlayan Dr. Selvioğlu, bugüne kadar çeşitli birimlerde görev alarak, 112 sisteminin bütün değişimlerini bizzat yaşamış. Acil sağlık sisteminin dünya için eski ama Türkiye için yeni olduğunu hatırlatan Dr. Selvioğlu, Türkiye için yaklaşık 40 yıllık geçmişe sahip olan ambulansla acil sağlık hizmetinin gelişim hızına vatandaşın henüz yetişemediğini belirterek, "20 yıl önce İstanbul'da 20 Ambulansla başladık. Bugün sadece Avrupa yakasında 100 ambulansımız ve 3000 personelimiz var. Teknolojik olarak da hızla büyüdük. Vatandaşın acil hizmet algısı bu hıza yetişemedi. Vatandaşımız acil hizmetleri nasıl kullanacağını bilemiyor. Kalp krizinde de kullanmak istiyor, kulak ağrısında da... Karmaşa buradan çıkıyor" diye aktarıyor.

Acil sağlık hizmetlerini bir de vatandaşla asıl yüz yüze gelen kişilerle, yani Acil Tıp Teknisyenleri (ATT) ile konuşmak için "nokta" olarak tabir edelin bir 112 istasyonuna gittik. "Nokta"dan hareket ettikleri andan itibaren neler yaşadıklarını bir de onların ağzından dinledik.

2007 yılından bu yana Bağcılar 112 Acil İstasyonu'nda görev yapan ATT Fatma Akman, trafikteki vatandaşların duyarsızlıklarından şikayetçi. Günün her saatinde yoğun olan İstanbul trafiğinde, bir hayat kurtarmak için hastaya ya da hastaneye en kısa sürede ulaşmaya çalıştıkları halde çoğu zaman kendilerine yol verilmediğin söyleyen Akman, "Bir de sirenden rahatsız olduklarını belirten işaretler yapıyorlar" diyor.

Özellikle gece gelen çağrılarda ve sokaktaki bir vakaya yönlendirildiklerinde tedirginlik hissettiklerini söyleyen Firdevs Tuncay ise hasta yakınlarının şiddetinden ve can güvenliklerinin olmamasından şikayetçi. "Gecenin bir vakti kimin evine gittiğimiz belli değil" diyen Tuncay'ın başına, bir seferinde bir hasta yakını tarafından silah bile dayanmış. Firdevs Tuncay, hiç unutamadığı o anı şöyle anlatıyor: "Kalp krizi geçiren biri için çağrı yapılmıştı. Eve ulaştık. Hasta baygındı. Ben hastayla uğraşırken, birden bire ensemde bir demir parçası hissettim. Silahtı. Oğluydu sanırım 'Bu adamı yaşatacaksın, başka şansın yok. Yoksa seni öldürürüm' dedi. O an ne yapacağımı bilemedim ve tabi ki çok korktum..." 2010 yılından bu yana ATT olarak çalışan Firdevs Akman, yaptığı iş sebebiyle omuz kasında yırtık olduğunu söylüyor.

Görev öncesi adres kontrolü yapan ekiplerin tek hedefi en kısa zamanda hastaya ulaşmak.

İstanbul'un yoğun trafiğinde zamanla yarışan sağlık ekipleri, ilk müdahaleyi ambulansta yapıyor.

Kadrolu bir sapığın hüzünlendiren hikayesi

Avrupa Yakası Komuta Merkezi şefi Dr. Sema Selvioğlu, merkeze gelen çağrılarda trajikomik olaylara da rastladıklarını ifade etti. Selvioğlu, yaşadıkları ilginç bir olayı şöyle anlattı: Arayan telefonları henüz göremediğimiz 1999 yılı öncesinde, Z. adlı kadrolu bir sapığımız vardı. Hemen her gün Murat'ı soruyor. Sabah başlıyor, gece yarısına kadar. Bir gün ona, 'Murat artık polis oldu. 155'i ara' diyorlar. Telefonları kesiliyor ama bir süre sonra polis arkadaşlar, 'lütfen sapığınıza sahip çıkın' diyor. Biz Z.'ye Murat yine 112'de işe başladı dedik. Telefonlar ekranda çıkmaya başladıktan sonra Z'nin telefonunu da gördük ve geri aradık. Telefona çıkan annesine, aranan yerin 112 olduğunu ve telefonların meşgul edildiğini söyledik. Bizim de anladığımız gibi Z. aslında psikolojik problemleri olan bir kızmış. Bizi aramadığı dönemlerde Bakırköy'e yatırıyorlarmış ve tedavi görüyormuş. Daha da acısı küçüklüğünde Murat diye biri ona tecavüz etmiş..."

Ziyneti KOCABIYIK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber