Milli Eğitim Bakanı ÇELİK'ten Önemli Açıklamalar
Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK hafta içinde(26.03.2003) Zaman gazetesine verdiği röportajda önemli açıklamalar bulundu. Sayın Çelik yaptığı açıklamada YÖK yasasının ve üniversite sınav sisteminin değişeceğini, tezsiz yüksek lisansların merkezi sistemle yapılacağını ve tezsiz yüksek lisans yapanların stajyer öğretmen olarak çalıştırılacağını, sınıf öğretmenliğine sadece sınıf öğretmenliği mezunlarının alınacağını belirtti. Röpörtajın tüm metnini okumak için tıklayın.
Milli Eğitim Bakanı ÇELİK'ten Önemli Açıklamalar
Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK hafta içinde(26.03.2003) Zaman gazetesine
verdiği röportajda önemli açıklamalar bulundu. Sayın Çelik yaptığı açıklamada
YÖK yasasının ve üniversite sınav sisteminin değişeceğini, tezsiz yüksek lisansların
merkezi sistemle yapılacağını ve tezsiz yüksek lisans yapanların stajyer öğretmen
olarak çalıştırılacağını, sınıf öğretmenliğine sadece sınıf öğretmenliği mezunlarının
alınacağını belirtti. Röpörtajın tüm metnini okumak için tıklayın.
Eğitimdeki merkeziyetçi yapıyı yerle bir edeceğim'
Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, eğitimde bir dizi reformlara imza atmaya hazırlanıyor. Bakan Çelik, ilköğretimden yükseköğretime, öğretmen alımlarından yönetici atamasına, YÖK reformundan üniversite sınav sisteminin değiştirilmesine kadar eğitimin gündemindeki bütün konuları ZAMAN'a anlattı.
YÖK Yasası değişikliğine, Erkan Mumcu'nun kaldığı yerden devam edecek misiniz?
YÖK Yasası'nın çok ciddi bir revizyona ihtiyacı var.
Bir öngörünüz var mı, ne kadar süre içerisinde değişecek?
Süre vererek kendimizi bağlamak istemiyorum. Ama bu yasama yılı bitmeden
bunu çıkarma niyetindeyiz. Değişiklikteki en büyük amaç daha kaliteli, dünyadaki
emsalleri ile yarışabilir yükseköğretim kurumlarının olmasıdır. Türk yükseköğretimi
nicelik bakımından belirli bir yere varmıştır. Ama nitelik açısından çok ciddi
sıkıntılarımız var.
Üniversite sınav sistemi değişecek mi?
Mutlaka değişecek. Üniversitelerin kapısına dayanmış milyonlara öğrenci
var. Esas yanlış buradadır. Herkesin üniversiteye gitme gibi bir mecburiyeti
yoktur. Çağdaş ülkelere baktığımız zaman üniversiteye gidebilecek öğrenci ortaokul
zamanında belirginleşiyor. Yani düz liseye gidecek öğrenci sayısı normalde mesleki
okullara gideceklerin oranı üçte birdir. Yani yüzde 65 yüzde 35tir; ama bugün
ne olmuş?
Bunu gündeme getirdiğiniz zaman sekiz yıllık kesintisiz eğitimi sorgulamamız gerekiyor...
Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi sorgulamaya gerek yok.
Ama yönlendirmeyi ne zaman yapacaksınız?
Ortaokul düzeyindeyken bu yönlendirmeyi yaparsınız. Şu yapılabilir; 6. sınıftan
itibaren bazı derslerde farklılaşma olacak. Rehberlik dediğimiz yönlendirme
ile öğrencilerin kabiliyetleri keşfedilebilir. Liselerin dört yıla çıkartılmasından
söz ediliyor; ama gelin görün ki liseler iki yıla inmiştir. Üniversite sınavlarında
lise üçüncü sınıftan soru sorulmuyor. Lise birden ve lise ikiden sorular çıkıyor.
Ne oluyor bu sefer? Öğrenci lise ikinci sınıfı geçtikten sonra okulu bırakıyor
bir köşeye ve rapor alan öğrencilerin haddi hesabı yok.
Sınav sisteminde ne tür düzenleme düşünüyorsunuz?
YÖK Yasası ile birlikte sınav sistemi de değişecek. Bu sınav sistemiyle
gerçek manada seçme yapıldığı söylenemez. Bunu ilgili taraflarla oturup konuşarak
çözeceğiz. Türkiye'nin böyle yaz boz tahtası olmasına karşıyım. Amerika'yı yeniden
keşfetmeye gerek yok. Dünyanın çağdaş kalkınmış medeni ülkeleri bu işi nasıl
yapıyorsa öyle yapalım.
