Tapu çalışanlarının korkulu rüyası 1007'nci madde
Tapu dairesinde çalışan memurların yaptıkları hatalı bir işlemden dolayı çocuklarına ve torunlarına kadar sorumlu tutan kanun maddesi, çalışanların korkulu rüyası
ESMA AYGÜN - Tapu dairesinde çalışan memurların, yaptıkları hatalı bir işlemden dolayı alacağı para cezalarının çocukları ve torunlarına kadar yansıması sonucunu doğuran kanun maddesi, çalışanların korkulu rüyası.
Tapu ve Kadastro 11. Bölge Müdürü Erdoğan Büyükboyacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Medeni Kanunun 1007'nci maddesine göre, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğunu, devletin zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu ettiğini söyledi.
Bu madde uyarınca tapu dairesinde çalışanların yapmış olduğu yanlış işlemden dolayı kıyamete kadar sorumlu olduklarını ifade eden Büyükboyacı, memur hayatını kaybetse bile hatadan doğan zararın çocuklarına ve torunlarına kaldığını belirtti.
Büyükboyacı, bu maddeden dolayı çalışanların büyük stres yaşadıklarına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Bu kanun maddesi tapuda çalışanların en büyük korkusu. Gece rüyalarına dahi giriyor. Tapu dairesinde çalışanlar, akşam eve gittiklerinde gün boyu yaptıkları işlemlerin muhasebesini yapıyor. Tapu çalışanı ölse de yaptığı hatalı işlemin bedeli çocuğuna, torununa yansıyor. Memurun çocukları ancak mirası reddederlerse bundan kurtulabiliyor. Bu durumda da evlatları mirastan da yararlanamıyor. Görev yaptığım pek çok kentte mesai arkadaşlarımız bu sorumluluktan dolayı büyük bedeller ödedi."
- Tapucuya kız vermek istemiyorlar
Bayındır Memur-Sen İl Temsilcisi Ragıp Akkurt ise tapu ve kadastro dairelerinin devlete en çok gelir getiren kurumların başında olduğunu dile getirdi.
Buna karşın tapu dairelerindeki memurların çalışma koşullarının iyi olmadığını savunan Akkurt, "Kurum personeli yoğun bir iş ortamında, risk ve sorumluluk altında çalışmaktadır. Az personelle çok iş yapılmaktadır. Memur, günde 5 işlem yapsa daha sağlıklı olacak. Ancak günde 10-13 işleme imza atılıyor. Bir tapu müdürü yılda ortalama 30 bin evrağa imza atıyor. Bunlardan birisi yanlış çıksa devlet yakasına yapışıyor" diye konuştu.
Tapu dairesinde yapılan hatalı işlemlerin Medeni Kanunun 1007'nci maddesine göre değerlendirildiğini anlatan Akkurt, şöyle devam etti:
"1007'nci madde, tapu çalışanlarının kıyamete kadar sorumlu olduğu bir madde. Tapu çalışanlarının yaptığı hatalı bir işlemi devlet memura rücu ediyor. Bu sorumluluk tapu çalışanıyla sınırlı değil, çalışan ölürse çocuklarına, torunlarına kadar gidiyor. Bu nedenle tapu çalışanları, çocuklarına reddi mirasta bulunmalarını tembih ediyor. Çünkü mirasçısı olmayanın mirasçısı devlettir. Eğer miras reddedilmezse bir gün bakıyorsunuz, babanızdan hatta dedenizden size yüklü borç kalmış. Sorumluluğun stresinden dolayı arkadaşlarımızın birçoğu psikolojik tedavi görüyor. Zamanında yaptığı hatalı bir işlemden dolayı yaklaşık 3 trilyonla yargılanan mesai arkadaşlarımız var. Bu paranın altından kalkması mümkün değil. Tapu çalışanlarının bu sorumluluğunu bilen insanlar kızlarını tapucuya vermek istemiyor. 'Bu adama kızımızı versek ilerde çıkacak bir borcu bize kadar yansır' diye düşünüyorlar. Çocuklarımıza bu mesleği önermiyoruz. Akşam eve gidince 'bugün kaç imza attım' diye düşünüp, hepsini tekrar gözümüzün önünden geçiriyoruz."
- Zaman aşımıyla çözüm
Tapuda çalışanların gayrimenkulun el değişimi gibi önemli bir işte çalıştıklarının altını çizen Akkurt, kanundaki maddenin tamamen kaldırılmasını istemediklerini söyledi.
Akkurt, "Art niyetli insanlar, işlerini istismar edebilir. Bu nedenle madde kaldırılsın istemiyoruz. Değişiklik yapılarak çözüm bulunmasından yanayız. Örneğin sorumluluk kişi ölene kadar devam etsin, zaman aşımı olsun. Torunlarına kadar sürmesin. Pek çok platformda bunu dile getiriyoruz. Döner sermayemiz var, burada bir fon oluşturulabilir, hatalardan doğan zararlar buradan karşılanabilir. Ancak ortada gerçekten bir kasıt varsa bu memura rücu etsin" ifadelerini kullandı.