Bunu nasıl yapacaksınız, bu konuda YÖK yetkili?
Eğitim uzmanlarını, üniversite rektörlerini, Üniversitelerarası Kurul'u,
YÖK'ü, ÖSYM'yi bir araya getireceğim. Buyrun kardeşim, yürümeyen eksiklik aksaklık
kabul ettiğimiz hususlar var. Bunu veli de biliyor, öğrenci de, lise hocası
da üniversite hocası da biliyor. Eğer ben Milli Eğitim Bakanı isem benim varlık
sebebim bu dertlere deva olmaktır, bunlara çözüm getirmektir.
Hükümet programına ?Meslek liselerinin mağduriyeti önlenecek' diye bir söz konulmuştu; ama bu sene yapılacak sınava bu yetişmedi...
YÖK Yasası çıkmış olsaydı bu mağduriyet önlenmiş olacaktı. Bu sene geçti; ama üniversite seçme sisteminde ÖSYM meselesini yeniden düzenlediğimiz zaman gelecek seneden itibaren bu yanlışlık düzeltilmiş olur.
Sınavın kalkması mümkün mü?
Hayır. Şöyle diyelim, bir eleme olması lazım; çünkü başarı kıstasına göre
üniversiteye öğrenci yerleştireceksiniz, başka türlü olmaz. Bununla ilgili olarak
Talim Terbiye Kurulu'nu görevlendirdik. Göreve başlar başlamaz ilk atamayı oraya
yaptım. Bu konuda son derece yetkin olan bir arkadaşımızı bu işin başına getirdik.
O kurumdan özellikle eğitim planlamacılığı programlamacılığı açısından yetkin
olan arkadaşlarımızla, müfredat geliştirme ile ilgili uzman olan arkadaşlarımızla
orayı takviye edeceğiz.
Milli Eğitim neredeyse vekil kadrolarla yönetiliyor, bu konuda ne yapacaksınız?
Yönetmeliği değiştirip onları asıl kadro haline getireceğiz. Gerek akademisyen
uzmanlardan, gerekse farklı Milli Eğitim'in DNA'larını bilen insanlarla takviye
edeceğiz. Ümit ediyorum ki bütün bu meseleler çözülecek. En kısa zamanda da
bu meseleler masaya yatırılacak. Türk Milli Eğitim'inin hiçbir meselesi çözümsüz
değildir. Hiçbir problem bence büyük değildir. Yeter ki onu küçük parçalara
bölerek çözmeyi bilin.
Türk Milli Eğitim'inin en büyük problemi nedir?
Öğrenci sayısının çok kabarık olması, dersliklerin yeterli olmaması, hoca başına
düşen öğrenci sayısının çok olması.
Bütün bu problemlerin çözümü kaynağa bağlı, bütçe de belli; ne yapacaksınız
o zaman?
Biz nasip olursa sponsorluk yasası üzerinde çalışıyoruz. Özel sektörü, üçüncü
sektör dediğimiz gönüllü sektörleri bu işin içine çekmeye çalışıyoruz.
Özel sektörden hizmet satın alma gibi bir şey vardı parti programında...
Var, var. Onu uygulayacağız, o çok önemli. Bakın mesela İngiltere'de eğitim yükü devletin sırtından bu şekilde alınıyor. Biz çocuğunu özel okula göndereni teşvik vereceğiz. Yani dedik ki çocuğunu gönder özel okula parasının yarısını gel benden geri al. Ve bu şekilde devlet okullarına giden öğrenci sayısı azalacak ve devlet eğitimine hiç para ayıramayacak. Dar gelirlilere de bu vesileyle daha az sınıflarda daha kaliteli eğitim verilecek.
Af konusunda çok soru geliyor, öğrenci affı gündeminizde var mı?
Aflardan yana değilim açıkçası. Öğrencileri af beklentisine sokmak başarıyı
düşüren bir husus.
Bugüne kadar 65 bakan 71 kez göreve geldi, bakanlar genelde az bir süre
görevde kalıyor. Bundan dolayı iz bırakan bakan sayısı az. Siz iz bırakma adına
ne yapacaksınız?
İz bırakıp bırakmayacağımı zaman gösterecek. Peşin konuşmak doğru değil;
ama ben eğitim camiasının içinden gelen bir insanım. Yani eğitimin meselelerini
bizatihi yaşayarak gelmiş birisiyim. İlkokul dahil yatılı okumuş bir insanım.
Öğretmen okulu mezunuyum. Artı 18 yıl hocalık yaptım. Ortaöğretimi biliyorum,
ilköğretimi biliyorum, yükseköğretimi biliyorum; yükseköğretimin de birçok kademesinde
görev aldım. Yükseköğretimin içinde bulunduğu problemleri biliyorum. Bunların
çözümü için iyi niyetle ve kararlı bir şekilde göreve başladım. Amacım üzüm
yemek olacaktır, bağcıyı dövmek değil. Bizim kesinlikle şu kurumla hesaplaşmak,
şu veya bu müesseseyle cedelleşmek gibi bir amacımız yok. Karşılıklı karalama
ve ithamlarla bir yere varılamaz.
Eğitimde köklü reformdan bahsediyorsunuz, nedir bunlar?
Devletin özel okullardan hizmet satın alması dediğimiz zaman köklü bir reformdur.
Atamalarda mesela merkeziyetçi yapıyı yerle bir edeceğim. 81 il müdürünü tayin
edeceğim, gerisini mahalline bırakacağım. İl milli eğitim müdür yardımcısı,
ilçe milli eğitim müdürü, okul müdürleri, şube müdürleri bütün bu kademelerdeki
atamaları milli eğitim müdürünün teklifi, valinin onayına bırakacağım. Ne olacak
o zaman? Yardımcı personeli ile birlikte 800 bine varan Milli Eğitim Bakanlığı
böylelikle merkeziyetçi hantal yapıdan kurtulacak. Bu bir reform değil mi? Sponsorluk
yasası çıkartarak özel sektörü, vakıfları, gönüllü teşekkülleri işin içine sokmak
başlı başına bir reform değil mi? Üniversite yasasını değiştirmek, üniversiteleri
daha özgür daha özerk kurumlar haline getirmek bir reform değil mi? Eğitimde
rehberlik sistemini getirerek öğrencileri yapabilecekleri işlere yönlendirmek
bir reform değil mi? Ezberci anlayışı bir tarafa bırakarak yüklendiği bilgiyi
kullanabilen, muhasebe yapan birey oluşturmak reform değil mi?
Kitap değişikliği, ödevsiz eğitim, çantasız eğitim, kıyafet serbestisi gibi
konulara girecek misiniz?
Bunlar bana göre detaydır; ama önemsiz değildir. Bence içeriğin şekilden önce
gelmesi lazım. Önce özle uğraşalım.
Öğretmen alımları konusunda bilgi verebilir misiniz? Bu sene zannediyorum
25 bin civarında öğretmen alacaksınız. Nasıl seçim yapacaksınız?
Sınıf öğretmenliğine sadece sınıf öğretmenliği mezunları alınacak. Diğer
türlü branş öğretmenliklerinde fen?edebiyat ve eğitim fakülteliler arasında
bir ayrım yapılmayacak. Bir sınava tabi tutacağız.
Tezsiz yüksek lisans yapanlar ne olacak?
Daha önce elinde sertifikası olanları tezsiz yüksek lisans hesabı yapmadan
atayacağım. Kesinleşmemekle birlikte başka hesabımız şudur; bundan sonraki dönemde
tezsiz yüksek lisansı kazanan kişileri biz stajyer öğretmen olarak tayin edeceğiz,
ihtiyacımız kadar. Bir buçuk sene boyunca bunlar bizim stajyer öğretmenimiz
olacak, maaşlarını alacaklar. Belki bu staj döneminde diğer öğretmenler kadar
maaş almayacaklar, daha az alacaklar; ama hiç olmazsa öğretmen olacaklar.
Sınavla mı alacaksınız?
Bu programa girdiği zaman biz onu ayrıca ayrı bir sınava tabi tutmayacağız.
Tezsiz yüksek lisans sınavı da merkezî olacak. Bunlar bizim stajyer öğretmenlerimiz
olacaklar. 1,5 yıl boyunca merkezi formasyon dersi de alacaklar, ayrıca tatbikat
için okullara gidecekler. Teorik derslerden arta kalan zamanlarını da pratik
yaparak öğretmenliğe hazırlanarak geçirecekler. Biz ihtiyacımız olan alanlarda
alacağız. Yani tezsize giren her öğrenciyi alacağımız anlamına gelmiyor. Biz
diyeceğiz ki Türk dili ve edebiyatı konusunda 1000 tane öğretemene ihtiyacımız
var. Sınavı kazanan 1000 kişiyi alacağız; ama diyelim ki tarih konusunda tezsiz
yüksek lisansa girse bile bizim ihtiyacımız yoksa onu alamayız.
Her zaman fen?edebiyatlar gündeme geldi. Teknik eğitim ve ilahiyat mezunları
da sıkıntıda. Onlar için ne düşünüyorsunuz?
Teknik eğitimleri, ilahiyatları, beden eğitimleri masaya yatıracağız. İlk
etapta fen?edebiyatları halledeceğiz.